15 Temmuz darbe girişimi

Özkök: 2004'te hükümeti FETÖ'ye karşı uyardık, bir şey yapılmadı

Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun sorularını yanıtlayan eski Genelkurmay Başkanlarından Hilmi Özkök, 2004 yılı Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) Gülen yapılanmasına ilişkin alınan kararı hatırlattı, “Biz uyardık, fazla bir şey yapılmadı” dedi. Özkök, bu noktaya gelinmesinde esas sorumlunun hükümetler olduğunu söyledi.

[Fotoğraf: Gonca Şenay / Al Jazeera Türk]

komisyonda sözlerine askeriyeye girdikten sonraki gözlemlerini anlatarak başlayan hilmi özkök, harp okulu’na başladığı zaman “nurcularla” karşılaştıklarını söyledi.

“biz işıklar askeri lisesi’ne gittik. kuleli askeri lisesinden gelen bir grup vardı, onlar bize yaklaşmıyordu. tuhaf kitaplar okuyorlardı, saadet-i ebediyye diye bir kitap. nurculukla ilk defa böyle tanıştık. kuleli askeri lisesinde öğretmenden etkilendiklerini öğrendik. biz de okuduk o kitapları, iyi kitaplar olmadığını gördük. sonradan o çocukların bir çoğu ayrıldı.”

özkök, genelkurmay personel daire başkanlığı yaptığı dönemde, "fetö yapılanmasının ciddiyetinin net bir şekilde görüldüğünü" belirtti.

“bu işlemler sırasında bu işin yaygınlaşmaya başladığını hissettik. yakalayabildiğimizi çıkardık. tsk hep hedefti. ama bizim dışarıda istihbarat yapma şansımız yoktu. devletin istihbaratı vardı. biz askeri mantık olarak sorunu çözmek için kaynağına yöneliriz. hedef ile olmaz. kaynağı kesme işini de devletin yetkili organları yapar. bu yüzden biz dışarıda bekledik. şura toplantılarında bunu sayın başbakan ve milli savunma bakanları’na brifinglerde anlattık.”

2004’teki mgk kararı

kara kuvvetleri komutanlığı’na getirildiğinde ise gözleminin, “fethullah gülen örgütü’nün bu işlere hız verdiği” yönünde olduğunu belirten hilmi özkök, gülen’in o dönem çok yaygın olan bir konuşmasının kendilerine de banttan dinletildiğini anlattı.

“emin olduk ki, bunlar örgütleniyor ve iyi işler peşinde değil. o zaman, çeşit çeşit görüşler vardı. siyaset ayrı, biz asker olarak ayrı düşünüyoruz. o seneden itibaren mgk’da gündeme getirildi bu.”

"fazla bir şey yapılmadığını gördük"

hilmi özkök, 2001 senesinde genelkurmay başkanı olduktan sonra gülen yapılanması konusu üzerine daha ciddiyetle gittiğini söyledi. sonra da sözü, 2004 yılında dönemin cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer başkanlığında toplanan milli güvenlik kurulu toplantısında fethullah gülen cemaati ile nur cemaati hakkında alınan karara getirdi.

“2004 ağustos ayında yapılan milli güvenlik kurulu toplantısında biz, ‘örgüt, çok imkan kâbiliyetine kavuştu. niyet bir gecede değişebilir. bu iş takip edilsin' dedik. o zaman iyi niyetli görülüyordu. devlet, bunların okullarına destek verilsin istiyordu. mgk’da biz bunu açıkça söyledik. aslında alınan karar da gizliydi, ama taraf gazetesi bunu yazdı. biz, hükümet’e o gün, 'durum iyi değil' dedik. tavsiye niteliğinde bir karar alındı. sonra izledik, ‘ne yapılıyor?’ diye, ama fazla bir şey yapılmadığını gördük. biz, her toplantıda bu örgütlere dikkat çektik. duyduklarımızı aktardık, elimizden geleni yaptık. ama kaynağa nüfuz etmemiz söz konusu olmadı. bizim yapabildiğimiz sadece yakaladığımızı atmaktı.”

"iyi ki okullarına gitmemişim"

hilmi özkök, örgütün, 'imkân ve kâbiliyetlere kavuştuğu' konusundaki yargıya kendilerine çeşitli kollardan gelen bilgilerle sahip olduklarını belirtti.

"imkân ve kâbiliyetleri olduğunu şuradan öğrendik. bir sürü arkadaşın okullara gittiklerini, okullardan çok etkilendiklerini anladık. bunların bu kadar yaygın olduklarını gördük. 1980’den 2004’e kadar bunun imkân ve kâbiliyet kazandığını işittim. çeşitli örgütlenmeler olduğunu duyduk. ayrıca, basında görüyorduk, gidiliyor, geliniyor. devlet erkânı ile paylaşmaları oluyordu. moğolistan dâhil okulları vardı, iyi ki gitmemişim. bir çok arkadaşım gitti ve bunları gördü. o zaman ki anlayış iyi niyetli olduklarıydı."

tsk’dan ihraçların, “fetö’cü” olarak değil, “disiplinsizlik” kararıyla yapıldığını belirten genelkurmay eski başkanı, “hükümet üyeleri bunlara şerh koyuyordu. bu şerhlere rağmen gönderdik. atmanın iki yolu var: biri, normal kararla, biri, de şûra'yla. bu temizlik hareketini tsk ihmal etmiş gibi görünüyor. oysa bunların bir çoğu disiplinsizlik diye atılmıştır. tsk elinden geleni yapmıştır. devleti uyarmıştır” dedi.

"tsk’da örgüte siz mi göz yumdunuz?"

hdp mardin milletvekili mithat sancar, özkök'e, “kamuoyunda bu yapılanmanın en çok sizin döneminizde yerleştiği, sizin göz yumduğunuz algısı var. ne diyorsunuz?” sorusu oldu.

özkök bu soruya, “kesinlikle böyle bir şey yok” yanıtını verdi.

"güya fethullah’a sormuşlar, ‘ordunun demokratikleşmesi nasıl sağlanır?’diye. o da, ‘hilmi paşa genelkurmay başkanı olduğu zaman’ demiş. bunun olduğu belirtilen toplantıda bulunan bir köşe yazarı, öyle bir şey olmadığını söyledi. bu, çok kullanıldı. bir de, ben inançlıyım. benim laik olduğumu emrimde çalışanlar bilir. farklı düşünenler olabilir. ben, dedem hilmi özkök’ün öğrencisiyim. tarikat, marikat yoktur. hiçbirine inanmam. öyle bir yanaşma da olmadı bana. herhangi bir kimse, ‘gel fethullahçı ol’ demedi. bir falsom olsa, beni parça parça yaparlardı."

ergenekon davasında "islak imza" olarak kayıtlara geçen 'delil' gerekçe gösterilerek tutuklanan o dönemin albayı, bugünün chp milletvekili dursun çiçek de hilmi özkök'e bir soru yöneltti. çiçek, özkök'ün, ergenekon davasında ifade verdiğine atıfla, "ifade verirken mahkeme heyetinin onlardan olduğunu bilerek, neden o kadar saygılı davrandınız?"diye sordu. özkök, "ben eski genelkurmay başkanıyım, örnek olmak durumundayım. biz herkese saygılı davranırız" yanıtını verdi. hilmi özkök, çiçek'in bir diğer sorusuna da, "bu noktaya gelinmesinde esas sorumlu hükümetlerdi" diye karşılık verdi.

sorulara cevaplar

genelkurmay eski başkanı’na komisyondaki milletvekillerinin sorduğu bazı sorular ve özkök’ün verdiği yanıtlar da şöyle:

neden, 'ete soğan doğrama' açıklamasını yaptı?

"sayın gül, beni bir konuda davet etti, gittim. çıkışta gazeteciler öyle bir şey sordular ki bana, olmamış bir şey olursa ne olur gibi… ben de, 'hele bir olsun, ondan sonra' anlamında söyledim. 2008 yılında oldu bu. benim zamanımda kimse tutuklanmadı. bunlar hep, ben emekli olduktan sonra oldu. mgk’da söylenen sözden daha önemli bir söz olabilir mi? bundan daha fazla ne olur? ben kendimi ettiğim yemin gereği siyasete bağlı gördüm. herkesin kendi görevini yaptığı bir türkiye istedim."

atilla uğur kendisine fetö listesi getirdi mi?

"böyle bir şey olmadı."

neden ilker başbuğ hedef alındı?

"ilker paşa iki sene kurmay başkanlığımı yaptı. suçsuzluğuna yürekten inanıyordum, ama davada onunla göz göze geldiğim an, en acı çektiğim andır. bence, bir genelkurmay başkanı alarak şov yapmak istediler. ilker paşa çok sağlam bir arkadaş. irtica ile ilgili konularda çok sağlam bir arkadaş. bir şeyi vesile yaptılar. böyle bir acıyı yaşattılar."

zekeriya öz’ün, kendisi ile ilgili “demokrasi kahramanı” sözleri hakkında ne düşünüyor?

"zekeriya öz’ün söyledikleri kendisini bağlar. ben demokraiye yürekten bağlı bir insanım. herkes kendi görevini yapmalı."

darbe girişiminde adı geçen mehmet partigöç ve mehmet dişli ile ilgili bir işlem yapmış mıydınız?

"bilinmiyordu, bilinseydi mutlaka yapılırdı. kara kuvvetleri’nden ya da mit’ten, emniyet’ten istihbarat gelirdi. gelmiyorsa, tsk dışarıda istihbarat yapamaz."

15 temmuz darbe girişimi ile ilgili ne düşünüyor?

"çok hain bir girişim. bu derece cüretli olduklarını, yapabileceklerini beklemiyorduk. oğlum aradı, 'baba uçaklar uçuyor' dedi. ben inanamadım. hiç beklemediğimiz bir şeydi. o gece de dedim, 'hükümetleri değiştirmek seçmenin görevidir. mefhum bir saldırıdır, hoşgörülemez.' ben emekli olduktan sonra 10 sene geçti. çok şey oldu. bizim yönümüzden, bunu örgütün yaptığına dair hiç bir şüphe yoktur."

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;