Almanya

'İfade özgürlüğü bizim de değerimiz'

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Fransa'daki saldırıların ardından Almanya'da basın özgürlüğüyle dayanışma kararı aldı. DİTİB'den Zekeriya Altuğ ve Alman gazeteciler gelecekteki zorlukları ve atılması gereken adımları anlattı.

Konular: Almanya
Almanya'da son günlerde yabancı ve İslam karşıtı Pegida'ya karşı gösteriler de yoğunlaştığı. [Fotoğraf: Reuters]

fransa’da charlie hebdo’ya saldırı almanya’da da büyük kırılmalara neden oldu. çünkü ülkede aylardır ‘batının islamlaşmasına karşı vatansaver avrupalılar” (pegida) oluşumu islam karşıtı gösteriler yapıyor. herkesin gözü grubun yeni gösterilerinin ne kadar taraftar çekeceğinde. gerçi pegida’nın kalesi dresden’den cumartesi günü güçlü bir mesaj geldi. 35 bin kişi pegida karşıtı gösteri yaptı ancak travma kolay atlatılacağa benzemiyor. berlin’de fransa saldırılarının ardından polis nöbet tutuyor. almanya’daki en büyük müslüman oluşumlardan diyanet işleri türk islam birliği (ditib) de fransa saldırısının kendilerine destek olanlarda yarattığı travmanın üstesinden gelmek için önemli bir adım attı. imamları 16 ocak cuma günü namazdan sonra medya kuruluşlarının önünde nöbet tutmaya çağırdı. al jazeera’nın sorularını yanıtlayan ditib dış ilişkiler sorumlusu zekeriya altuğ, kararı alma nedenleri için "sadece batı’nın değerleriyle dayanışma içinde olduğumuzu değil, bu değerlerin bizim de ortak değerlerimiz olduğunu göstermiş olacağız" dedi. 

DİTİB'den Zekeriya Altuğ, 'basının çalışma özgürlüğünü koruruz' diyor.
[[Fotoğraf: Osman Kaytazoğlu / Al Jazeera Türk]]

imamları önümüzdeki hafta cuma namazından sonra gazete ve televizyonların önünde nöbet tutmaya çağırdınız. bu eylem avrupa’daki müslüman toplum adına çok ses getirecek bir eylem olacağa benziyor.

tabii paris’teki saldırı son aylarda çok sıkça karşılaştığımız terör saldırılarının yanısıra iki yönüyle bizim için daha önemli hâl alıyor. birincisi hemen yanımızda, avrupa’nın içinde olması. ikincisi olayın yapılış tarzıyla birlikte hedef aldığı kitle ve gerçekleştirilme şekli. bu aynı zamanda fikir özgürlüğüne ve basın özgürlüğüne yapılmış bir eylem. işid ve benzeri terör örgütlerinde bu tutuma aşinayız. kendilerinden olmayan her düşünceye karşılar. burada da ‘bize karşı düşüncelere sahip olursanız sonucu bu olur mesajı’ veriliyor. biz bu fikirleri beğenmesek de hiçbir insan düşüncesini beyan etmesinden ötürü hayatı için endişeye düşmemesi gerekir. bazı hatalar ona karşı hukuk kuralları içinde ve uygun yöntemlerle karşılık bulmalı, hiçbir zaman terör ve cinayet bunun karşılığı olamaz. biz bunu ifade ederken özellikle de basın ki bir toplumun ifade özgürlüğünün sembolü olarak kabul edilirse, basının hedef alınmasına karşı, her ne kadar bizimle ilgili hoşumuza gitmeyen haberler yapsa bile basının çalışma özgürlüğünü koruruz. biz bu mesajı vermek istiyoruz.

aşırılıkçılarla mücadele için ne tür adımlar atmayı planlıyorsunuz?

bizim görevimiz kendi cemaatimize hizmet etmek. biz bunu doğru yaptığımız sürece, bunu etkin yaptığımız sürece her türlü aşırılığa karşı en büyük önlem olacaktır. aşırı uçlar belki hiçbir zaman yok olmayacaktır ama biz müslümanların çoğulculuğunu en iyi şekilde temsil ettiğimiz sürece, çoğunluğu güçlü kıldığımız zaman aşırılıkçı uçlar geri planda kalacaktır. etkilerini yitirecektir. biz bu yönde son zamanlarda kadın ve gençlik kollarımızda önemli adımlar atıyoruz. bunlara ağırlık verdik. teşkilat yapımızda yeniliklere gittik. almanya’da islam’ı, müslümanların çoğunu temsil eden islam’ı daha görünür kılmayı amaçlıyoruz. bu her şeyden önce kendimize karşı sorumluluğumuz. bunu başardığımız takdirde yolunu şaşırmış, arayışlara düşmüş bazı gençlerimizin de nerede yardım bulabileceklerini bilmelerini sağlamış oluruz. birçok alanda çalışıyoruz ama bunu henüz toplumsal bazda kamuoyunda etkin halde duyurma başarısını gösteremedik. bu cuma eylemini de bununla koordine etmemizin nedeni de bu. bizim için cuma günleri çok önemlidir. cuma namazı dinimizde ve toplumsal yapımızda çok önemli bir ibadet. bunu daha toplumsal hale getirip, insanlar baksın islam hutbelerde hangi mesajları veriyor, bilsinler.

Berlin'deki Şehitlik Camii
[[Fotoğraf: Osman Kaytazoğlu / Al Jazeera Türk]]

bertelsman stiftung’un raporunda müslümanlarla alman toplumu arasındaki iletişimin zayıf olduğunu gösteren sonuçlar var. iş dışında neredeyse hiç görüşmüyorlar. rapora göre iletişim eksikliği islam’ın batı ile uyumsuz olduğunu düşünenlerin sayısını da artırıyor.

islam batı ile uyumsuz iddiası aslında batı’nın uyumsuzluğu iddiasını içinde barındırıyor. çünkü islam kendi coğrafyasında ortaya çıkışından itibaren her çeşit kültürle, farklı medeniyetlerle içiçe yaşamış, tüm zorluklara rağmen geçtiğimiz yüzyıla kadar bunu örnek bir şekilde yürütebilmiştir. islam uyumsuz diyen bu realiteyi görmezden gelmiş oluruz. ama şu iddia doğru olabilir; özellikle almanya’da avrupa’nın ortasında olan bir ülke olarak başka kültürlerle tanışma ve bir arada yaşama tecrübesine sahip değil. bunu bilerek hareket etmemiz lazım. almanya bunu yeni öğreniyor. insanlar özellikle bilmediklerinden daha çok korkuyorlar.

mesela pegida’nın kalesi dresden’de müslüman nüfus çok az. belki de islam’ı işid’in videolarıyla tanıyorlar. bununla nasıl baş edilecek?

öncelikle şunu hatırlatmak lazım, bertelsman’ın daha önceki raporlarında da islam’a karşı yüksek olumsuz bakış açısı ortaya konmuştu. ama 3-4 sene önce arap baharı vardı, işid yoktu. yani islam’a karşı olumsuz bakış işid yokken de vardı. islam’ı tanımamak tabii bir antipati kaynağı olabiliyor. bu örgütler bunu daha da şiddetlendiriyorlar. ama kaynak değil. islam’a karşı duruşun kaynağı o değil. sizin dediğiniz doğru, tanımayanlar daha çok korkuyla yaklaşıyorlar. bazılarının korkuları kendi açılarından samimi korkular. bu insanlara ulaşmak için 10-15 cami yapamayız. o kadar müslüman yaşamıyor çünkü orada. biz değişik kanallar açmalıyız. onun için önümüzdeki cuma günkü eylem bunun bir örneği. medyayla bir araya gelmek. medya ile dayanışmamızı göstererek sadece bu toplumun temel ilkeleriyle dayanışma içinde olduğumu göstermiş olmayacağız o temel ilkelerin bizim de temel ilkelerimiz olduğu mesajını bu topluma anlatmamız gerekiyor. insanlar sanıyor ki müslümanlar basın özgürlüğünü önemsemez hatta ona karşıdır. tam aksine bu özgürlükler bizim dinimizin ilk kuruluşundan itibaren koruma altına aldığı özgürlükler. bunu anlatırken basının da bize destek olması lazım. en iyimser tahminle biz 4 milyon kişiyiz. kapı kapı dolaşarak anlatamayız. basının da bize destek olması lazım.

paris saldırısı almanya’daki müslüman toplumun hayatını nasıl etkileyecek?

bu saldırı fransa’yı derinden etkiliyor. almanya’yı da çok etkileyecek. 11 eylül de almanya’da hayatı müslümanlar için zorlaştırdı. ama bu şerden hayra vesile olacak bazı olaylar da doğabildi. daha çok diyalog içine girildi. toplum müslümanları daha çok tanımaya başladı. almanya’da bazı eyaletlerde anlaşmalar yapıldı. islam’ın almanya’da toplumsal olarak kabul edilmesi, resmen tanınması noktasına gelindi. son aylarda almanya’da çok tehlikeli bir tırmanış vardı. alman toplumu geçen hafta buna çok güçlü bir mesaj verdi. ama paris saldırısının pegida’yı güçlendireceği daha ilk andan itibaren kendini gösterdi. alman toplumuna özellikle siyasilerden medyasına sivil toplum kuruluşlarına kadar çok sağduyulu mesajlar verildi. bunu çok takdirle karşılamak gerekiyor. bu sağduyulu mesajların arkasının gelmesi herhangi bir aksiyonizme kapılmadan, kin ve öfkeye yer bırakmamak için daha çok omuz omuza birlikte hareket etmemiz gerekiyor. bu eylemlerin karşılığı güvenlik önlemlerini artırmak değil, islam’ı almanya’nın bir parçası yapmaktır. kabul edilmiş bir islam’a karşı fobiler de azaltacaktır. önyargıları azaltacaktır. bundan sonra daha fazla birleşmeye ihtiyacımız var.

alman gazeteciler: diyaloğu güçlendirecek her adım çok önemli

Taz'ın editörlerinden Daniel Bax, kültürler arası diyalogda medyaya da sorumluluk düştüğünü söylüyor.
[[Fotoğraf: Osman Kaytazoğlu / Al Jazeera Türk]]
,

ditib’in bu eylem kararını alman gazetecilerle de değerlendirelim istedik. fransa saldırısı sonrası kapısında polisin nöbet tuttuğu liberal-sol gazete taz’ın editörü daniel bax, bu tür adımların toplumlr arasındaki diyaloğu güçlendireceği görüşünde.

daniel bax: diyaloğu ve karşılıklı anlayışı  teşvik eden her türlü eylem iyidir. terör saldırılarının yol açtığı toplumlar arası uçurumları kapatan her türlü köprü çok önemli. aslında saldırı sonrası çok fazla eylem var. salı günü de brandenburg’da müslüman toplumun büyük bir gösterisi olacak. alman cumhurbaşkanı konuşacak. gazetecilerin bu tür terörist saldırılardan etkilenmeleri çok normal. sonuçta editör toplantısında öldürüldüler. yani şu an bizim bulunduğumuz bu salonda biz de her gün aynı şekilde toplantı yapıyoruz. açıkçası ben burada özel bir güvenliğe ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. bir çeşit paranoya var evet… ama bu doğal. düşünsenize eğer yahudi olsaydım bir yerde yahudiler öldürülseydi herkesten daha fazla şok olurdum. müslüman olsaydım, başka bir yerde müslüman öldürüldüğünde de daha fazla şok olurdum. gazeteciler öldürüldüğü için doğal olarak daha fazla şok oldum. hrant dink öldürüldüğünde de aynı şekilde hissetmiştim. ‘ben charlie hebdo’yum’ demek, ‘ben hrant dink’im’ demek bu yüzden doğal.

müslüman toplumun saldırıya tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

bence doğru olanı yapıyorlar. aslında iki taraf da- iki taraf yanlış bir söylem aslında- alman politikacılar  da ilk başta bu saldırganların terörist olduklarını, müslümanlarla alakaları olmadığının altını çizerek doğru yaptılar. müslüman kuruluşlar da hemen bunu bir terör eylemi olarak kınadılar. ‘ama biz karikatürleri beğenmemiştik’ bile demeden doğrudan kınadılar. çok açık bir kınama geldi. böyle bir saldırının hiçbir meşruiyeti olamayacağını vurguladılar. 10 yıl önce durum farklıydı. (hollandalı yönetmen) theo van gogh öldürüldüğünde hükümet buna nasıl tepki vereceğini bilememişti. ama şimdi tüm farklılıklar çevresinde bir birlik var.

müslüman toplum medyada daha çok görünür olmanın diyaloğu güçlendirebileceği görüşünde. sizce alman medyası ne yapabilir? berlin’deki gösteride bize ‘neden sadece pegida gösterilerini veriyorsunuz da çok daha fazla insanın katıldığı pegida karşıtı gösterileri vermiyorsunuz’ eleştirisi yöneltildi.

maalesef medya hep olumsuz, şok edici olaylara odaklanır. tamam olumlu şeylere de odaklanırız ama bunları hep sıkıcı buluruz. medya da tabii burada sürekli olumsuz şeyleri gündeme getirme konusunda kendisini sorgulamalı. sadece terör saldırısı olduğunda müslümanlarla ilgili haber yaparsanız insanlar ister istemez bunları birbirine karıştırır. ardından gelecek ‘islam’la terörün alakası yoktur’ söyleminin de bir faydası olmaz. almanya’daki müslümanların gerçekliğine dair diğer yanları da göstermek zorundasınız. ancak 10 yıl öncesine göre ben durumu daha olumlu görüyorum. artık haber merkezlerinde daha fazla müslüman gazeteciler var. tıpkı eskiden haber merkezlerinde daha az kadın gazeteci vardı. erkekler domine ediyordu. şimdi daha fazla kadın gazeteci var. dolayısıyla islam’la ilgili bir haber olduğundan masada bir müslüman gazetecinin olması önemli. mesela 10 yıl önce der spiegel’i okuduğunuzda islam korkusuyla ilgili kapaklar görürdünüz. şimdi öyle değil. mesela avusturya’da profil diye bir dergi var. 10 yıl öncesinin der spiegel’i gibi. islam ve terörün bir arada olduğu kapaklar yapıyorlar. bence bu çok sorumsuz bir gazetecilik.

Taz'ın önünde bir polis arabası 24 saat nöbet tutuyor.
[[Fotoğraf: Osman Kaytazoğlu / Al Jazeera Türk]]

der spiegel'in özellikle avrupa'nın göçmen politikasına eleştirileri getiren haberleriyle bilinen muhabirlerinden maximillian popp da diyaloğu güçlendirecek adımlara ihtiyaç olduğuna dikkat çekerken, "hepimiz terör saldırılarına karşı dayanışma içinde olmalıyız" dedi. islam'ın işid, boko haram ve el kaide gibi örgütlerle bağdaştırılmasından kaçınılması çağırısı yapan popp, "avrupa'da şu an pervasız terör saldırılarıyla ilgili müslümanları suçlama eğilimi var. bence şu an paris'te yaşananlar, nijerya'da boko haram'ın yaptıkları ya da suriye'de işid'le ilgili olanların islam'la hiçbir ilgisi olmadığını açıkça ortaya koymak, bunun tamamen bambaşka bir hikaye olduğunu belirtmemiz gerekiyor. medyanın bu konuda çok açık olması çok büyük bir sorumluluk" dedi. 

 

Osman Kaytazoğlu

1977’de tokat’ta doğdu. izmir karşıyaka lisesi mezunu. boğaziçi üniversitesi’nde matematik eğitimi aldı.gazeteciliğe radyo boğaziçi’nde başladı. üniversiteden mezun olduktan sonra 5 yıl matematik öğretmenliği yaptı. radikal gazetesi dış haberler servisinde 3 yıl çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;