Uyuşturucu

Aileler uyuşturucuya karşı birleşti

Türkiye Bağımlı Aileleri Dayanışma Grubu kuran bağımlı yakınları her ayın son pazar günü İstanbul Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek madde bağımlılığı konusuna dikkat çekmeye çalışıyorlar. İlk buluşma Ekim ayında gerçekleşti. 29 Kasım Pazar günü ikincisi düzenlenecek buluşmanın konusu hastanelerde detoks.

Konular: Türkiye, Uyuşturucu
Bağımlı yakınları her hafta AYBUDER'de toplanarak bağımlı yakınlarıyla nasıl iletişim kuracakları konusunda dersler alıyorlar. [Fotoğraf: Güray Ervin]

“hayatımızda da ailemizde de karşılaştığımız bir durum değildi. aklımızın köşesinden geçmez çocuğumuzun bir bağımlı olacağı. şok olduk. çocuğumuz intihar etmiş. yani hangi travma ile izah edebilirim ki size? çocuğumuzun intihar etmesini mi? uyuşturucu denilen bir durumla yüzleştiğimizi mi? hangi travmayı? ben o psikolojiyi size ifade edemem.”

bu sözler tek çocuğu madde bağımlısı olan cengiz akkaya'ya ait. oğlunun madde bağımlısı olduğunu öğrendiği zamanki ruh halini böyle anlatıyor.

50 yaşındaki akkaya istanbul’da yaşıyor. kendi işinde çalışıyor. oğlu 10 yıldır madde bağımlısı. maddeye üniversitede başlıyor. sadece madde bağımlısı olmuyor, uyuşturucu kullandığı için kız arkadaşı kendisini terk edince intihara kalkışıyor.

bağımlı aileleri gubu kuruyorlar

yıllardır oğlunu bağımlılıktan kurtarmak için çalmadığı kapı kalmamış. bir sürü para harcamış. ancak hiçbir yerde çözüm bulamayınca internette karşısına çıkan ayık yaşamda buluşanlar derneği'nin (aybuder) kapısını çalıyor. eski bağımlılar tarafından kurulan derneğin, bağımlıların yanı sıra bağımlı aileleri ile de çalışmaları olduğunu öğreniyor. sonra aybuder’de tanıştığı ailelerle sosyal medya üzerinden türkiye bağımlı aileleri dayanışma grubu'nu kuruyor.

her ayın son pazar günü istanbul’da galatasaray meydanı’nda madde bağımlılığı ile ilgili bir konuyu işleyorlar. ilkini 25 ekim’de yaptıkları buluşmanın ikincisini 29 kasım’da gerçekleştirecekler. amaçları bağımlılıkla mücadele konusunda devlet yetkililerine, toplumun her kesimine seslerini duyurmak. taleplerini de şöyle sıralıyorlar:

1- toplumsal politikanın oluşturulabilmesi için tbmm'de grubu bulunan siyasi parti temsilcilerinden oluşan uyuşturucuyla mücadele komisyonu kurulmalıdır.

2- valilikler, kaymakamlıklar, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin sahada faaliyet yürüten deneyimli ve tecrübeli uyuşturucuyla mücadele dernekleriyle işbirliği yaparak acilen tedavi, rehabilitasyon ve psikolojik destek istasyonları açılmalıdır.

3- toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmak, evlatlarımızın uyuşturucudan ölümleri ve sokaklarda kendilerinden geçmiş haldeki görüntülerini yayınlayarak olmaz. uyuşturucu konulu tbmm'de grubu bulunan siyasi parti temsilcilerinin, konuyla alakalı akademisyenlerin, gazetecilerin, bağımlı ve yakınlarından oluşan davetlilerle düzenlenecek programlar düzenlemek suretiyle kamusal sorumluluk görevini yerine getirmelidirler.   

“hiç bir parti seçim beyannamesinde tek satır bu konudan bahsetmedi”

baba cengiz akkaya oğlunun defalarca hastanelerde yatırmış. hastanelerde detoks yapıldığını ancak çıkınca tekrar maddeye başladığını söylüyor. detoksun tek başına biz çözüm olmadığını söylüyor. psikolojik olarak da bağımlılara yeterli ciddi desteğin sağlanmadığını düşünüyor. akkaya oğlu intihar ettikten sonra ilk hastaneye gittiklerinde karşılaştıkları durumu şöyle anlatıyor:

“ayda bir randevu verildi. ayda bir... ayda bir...  intihar etmiş bir çocuk bu!  her randevuda ayrı bir doktorun karşısına çıkıyor. o gün kime denk geliyorsa. bu işin böyle olmayacağını anladık. bir de siz can derdindesiniz. bize hizmet satmaya çalışılıyor. size bir müşteri muamelesi yapıyor.”

oğlunun kurtulması için servetini harcamaya hazır olan baba cengiz akkaya tedavi sürecinde aile içi çatışmalar yaşadıklarını anlatıyor. çünkü ne onlar oğullarını anlıyordu ne de oğulları onları. kimi zaman yaşadıkları şiddetli çatışmalardan dolayı oğullarıyla baş edemiyorlar, kendileri evden kovuyorlar, kimi zaman oğulları kaçıyor. telefon kullanmadığı için aylarca haber alamıyorlar. anlattığına göre bazen bir telefon geliyor, bir hastanede, başka bir şehirde ya da bir akrabasında yarı baygın buluyorlar onu. bir gün dedesinde olduğunu öğreniyorlar. ancak kendine gelen oğulları ısrarla izmir’de bir müzik festivaline gitmek istiyor. baba akkaya o günün hayatında bir dönüm noktası olduğunu anlatıyor:

“2013 haziran’ı, yani ülkenin her tarafında gezi protestoları var. oğlum biraz kendine gelince festivalden bahsedince inanamadım. ülke kaynarken ne festivali dedim? ama gittim. dört gün dört gece kaldım. dünyanın dört bir tarafından 3-4 bin genç. 24 saat kesintisiz müzik ve uyuşturucu festivali mekânındaydım. jandarma var, özel güvenlik var. o süreç benim için darma duman olma süreciydi. o güne kadar bildiğimi zannettiğim, öğrendiğimi zannettiğim bütün sosyal, siyasal, dinsel, mezhepsel aklınıza ne geliyorsa 200 km hızla duvara çarpan bir kamyon misali her şey paramparça oldu.”

baba akkaya o günden bu yana sorunu kendi başına çözmenin yollarını arıyor. internetten, sosyal medyadan madde bağımlılığı ile ilgili günlerce, haftalarca araştırma yapıyor, makaleler okuyor. okuduklarından sonra oğlu ile biraz olsun iletişim kurmayı, onu anlamayı başarıyor. karşısına çıkan aybuder yani ayık yaşamda buluşalım derneği’nde bağımlı ailelerin toplantıları olduğunu öğreniyor ve derneğe geliyor. dernekte ailelere bağımlı yakınlarına, çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği, onlarla nasıl iletişim kurmaları gerektiği anlatılıyor. o günden sonra da aileleri örgütleyerek harekete geçiyorlar.

"geleceğimiz elden gidiyor"

cengiz akkaya uyuşturucu bağımlılığının giderek yayıldığının artık herkesin mâlumu olduğunu hatırlatıyor. devletin, mecliste grubu bulunan partilerin bu konuya eğilmeleri gerektiğini söylüyor:

“madde bağımlılığı neredeyse ilkokullara kadar inmiş durumda. ancak devlet, siyasiler bu büyük tehlikenin farkında değiller. ben özellikle siyasi partilerin seçim beyannamelerini inceledim ama bu konuda tek bir satır bulamadım. bu çocuklar bizim geleceğimiz. biz bu konuyla ilgili ciddi önlem almazsak geleceğimiz elden gidecek.”

Bağımlı aileleri artık her Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek seslerini duyurmaya çalışacak.

“sosyal entegrasyon yapıyoruz”

aybuder eski bir bağımlı olan yavuz tufan koçak tarafından kurulmuş. dernek iyileşmekte olan bağımlılardan ve yakınlarından oluşuyor. kendilerine bağımlılıktan kurtulmuş demiyorlar. çünkü bir bağımlının hayatı boyunca iyileşme sürecinde olduğunu söylüyorlar. dernekte bağımlı gençlerle toplantılar, görüşmeler yapıyorlar. onlara yeni yaşam tarzları sunarak bağımlılıktan kurtarmak için çalışıyorlar. daha önce bağımlı olan insanların, bağımlıları daha iyi anladığı için onları yaşama döndürmesinin daha kolay olduğunu söylüyorlar.  

sekiz yıl madde bağımlısı olduktan sonra dört yıldır “temiz” olduğunu söyleyen dernek genel sekreteri seyyide yörük derneğin faaliyetlerini şöyle anlatıyor:

biz rehabilitasyon falan yapmıyoruz. bizim işimiz değil. bizim yaptığımız şey sosyal entegrasyon. yani bu adam hayatı boyunca birey olamamış bir adam. burada kendi yatağını toplamasından tutun da yediği şeyin bulaşığını makinaya koymasına kadar her şeyi kendi yapıyor. mesela herkes uyuşturucu problem diyor. uyuşturucu problem değil. uyuşturucunun altında yatan bir foseptik var. siz maddeyi kişinin hayatından çektiğiniz zaman kişinin hayatında patlayan travmalar, bir sürü şeyler var.”

“annemin karnında uyuşturucu olduğunu bilsem, onu kesip alırdım”

ercan sağlam 30 yaşında. bir tekstil firmasında satış temsilcisi. 15 yıldır madde bağımlısı. alkol bağımlılığıyla başlamış. daha sonra diğer uyuşturucu maddeleri kullanmış. son altı yıldır eroin kullanıyordu. şimdi temizlenme sürecinde. üç aydır madde kullanmıyor. yani üç aydır “temiz”...  onun ailesi de bağımlı aileleri dayanışma ağı'na katılmış, ona destek oluyorlar. ailesinin desteği ona güç vermiş. 

ercan sağlam uyuşturucuya neden başladığını şöyle anlatıyor:

“kendimi hep eksik hissediyordum. ama eksikliğin ne olduğunu bilenmiyordum. bir şeylerle tamamlamaya çalıştım. para desek para değildi. maddi durumumuz iyiydi. iş desek iş değildi. okul desek okul değildi.

ancak giderek artan bağımlılığı nedeniyle artık para kazanmak zorunda kalıyor. bu sefer hırsızlık yapıyor, uyuşturucu madde satmaya başlıyor.  daha önce yapmam dediği bir her şeyi yapıyor:

bir profesyonel yalancı oldum. profesyonel hırsız oldum, evlere, arabalara girmeye, marketlerden çeşitli gıda malzemeleri çalarak satmaya başladım. inşaat yerlerine girerek inşaat işçilerinin cüzdanlarını çaldım. o zaman tek düşündüğüm o günü kurtarmak, maddeyi alabilmekti. bağımlının kafası bu şekilde çalışır. o zamanlarda annemin karnında maddenin olduğunu bilsem, annemin karnını kesip o maddeyi alırdım.”

“özgüvenim geri geldi”

bağımlılıktan kurtulmak için defalarca hastanelere yattı. ancak çıktığında yine maddeye başladı. daha sonra aybuder ile tanıştı. söylediğine göre aybuder ile tanıştıktan sonra özgüveni geri geldi. ercan sağman o süreci şöyle anlatıyor:

buraya geldiğimde ilk sorduğum soru ben kimim? hani baktığımda ben kimim şey yaptığımda uyuşturucu içip içmek şeyinden çıkmışımdır. asıl benim sorunum benim ben kim olduğumu bulmak. hani ercan kimdir? ercan neleri sever nelerden hoşlanır? nelerden etkilenir? işte duygularımla tanışma aşamasındayım. “

ercan’ın bundan sonra geleceğe dair tek hayali madde bağımlılığından kurtulmak.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;