Suriyeli Mülteciler

'Ankara'da rahat uyuyoruz'

Ankara'ya yerleşen Suriyeli sığınmacı sayısı hızla artıyor. Sınır kentlerde kiraların ve huzursuzluğun artması sebebiyle başkente giden Suriyeliler, yardımların ve geçici işlerden elde ettikleri gelirin kesilmesinin ardından, çalışma izni alarak hayata tutunmak istiyor.

Halep'ten kaçan Afaf, belediyenin sadece bir ton kömür verdiğini ve bunun yetmediğini anlatıyor. [Fotoğraf: Osman Baytürk / Al Jazeera Türk]

suriye’deki savaştan kaçarak türkiye’ye sığınanların yeni adresi ankara’nın altındağ ilçesi… birkaç yıldır buraya yerleşen az sayıda suriyeli sığınmacı var ancak sınırdaki şehirlerde huzursuzluğun ve ev kiralarının artmasının ardından, ankara’ya gelenlerin sayısı hızla arttı.

üç yıl önce ilk olarak iki bin suriyelinin geldiği ankara’da bu sayı, son bir yılda 30 bine ulaştı. belli bir miktar parayla gelenler lüks semtlerde ev tutarken, varını yoğunu bırakıp kaçanlar ilk olarak altındağ’a yerleşti.

ankara'da kiralar sınır kentlere göre daha düşük

kentsel dönüşüm sebebiyle bir yıl içinde yıkılması planlanan eski apartmanların olduğu altındağ’da, bir yıl oturacak kiracı bulamayan ev sahipleri, bu evleri suriyelilere 200 veya 300 tl’ye kiraya verdi. bu bedel, şanlıurfa ve hatay gibi kiraların 1200-1500 tl’ye yükseldiği şehirlere göre bir hayli düşük. bunun üzerine altındağ’a yerleşen suriyeliler, ülkeden daha sonra kaçan akrabalarını da buraya çağırdı.

altındağ merkez camii’nin emekli imamı ali kurt, üç yıl önce ilk gelen 30 aileye yardım etmek için sivil toplum kuruluşlarıyla (stk) ve ankara büyükşehir belediyesi’yle görüşüp, bu ailelerin yerleştiği evlere mobilya ve gıda yardımı yapılmasını sağladı. suriyelilere inşaatlarda iş buldu. onlar, çadır kentlerde yaşamak istemeyen ve büyük şehirlere sığınan suriyelilerin arasında şanslı olanlardı.

Ali Kurt, Suriyeli ailelere yardım toplamak için üç yıldır STK'larla görüşüyor.
[[Fotoğraf: Osman Baytürk / Al Jazeera Türk]]

sayı arttıkça durumları güçleşiyor

ancak sayı gün geçtikçe artıyor ve üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen sığınmacılarla ilgili sorunlara bir çözüm bulunamıyor. altındağ’daki sığınmacıların da sayısının artmasının ardından stk’lardan gelen yardımlar kesildi. şimdi bu evlerde yaşayan suriyeliler sadece büyükşehir belediyesi'ne bağlı halk ekmek’ten ekmek yardımı alıyor.

belediye bu kış altındağ’daki suriyelilere birer ton kömür de verdi. ancak şubat ortasında kar yağmaya devam ediyor ve bu kömür, ısınmaları için artık yetmiyor. haftalık 200 tl’ye inşaatlarda iş bulan suriyelilerin artık bu gelir kapısı da kapanmış. kayıtları ve çalışma izinleri olmadığı için, çalıştıkları şantiyelerden haftalıklarını artık alamıyorlar. haklarını arayacakları bir yer de yok.

Halepli Fatma, annesi ve babası işe giden akrabalarının çocuklarına da bakıyor.
[[Fotoğraf: Osman Baytürk / Al Jazeera Türk]]

'çalışma iznimiz olsa...'

üç çocuğuyla halep’ten kaçan fatma ve eşi de, ağustos ayında evleri bombalanınca yaya olarak türkiye’ye kaçtı. yedi kişilik aileleriyle birlikte sınırdan hiç duraksamadan ankara’ya geldi. ankara’da onları akrabaları karşıladı. eşi, üç, yedi ve on bir yaşlarındaki üç çocuğu, annesi ve felçli babasıyla altındağ’a geldikten hemen sonra akrabalarının yaşadığı apartmanda bir ev bulan fatma, buraya yerleşti.

önceleri hem yardımlar hem de eşinin inşaattan aldığı haftalık sayesinde hayata tutunabilen fatma, şimdi bir paket pirinç bile alamadığını söylüyor.eşi inşaattayken evine konuk olduğumuz fatma, çadır kentlerde yaşamak istemediğini söylüyor:

“ülkemde savaş daha uzun yıllar sürebilir. ankara’da hayata tutunmaya çalışıyoruz. çalışma iznimiz olsa en azından gelirimiz sabit olur.”

'ankara'da geceleri rahat uyuyoruz'

eşini bombardımanda kaybeden ve on ay önce halep’ten kaçıp ankara’ya gelen afaf da, yanına iki küçük torununu ve gözleri görmeyen teyzesini aldı. oğlu ve kızı da eşleriyle birlikte altındağ’a gelip yerleşti. bu kalabalık aile şimdi bir arada yaşıyor, afaf’ın oğlu ve damadı inşaatlarda çalışıyor.

Afaf, Fatma ve akrabaları bu apartmanda yaşıyor.
[[Fotoğraf: Osman Baytürk / Al Jazeera Türk]]

halep’te bir konfeksiyon mağazaları olduğunu anlatan afaf, çalışma izinleri olsa burada da aynı işi devam ettirebileceklerini söylüyor. afaf’ın torunu danya, bizimle birlikte evlerine misafir olan ali kurt’u görünce yeni öğrenmeye başladığı türkçesiyle “kömür bitti, kömür lâzım” diyor.

anneannesi afaf ise “neden ankara?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“bizden önce akrabamız olan sekiz aile geldi buraya. biz de evimiz yıkılınca onların yanına geldik. ankara çok rahat, huzursuzluk yok, geceleri rahat uyuyoruz. ev kiraları da daha ucuz. belediye şimdilik kömür de veriyor.”

altındağ’da çalışma ve oturma izni olmayan yaklaşık üç bin aile var. evler yıkılırsa ve kesilen yardımlar tekrar başlamazsa, bir kısmı mecburen çadır kente döneceğini söylüyor. bir kısmı konteyner kent olmazsa gitmek istemediğini söylerken, büyük çoğunluğu ankara’da şanslarını denemeye devam edecek.

üç yıldır topladığı yardımlarla bu ailelere yardım etmeye çalışan ali kurt, “mahalleli, evsizlik ve işsizlik olursa burada hırsızlık, kapkaç olur mu diye çok korkuyor. hiç olmazsa düzenli çalışabilecekleri işleri olsa böyle kaygılar kalmayacak” diyor.

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;