türkiye-suriye sınırı yoğun günlerinden birini daha yaşıyor. sınırın türkiye tarafında askerler, suriye tarafında ise işid saldırılarından kaçan kobani sakinleri bekliyor. kimisi türkiye tarafına geçiyor, kimisi ise beklemeye devam ediyor. sınırın öbür tarafında sadece insanlar yok, tarım makineleri, otomobiller ve canlı hayvanlar göze çarpıyor.

bekleyenler, askerlere kürtçe, arapça karışık bir şeyler anlatmaya çalışıyor. kobanili ali abbas da tel örgülerin arkasından sesini duyurmaya çalışıyor. abbas’ın derdi kendisini değil, arabasını ve tarım makinelerini karşıya geçirmek.

'getirmezsek işid alır'

ali abbas, sahip olduğu şeylerin işid’in eline geçmesinden endişe ediyor:

"eğer mallarımızı geçiremezsek işid gelir ya yakar ya da alıp götürür savaşta kullanır. türkiye, sınırın öbür tarafında geçirsin ya kendine alsın ya da orda bir yer bulup oraya alsın ki yakılmasın. bu insanlar yıllardır emek harcayıp bu malları aldı, hepsi boşa gidecek".

abdullah nebo’nun ise hem araçları hem hayvanları var. nebo da biçerdöverini, traktörlerini türkiye'ye sokmak istiyor:

"bunları alabilmek için yıllarımı verdim şimdi elimden gidecek. işid gelip yakacak hepsini. üç gündür bekliyoruz, hayvanlarımızı bırakmıyorlar. onları da bıraksınlar. biçerdöverleri getirdik, traktörleri getirdik almıyorlar.”

'ne zaman olsa geri alırız'

sınırdaki tel örgülerin diğer tarafındaki araç kuyruğu uzadıkça uzuyor. kuyruktaki biçerdöverinin başında bekleyen fethi kadir’in talebi de aynı. kadir de tarım araçlarını türkiye’ye getirmek istiyor, ”buraya getirmesek işid götürür, burası daha güvenli. burada bir şey olmaz, ne zaman olursa geri alırız” diyor.

ancak kobanililerin tüm ısrarlarına rağmen şimdilik sadece insan geçişine izin veriliyor. sahipleri, hayvanlarıyla birlikte sınırda sabahlıyor.

kaynak: al jazeera