Bilim-Teknoloji

‘Türkiye’deki sistem teknolojik gelişimi kısıtlıyor’

Türkiye’de LED teknolojisi alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Doç. Dr. Mehmet Arık, altyapı olarak her türlü imkanın bulunmasına rağmen bürokratik engellerin bilim insanlarının önünü kapamaya devam ettiğini belirtti.

Konular: Bilim-Teknoloji

bursa merinos atatürk kongre ve kültür merkezi’nde bu yıl ikincisi düzenlenen bilim merkezleri sempozyumu’na katılan doç. dr. mehmet arık, devlet ve özel sektörden gelen desteğin artmasına rağmen bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin önünde halen engeller olduğunu belirtti. türkiye’de batı dünyasındaki tüm çalışmaların gerçekleştirilmesi için gerekli imkanların olduğunu ifade eden arık, buna mevcut sistemdeki sorunların akademisyen ve öğrencilerin enerjisini tükettiğini söyledi.

al jazeera’ya konuşan arık, zamanla türkiye’nin yaşadığı engelleri ortadan kaldıracağına inandığını ancak engellerin kalkması için büyük çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi.

türkiye’de teknoloji ve bilim alanında gördüğünüz en önemli sorunlar neler?

türkiye'de de çok iyi teknolojilerin geliştirilmesine yönelik inancım oldukça yüksek. abd'deki üniversitelerde çalışan meslektaşlarıma rakip olmamı sağlayacak her türlü imkan türkiye'de mevcut. ancak türkiye'de belli sorunlarla mücadele ediyoruz. bir örnek vermek istersem, led alanında çok üst seviyede araştırmalar yaptık ve bunları devlete sunduk. ancak tübitak panelindeki heyet projeyi geri çevirdi ve ben projemden vazgeçtim. benim gibi imkan verilmediği için projesini sonlandıran onlarca insan var. insanların önünün kapanmasının yanı sıra, türkiye'de çok ciddi bir başka sorunumuz daha var. o da çekememezlik. amerika'da da buna tanık oldum ancak türkiye'de çekememezliğin en az beş kat fazla olduğunu söylemem gerek. bu nedenlerden dolayı insanların enerjisi tükeniyor ve türkiye'yi terk etmeyi, yurt dışında daha rahat çalışacaklarını düşünüyorlar.

tübitak'a sunulan projelerde heyeti oluşturan kişilerin kimlerden oluştuğu gibi konuların kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyorum. tübitak panellerini bu konuda eleştiriyorum çünkü konuyla bağlantısı olmayan insanlardan oluştuğunu görüyorum. projeden, anlatılan konudan anlamayan, yaratıcılığı olmayan insanlardan panel oluşturulmamalı. benim doçent unvanına sahip olmam çelik sanayisinden anladığımı ya da televizyonların donanımını bildiğim anlamına gelmiyorsa, panellerdeki insanlar da buna göre seçilmeli. yakın gelecekte bu sorunların düzelmesini umuyoruz.

bu sorunların nasıl üstesinden gelinebilir?

türkiye'de yıllardır süregelen politik yapıya bakarsanız sürekli başa gelen tarafların diğer tarafı ezdiğini görüyoruz. 2014 yılında halen aynı tablonun yaşandığına tanık oluyoruz. ben general electric'te çalıştığım 15 yıl boyunca bir insanı türk olduğu için o işi hak ettiği için işe aldım. asla bir insanı etnik veya dini kökenine ayırmadık. bilim, alanındaki en iyi insanlarla birlikte çalışmayı gerektirir. ancak türkiye'de birbirimizle mücadele halinde yaşamaya devam edersek asla ilerleyemeyiz ve birbirimizin altındaki halıyı çekmeye çalışırız. devletimizin türkiye'de yaşayan herkesi kucaklaması ve bu insanların her alanda birlikte çalışabilmesi lazım. amerika'da ben bunu görüyorum ama türkiye'ye geldiğimde insanların ayrıldığını görüyorum ve buna anlam veremiyorum.

tübitak türkiye'nin çok önemli bir değeri ve çok önemli katkıları söz konusu. tübitak ve diğer tüm kurumlarımızda milli menfaatleri öne çıkararak çalışmalıyız. belli bir grubun dini veya siyasi öncelikleri öne çıkartılırsa o sistemin çökmesi kaçınılmazdır. ancak milli menfaatleri öne çıkararak çalışırsak uzun süreli projelere imza atacağız.

türkiye led alanında neler sunabilir?

general electric veya yıllık cirosu 4 milyar dolar olan acuity brands lightning gibi birçok şirkete baktığımız zaman, hedeflerinde led çipi üretmek olmadığını, bu firmaların hazır çip kullandığını görüyoruz. söz konusu firmalar sistemi kurarak birçok patent alıyorlar. öte yandan türkiye'de led çipleri üreterek yıllar içinde bu sektöre destek olabiliriz. bu tür projeler için amacına sadık çok iyi ekipler kurmak gerekiyor. general electric'te 4-5 yıl yeni bir enerji çeşidi üzerinde çalıştık. bu projeyi türkiye'de yürütmek için akademisyenlerden öğrencilere kadar 20-30 kişilik çok iyi bir ekibe ihtiyaç duyacağız. ayrıca her yıl 15-20 milyon dolar gibi bütçe sağlanması gerekiyor. bu şartlar oluşursa, belki 4-5 yıl sonra gaz ve buhar türbinlerini ortadan kaldıracak yeni bir enerji çeşidi ortaya çıkaracağız. türkiye'de bu şartların şu an olduğunu söyleyemem ama bu tür çalışmalar yapılacağına inanıyorum.

öğrencilerimle geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmada amerika'ya iki, avrupa'ya da bir patent yazdık. öğrencilerimin her biri abd'de çalıştığım ekip arkadaşlarım kadar zeki ve yaratıcı insanlar. ancak mevcut imkanlar nedeniyle üç kat fazla enerji sarf ediyoruz. türkiye'de led projelerini gerçekleştirebiliriz. özellikle kobi'ler ve büyük firmaların da bu alanda verdiği destek bizi memnun ediyor. ancak bir konuya çok dikkat etmeli ve kopyalamak yerine kendi yaratıcı fikirlerimizi ortaya çıkarmamız lazım.

bahsettiğiniz projeler için nasıl bir altyapı gerekiyor?

led çipi yapmak istiyorsanız bunu doktora yapan bir öğrenciyle gerçekleştirmeniz çok zor. gerekirse yurt dışından doktora sonrası eğitim yapmak isteyen kişileri getirip, yurt dışında alacakları maaşın aynısını verip 4-5 sene yetiştirmeniz gerekiyor. bu süreçte sistem yürümeye başlayacaktır. bunu ilk aşama kabul edersek, türkiye'de araştırma ekiplerinin yüzde 90'ı daha bu aşamayı geçememiş durumda. devlet desteğinin ötesine geçip yurt dışındaki büyük firmalardan fon almanız, bu çarkı daha iyi döndürecektir.

abd'de üç-dört sene süren çalışmalarda özel şirketlerden alınan bütçeyle 80-100 milyon dolar gibi paraların harcandığını gördüm. ancak türkiye'de bırakın 20 milyon doları, 20 bin tl verilirken bile şirketlerin elinin titrediğini görüyoruz. devlet size nereye kadar destek verebilir? bu aşamada şirketler devreye girmeli.

2020’ye uzanan süreçte nasıl bir değişim bekliyorsunuz?

ilginç bir dönemden geçeceğimizi düşünüyorum. devletimiz 2008-2009 döneminden bu yana ciddi ar-ge kaynakları ayırıyor. ancak bu kaynakların bir kısmının yanlış verildiğini görüyorum. özel sektöre verilen projelere baktığım zaman sanki devletin parası bedavadan verilmiş gibi geliyor bana. çünkü baktığınızda projenin amacı, çıktısı belli değil ama sadece üretim yapılsın diye destek veriliyor. öte yandan üniversitelerde çok harika projeler yapıldığını ve uluslararası alanda başarılar kazanıldığını görüyorsunuz. kısaca var olan enerji ve bilgi şirketlerin ve desteklerin desteğiyle daha da öne çıkmalı. türkiye'de 35 tane teknokent var. teknokentlerdeki çıktıları artık çok daha net bir şekilde görmemiz lazım. bu aşamada yurt dışına satışlarımızı artırmamız gerekiyor. devletin verdiği desteklerin artması ve yurt dışındaki yatırımcı ile şirketlerin türkiye'ye gelmesini sağlamak da çok önemli.

bilimin istanbul sınırlarından çıkmaya başlamasını nasıl yorumluyorsunuz?

yıllar boyu türkiye'de genç neslin bilim-teknolojiyle tanışması sadece bilim-teknik dersigiyle olmuştu. hatta lisede olduğum zamanlarda dergiyi alabilmek için para bulamadığımızı hatırlıyorum. bugün bursa bilim teknoloji merkezi (btm) gibi merkezlerin kurulması yaratıcı gençleri harekete geçirmek için çok önemli. bilim teknolojinin istanbul'da yoğunlaşması belli sebepler dolayısıyla çok normal. her türlü imkanı sunan istanbul türkiye'nin kenti durumda. abd'de birçok kent arasında çok büyük farklar yokken, türkiye'de bu farklar çok aşikar. sonuç olarak ankara'da devletle yakından çalışan kişilerin dışında birçok mühendis ve bilim insanı istanbul'da kalmaya çalışıyor. anadolu'daki araştırmacılar ise yerel destek olmadan iyice mahrum duruma düşüyor. ancak bilim merkezlerinin artmasıyla bu dengelerin değişeceğini ve tübitak'ın başını çekeceği destek programların artacağını umuyoruz. istanbul'dan başlayarak türkiye'nin dört bir yanındaki eğitim sistemini dengeler ve insanlara eşit şartlar sunarsak, önemli değişimler göreceğiz. bu dengeyi para teşvikiyle yapay bir şekilde yapmamalıyız. bilgiye nerede olursak olalım ulaşabilirsek birçok şey yapabiliriz.

kaynak: al jazeera

Müfit Yılmaz Gökmen

Bilim-Teknoloji yazarı Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;