Görüş

14. Yaşında AKP

“'Doğuştan iktidar' olan AKP'nin 14. yaşına girerken sorunu, liderinden ve iktidarından başka bir kimliğinin olmaması ve resmî olarak her ikisinden de mahrum olmasıdır.” Kuruluşundan bugüne AK Parti’nin geçirdiği süreçleri ve bugünkü konumunu siyaset bilimci Menderes Çınar Al Jazeera için yazdı.

Adalet ve Kalkınma Partisi, 14 Ağustos 2001'de Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde kuruldu. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

akp 14 yıl evvel, merkez partilerin erimesinden ve 28 şubat sürecinin yarattığı temsil krizinden kaynaklanan siyasal boşluğu doldurmak; sadece hükümet değil, muktedir olmak; böylece “müslümanların” nasıl başarılı siyaset yapabileceklerini göstermek iddiasıyla kurulmuştu.

kuruluşundan 14 ay sonraki 2002 seçimlerinden başlayarak, girdiği tüm seçim/referandum yarışlarından zaferle çıkması ve bu zafer uğruna kendisini mütemadiyen gayri-meşrulaştıran vesayetçi iktidar yapısını çözmesi, akp’nin bu amacını gerçekleştirdiğini, türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük ve en güçlü partisi/hükümeti haline geldiğini gösterdi.

7 haziran seçimleri sonrası, ak parti’de şimdiye kadar “en yüksek değer” veya “son söz” olarak mutlaklaştırılan “milli irade” bu kez sorgulandı.

by Menderes Çınar


akp bu başarısı sayesinde daha 2011 seçimlerinde “2023 vizyonu” gibi bir söylemle ortaya çıkarak uzunca bir süre türkiye’nin tek hâkim partisi kalmayı planladı. 7 haziran seçimlerinde hdp’nin dördüncü ulusal parti olarak meclise girmesiyle bu plan bozuldu.

“doğuştan iktidar” olan akp, 14. yaşına girerken ilk kez ülkeyi tek başına yönetmekle yetkilendirilmeyip, demokratik siyasetten diskalifiye ettiği ve hatta vatan hainliği ile itham ettiği rakipleri ile ortaklaşmaya mecbur bırakıldı.

üstelik şartlar değişmedikçe parlamentonun dört partili olmaya devam edeceği ve böyle bir parlamentoda akp’nin en büyük parti olsa dahi tek başına hükümet kurmasının zorlaşacağı kesinkes anlaşıldı. böylece yüzde 41 oyla açık ara birinci parti olmasına rağmen, 7 haziran seçimlerinin tek mağlubu, “hâkim parti” konumunu kaybeden akp oldu.

sorgulanan milli irade

bu durum akp çevrelerinde iki farklı reaksiyona yol açtı. birincisinde, “yüzde 41 oy alan bir partinin iktidar olmaması bir sorundur” denilerek ya oyunun kuralları (örneğin mevcut seçim ve hükümet sistemleri) sorunsallaştırıldı ya da seçim sonuçları bir “kaza” olarak değerlendirildi ve seçmenden kararını düzeltmesi istendi. böylece, şimdiye kadar “en yüksek değer” veya “son söz” olarak mutlaklaştırılan “milli irade” bu kez sorgulanmış oldu.

ikincisinde, seçim sonuçlarının seçmenin takdiri olduğu ve buna göre koalisyon çalışmaları yapılması gerektiği savunuldu. aynı zamanda “fabrika ayarlarına dönmek gerekir” türünden söylemlerle akp’nin siyasal kimliğini yeniden düşünmesi, demokrat ve uzlaşmacı günlerine geri dönmesi gerektiği ifade edildi. seçimlerin hemen sonrasında “ürkekçe” ifade edilen bu ikinci yaklaşım zamanla iyice silikleşti. öyle görünüyor ki, bugün akp’nin tutumunu belirleyen birinci yaklaşım. bunun iki nedeni var.

birincisi, akp’nin siyasal kimliğini yeniden tanımlamak için başvuracağı fabrika ayarları aslında hiçbir zaman olmadı. akp, siyasal kimliği henüz tam oluşmamışken iktidara gelmişti ve öncelikli amacı iktidarda kalıcı olduğunu göstermekti. “muhafazakâr demokrasi” söylemi ise daha çok başkalarının kendisini islamcı olarak kategorize etmesini engellemek için öne sürülmüştü.

akp’nin kimliğinin iktidar pratiği içinde, zamanla gelişmesi bekleniyordu. nitekim iktidar pratiği içinde birbiriyle çelişen biçimlerde yeniden ve yeniden tanımlandı. akp başlangıçta kurucu liderlerinin islamcı geçmişinden kaynaklanan meşruiyet eksikliğinin yarattığı handikapları aşmak ve böylece muktedir olmak için güçlü ideolojik ifadelerden ve sert çatışmalardan kaçındı.

içinden çıktığı milli görüş geleneği ile özdeşleşmiş olan kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve mutlakçı siyasal söylemi ve aşırı hiyerarşik, tek adama itaate dayanan parti örgütlenmesini sürdüren ifadeleri reddetti.

batı ve avrupa birliği yanlısı, demokrasinin ve insan haklarının evrensel dilini kullanan ve bu çerçevede eşcinseller de dâhil hiç kimseyi ötekileştirmeyen bir yaklaşım sergiledi. bu yaklaşım kısa sürede yerini serbest seçimlere indirgenmiş bir “demokrasi” anlayışına bıraktı. türk merkez sağının da geçmişte benimsediği ve “milli iradeci” denilebilecek bu demokrasi anlayışını önce vesayetçilikle mücadele için, sonra da makul ve makbul bulmadığı bir toplum kesimini bu toprakların değerlerine “yabancı” ilan eden bazı siyasa insiyatiflerini ve söylemlerini haklılaştırmak için seferber etti.

akp’nin gerçek fabrika ayarına işaret eden süreklilik “tüccar siyaset” anlayışı olarak ifade edilebilir.

by Menderes Çınar


tüccar siyaset

ilk bakışta akp’nin siyasal kimliğinde bir evrime işaret eden bu değişimlerin altında bir süreklilik olduğunu bugün geriye dönüp baktığımızda söyleyebiliriz. akp’nin gerçek fabrika ayarına işaret eden bu süreklilik “tüccar siyaset” anlayışı olarak ifade edilebilir. ekonomik ve siyasi performans üreterek seçim kazanmaya ve iktidar olmaya odaklı olan, konjonktüre göre şekillenen ve muğlaklıklarını/çelişkilerini liderinin karizması, güvenilirliği ve ikna kabiliyeti ile kapatan bu faydacı siyaset anlayışı esnek olması bakımından akp için bir avantajdı.

ancak akp’ye “iktidar” ve “lider” dışında etrafında toplanılacak bir siyasal platform veya kimlik de kazandırmadı. akp’nin çözüm süreci'nde kat ettiği mesafenin hdp’yi normalleştiren ve kendi iktidar imkânlarını zora sokan bir konjonktür yarattığını gördükten sonra kolayca geri sarabilmesi bu bağlamda daha az şaşırtıcıdır. zira tüccar siyaset, demokratikleşmenin ilk önce ve en çok akp iktidarına hizmet etmesini öngörmektedir.

ikinci olarak başlangıçta gördüğümüz birkaç ağır toptan oluşan liderlik kadrosu ve parti-içi demokrasi sözü kısa sürede yerini recep tayyip erdoğan’ın liderliğine bırakmıştır. akp’nin gözden geçirilmesi gerektiği iddia edilen siyasal pratiği neredeyse tamamıyla şu an cumhurbaşkanı olan erdoğan’ın liderliği altında ve bizzat erdoğan tarafından şekillendirilmiştir.

dolayısıyla akp’nin kendisini gözden geçirmesi demek, erdoğan’ın siyasal mirasını, parti açısından konumunu ve partiyle ilişkilerini gözden geçirmek demektir. böyle bir gözden geçirme ister istemez erdoğan’ın siyaset tarzının sorgulanmasıyla ve karizmasının zedelenmesi ile sonuçlanacağı için ancak erdoğan’a rağmen yapılabilir. bu da zayıf bir ihtimaldir çünkü akp hâlâ onun partisidir.

erdoğan geçtiğimiz yıl cumhurbaşkanı seçildikten sonra partisinden resmî olarak ayrılmak zorunda kalmıştır. fakat ne ayrılırken ne de ayrıldıktan sonra, partisi üzerindeki etkisini/kontrolünü tehdit edecek bir inisiyatifin gelişmesine imkân verecek bir boşluk bırakmamıştır. akp’nin yönetiminde hâlâ onun kurduğu ekip bulunmaktadır. ahmet davutoğlu’nun seçildiği kongreye nezaret ederek, onun kendisinden bağımsız bir varlık zemini kazanmasını engellemiştir.

parti kendini gözden geçirebilir mi?

daha sonra yaptığı çıkışlar ve aldığı inisiyatiflerle davutoğlu’nun bazı siyasa girişimlerini akamete uğratmış, onun hiyerarşik konumunu kesinleştirmiştir. bu sırada hassas zamanlamalar yapılarak, gül’ün partiye dönmek için beklediği fırsatı yakalamasını engellemiştir.

erdoğan’ın 7 haziran seçimlerinde akp lehine kampanya yapması aynı zamanda partinin akıbetine ortak olma, dolayısıyla partiden kopmama girişimi olarak değerlendirilebilir. seçim sonrasında da, erdoğan hem akp için tercihlerini (tekrar seçim veya tabanlar daha yakın olduğu için mhp ile koalisyon) belirtmiş, hem de bu tercihlerini geçerli kılacak konjonktürü yaratmak amacıyla gerek parti gerekse ülke içinde inisiyatif kullanmıştır. nihayetinde davutoğlu, farklılıkların keşfiyle geçen ve gerçek bir koalisyon perspektifi içermeyen “koalisyon görüşmeleri” yapmak durumunda kalmıştır.

bazı akp çevrelerinin koalisyon kurulması ve çözüm süreci'nin devamı için bunun mhp ile değil chp ile yapılması gibi farklı fikirlerini parti görüşü kılmak için eyleme geçmesi ise yüksek bir bölünme ve parti içinde de örneklerini görmeye alışık olduğumuz şeytanlaştırılma riskini göze almayı gerektirmektedir. esasen bir süredir yürürlükte olan kutuplaştırıcı söylemlerin bir amacı da içeriden farklı seslerin yükselmesini zorlaştırmak olmuştur.

erdoğan’ın etkisi, gücü ve boşluk bırakmayan ustalığı nedeniyle, ona açıktan meydan okuma riski göze alınsa bile sonuç üretmeyecek, siyaseten rasyonel olmayan bir risk olarak değerlendirilmektedir.

dolayısıyla akp’nin kendisini gözden geçirmesi, resmen parti ile bir ilişkisi olmayan “sorumsuz” cumhurbaşkanı erdoğan’ın akp için belirlediği siyasetin en az bir kez daha iktidar üretemeyerek başarısız olmasına bağlıdır. bu durumda dahi kesin değildir. 14. yaşında akp’nin sorunu, liderinden ve iktidarından başka bir kimliğinin olmaması ve resmî olarak her ikisinden de mahrum olmasıdır.

prof. dr. menderes çınar, başkent üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. doktorasını bilkent üniversitesi’nde tamamladı. avrupa üniversitesi enstitüsü, floransa ve boston ve harvard üniversitelerinde misafir araştırmacı olarak bulundu. birçok akademik makaleye imza atan çınar'ın vesayetçi demokrasiden “milli” demokrasiye (birikim, 2015)  başlıklı kitabı geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Menderes Çınar

prof. dr. menderes çınar, başkent üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. doktorasını bilkent üniversitesi’nde tamamladı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;