Almanya

'Bir müebbetle işi kapatma düşüncesi var'

Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde neo-Nazilerin işlediği cinayetleri araştırmak için komisyon kuruldu. Komisyon üyesi Milletvekili Arif Ünal, mahkemenin bir kişiye ceza verip davayı kapatma eğiliminde olduğunu söyledi.

Konular: Almanya
Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Uyum Komisyonu Başkanı Arif Ünal, NSU Araştırma Komisyonu'nun da üyesi. [Fotoğraf: Arif Ünal'ın ofisinden temin edilmiştir]

almanya'da 11 yıl boyunca aynı silahla sekiz türk'ü öldüren neo-nazi örgüt nsu'nun (nasyonel sosyalist yeraltı) davası sürerken federal komisyon'dan umudu kesen eyaletler kendi araştırma komisyonlarını kuruyor.

kuzey ren vestfalya'da eyalete bağlı dortmund ve köln şehirlerinde işlenen nsu cinayetlerini araştırma komisyonu özellikle eyalet sınırları içinde neo-nazilerin türkiye kökenlilere karşı işlediği suçların aydınlatılması için çalışacak.

dortmund'da 2006 yılında nsu tarafından öldürülen mehmet kubaşık cinayetinin aydınlatılması ve köln'de türklerin yoğun olarak yaşadığı cadde keupstrasse'deki bombardımanla ilgili soru işaretlerine yanıt bulmak komisyonun amaçları arasında.

komisyonda yeşiller milletvekili arif ünal da bulunuyor. eyaletin uyum komisyonu'na da başkanlık eden ünal, komisyon çalışmaları, nsu davası ve dava etrafındaki soru işaretlerini al jazeera'ye değerlendirdi. 

şu ana kadar neler eksik kaldı ki böyle bir komisyona ihtiyaç duyuldu? 

önce federal düzeyde bir araştırma komisyonu kurulmuştu. nsu'nun tüm almanya'da işlediği cinayetleri ele almıştı. zaten thüringen ve saksonya gibi eyaletlerdeki gizli haber alma kurumlarının ellerindeki belgelerin federal komisyon'a iletilmemesi hatta bazılarının imha edilmiş olması, ne yazık ki bu olayın açığa çıkarılmasının önünü kapattı. federal komisyon, kuzey ren vestfalya'da işlenen cinayetlere çok önemli bir rol atfetmedi. oysa bilhassa köln'deki keupstrasse'deki türklere ve daha önce 2001'deki iranlılara yönelik bombalı saldırıdan sonra güvenlik güçleri iyi çalışsalardı diğer cinayetlerin önünü alabilirdik. çünkü ilk defa ellerinde belgeler vardı, şahitler vardı. köln ve dortmund'daki cinayet ve saldırılar ciddi ele alınsaydı bu bir anahtar rolü oynayabilirdi. bu yüzden biz 'kendi eyaletimizdeki cinayetleri özel olarak ele almamız lazım' dedik. hatta sadece 2001 değil 1990'lara kadar giden bir araştırma önergesi verdik. olayların faallerini bulmak kadar daha da önemlisi olayların arkasındakileri bulmak istiyoruz. çünkü mahkeme sadece üç kişi etrafında yoğunlaşıyor. 

Mehmet Kubaşık

dortmund’da 4 nisan 2006 günü öğleden sonra işlettiği büfede öldürüldü. kubanların çoğu gibi kubaşık da başından vuruldu. kahramanmaraş-pazarcık doğumluydu. o öldürüldükten sonra büfe kapandı. aile zor durumda kaldı. geride bıraktığı eşi ve üç çocuğu işsizlik yardımıyla hayata tutunmaya çalışıyor.

komisyonun bir yaptırım gücü olacak mı? 

en geç 2016'nın sonlarında araştırma komisyonunun bir raporu sunulacak. bu raporda bugüne kadar elde edilen bilgiler eşiğinde olayı nasıl gördüğümüzü dile getireceğiz. ikincisi de bu olayların meydana gelmesinde rol oynayan yapısal eksiklikleri eyalet hükümetine tavsiye raporu halinde sunacağız. kaldı ki komisyonun kurulmasını hükümetin kendisi istedi. oradaki tavsiyelerin hepsi eyalet hükümeti tarafından hayata geçirilecek. yani komisyon tek başına karar vermeyecek çoğunluk kararı olduğu için mecliste bu önlemler alınacaktır. 

kuzey ren vestfalya özelinde blood&honour örgütünün ismi öne çıkıyor. bu örgüt üyelerinin birinin eşi mahkemeye pazartesi günü 'romantik bir örgüttü' dedi. siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

bu örgüt romantizmle falan hiçbir ilgisi olmayan bir örgüt. onlarla ilişkili olarak combat 18 var, deutsche socialist denen başka bir örgüt var. buna benzer örgütlerin birbirleriyle, nsu ile ilişkisi orada. bunlar sadece almanya'da değil ingiltere'de, irlanda'yla bağlantıları olan ve tamamen ırkçılık temelinde faaliyet gösteren örgütler. bunların doğu eyaletlerinde verdiği konserler var. konserlerin hemen ardından değişik sığınmacı yurtlarının yakılması, farklı insanlara saldırılar gibi olaylar var. bugüne kadar ırkçı diye nitelendirilmeyen ve bugüne kadar ortaya çıkmayan bir sürü cinayet de var. 

peki sadece bu üç kişinin gerisinde daha büyük bir yapılanma olduğu hissiyatını doğuran nedenler nelerdir? 

türingen'de yaşayan bu üç kişinin kalkıp da bavyera'da kuzey ren vestfalya'da veya hessen'de hedefli olarak bazı insanları öldürebilmeleri için en azından bu şehir ve bölgelerde bu insanlara yardım edecek birilerinin olması gerekiyor. ikincisi bilhassa dortmund'daki cinayetlerde corelli kod adlı bir muhbirin adı öne çıkıyor. daha önce polis ve istihbarat çalışanı. tam o cinayetlerin işlendiği dönemde dortmund'da bir kişinin bir erkek ve kadını tren istasyonundan aldığını, dortmund'da bu faillerin yaşadığını polise ihbar etmiş. ancak polis bu ihbarı dikkate almamış. daha sonra polisin koruması altında olan corelli öldü. ölüş şekli de çok garip. 

NSU davasında bilinen üç üye: Beate Zschäpe, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt

şeker hastalığı dendi...

işte, bunların oluş şekline bakıldığında bu işin sadece üç kişiden ibaret olmadığı, bu şehirlerde bu belirli grupların bu kişilere açıktan destek verdiğine dair ipuçları var. bunun ucunun gizli haber alma kuruluşlarına uzanması da mümkün. 

alman istihbaratı güçlü. kapasiteleri ve ağının genişliği belli. nasıl oluyor da alman istihbaratı bunları göremiyor? 

çok garip gerçekten. alman istihbaratı muazzam teknik olanaklarla herkesi izleyebiliyorlar, her şeyden haberleri oluyor. ne yazık ki 11 yıl boyunca 3 tane insan 10 kişiyi öldürüyor, onlarca banka soyuyor. aynı tabancayla işlenen cinayetler bunlar. ama soruşturma tamamen cinayetlerin mağdurlarına yönelik olarak yapılıyor. bunun arkasında ne olduğunun ortaya çıkarılması lazım. bu güvenlik güçleri ve istihbaratın da çıkarına. açığa çıkmadığı sürece onların üzerinde bir zan olarak kalacaktır. 

münih'teki mahkeme karar tarihini 16 ocak 2016 olarak açıkladı. bu dava o tarihte verilecek kararla kapanır mı sizce?

mahkeme ne yazık ki tüm çerçevesini bizim beklediğimiz sorulara yanıt verecek bir yer değil. orası tamamen cinayetlerde beate zschape'nin bir rolü olup olmadığına yoğunlaşıyor. bu işin bir yanı. kaldı ki senelerce bu kişilerle yaşayan zschape'nin olaylarla ilgisi olmaması mümkün değil. ama şöyle bir kuşku var. 'nasıl olsa üç kişi vardı' deyip tüm çerçeveyi onların üzerine kurdular. 'bir kişiye de ağırlaştırılmış müebbet verdik mi bu işi kapatırız' gibi bir düşünce var gibime geliyor. bu yüzden eyaletlerde kurulan komisyonların olayların açığa çıkmasına çok önemli bir rolü olacak.

300 sayfalık dosya kayıp. bu dosyaların yok edilmesi de şüphe uyandırdı. bu dosyalar olmadan davanın şifrelerinin çözülme umudu var mı? 

almanya hitler döneminde hatta 19. ve 20. yüzyılda bile böylesi belgeleri çok detaylı bir şekilde sadece bir defa değil, iki defa değişik yerlere kaydeden, bu konuda bürokrasinin çok iyi işlediği bir ülke. ben o dosyalardaki bilgilerin bir yerlerde olduğuna inanıyorum. 

Kubaşık ailesinin avukatı Carsten Illius
[[Fotoğraf: Osman Kaytazoğlu / Al Jazeera Türk]]

kubaşık ailesinin avukatı: komisyon önemli sonuçlara ulaşabilir

kubaşık ailesinin avukatı carsten ilius da al jazeera'nin sorularını e-posta yoluyla yanıtladı.

illius, kubaşık ailesi için bir araya gelen dört kişilik avukat ekibinde yer alıyor. ailenin cinayetlerin ardından büyük bir travma yaşadığını belirten alman avukat, kuzey ren vestfalya eyaletinde araştırma komisyonu kurulmasını olumlu karşıladı. komisyonun nsu davası etrafındaki sorulara yanıt bulup bulmayacağına dair soruya şu yanıtı verdi: 

"evet, gayet mümkün. bu komisyon, dortmund'daki cinayete ve köln'deki bombardımana dair çok önemli sonuçlar ortaya çıkarabilir. çünkü dortmund'da bir combatt 18 tabancası bulundu. burada blood&honour (kan ve gurur) adlı bir grubun ismi öne çıkıyor. 2006'da yeraltına inen bir örgüt söz konusu. bu grup hakkında hâlâ elimizde çok fazla bilgi yok. ancak bunların da nsu ile bağlantılı olma ihtimali çok yüksek." 

münih’te görülen davanın 171. duruşması pazartesi günü yapılırken, karar günü 12 ocak 2016 olarak açıklandı. 6 mayıs 2013'te başlayan ve binlerce sayfalık dokümanın incelendiği davanın aslında haziran 2015'te bitmesi öngörülüyordu. 

 

Osman Kaytazoğlu

1977’de tokat’ta doğdu. izmir karşıyaka lisesi mezunu. boğaziçi üniversitesi’nde matematik eğitimi aldı.gazeteciliğe radyo boğaziçi’nde başladı. üniversiteden mezun olduktan sonra 5 yıl matematik öğretmenliği yaptı. radikal gazetesi dış haberler servisinde 3 yıl çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;