Diğer Sporlar

Avrupa'da Türk hentbolcu olmak

Hentbol, Türkiye'de popüler bir spor değil. Ama bu, yeteneğin önüne geçeceği anlamına gelmiyor. Avrupa tecrübesi yaşayan Türk hentbolcular burada büyük bir hayran kitlesi oluşturup ilginç anlarla karşılaşabiliyorlar.

Konular: Spor
Can Çelebi Fransa'da hentbol oynuyor. [CÇTeam]

hentbol, türkiye'de popüler bir spor değil. son yıllarda bir kıvılcım gösterse de birkaç istisna dışında boş tribünler önünde oynanan bir spor dalı. erkeklerde şampiyon altı yıldır değişmiyor. kupalara ambargo koyan beşiktaş, galatasaray ve fenerbahçe'yi de bekliyor ama onların hala hentbol şubesi açmaya niyeti yok. bu ortam, oyuncular için olumsuz bir hava yaratsa da yetenek çoğu zaman engel tanımıyor. türkiye sınırlarını aşarak avrupa'nın birçok hentbol ülkesinde binlerce taraftarın sevgilisi olan türk hentbolcular var. sokakta onları durdurup imza istiyorlar, gittikleri birçok yerde saygı ve öncelik görüyorlar, taraftarların çeşitli sürprizlerine maruz kalıyorlar.

can çelebi, dünyanın en iyi iki liginden biri kabul edilen fransa'ın chartres metropole takımında forma giyiyor. hentbolun ekol ülkelerinden hırvatistan macerasının ardından geçtiğimiz sene buraya geldi ve fransa'ya transfer olan ilk türk hentbolcu oldu.

26 yaşındaki çelebi'den avrupa'ya bir türk hentbolcu olarak bakmasını istedik ve hentbol sevgisinin boyutlarını öğrendik.

'hiçbir maçımı boş tribünlere oynamadım' diyen çelebi "ben türkiye'de 7 sene profesyonel top oynadım. bana bu deni sevgi gösterildiğin hiç görmedim. türkiye'de dolu tribün görünce heyecanlanırdık, burada dolu tribünler neredeyse bizim için sıradan oldu, biraz boşluk görsek içerliyoruz içimizden. kendi maçıma arkadaşlarım için bilet bulamadığım zaman oldu. 'biletler tükendi' dendi ifadelerini kullandı.

tribün boyutu bu şekilde ya diğerleri…

"ne zaman sokakta yürüsem insanlar beni tanıyor. benimle sohbet ediyor. ilk kez gördüğüm insanlarla bile hentbol konuşmaya başladım. bu öyle bir duruma geldi ki her dışarı çıktığımda artık yere bakmak yerine insanların yüzüne bakmaya başladım selam vermek için tanımamazlıktan gelmişim gibi zannetmesinler diye"

çelebi, sokaktaki durumu bu şekilde anlatıyor.

türk oyuncu, fransa gibi bir ülkede kendine bir hayran grubu bile oluşturmuş. bazı fransız taraftarlar can çelebi'nin markası cç team ve türk bayrağını deplasman dahil her maçta tribünde dalgalandırıyorlar. dini günlerde kendisine mesaj atıyorlar, doğum gününde de hediye gönderiyorlar.

can çelebi, ön yargılarını yıkmada  sporun en büyük güç olduğunu düşünüyor.


Hırvatistan'da bir çocuk Can Çelebi sevgisini bu şekilde göstermiş.


yeliz özel: dışarı bir bakıyorum. arabamın üzerini çiçeklerle donatmışlar. kapımın önünde mektuplar, notları, balonlar…"

yeliz özel, kadın hentbolunun dünyada gördüğü en yetenekli oyuncular arasında gösteriliyor. onun için 'türkiye'de değil de hentbola ilgili olan bir ülkede doğsaydı tarihin en iyisi olabilirdi' yorumları yapılıyor.

o milli takımla herhangi bir şampiyonaya katılamasa da  avrupa'da top koşturduğu kulüplerde şampiyonlar ligi finali oynadı, dünyada yılın en iyi oyuncusuna aday gösterildi ve birçok kupa kaldırdı.

türk hentbolcu, kariyerinde norveç'te, makedonya'da ve romanya'da oynadı. bu ülkelerde yaşadıklarını socrates dergisi'nin mayıs sayısında şevket furkan erbay'a anlattı:

"2004'te makedonya'ya gittim. o zamanlarda üsküp'te hiçbir şey yok. ilk gittiğimde 'ne yapacağım ben burada?' dedim kendi kendime. ufacık bir yer. takmda herkes yabancı. sadece iki makedon oyuncu var. dünya karması gibiydik. küçük bir ülkede hentbolun bu kadar yoğun yaşanması şaşırtıcı. alışmam uzun sürmedi.birkaç ay sonra yolda gören herkes beni tanımaya başladı. hentbol takımı şehrin simgesi gibiydi. arabamla hız yaptığımda polis durduruyordu mesela, bakıp 'tamam seni tanıdım, geçebilirsin diyordu. hentbolcular olarak o kadar seviliyorduk yani"

ilk avrupa deneyimini henüz 19 yaşında yaşayan yeliz özel'in bir balkan ülkesi olan makedonya'dan anlatacakları sadece bu kadar değil:

"maçlarımızı oynadığımız kale spor salonu'nunda içlerinde türklerin de olduğu, sadece bana tezahürat yapan bir tribün vardı. seyirciler akla gelmedik sürprizlerle çılgıncasına destek veriyorlardı takıma. sabah kalkıyordum, antrenmana gideceğim. dışarı bir bakıyorum. arabamın üzerini çiçeklerle donatmışlar. kapımın önünde mektuplar, notları, balonlar…"

yeliz özel, üsküp'te 3.5 yıl kaldı. takımdaki ekonomik kriz nedeniyle ayrıldı ve 2007'de türkiye'ye döndü.

türk oyuncu, ülkeden ayrılsa da milli takımla tekrar aynı salona gitme şansını da yakaladı:

"aynı yerde, aynı seyirciler. hepsi ayakta. takımın anonsçusu hep 'aşkolsun yeliz' diye bağırırdı. türkiye'yi anons ederlen sıra bana geldiğinde herkes ayağa kalktı ve anons geldi: hoşgeldin, aşkolsun yeliz"

kaynak: al jazeera
 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;