Türkiye

'Etnik temizliğe karşı tedbir alıyoruz'

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay’a göre, Suriye’deki savaş Türkiye açısından bıçağın kemiğe dayandığı bir noktaya geldi. Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan Aktay, Türkiye’nin savaşa girmediğini ama sınırlarını korumak için Suriye içine müdahale gerekebileceğini söyledi.

Konular: Türkiye, Suriye, IŞİD
Yasin Aktay koalisyon güçlerinin Özgür Suriye Ordusu'na destek vermediği görüşünde [Fotoğraf:Zahidin Köşüş/AJT]

profesör yasin aktay, adalet ve kalkınma partisi dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı. sosyolog aktay, siirt milletvekili. türkiye’nin suriye’deki savaştan en fazla zarar gören ülke olduğunu ve son dönemde sınırında aldığı yeni tedbirlerin “her türlü etnik temizliğe karşı” olduğunu söyleyen aktay, bu önlemlerin suriye’deki kürtlere değil, pyd ve işid’e karşı olduğunu savundu. “işid destekçisi” eleştirisinin türkiye’nin kanına dokunduğunu ifade eden yasin aktay, işid’in bir operasyonun kod adı olduğunu savundu. aktay koalisyon güçlerini de eleştirdi. aktay, aljazeera’nin sorularını yanıtladı.

türkiye savaşa mı giriyor?

hayır. bunu böyle yorumlamak doğru değil. türkiye’nin fiilen şu anda sınırları çok ciddi tehdit altındadır. bu sınırlarını korumak, kendi iç güvenliğini korumak yönünde algılamakta olduğu tehditlere karşı kendini koruma tedbirleri almaktadır.

peki "kendini korumanın" karşılığı suriye'ye girmek mi?

 yok.

ama kamuoyu algısı sanki öyle olacağı yönünde?

oraya bir miktar daha, duruma vaziyet edecek bir tedbir mutlaka gerekiyor. orada da sınırlı bir bölge oluşturmak gerekirse, aslında bu sınırları korumak için suriye içine müdahale de gerekebilir.

türkiye açısından bıçak kemiğe dayandı mı?

bir bakıma dayandı. türkiye son dört yıl içerisinde suriye'de yaşanan istikrarsızlığın en ağır faturasını ödeyen ülkelerden bir tanesi. hatta birinci planda en ağır faturayı ödeyen ülke. üstelik bunu yaparken hiçbir şekilde de ağlayıp sızlamadı fazla. 2 milyona yakın mülteci barındırıyor ve bunlara yaptığı insani yardım 6 milyar doları bulmuş durumda.

o 2 milyon insanın oluşturduğu risk de söz konusu türkiye içerisinde. çünkü canını kurtarmak için gelen insanlar üzerinde çok büyük bir dikkatle incelemeler yapamıyorsunuz. insanların arasına her çeşit sızmalar da olabiliyor. bunun pyd'lisi, pkk'lısı da olabiliyor, daiş de olabiliyor, başka terör grupları da olabiliyor. bu sınır geçişleri açısından da çok ciddi bir risk oluşturmaktadır. ve bu riski baştan beri biz bilerek… ama insani yardım noktasında, insani tavır ile bu risk arasında bir tercih yapmak zorunda kaldığınız zaman, yardım ağır kalıyor. çünkü insani yardımın bir telafisi yok. o riski de bir miktar göze almak zorunda kalmış olduk şimdiye kadar. bu riskin ağır bedelini de şu anda ödüyoruz.

“türkiye’nin kanına dokunuyor”

bu kadar yaptığımız insani yardımlar alkışlanacak yerde her çeşit takdiri hak eden, aslında dünyanın vicdanını kurtaran bir tavrı türkiye tek başına üstlenmişken, ona rağmen türkiye'nin daiş ile isminin beraber anılıyor olması gibi bir vicdansızca propagandayla kalabiliyoruz.

oysa daiş bizim baştan itibaren suriye ile ilgili türkiye'nin içinde olduğu meşru, legal, uluslararası koalisyonun desteklediği özgür suriye ordusu'na ve suriye halkına karşı bir yapıdır. türkiye'nin baştan itibaren suriye için öngördüğü planı yerle bir eden, onu altüst eden, bozan bir yapıdır daiş.

türkiye'nin daiş'i destekliyor olması için intihar ediyor olması gerekiyor. türkiye'ye böyle bir akılsızlık isnat etmek de türkiye'nin kanına dokunuyor açıkçası.”

peki türkiye işid karşıtlığını neden anlatamıyor?

çünkü karşımızda çok ilginç bir propaganda var. bu propaganda ne yazık ki işid'i destekleyenler tarafından yapılıyor.

işid bir operasyondur, bir operasyonun kod adıdır. işid suriye'deki statükoyu korumaya çalışan hatta daha da kötüleştirmeye çalışan bir organizasyonun bir kod adıdır.

gerçek bir örgüt değildir. gerçek bir varlığı yoktur. yani iddia ettikleri gibi ne islam devletidir, ne de bir devlettir. aksine esad rejiminin ürettiği suriye'deki savaşı kirletmeye dönük bir operasyonun kod adıdır işid.

bu operasyona destek veren türkiye'yi işid ile daiş ile yan yana görmeye çalışan, göstermeye çalışan herkes de bu operasyona hizmet etmiş oluyor aslında. bugün öyle bir operasyonun ne kadar hizmetçisi olduğunu ibretle seyrediyoruz biz.

biz baştan itibaren diyoruz ki işid bir sonuçtur veya işid bir üründür. kimin ürünüdür? esad rejiminin varlığının ürünüdür.

sadece onun mu?

tabii birinci planda onun. 

başka kimlerin?

böyle bir yapı ortaya çıktığı andan itibaren onunla ittifaka giren, onunla değişik işbirliklerine giren birçok unsur da olabiliyor. bölgedeki başka ülkeler de onunla işbirliği yapıyorlar şu anda.

halihazırda işid'i gelip sınırlarda bombalıyorsunuz ama işid'ın esas, apaçık, açık alanlarda hükümdar olduğu yerler var, bunlara hiç kimsenin dokunduğu yok. neden? baktığınız zaman suriye haritasına, koca bir bölge, irak'taki birçok yerle de birleşerek işid kontrolünde. ama işid'in türkiye sınırındaki pyd ile komşu olan yerlerdeki yerlerine gelip saldırılıyor.

koalisyon güçleri işid'e karşı mücadele adı altında gelip işid'i kovduğu yerlere getirip pyd'yi yerleştiriyor. bu operasyonun mantığını da anlamak mümkün değil. bunun içerisinde tutarlı iki adımı birbiriyle denkleştirebilecek ve hatta süreklilikle izlenebilecek bir mantığı yok bu işin.

mevzu eğer işid'in katliam yapmasıysa işid başka yerlerde de, arapların oturduğu yerlerde de bir sürü katliam yapıyor. oralara hiçbir müdahale görmüyoruz. aksine işid'e karşı hiçbir hava saldırısı görmüyoruz ama öso'nun biraz mevzilendiği, biraz etkinlik kazandığı yerlerde suriye uçaklarının yani esad rejiminin hava bombardımanını görüyoruz. pyd bölgelerine, pyd'nin etkin olduğu bölgelerde ise koalisyon güçleri yine devreye girip, bu sefer daiş'in ele geçirdiği mevzileri boşaltıp, yerine kurtarıcı olarak pyd'yi yerleştiriyor.

aslında ilişkileri açısından işid ile pyd arasında bir fark yok. ikisi de son derece danışıklı gidiyorlar gibi görünüyor. esad rejiminin şu ana kadar daiş mevzilerine yaptığı bir saldırı hatırlamıyorum. belki çok sembolik, dostlar alışverişte görsün kabilinden bir, iki saldırı vardır ama çok etkili bir saldırı yok. ama nerede bir öso mevzii ele geçiriyorsa hava bombardımanı geliyor oraya. eğer mesele daiş ile savaşsa, işte öso, daiş ile en etkili savaşı yapıyor. en fazla mağdur olan da o. en fazla insan kurban veren o. fakat öso'ya hiçbir şekilde koşmayan yardımlar pyd'nin yardımına koşuyor.

neden sizce ?

doğrusu biz de bu yardımı iyi niyetli görmüyoruz. açıkçası çok iyi niyetli bir yardım olarak görmüyoruz. pyd'nin kendisi de ciddi bir etnik temizlik içerisine girmiş durumda. etnik temizlik sadece araplara ve türkmenlere karşı değil, kendisinden olmayan kürtlere daha büyük bir etnik temizlik uyguluyor. düşünün 500 bin kişi rojava bölgesinden kürt kuzey irak'a göç etmek zorunda bırakıldı. irak kürdistanı’na göç etmek zorunda bırakıldı, kovuldu, birçoğu öldürüldü, katledildi.

tel abyad'da bir tane kürt yoktu bu olaylar öncesinde. daiş oraya saldırmadan bir tane bile kürt yoktu. fakat koalisyon güçlerinin bombardımanıyla, hava yardımlarıyla daiş orada doğru dürüst bir savaş bile yürütmedi orada, bir mermi bile sıkmadan orayı pyd güçlerine terk etti. adeta koalisyon güçlerinin hava bombardımanını bahane saydı, oradan çekildi. pyd güçleri geldikten sonra türkiye sınırına bir anda 20 bin kişi yığıldı. 20 bin türkmen ve arap yığıldı. pyd diyor ki, "etnik temizlik yapmıyorum". etnik temizlik yapmıyorsanız bu kadar arap ve türkmen’in bizim sınırımızda ne işi var?

biliyorsunuz göç dalgaları, mülteci dalgaları genellikle bir yerde bir sorun olduğunu gösterir. bir temizlik olduğunu gösterir. bu kadar kadın, çoluk çocuk, bu kadar insan buraya göç etmek zorunda kaldıysa demek ki orada bir etnik temizlik var. "ben etnik temizlik yapmıyorum" diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. 

türkiye’nin aldığı önlemler daha çok pyd'ye karşı bir önlem gibi algılanıyor...

sadece pyd'ye karşı değil. eğer pyd, daiş'i bahane ederek burada bir mevzi kazanıyorsa, daiş türkiye'nin de düşmanıdır. türkiye her türlü etnik temizliğe karşı bir müdahale... esad'ın yaptığı etnik temizliğe, ister pyd'nin, ister daiş'in yaptığı, her türlü etnik temizliğe karşı tedbir almış oluyoruz.

türkiye'nin orada bir kürt oluşumuna karşı endişesi olduğu yorumu .....

türkiye'nin kürtlerle ilgili bir endişesi yok. türkiye kürtlerin düşmanı değildir. türkiye kendi bünyesinde çok sayıda kürt barındıran ve bunların hakkını, hukukunu son zamanlarda en iyi şekilde geliştirmeye çalışan, model oluşturmaya çalışan bir ülke.

aslında türkiye'nin geliştirmeye çalıştığı ülke birlikte yaşamanın en mükemmel modelini de oluşturmaya çalışıyor. ama eğer biz burada, suriye'de de haddizatında kürtlerin normal vatandaşlık statüsüne sahip olması için, geçmişten bu yana, yani esad ile aramızın iyi olduğu dönemlerden itibaren son zamanlara kadar da türkiye hep iyi niyetli bir çaba içerisinde oldu.

suriye'deki kürtler bizden öte, farklı varlıklar değildir. suriye'nin kürtleri de türkiye'nin bir parçasıdır. tıpkı türkiye'nin kürtlerinin bir parçası olduğu gibi. arap, türk, kürt kim varsa hepsi türkiye'nin de bir parçasıdır. biz oradaki herhangi bir grubu ayırt ediyor değiliz. suriye'de araplar kürtlere karşı bir ayrım yapmaya kalkışırsa ona da karşı çıkarız. bir etnik temizlik yapmaya kalkışırsa ona da karşı çıkarız. ona karşı tedbirimizi almaya çalışırız. ona karşı tedbirimiz aslında, birlikte, bölünmemiş bir suriye'dir. herkesin kendi vatandaşlık statüsünde insani hakkını maksimum düzeyde kullanabildiği bir suriye'dir bizim hedeflediğimiz şey. parçalama hiç kimseye hiçbir şey getirmiyor. etnik ayrımcılığın zaten bir şey getirmediği ortada. biz türkiye'de aşmaya çalıştığımız bu sorunun suriye için bu aşamada suriye'ye musallat olmasını elbette ki istemeyiz.

türkiye'nin aldığı önlemler konusunda, türkiye’deki kürtleri ikna etmek gerekmez mi?

“iç kamuoyuna dönük çalışmamız olur elbette ki. türkiye'deki kürtler, bizim kürtleri yok sayan, öteleyen bir yaklaşım içinde olmadığımızı biliyorlar. bunu daha iyi bilmeleri için tabii ki daha açık mesajlarımızı vereceğiz. bizim derdimiz asla suriye'deki kürtlerle değil, pyd yapısı bize göre kürtleri temsil eden bir yapı değil. en başta kürtler arasında ayrım yapan kürtleri parçalayan ve kürtler üzerinde hegemonya kurmaya çalışan bir varlık.

şu anda birtakım güçler orada bir dizayn yapmaya çalışıyorlar ve orada bazı kürtleri kullanmaya çalışıyor. o bazı kürtler pyd'nin kontrolündeki, pyd'nin örgütlemeye çalıştığı kürtlerdir. pyd'nin örgütlemeye çalıştığı bu oluşumun kürtlere de, bölgeye de bir faydası olmayacaktır. hiç kimseye faydası olmayacaktır. emperyalist birtakım emellere hizmet edecektir. kürtlerin de buna alet olmamak gibi bir sorumlulukları elbet olacaktır.

türkiye'nin aldığı önlemler, türkiye'yi  işid hedefi yapar mı? güvenliği etkileyecek şekilde karşılık verebilir mi? böyle bir endişe var mı?

her çeşit ihtimal var. böyle bir kirli savaşın içerisinde her çeşit kirli senaryo, kirli eylem bekleriz açıkçası. türkiye öteden beri böyle kirli bir savaşın hedefi olmuştur. geçmişte reyhanlı'da yapılan saldırı oldu iki sene kadar önce, 50 vatandaşımızın bombalı saldırıda hayatını kaybettiğine şahit olduk. esad rejimi bu şekilde fitne üretiyor ne yazık ki. ve uluslararası güçleri biz biraz daha tutarlı ve biraz daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. yani biz herhangi bir grubu destekliyor değiliz. biz suriye halkını destekliyoruz. suriye halkının bütün unsurlarıyla kürt'üyle, alevi'siyle, arap'ıyla, türkmen'iyle, hepsiyle beraber oluşturabilecekleri bir suriye için şartları ve zemini oluşturmak zorundayız. orada böyle bir esad rejiminin etkili olduğu ortamda mümkün olamıyor ne yazık ki. 

türkiye uzun süredir uluslararası toplumu ikna etmeye çalışıyor. bu tedbirlerin arttırıldığı süreçte ekstra çaba olacak mı?

elbette ki. diplomatik görüşmeler, girişimler elbette ki yapılacak. suriye dostları'nı toplantıya çağırabiliriz. koalisyon güçlerinin yaptıkları işler konusunda abd ile, rusya ile bu tür girişimleri yapmaya devam edeceğiz. 

suriye'de kara harekâtı aşamasına mı gelindi ?

onu söyleyemem. onun değerlendirmesini yapmak… askeri bir değerlendirme gerekir.

türkiye'nin kara harekâtıyla tek başına girebileceğini düşünüyor musunuz?

tek başına girebilir isterse ama durum nedir? açıkçası benim bu konuda bir şey söylemem doğru olmaz.

kaynak: al jazeera 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;