Mısır'da darbe dönemi

'İhvan ön planda olmayacak'

Mısır’da Müslüman Kardeşler’in ilk hedefi darbe yönetimini devirmek. Sonrasında arka planda kalacaklar. Al Jazeera'ye konuşan Şura Meclisi üyesi Haşmet, "Darbeyi desteklemeyen diğer devrimci tarafların önde olmasını sağlamaya çalışacağız" dedi.

Konular: Mısır, Ortadoğu
Mısır'da 529 kişiye verilen idam cezası hakkında hâkim kesin hükmü 12 Mayıs’ta verecek. [Al Jazeera]

darbeyle iktidardan uzaklaştırılan müslüman kardeşler'in yöneticileri hapse atıldı, terör örgütü ilan edildi. 24 mart’ta da, 529 üyesi ölüm cezasına çarptırıldı. buna rağmen müslüman kardeşler’in darbe yönetimine karşı mücadelesi sürüyor. idam kararlarını, dünyadan gelen tepkileri ve bundan sonra olabilecekleri müslüman kardeşler şura meclisi üyesi cemal haşmet ile konuştuk.

idam kararlarını duyduğunuzda ilk tepkiniz ne oldu?

rejim aklını kaçırmış olmalı diye düşündüm. mahkemelerin artık bir yürütme organı haline geldiğini ve küçük düştüğünü düşündüm. ama asıl problem bu kararların uygulaması değil, alınmasıyla ilgili bence. çünkü bu kararlar sokaklardaki cinayetlerin artık mahkemelere sıçraması anlamına geliyor. mahkeme bu tarz adil olmayan kararlarla rejimin suç ortağı olmuş oldu. ikinci olarak adli kurumların artık rejimin bir parçası olması, darbecilerin mahkemeleri istediği gibi kullanabileceği anlamına geliyor. bu süreçten sonra yönetim güvenilir bir taraf sayılamayacak. bir yandan gösterileri yapan gençlere 10-17 sene hapis cezası verildi. öte yandan resmi araçlarla sevk edilen 37 sanığı öldürenler hakkında beraat kararı çıkartıldı.

ne anlama geliyor bu kararlar?

uluslararası hukukta bir davada aynı taraftan 100 kişiden fazlasına idam kararı vermek soykırım sayılır. dolayısıyla  bu kararın şeklinde ve özünde büyük bir tehlike var. uygulanması bizi çok ilgilendirmiyor. çünkü mahkûmların birçokları serbest bırakıldı, bazıları kaçak, az bir kısmı ellerinde. şu an ellerinde olmayanları tutuklayınca mahkemeye bir daha çıkacaklar. ellerindekilerse karara itiraz edip üst mahkemeye taşıyacak davayı. dolayısıyla uygulama açısından karar değersiz kalacak. burada asıl mesele kararın alınmasıyla gösterilen cesarettir. hiçbir kanıt olmadan 529 kişiye idam kararı vermek manidardır.  bütün bu 529 sanığın suçu bir kişi öldürmek. o öldürülen polisin karısı çıktı, dedi ki ‘bunlar kocamı öldürmedi, kocamı öldüreni tanırım ve o hâlâ serbest dolaşıyor.

idamların gerçekleşeceğine inanmıyor musunuz?

evet, uygulanacağına ihtimal vermiyorum. bizim korktuğumuz şey, böyle bir karar almak için nereden cesaret bulduklarıdır.

nereden cesaret buldu sizce?

darbeci rejimden aldı cesaretini, çünkü rejimin aleti oldu. bu katil, işkence, kuşatma ve takip işlerini yapan askeri rejimin mısır’da yapmadığı kalmadı ve bu mahkeme rejime uydu. medyanın da içişleri bakanlığı mensuplarının da, adli kurumların da rejime tabi olması da şaşırtıcı bir şey değil artık.

idamlara karşı dünyadan gelen tepkiyi yeterli buluyor musunuz?

bazı hukuki kuruluşlar konuyla yeterince ilgilendi. fakat bu tepkiler hükümetlerin tepkileriyle örtüşmüyor. müslüman kardeşler’den olmayan diğer devrimci tarafa mensup olan üç,dört kişiye üç sene hapis cezası verildiğinde birleşmiş milletler (bm) konuyu konuştu. avrupa birliği (ab) yüksek temsilcisi catherine ashton ve ab sesini çıkardı. oysa yüzlerce kişiye idam verilince sisi’ye meşruiyet vermeye giden ashton’un sesi çıkmadı.

devletlerden ne bekliyorsunuz?

insani bir tepki bekliyorduk. biz onların bir taraf tutmalarını istemiyoruz. bu sanıklar barışçıl protestocuydular. onlar mağdur. bu rejim darbeyle gelen bir rejimdir. dünyaca meşruiyetini yitiren bir rejimdir. suriye’de gece gündüz süren ölümü kimse konuşmuyordu daha sonra kimyasal silahlar kullanılmaya başladığında bütün dünya seferber oldu çünkü bu silah israil güvenliğine tehdit oluşturuyor. mesele çifte standart meselesi. bundan sonra  da mısırlılar bulundukları her yerde milletvekilleri veya hükümet sorumlularıyla bir araya gelecek. mısır dışişleri bakanlığı’nın iddialarının yalan olduğunu ortaya çıkarana kadar herkesle görüşmeye devam edeceğiz.

abd demokrasi vaadiyle irak’ı işgal etti. mısır’da demokratik seçimler sonucu müslüman kardeşler’den muhammed mursi cumhurbaşkanı oldu ve darbeyle devrildi. o zaman abd dışişleri bakanı john kerry şöyle bir açıklama yaptı: asker mısır’da demokrasiyi yeniden inşa edecek. ortadoğu halkı demokrasiye inanır mı bundan sonra?

olayın en riskli yanı bu zaten. batılı ülkeler kendilerine göre bir demokrasi arıyorlar bölgede. demokrasi, onların istedikleri tarafları iktidara getirmezse, o demokrasiyi saymıyorlar. amerika ve avrupa, bu demokrasi silahını, insan hakları silahı gibi kullanıyor. işine geldiği zaman kullanırlar, işine gelmediği zaman görmezden gelirler. ama demokrasi bu bölgede özgür irade, istikrar ve gerçek gelişmeye yol açacaksa onu şimdilik istemezler.

müslüman kardeşler terör örgütü olarak nitelendirildi. bundan sonra mısır içerisinde müslüman kardeşler nasıl bir rol oynamalı?

örgütün içerideki çoğu üst düzey isimleri hapiste şu an. şehit olanlardan söz etmeme gerek yok. kalan üyelerimiz mısır devriminin atan kalbinde, sokaklarda, faaliyetlerini düzenlemeye, şehit ve yaralı aileleriyle dayanışmaya devam ediyor. alınan siyasi kararın yani müslüman kardeşler’in terör örgütü ilan edilmesinin hiçbir değeri yok. öte yandan, gelecek seçimleri ve sonuçlarını tanımayacağız. çünkü batıl ile başlayan batıl ile sonuçlanır. seçime halktan katılım da beklemiyoruz. zaten yurtdışı görüşmelere bile çıkamayan bu adam kendi cumhurbaşkanlık başvurusunu kendi başına yapamayıp elçilerini gönderdi. kendini korumak için bir asker taburu oluşturdu. böyle biri nasıl cumhurbaşkanı olsun? ellerine kan bulaştıktan sonra nasıl olur?

geçen ay anadolu ajansı'na (aa) verdiğiniz röportajda, nisan ayı içinde tunus’ta gannuşi’nin çözümüne yakın bir çözüm bulacağınızı söylemiştiniz? nasıl bir adım atacak müslüman kardeşler?

mısır’ın tekrar demokrasi ve meşruiyet yoluna girmesi için uzlaşmaya hazırız demek istemiştim aslında. bundan sonraki stratejimizde öncelikle darbeyi devirmek, daha sonra ise siyasi arenada öne çok çıkmayıp diğer darbeyi desteklemeyen devrimci tarafların önde olmasını sağlamaya çalışacağız. darbeden sonraki seçimlerde müslüman kardeşler çoğunluk olsa bile liderliğe geçmeye niyeti yok bir süreliğine. her şeyi diğer devrimci güçlerle paylaşacağız. devrimi güçlendirmek adına devrimcilerin safında birlik oluşturacağız. devrimciler tekrar aynı safta birleşse bu şu anki darbecilere çok büyük rahatsızlık verecek.

birleşmek için kimlerle görüşüyorsunuz?

darbeye katılmayan partiler, darbeye katılıp sonra ise sahteliğini görünce vazgeçen herkesle görüşüyoruz. spor kulüplerin fanatikleriyle bile. mısır tablosundaki herkesle görüşmeye çalışıyoruz.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;