Irak

'Adı hardaldır, nefesimizi kesti'

Kerkük'teki Türkmen kasabası Tazehurmatu'ya IŞİD hardal gazıyla saldırdı. Yüzlerce Türkmen gazın etkisinde kaldı, solunum yollarında ve derilerinde yaralar çıktı. Bir kısmı tedavi için Ankara'ya getirilen Türkmenler, yaşadıklarını Al Jazeera'ye anlattı.

Konular: Irak, IŞİD, Ortadoğu

irak’ta kerkük’ün yaklaşık 20 km güneyindeki beşir kasabası, 2014 eylül ayında işid’in eline geçti. işid, o tarihten bu yana, kerkük ile beşir arasında kalan, ele geçirdiği kasabanın yaklaşık 10 km kuzeyindeki türkmen kasabası tazehurmatu’ya saldırıyor.

roketlerle ve füzelerle yaklaşık bir buçuk yıldır tazehurmatu’da irak türkmen cephesi’nin desteklediği türkmen birlikler ve peşmerge güçleri, işid’in saldırılarına karşı kasabayı koruyor.

9 mart’ta işid’in kasabaya yönelik füze saldırısı sonrasında yüzlerce türkmen kerkük’teki hastanelere ellerinde, kollarında ve yüzlerinde yara, solunum problemleri, kalp ve baş ağrısı şikâyetleriyle gitti.

iraklı yerel yetkililerin yaptıkları inceleme sonucunca, işid’in 9 mart’ta yaptığı saldırıda hardal gazı kullandığının ortaya çıktığını duyurdu.

kerkük’teki hastaneler yetersiz kalınca ilk etapta durumu ağır olan 15 kişi bağdat’taki hastanelere sevk edildi.  22 yaralı da olaydan iki hafta sonra, 24 mart’ta ankara’da tedavi altına alındı. 22 yaralıdan birinin tedavisi sürüyor, diğerleri tazehurmatu’ya geri döndü.

18 nisan’da, yaralı 83 türkmen daha erbil havalimanı üzerinden ankara’daki polatlı devlet hastanesi’ne getirildi. bunların 25’i çocuk. çocukların durumu iyi ancak üç yetişkinin durumu ciddiyetini koruyor. bunlardan birinde ağır yanıklar, birinde böbrek yetmezliği diğerinde de kalp yetmezliği ve akciğer sorunları var.

“gece roket atarlar”

tedavi gören türkmenler türkiye’ye teşekkürlerini her fırsatta dile getiriyor. ancak asıl istekleri, bir an önce iyileşip evlerine geri dönmek. arkada bıraktıkları aileleri ve arkadaşlarıyla bir arada olmak.

işid’in bir buçuk yıldır süren saldırıları sebebiyle korku içinde yaşadıklarını anlatıyorlar. beş çocuğunu tazehurmatu’da, saldırılarda yaralanan oğlunu ise kerkük’te bir hastanede bırakan büşra fahreddin şükür, roketlerin gece gündüz atıldığını anlatıyor:

"uşaklar, çocuklar korkarlar gece. saat bir, iki gece roket atarlar. uşaklar 'anne korkuyoruz' diyorlar. biz kendimiz korkuyoruz, valla."

gazın etkisinde kalan kıyafetleri yıkadı, ellerinde yaralar çıktı

şükür, 9 mart’taki saldırılarda büyük oğlunun merak edip bölgeye gittiğini, geldiğinde kıyafetlerinde lekeler olduğunu anlatıyor. hardal gazı atıldığını o sırada kimse bilmiyor… kıyafetleri yıkarken dirseklerine kadar hardal gazının etkisinde kalan şükür, ardından da günlerce baş ağrısı çekince, doktora gidiyor. doktor, kıyafetleri yakmasını söylüyor:

"bulaşık çamaşır yıkadım. elbiselerin hepsini yıkadım çamaşırhanede. zehir olduğunu bilmiyordum. dört gün sonra elim böyle oldu, etkisini gösterdi. o elbiseyi yıkamıştım bir de yaktım. doktor dedi 'yak' diye."

‘göğsümüze girdi nefesimizi kesti’

şükür’ün baş ağrıları devam ediyor, kollarındaki yaralar ise büyük ölçüde iyileşti. oğlu, pasaportu olmadığı için kerkük’teki hastanede tedavi altında. eşi ismail kamber hüseyin de ankara’ya getirilen yaralılardan:

"adı hardaldır. biz bilmiyorduk hardal olduğunu, hepsi vücudumuza yapıştı. iki gün sonra etkileri görüldü. hepsi kırmızı oldu, göğsümüze girdi nefisimizi kesti."

hüseyin, füzelerin atıldığı bölgeye daha yakın olan kardeşinin evinin gaz altında kaldığını, yetkililerin eve girişi yasakladığını anlatıyor. “evimizden ayrılsak da yine tazehurmatu’da başka yere gideriz. başka gidecek yerimiz yok, kasabamızı terk etmeyeceğiz” diyor.

hüseyin’in solunum yolundaki ve kalbindeki sorunlar devam ediyor. saldırıdan sonra nefesinin nasıl kesildiğini anlatırken hemşire gelip, muayene için hüseyin’i kalp doktoruna götürüyor.

‘su içemiyoruz, korkuyoruz’

fadıl cihad veli de eşi, iki çocuğu ve yaşlı annesiyle birlikte ankara’ya getirilen yaralılardan. saldırıdan yara almadan kurtulan diğer iki çocuğu tazehurmatu’da, kardeşi onlara göz kulak oluyor:

"daeş bizim köyümüzü gazla vurdu. klor ve hardalla köyümüzü bombaladı. duman oldu. koku geldi. millet bir yerlere kaçtı. herkes ağzını tutmuş, koku... beş altı çocuk kayboldu, gitti, öldü. kalan yaralıların kokudan nefesleri kesildi. vücutlarında yara oldu."

veli’nin iki kızı zehra ve zeynep’in ellerinde, saldırıdan günler sonra, sokakta oyun oynadıkları bir gün yaralar çıktı. veli, gazın etkisiyle gelecekte daha büyük hastalıklar çıkmasından herkesin korktuğunu anlatıyor. artık dışarı çıkan tazehurmatuluların hiçbir yere dokunmadığını, musluktan akan suyu bile içmeye korktuklarını söylüyor. şimdilik bunlar çare gibi gözükse de, gelecekten endişeli… yine de evini terk etmemekte kararlı:

"su içemiyoruz, korkuyoruz. mecal yoktur ayrı bir köye gidesin. herkes memleketini seviyor, kalır memleketinde. mücadeleye katılır."

Polatlı Devlet Hastanesi Müdürü Hüseyin Arslan
[[Fotoğraf: Zahidin Köşüş / Al Jazeera Türk]]

‘ilgiye ihtiyaçları var’

al jazeera’ye bilgi veren polatlı devlet hastanesi müdürü hüseyin arslan, sadece tedavi değil, kültürel geziler ve yemek organizasyonu gibi başka faaliyetler de yaparak bir buçuk yıldır saldırılardan etkilenen türkmenlere destek verildiğini söyledi:

“hastalara kıyafet yardımı da yapıldı. bu insanların giyim kuşama ihtiyacı yoktu belki ama ilgiye ihtiyaçları vardı. bu ilgiyi elimizden geldiği kadarıyla verdiğimize inanıyorum. çünkü bu insanlar yalnız kalmışlar.”

arslan’ın verdiği bilgiye göre 18 nisan gecesi hastalar gelir gelmez işlem yapılmadan odalarına yerleştirildi. ertesi sabah tedavileri başladı. hastanenin bir buçuk katı tamamen tazehurmatu’dan gelen türkmenlere ayrıldı.

Zahidin Köşüş

1989 yılında ankara üniversitesi, iletişim fakültesi, gazetecilik bölümünden mezun oldu. show tv, star tv ve atv’de haber kameramanı olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;