Türk dış politikası

İran ile 'bıraktığımız yerden' devam

Türk Dışişleri'nden üst düzey bir yetkili, gerilen Türkiye-İran ilişkilerinin normalleşmesi için önümüzdeki dönemde bazı adımların atılacağını, üst düzey ziyaretlerin bırakılan yerden başlayacağını söyledi. "Ancak hemen yakınlaşacağız demiyoruz, mezhepçilik kartı ilişkilerdeki en büyük sorun" dedi.

İran Dışişleri Bakanı Zarif'in, Ağustos ayında ertelediği Türkiye ziyaretini 'yakın bir zamanda' yapması bekleniyor. [Fotoğraf: AA - Arşiv]

bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan dışişleri bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, iran dışişleri bakanı zarif'in ağustos ayından bu yana ertelenen türkiye ziyaretini yakın zamanda yapacağı, öncesinde iranlı bir dışişleri bakan yardımcısının ankara'yı ziyaret edeceği bilgisini verdi:

"bir süredir iç gündeme odaklandık, seçimler vardı. iran'la üst düzey temas trafiği duraklama evresine girdi. sanıyorum önümüzdeki birkaç hafta ya da belki birkaç ay içinde üst düzey ziyaretler bıraktığımız yerden başlayacak.

karşılıklı bir takım demeçler oluyor zaman zaman. suriye başta olmak üzere bölgedeki gelişmeler ilişkilerdeki temel ayrışmazlık noktası. iki ülke de ikili ilişkilere yansıtmamayı başardı. iki ülkenin birbirine ihtiyacı var, onun bilincinde olarak bazı konularda anlaşamasak, hatta tam ters düşsek de ilişkilerimizi yürütmeyi başardık. özellikle yaptırımlar kalktıktan sonra ekonomik ve ticari bakımdan ilişkilerin daha da gelişeceğini düşünüyorum."

"mezhepçilik bizim için rahatsızlık unsuru"

iran'ın bölgede nüfuz alanları yaratmak için mezhepçilik kartını kullanabildiğini söyleyen yetkiliye göre ilişkilerdeki en büyük sorun bu. temaslar artsa da illişkilerin hızla düzelmesini düşünmek ise 'naiflik':

"iran'ın daha farklı yaklaşımı var bölgeye, mezhepçiliği kullanabiliyor nüfuz alanları yaratmak için. iran'ın da meşru endişeleri var. müslüman dünyasında azınlık ülke, şiiler küçük bir grup. islam devriminden bu yana iran'a yönelik bir takım tepkiler var. iran da bunu tehdit olarak görüyor ve buna karşı bir politika geliştiriyor. bu da sünni ve şiiler arasındaki güvensizliği artıran bir unsur haline geliyor.

mezhepçilik kartına başvurması ilişkilerimizde bir rahatsızlık unsurudur. ancak elbette iran'ı hemen değiştirmek mümkün değil. üst düzey ziyaretler yapıyoruz, hemen yakınlaşacağız diye naif bir yaklaşım benimsemiyoruz. ama türkiye her zaman angajmandan yana olmuştur. şimdi ruhani gibi ılımlı bir dil kullanan, dünyayla bütünleşmeye öncelik veren bir cumhurbaşkanı var. batı da özellikle bu güçleri kullanışlı konuma getirmek istiyor.

uzun vadeli bir şey bu, 'stratejik sabır' denen bir kavram var. iran'dan çok kısa sürede çok fazla şey beklemeyelim, sabır gerekir. obama yönetiminin de yaklaşımı bu. 'on yıl sonrasının iran'ını hedefliyoruz' diyorlar."

"islam ittifakı evrilmemiş bir girişim"

üst düzey türk dışişleri yetkilisi, suudi arabistan öncülüğünde kurulan ve hem siyasi hem askeri boyutu olduğu açıklanan 'teröre karşı islam ittifakı' koalisyonuna iran'ın tepkisi sorulunca, türkiye'nin de dâhil olduğu ittifak için 'tam evrilmemiş' ifadesini kullandı:

"suudi arabistan'ın öncülük ettiği koalisyonun tam ne olduğunu kimsenin bildiğini söylemek mümkün değil. tam evrilmemiş bir girişim. koalisyon içindeki ülkelerden bile farklı tepkiler geldi."

"mini tecrit iranlıları mutlu etmedi"

iran, nükleer anlaşmadan sonra dünyaya entegre olmayı beklerken bölgesel anlamda dışlanmaktan rahatsız. aynı yetkili, israil ve suudi arabistan gibi ülkelerin iran'ın entegrasyonunu tehdit olarak gördüğünü, bunu engellemeye çalıştıklarını söyledi:

"iran'da bir rahatsızlık olduğu kesin. haklı bir konumda olacağını düşünüyordu idam sonrası ama ertesi gün suud sefareti basılınca bir anda zor durumda kaldı. bölge ülkeleriyle ilişkilerin kesilmesi, diplomatik ilişkilerdeki düzeyin düşürülmesi iran'ı rahatsız etti. tam da uluslararası topluma entegre olmak üzereyken bölgesel anlamda mini tecrit iranlıları mutlu etmedi.

nükleer anlaşma ilân edildikten sonra ruhani 'biz bunun bölgede de yeni bir ortam yaratmasını bekliyoruz' temasını işlemişti, suudi arabistan bunu farklı şekilde algılıyor. suudi arabistan ve israil bu noktada garip bir şekilde aynı safta demek yanlış olmaz. iran'ı tehdit olarak görüyorlar ve baltalamak için ellerinden geleni yapıyorlar."

"bizden katkı istenirse üzerimize düşeni yaparız"

ankara'nın iran-suudi arabistan krizinde yaptığı açıklamalarda, iran'daki büyükelçilik baskınına vurgu yapıldı. bu açıklamalara iran'dan ciddi anlamda olumsuz tepki gelmediğini hatırlatan diplomatik yetkili, "iran enerjisini suudi arabistan ve birleşik arap emirlikleri gibi suudi arabistan'a yakın ülkelere yöneltmiş durumda" dedi.

aynı yetkiliye göre iki ülke arasındaki ilişkiler hâlâ çok sıcak ve türkiye'nin devreye girmesini gerektirecek bir durum henüz yok. şimdilik gündemde farklı bir adım olmasa da "bizden katkı istenirse memnuniyetle üzerimize düşeni yaparız" diyor.

bu süreçte iran medyasında çıkan cumhurbaşkanı erdoğan'la ilgili iddiaların ise hamaney'e yakın muhafazakâr medyada yer aldığını, devletin planlı bir şekilde türkiye'yi hedef almadığını söylüyor. yetkili, hamaney ve ona bağlı devrim muhafızları'nı işaret ederek "iran'da türkiye ile ilişkilerin gelişmesinden hoşlanmayan çevreler var. bunu iran hükmetine mâl edemeyiz" dedi.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;