Eğitim

Rektör atamalarında tarih tekerrür ediyor

İÜ'deki rektörlük seçimlerinden birinci çıkan Raşit Tükel, YÖK tarafından ikinci sıraya alındı. Tükel ilk değil. Son beş ayda YÖK, 34 üniversitenin 12'sinde birincileri alt sıralara koydu. Dokuz akademisyen ise en yüksek oyu almasına karşın atanamadı. Akademik camiaya göre, cumhurbaşkanları değişiyor, müdahale değişmiyor.

Konular: Türkiye
Prof.Dr. Raşit Tükel İÜ'deki seçimden 1202 oyla birinci çıktı. Ancak YÖK, Cumhurbaşkanlığı'na yolladığı listede Tükel'i ikinci sıraya aldı. [Fotoğraf: AA/Arşiv]

yök son bir haftada atama için cumhurbaşkanlığı’na gönderdiği listede en çok oyu olmasına karşın uludağ, çanakkale 18 mart, muş alparslan, istanbul üniversitelerinin dört rektör adayını alt sıralara aldı. cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan ise çanakkale 18 mart, muş alparslan üniversitelerinde en çok oyu alanı değil yök’ün ilk sıraya koyduğu iki adayı atadı. uludağ ve istanbul üniversitesi (iü) adayları içinse erdoğan henüz atama yapmadı. 

iü'de sandıktan birinci çıkan prof. dr. raşit tükel, yök'ün listesinde ikinci sıraya alındı. tükel, cumhurbaşkanı erdoğan'a seçim sonuçlarına uygun atama yapması için çağrısını sürdürüyor.  

erdoğan'ın bugüne kadar en çok oyu almasına karşın atamadığı rektör sayısı ise 9. 

birinciler üçüncü oluyor
erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından bu yana tam 34 üniversitede rektör seçimleri yapıldı. yök erdoğan’a yolladığı 34 üniversitenin 12’sinin listesinde değişiklik yaptı. en çok oyu alıp birinci olan adayı ikinci ya da üçüncü sırada erdoğan’a yolladı.

dokuzda bir 
listesinde değişiklik yapılan 12 üniversiteden 9’unda erdoğan en çok oyu alan aday yerine yök’ün birinci sıraya yerleştirdiği adayı atadı. sadece kafkas üniversitesi’nde en çok oyu almasına karşın yök tarafından ikinci sıraya konan sami özcan, erdoğan tarafından atandı. 

cumhurbaşkanları değişiyor müdahale değişmiyor

aslında bu tablo ne son bir hafta ile ne de sadece cumhurbaşkanı erdoğan ile sınırlı. sandıktan en çok oyu alarak çıkan ilk altı aday yök’e yollanıyor. yök adaylarla yaptığı mülâkat ve değerlendirmelerden sonra aday sayısını üçe indirip atama için cumhurbaşkanlığı’na yolluyor.  

akademik camiaya göre cumhurbaşkanları, hükümetler ve yök başkanları değişse de sandığa müdahale değişmiyor.  al jazeera türk, önceki dönemlerde sıralaması değişen rektörler ve akademisyenlerle konuştu. 

gül’ün atamadığı ilk rektör oydu
abdullah gül cumhurbaşkanı olduğu zaman yaptığı ilk rektör atamasında eskişehir osmangazi üniversitesi’nde en çok oyu alan ve yök’ün de ilk sırada yolladığı rektör adayı prof. dr. gaye usluer’i atamamıştı. gül’ün atamadığı ilk rektör usluer, bugün chp’den milletvekili aday adayı. usluer, gül’ün yaptığı bu atamanın siyasete giriş nedeni olduğunu söylüyor.

Gaye Usluer,2007 yılında Gül tarafından birinci olmasına karşın rektör olarak atanmadı.[Fotoğraf: AA-Arşiv]

yök cumhurbaşkanı'na pas atıyor

sosyal demokratik kimliği nedeniyle atanmadığını, akp’ye yakın bir diğer adayın atandığını anlatan usluer şöyle konuşuyor:
"önce yüksek öğretim yasası’nı eleştirmek lazım. yök üniversitelerin sesini kısmak, öğretim üyelerinin kamuoyu oluşturmasını engellemek üzere kuruldu. hangi cumhurbaşkanı döneminde olursa olsun sistemin içinde yer almış, sisteme sahip olmak için çalıştırılmış bir kurum. akp iktidarı başa gelirken 'daha demokratik üniversite yaratacağız, üniversiteler özerk olacak' demişlerdir. kendilerinden önce rektör atamalarını eleştirdiler. ne gerekçe ile olursa olsun öğretim üyelerinin iradesine karşı olan rektör atamalarının tümünü eleştirdim. benden  yüzde 30 daha az oy almış kişi atandı. süleyman demirel’in, ahmet necdet sezer’in dönemlerinde de birinci olmayan adaylar atandı. o zaman da doğru değildi. akp’de de bir şey değişmedi. bir de artık cumhurbaşkanı'na eleştirileri ortadan kaldırmak için tam bağımlı yök var. artık işlem yök’te bitiyor. cumhurbaşkanı'nın atamak isteyeceği kişi birinci sıraya çıkarılıyor. cumhurbaşkanı birinci sıradakini atadım diyor ama yök pası atıyor zaten. bu sistemin arkasına sığınarak rektör olmayı hazmeden siyasallaşmıştır.  istifa edip akp’ye üye olsunlar."

ikinciyken atandı, birinci olunca atanmadı 

2008 yılında istanbul teknik üniversitesi’nin rektörü olan prof. dr. muhammed şahin seçimden ikinci çıkmıştı. ancak yök’ün dönemin cumhurbaşkanı abdullah gül’e yolladığı listede şahin birinci sırada yer aldı ve atandı. en çok oyu alan faruk karadoğan ise üçüncü sıraya alınmıştı. şahin dört yıl rektörlük yaptı. 2012’deki seçimlerde birinci oldu. ancak yök bu kez ikinci olan mehmet karaca’yı birinci sıraya alarak gül’e yolladı. gül, şahin’i değil karaca’yı atadı.

şahin: liyakat yok

şimdi mef üniversitesi’nin rektörü olan prof. şahin seçim sisteminin yanlış olduğunu söylüyor:
"atamalarda birincinin mi, ikincinin mi atandığından çok liyakat yok. onun için de eğitim sistemimiz gelişemiyor. sorun seçimden çok liyakata dayalı atama sistemi olmaması. sezer döneminde de, gül döneminde de oldu; şimdi de olacak, sonra da olacak. o zaman gelişme kaydedemeyeceğiz demektir bu. seçim olacaksa rektör adayı olabilme kriterleri olması lazım. ağzı laf yapan oy alabilir, hükümete yakın olanın atanma şansı olur. bu şekilde olmamalı. öğretim üyeleri seçime katkı veriyor. bu bence yetersiz. öğrencisi, araştırma görevlisi hatta idari personelin belirli oranlarda katkısı olmalı."

Şahin, 2008'de ikinci olmuşken İTÜ'ye rektör oldu. 2012'de ise birinci olmasına rağmen atanmadı. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

"atayanlara değil üniversiteme hizmet ettim"
yök’ün ilk seçimlerde kendisini ikinci sıradan birinci sıraya, ikinci seçimlerde ise alt sıralara almasıyla ilgili sorumuza şahin "benimle birleştirmeyin bu işi, ayrıldım. o zaman demeç vermedim" diyor.

rektör seçiminin performansa dayalı olması gerektiğini vurgulayan şahin, "rektör olduğum zaman üniversiteyi nereye taşıdığımı biliyor herkes. 23 mühendislik programında dünya birincisi oldu itü. avrupa yüksek teknik ve araştırma üniversiteleri’nin yönetim kurulu üyeliğine türkiye’den seçilen ilk ve tek türk rektör oldum. buna bakılması lazım. üniversiteme ve ülkeme hizmet ettim. sonuçları ortada. atayanlara hizmet etmedim. hizmet etmediğim için zaten böyle oldu" diye konuşuyor.

"tüm yök ve cumhurbaşkanları siyasi çıkarlar için kullandı" 

üniversite öğretim üyeleri derneği başkanı prof.dr. tahsin yeşildere, önceki dönemde şikâyet edenlerin şimdi aynı baskıyı kendinden olmayanlara yaptığını söylüyor: 

Yeşildere, her dönemde aynı sorunun yaşandığını söylüyor. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

"üniversitelerin hukuksal, askeri, siyasi vesayetin altında kalmadan bilim üreten yerler olması lazım. ucube bir sistem üzerinden yönetici belirliyorsunuz. şimdiye kadarki tüm cumhurbaşkanları, yök başkanları da kendi siyasi çıkarlarını sürdürebilmek amacıyla kullandı sistemi. üniversitelerdeki kişilerin de bu sistemi kabullenmiş olması, oy vermesi ama oyuna sahip çıkmaması yök’ün üniversiteleri getirdiği yeri gösteriyor açıkça. yök başkanı'nı siyaset belirliyor. siyasetin belirlediği bir kurumun rektörleri ve dekanları belirlemesini düşündüğünüzde yukarıdan aşağı hegemonya sürdürülüyor. bilimsel üretime olumsuz etki yapar. eşi türbanlı diye atanamayan rektörler vardı, şimdi de başka  atanamayanlar var. çok rahatsızız. cumhurbaşkanı türbanlı öğrencilerin giremediğini, müslüman öğretim üyelerine baskı olduğunu söylüyordu. aynı baskıyı kendinden olmayana yapıyorlar. birinci olmadan atananlar o koltuğa nasıl oturuyor? birinci sıradakini atadım diyorlar ama çoğu zaten kendi görüşlerindeki rektörler. "

yeşildere seçimde sadece öğretim üyelerinin oy kullanmasını da eleştiriyor. yeşildere "öğretim elemanları, öğrenciler, üniversite çalışanları yok sayılıyor. rektör adayı olabilmek için de belirli kriterler olmalı. profesör olan herkes aday olabiliyor" diye konuşuyor. 

"seçilenin atanamaması giderek artıyor"

1992-2000 yılları arasında boğaziçi üniversitesi’nin rektörlüğünü yapan, eğitim reformu girişimi yönetim kurulu başkanı prof. dr. üstün ergüder, sezer’in cumhurbaşkanlığı döneminden itibaren bu durumun artarak devam ettiğini belirtiyor:

Ergüder, seçilmesine karşın atanamayan rektörlerin giderek arttığını söylüyor. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

 

"siyasi çatışma ve kutuplaşma var. cumhurbaşkanlığı renksiz, siyasi kişiliği olmayan insanların olduğu bir yer değil. seçim sistemi çok ideal değil. ancak madem soruyorsunuz, oy farklarına da hürmet etmeniz gerekiyor. bu sistemin niye ortaya çıktığını düşünmek lazım. 1982-1992 arasında  yök tepeden rektör atıyordu. tepeden sürpriz rektörler geldi. üniversiteler tepki gösteriyordu. bu sistem geldi. 1992’den sonra üniversitelerin seçtiği rektörlerin atanma yüzdesi çok fazlaydı."

"avrupa böyle seçimden vazgeçiyor"

seta araştırmacısı ve yıldırım beyazıt üniversitesi öğretim üyesi zafer çelik ise avrupa’da rektörün sadece öğretim üyeleri tarafından seçilmesinden vazgeçildiğini  söylüyor:
"norveç, finlandiya, avusturya gibi ülkelerde mütevelli heyetleri tarafından belirleniyor rektör. türkiye’de sadece öğretim üyelerinin seçtiği rektörlük seçimleri toplumun taleplerini karşılamıyor. demirel, sezer döneminde, her dönemde sıkıntılar oldu. rektörleri belirleyen kanun içinde garabet var. halihazırdaki seçim sistemi makul değil. dünya yükseköğretim sistemleri dönüşmeye başlıyor. hükümetin müdahalesinde siyasallaşma korkusu yaşıyorsak, başka bir yapı konuşmamız lazım. yükseköğretim sorunları çok açık. bilimsel özerkliği merkeze alan, araştırma ve eğitim özgürlüğünü merkeze alan sistem tasarlamak gerekiyor. yök sisteminin geldiği noktayla yeni bir tasarım konusunu daha fazla dile getirmemiz lazım."

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;