dünyada 8 bin metrenin üzerinde 14 dağ var. dağcıların en büyük hedefi de günün birinde bu 14 dağa tırmanabilmek. bunu dünyada başaran sadece 32 kişi kişi var. türkiye'den ise buna en çok yaklaşan isim tunç fındık. 14 dağdan 10'unu tamamladı. geriye dört dağ kaldı. eğer her şey yolunda giderse ve sponsor desteği de olursa bu seriyi en kısa zamanda tamamlayabileceğini düşünüyor.
 

"8 bin metrenin üzerinde 10 farklı dağa tırmandım. everest'e iki kere çıktım. 14x8000 hedefine en çok yaklaşan tek türk ben varım. 2006'dan beri hep bu hedef üzerinde çalışıyorum. dağların tırmanış mevsimleri ülkesine göre çok kısıtlı. nepal'deki dağlar ilkbahar-sonbahar, pakistan'daki dağlar da yazın kısa bir süre için elverişli. önümde bir nepal, üç de pakistan hedefi var. sponsor bulmak da zor. her şey yolunda giderse en yakın zamanda bu hedefe ulaşmak istiyorum"

bu 32 kişi 15 farklı milletten. bir kısmı oksijenle bir kısmı oksijen kullanmadan hedefe ulaştı. güney kore dört kişiyle listede başı çekiyor. 

"güney kore'de devletin desteği çok büyük. ülkede doğa sporlarına inanılmaz bir ilgi var. pazar da çok geniş. ülkede 10 milyondan fazla insan dağcılıkla ilgileniyor. bunun dışında polonya'da da bu spora ilgi büyük. zamanında komünizmden özgürlüğe ,doğaya kaçma isteği bugüne dağcılıkta başarı olarak geldi. bu alanda ingilizler, abd'liler, japonlar da iyidir"

dünyanın en yüksek dağı 8,848 ile meşhur everest. fakat ikinci en yüksek dağ olan k2, tırmanış açısından çok daha riskli hatta ölümcül. karakurum'da pakistan-çin sınırında yer alan bu dağ, 'kutsal zirve' olarak da görülüyor. yüzde 25'lik ölüm oranıyla bir adı da 'vahşi dağ'. tunç fındık da bunu başaranlardan. hatta tırmanışını 2013 yazında nanga parbat ana kampına yapılan taliban baskınında hayatını kaybeden tüm dağcılara ithaf ettiği bir belgesele dönüştürdü, kitabını da yazdı.

"türkiye'de dağcılık deyince akıllara ağrı dağı gelir. dünyada bunun karşılığı everest'tir. fakat dünyada çok daha tehlikeli, çok az insanın çıkabildiği dağlar var. k2 de bunlardan biri. yüksek dağlara tırmanış çok riskli bir iş. çığlar, çatlaklar. fırtınalar, hava koşulları. bunun yanı sıra insan yapısından kaynaklanan durumlar da önemli. yükseklik, insanın yaşayabileceği bir koşul değil. 5 bin metrenin üstü çok zararlı bir ortam. basınç ve oksijen azlığından kaynaklı olarak ölümcül hastalıklara yol açabilir”

taliban saldırısından kurtuldu

42 yaşındaki dağcı, tırmanışları sırasında kötü olaylar da yaşadı. birçok etap arkadaşını tırmanışlar sırasında kaybetti. 2013'te ise pakistan'daki bir terör saldırısından şans eseri kurtuldu. taliban, o gün 11 yabancı dağcıyı kurşuna dizdi. tunç fındık ise bir gün önce o kamptan ayrılıp daha yüksekteki bir kampa tırmanmıştı.

"dağın ana kampı yola çok yakındır. alçakta bir yerdedir. köyden bir buçuk günde yürüyerek gelinebilir. çıktığımız dağın bölgesi de taliban'ın etkisinde olan bir yerdi. böyle bir şey daha önce pakistan'da olmamıştı. şanssız bir güne denk gelmiştik ama benim şansım da çok yüksek bir kampta olmamdı. 11 kişinin kurşuna dizildiği katliamdan bu şekilde kurtuldum. inanılmaz bir olaydı. 1970'li yıllardaki gibi dünyada güven söz konusu değil. birçok yerde terör saldırıları gündemde. çağımız böyle bir çağ"
 

'türkiye bir dağ ülkesi'

türkiye bir dağ ülkesi. toprakların yarısından fazlası, yüksekliği bin metreyi aşan dağlardan oluşuyor. 8 bin metrelik dağları yok ama 5137'lik ağrı ve dört binin üzerinde cilo ve süphan dağları var. tunç fındık'a göre türkiye, tırmanış sporunun yapılması için çok elverişli bir ülke ve yurt dışından da bu spor için çok sayıda dağcı türkiye'ye geliyor.

fındık, son dönemin en rağbet gören yeri olarak antalya'yı işaret ediyor: "dağcılığın farklı kolları var. kayada tırmanış türkiye çok cazip bir yer haline geldi. mesela antalya'da geyikbayırı var. bu dağın mevsimi kış. avrupa'da kış sert geçerken antalya'da genelde güneşli bir kış yaşanıyor. tırmanışın yanında ulaşım, konaklama gibi koşullar da üst seviyede. o yüzden özellikle buraya avrupa'dan rağbet büyük"

tunç fındık için sözlüklerde mütevazı, bilgili, alçak gönüllü ve en önemlisi ankara'lı diye bahsediyorlar. türkiye'nin en iyi dağcısı olarak gösteriyorlar.

ama o bir dağcıdan fazlası.  bazıları ingilizce kendi yazdığı 9, çevirdiği 5 kitabı var. kendi yazdığı kitaplara dünyanın herhangi bir kitabevinde ulaşmak mümkün.  belgesel, fotoğraf çekiyor. televizyonda da program yapıyor. yoğun bir temposu var. yılın üç dört ayı ülke dışında. ben röportaj için aradığımda da yine dağdaydı.

'antrenman mı yapayım dağa mı çıkayım sponsor mu arayayım?'

türkiye'de her bireysel sporcunun yakındığı en büyük sorun sponsorluktur. futbol, basketbol ve voleybolun büyük bir payı aldığı pastadan onlara çok küçük bir bölüm düşüyor. tunç fındık da sponsor desteğinin çok olmadığını ifade ediyor.

"sponsorlarım tabii ki yeterli değil. 8 bin metrelik bir dağa çıkmak için çok ciddi bir desteğe ihtiyacım var. her zaman sponsor peşinde koşmamız gerekiyor. ben, antrenman mı yapayım dağa mı çıkayım yoksa gidip sponsor mu bulayım. türkiye'de spor sponsorluğu zor bir iş. sadece futbol, basketbol ve voleybol ciddi bir destek görüyor. onlar daha göz önündeler.  everest'e çıkmak 50 bin dolara kadar mal olabiliyor. ama her şeyi kendiniz organize ederseniz bunu 10 bine kadar da düşürebilirsiniz. sponsor bulunca bunu televizyonda göstermek de zor. hem bizim haberimizi görmek zor görünse de sponsorlarımız ekranda mozaikleniyor" 

dağcılık, ekstrem sporlardan biri. evet, tehlikeli. fakat çoğu insan için bir yaşam biçimi. belki de en fazla tunç fındık için: 

"insanlar şehir hayatında ölümden çok izole yaşıyorlar. ancak ölüm dünyanın bir parçası. her an gelir sizi bulabilir. sonuçta ben keyif aldığım işi yapıyorum. bundan da çok zevk alıyorum. hayatın gayesi de budur" 

_{video görüntüleri tunç fındık'ın resmi facebook sayfasından alınmıştır.} 

kaynak: al jazeera