başbakan davutoğlu ve yunanistan başbakanı aleksis tsipras yüksek düzeyli işbirliği toplantısı için izmir'de buluştu. buluşmanın gerçekleştiği izmir, son dönemde avrupa ile türkiye arasında üzerinde yoğun temas trafiğine sebep olan "mülteci" sorununun yansımalarının en dramatik bir şekilde hissedildiği şehirlerden biri. çünkü izmir, ege kıyılarından yunanistan'a oradan da avrupa'ya ulaşmak isteyen mültecilerin türkiye'deki son durağı niteliğinde. şehrin hemen her noktasında suriyeliler var. en çok ise basmane'de...

ikinci dili neredeyse arapça

basmane, türkiye'ye giriş yaptıktan sonra avrupa'ya gitmek isteyen mültecilerin türkiye'deki son duraklarından biri. ikinci dili neredeyse arapça olmuş basmane'nin. her türkçe tabelanın yanında bir de arapçası var. döviz büfesi, kuyumcu, dönerci, can yelekleri satan mağazalar.... bunlardan bazılarını suriye'liler işletiyor. önceden gelenlerin bir kısmı otellerde, bir kısmı evlerde bekliyor. yeni gelenler ise henüz parklarda...

daha çok kadınlar ve çocuklardan oluşan bu grup gibi... basmane esnafının "organizatörler" olarak tanımladığı, onları avrupa'ya ulaştıracak organizatörleri bekliyorlar... bazıları o hayale ulaşabiliyor, bazıları ise ege sularında, türkiye ile yunanistan arasında hayatını kaybediyor.

"bazıları savaşın bitmesini bekliyor"

her gün önlerinden gruplar halinde geçen mültecilere tanıklık eden basmane esnafı, "gitmeyi deneyip başaramayıp, geri dönenler" olduğunu anlatıyor. basmane garının tam karşısında bir kahvehane işleten ahmet çağret, işyerinin önündeki küçük parkta gece gündüz kadın ve çocukların kaldığını anlatıyor.

"bazıları savaşın bitmesini bekliyor. 'savaş bitince vatanımıza döneceğiz' diyorlar. bazıları avrupa'ya gitmek istiyor. ama avrupa bunları istemiyor. kamplarda sıkılıyorlar, o yüzden kaçmak istiyorlar. ama yine de 'bir tek allah'a ve türkiye'ye teşekkür ederiz' diyorlar."

"bir insan ölür de toprağını terk etmez"

50 yıllık berber şükrü dağuşağı'nın dükkanının önünden de akın akın mülteciler geçiyor çoğu zaman. bazıları müşterisi de oluyor. kadın ve çocukların çok sıkıntı çektiğine tanıklık ettiğini anlatıyor. ancak o tepkili.

"bir insan ölür de toprağını terk etmez. ben bu rezilliği çekmektense ölmeyi tercih ederim. olan kadınlara ve çocuklara oluyor. ülkemizi beğenmiyorlar, gitmek istiyorlar. gittikleri yerde sopa yiyorlar. biz burada ekmeğimizi bölüp onlara veriyoruz, yatacak yer gösteriyoruz, avrupa'yı tercih ediyorlar. sefil oluyorlar."

sadece basmane değil özellikle deniz kenarındaki ilçelere gittikçe mültecilerin sayısı artıyor. başbakan davutoğlu ile yunan başbakanı çipras'ın buluşması nedeniyle şehirde yoğun güvenlik önlemleri var. o yüzden birkaç günlüğüne de mültecilerin gözle görünürlüğü azalmış. ancak izmir'liler için mülteciler çoktan günlük hayatın bir parçası haline gelmiş durumda.