Gülen örgütü soruşturmaları

Tecrübe konuştu süre yetmedi

Yasadışı dinleme operasyonunda gözaltına alınan polislerin emniyet ve adliyedeki işlemleri sekiz gün sürdü, bazılarının ifadesi alınamadı. Peki neden? Sorunun cevabı polislerin tecrübe farkında.

Konular: Türkiye
İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin eski müdürü Yurt Atayün sorgusu en uzun süren isim oldu. [AA]
yasadışı dinlemeler yönelik operasyonda 22 temmuz salı sahur vakti,, 115 polis müdürü ve memuru haklarındaki gözaltı kararıyla evlerinden lojmanlarından alındı. 
polislerin büyük bölümü salı günü vatan caddesi’ndeki  istanbul  emniyet müdürlüğü’ne götürüldü. 9 polis ise perşembe günü teslim oldu. 
salı günü gece yarısı 01.30 gibi gözaltına alınan polislerin yasalar gereği cuma günü gece 01.30’da hakim karşısına çıkması  gerekiyordu. ancak bu süre yetmedi.  bu sürenin yetmemesinde bazı etkenler önemli rol oynadı. 
en önemli nedenlerden biri hükümet-cemaat kavgası sonrası  polis ve yargıdaki kadro değişiklikleri.  
istanbul emniyeti’nde özellikle terörle mücadele, mali şube ve organize şube’ye yeni atanan polisleri önemli bir bölümü daha önce bu kapsamda bir operasyonda yer almadı.  
istanbul adliyesi’nde de başsavcının değişmesinden sonra yapılan yeni düzenleme ve savcı atamalarıyla görev alan yeni  isimler de aynı ‘tecrübe’ sıkıntısını yaşadılar. 
bu nedenle de şüphelilerin sorgu süreci  iyi planlanamadı. gözaltı süresi ‘verimli’ değerlendirilemedi. 
emniyet’te süre 'amire danışmakla' geçti. 
ilk olarak gözaltı sonrası istanbul emniyet müdürlüğü’ne götürülen şüpheli polislerin işlemleri uzun sürdü. bunda  ifade alan polislerin ‘tecrübe eksikliği  ve hazırlıksız olmaları’ da etkili oldu.
17 ve 25 aralık soruşturmasının ardından başka görevlere atanan polislerin yerine diğer şubelerde görevlendirilen polisler, sorguda yetersiz kaldı. uzun yıllar terör ve istihbarat şube gibi yerlerde görev yapan şüpheli polisler ise,  yıllar içinde öğrendikleri ‘sorgu taktikleri’ ile süreci uzattı ve oyalama taktiği uyguladı.
örneğin, şüpheli polislere bazı attıkları imzalara ilişkin sorular soruldu. şüpheli polisler, sorulan evrakı görmek istedi.  sorguyu yapan polisler uzun süre istenilen evrakı klasörler arasından bulmaya çalıştılar. yani hazırlıksızdılar.  benzer durumlar sıklaşınca süre yetmedi. 
şüpheli polislerin avukatları da sık sık ‘usûl itirazları’ yaptı. şubelere yeni atanan polisler, bu itirazlar karşısında nasıl tavır alacaklarını bilemedi. sorgu sık sık bölünerek, itirazlar ‘şube amirlerine ve müdürlerine’ soruldu, görüş alındı. 
atayün’den 'hız sınırı' taktiği 
yıllarca terörle mücadele şubesi birimini yöneten yurt  atayün'ün karşısında polisler ‘yetersiz-tecrübesiz’ kaldı. 
atayün, yıllların tecrübesini gözaltı sürecinde ‘konuşturdu’. örneğin 24 saatte bir sağlık muayenesine götürülen atayün’ün, sivil aracı kullanan polislerden 50 km hız limitini aşmamalarını istedi. 
atayün, “hız limitini aşarak can güvenliğimi tehlikeye atamazsınız. hakkınız da suç duyurusunda bulunurum” uyarısında bulundu.  
yol boyunca trafik kurallarına sıkıca uyuldu, kırmızı ışıklarda, şeritler kurala uygun değiştirildi. polis geçiş için ne siren çalabildi ne de çakarlı ışık kullandı. bu arada saat işliyordu.
şüphelilerin toplu halde getirilmesi adliyeyi kilitledi
bu tür büyük soruşturmalarda genellikle salı günü yapılan gözaltılarda şüpheliler  iki- üç gruba bölünerek perşembe ve cuma adliyeye sevk edilirdi.
ancak bu soruşturmada bu tam yapılmadı. perşembe günü sadece 22 şüpheli adliyeye sevk edildi.  cuma günü ise savcılık sorgusu için tam 92 kişi adliyeye getirildi.
bu durum adliye muhabirlerinin kafasında ilk soru işaretlerinin belirmesine neden oldu. muhabirler kendi aralarındaki konuşmalarda, ‘gözaltı süreleri  cuma gecesi doluyor. bu kadar şüpheliyi son güne bıraktılar. ‘bu sorgunun yetişmesi imkansız’ yorumlarını ‘kolaylıkla’ yaptı.
muhabirlerin bu yorumları savcılık ve sorgu hakimliğinde karşılık bulmadı. keza şüphelileri getiren polisler de ‘bu sorgu nasıl yetişir’ sorusuyla ilgili değildi.
sonuçta muhabirlerin tecrübeyle yaptığı yorumlar gerçek oldu. eski terörle mücadele şube müdürü yurt atayün ve ömer köse’nin de aralarında 30’ya yakın şüphelinin savcılık ifadesi alınamadı. üstelik bir çok şüpheli polis emniyette susma hakkını kullanmasına rağmen bu durum ortaya çıktı.
savcı sayısı yetersizdi, hakim tek başına kaldı
daha önce yapılan büyük soruşturmaların operasyonlarında  özel yetkili savcılar arasında şüphelilerin ifade işlemi paylaşılıyordu. bu kez de paylaşıldı. ancak savcılar yeterli sayıda değildi. böylesine büyük bir soruşturmada daha önceleri  en az 10 savcı, soruşturma savcısına destek verir, sorgular paylaşılırdı. 
polislere yönelik soruşturmada ise savcı irfan fidan’a sadece 4 savcı yardım etti. savcılar sorguları bitiremedi. savcılık sorgusu yetişmeyen şüpheliler, sorgu yapılmadan gözaltı süresi dolmaması için cuma gecesi mahkemeye sevk edildi.  mahkeme de ifade sürecini bir türlü tamamlayamadı. 
burada da eksiklik dikkat çekti. geçmişteki  soruşturmalarda nöbetçi hakimin yanına ek sorgu hakimi tayin edilirdi. bu soruşturmada sadece ‘bir’ sorgu hakimi görev yaptı. 
sulh ceza hakimi islam çiçek, uzun süre dosyayı inceledi. hakim olmaya çalıştı. incelemelerinin ardından sorguya başladı. hakimin uzun süre dosyayı incelemesi,  polislerin detaylı anlatımları ve avukatların usül tartışmalarıyla zaman ‘su gibi aktı’ 
avukatlar ‘usûl itirazları’ ile süreye oynadı
'kaç ismail kaç' olaylarının yaşandığı sorguda avukatlarla hakim arasında sık sık uzayan tartışmalar yaşandı. 
bu tartışmalar yüzünden sorguya sık sık ara verildi. saat 9:30’da mahkemede olması beklenen avkutların 11:45’te gelmesi nedeniyle hakim çiçek, avukatların süreci uzattığı ve sorguyu kilitlediği iddiasıyla barodan avukat bile istedi. ancak bunu da şüpheli polisler kabul etmedi ve kendi avukatları ile savunma yapmak için direndi.
sonunda hakim pes etti. dosya üzerinden karar vereceğini açıkladı. sorgu boyunca evine gitmeyip geceleri de adliyede kalan hakim çiçek 8. günün sonunda yurt atayün’ün de aralarında bulunduğu 11 kişinin tutuklanmasına hükmetti.
ömer köse ve gaffur ataç gibi çok önemli 17 ismin ise hakim sorgusu yapılamadı. 17 polisten  ömer köse ile birlikte 8’i hakkında ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusuluk amacıyla temin etme’ ve ‘resmi belgede sahtecilik ‘ suçlarını işledikleri yönünde dosyada yeterli delilin var olduğuna dikkat çekerek yurtdışına çıkış yasağı koydu, diğerlerini ise serbest bıraktı.   
 
kaynak: al jazeera
 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;