Görüş

ABD-Irak arasında boş suçlamalar

ABD, son olarak Ramadi'de IŞİD karşısında yaşanan başarısızlıkları Irak ordusunun isteksizliğine bağlarken, İran ve Iraklı yetkililerse asıl isteksiz davrananın Washington olduğunu savunuyor. Bu isteksizliğin kaynağı ise askeri veya psikolojik değil, siyasi. Ramadi veya Palmira'da ölenleri aslında hiç de umursamayan Washington ve Tahran'ın tek derdi stratejik ve siyasi açıdan puan kazanmak.

ABD'li generaller IŞİD karşısında alınan son yenilgileri Irak ordusunun isteksizliğine bağlıyor. [Fotoğraf: AP]

ortada dönen tartışma saçma ve gülünç.

acımasız bir cihatçı grup tarafından bir kez daha hadleri bildirilen abd, iran ve bunlara bağımlı şekilde hareket eden bağdat hükümetini birbirleriyle atışırken görmek, adeta gerçek üstü bir manzara.

washington'da abd'nin propaganda savaşının başarı ve yanlışlarına dair tartışmalar 11 eylül'den beri sürmekte. ancak durum, işid'in dünyanın dört bir yanından gençleri saflarına katma konusunda gösterdiği olağanüstü başarıyla birlikte daha da aciliyet ve hız kazandı.

by Marwan Bishara


ramadi'nin düşüşünün ardından kamuoyu önünde cereyan eden karşılıklı suçlamalar ve iğnelemeler, tarafların askeri beceriksizliğinin altında yatan çocukça ve başarısız politikayı gözler önüne seriyor. fakat bu aynı zamanda çok daha beter bir şeylerin işareti de olabilir.

yaşanan yenilgi ne kadar büyük? abd başkanı barack obama'nın ileri sürdüğü gibi sadece "taktiksel" mi, yoksa amerikalı generallerin resmettiği gibi skandal niteliğinde bir mahcubiyet mi söz konusu? ortadaki başarısızlık ne ölçüde stratejik? külliyen rezil olmaya giden kaygan zemin ne kadar dik?

anbar'ın kurtarılmasına yönelik gerçek savaş nihayet başladı mı, yoksa bağdat'ı savunmak için mi savaşılıyor?

savaşma azmi yok

abd savunma bakanı ashton carter, geçtiğimiz hafta sonu yaptığı bir açıklamada ramadi'de alınan son yenilgileri irak ordusunun isteksizliğine bağladı.

amerikalı bakanın bu sözlerine iran ve iraklı yetkililerden yanıt gecikmedi. iran devrim muhafızları kudüs birliği komutanı kasım süleymani, asıl isteksiz davrananın, savaşma azmi olmayanın washington olduğunu öne sürdü.

iranlı generale göre washington işbirlikçi idi. amerikalılar, işid ile iş çeviriyordu. ortada bir komplo vardı.

son altı aydır irak'taki amerikan özel operasyon güçlerini komuta eden tuğgeneral kurt crytzer'e göre, "birçok iraklı asker, amerikan kuvvetlerinin gizlice [işid'e] yardım ettiğine inanıyor."

crytzer, bu "yanlış anlamanın" kamu diplomasisindeki başarısızlığın bir neticesi olduğunu iddia etmekle birlikte, bu düşüncenin yaygın olduğunu (hatta süleymani'nin bile buna "inandığını") ve amerikan güçlerini "militanlara karşı yürütülen savaşta, sözde müttefiklerinden gelebilecek misillemelere karşı savunmasız bırakabileceğini" de söylüyor.

unutmayalım ki washington'da abd'nin propaganda savaşının başarı ve yanlışlarına dair tartışmalar 11 eylül'den beri sürmekte. ancak durum, işid'in dünyanın dört bir yanından gençleri saflarına katma konusunda gösterdiği olağanüstü başarıyla birlikte daha da aciliyet ve hız kazandı.

büyük hatalar

lakin bu olaylara ilk kez tanık olmuyoruz. işid'in musul'u (ve suriye'nin rakka kentini) ele geçirerek washington ve bağdat'ı büyük şoka uğratmasının üzerinden bir yıl geçti. işid, o tarihten bu yana, en son anbar vilayetinin başkenti ramadi'nin (ve suriye'deki antik palmira kentinin) alınmasına kadar varan bir dizi başarı elde etti.

olanlar karşısında pentagon ve iraklı müttefikleri yine "şaşkınlığa" düştü. fakat bir olayın şaşkınlık yaratabilmesi için "ani" ve "beklenmedik" olması gerektiği düşünülecek olursa, bir yıldır benzer bir sürü başarı elde eden işid'in ilerleme kaydetmesi nasıl sürpriz sayılabilir?

washington ve bağdat, bir süredir işid'i alt etmenin zaman alacağını, ancak en azından genişlemesini kontrol altına aldıklarını öne sürüyor. tamam ama bu da pek işe yaramış gibi görünmüyor, öyle değil mi?

abd'nin ciddi miktardaki askeri ve operasyonel desteğine, anbar vilayetine çok sayıda irak askeri konuşlandırılmasına ve işid mevzilerinin amerikan ordusu tarafından havadan bombalanmasına rağmen, irak hükümetinin işid'i yenmek bir tarafa, kontrol altına bile alamadığı artık son derece açık.

irak'taki sürecin son aşaması, hem washington hem de tahran açısından müphem, tehlikeli, sonu olmayan bir oyun olacak.

by Marwan Bishara


işin en şaşırtıcı tarafı ise, washington ve bağdat'ın karşısındakinin ormanın ortasında ya da dağlık bir alanda gizlenmiş, klasik bir gerilla grubu olmaması. işid, açık alanda (yahu bildiğiniz çölde!) hareket eden, askeri üsleri işgal eden, şehirleri ele geçiren, hizmet sağlayan ve halka kendi yönetim sistemini dayatan, düzenli bir ordu gibi davranıyor.

hatta ramadi ve musul gibi irak'ın önemli kentlerini almayı bile başardılar.

siyasi irade sorunu

şüphesiz, bu isteksizliğin nedeni psikolojik veya askeri değil, siyasi.

sonuçta çoğunluğunu şiilerin oluşturduğu hükümet birlikleri, kendilerinden en az işid'e karşı olduğu kadar nefret eden sünnileri niçin "kurtarmak" istesin? ordu ve özel kuvvetlerin yozlaşmış orta ve üst düzey liderleri, yönetim (haydar ibadi ve nuri maliki arasında) bölünmüşken ya da iran destekli milisler ve abd bombardıman uçakları varken neden savaşmaya can atsın?

bağdat ve washington'da mantık sahibi ve konuyla ilgili her karar mercii, işid'e karşı zafer kazanmanın ön koşulunun şiiler ile sünniler arasında uzlaşma sağlamak olduğunu açık bir şekilde biliyor.

maliki, mezhep ayrışmasını gidermekte başarısız olup daha da derinleştirince yerine ibadi geldi. washington tarafından desteklenen yeni liderin, ülkedeki siyasi konumunu iyileştirmek ve işid karşısındaki askeri şansını arttırmak için durumu düzeltmesi bekleniyordu.

kısa bir süre için irak hükümeti işid karşısında, özellikle de tikrit'te mesafe kaydediyor gibi göründü. bu sayede oluşacak domino etkisiyle siyasi uzlaşmaya gerek olmadan diğer sünni bölgelerinde de işid'in mağlup edileceği umuluyordu.

bu gelişme üzerine nisan ayında washington'da düzenlenen zirvede obama, irak başbakanına ulusal uzlaşmanın önemini hatırlatırken, kendisinden iran'ın etki alanından da uzaklaşmasını istedi. ibadi'nin obama'dan talebi ise kendilerine daha sofistike silahlar verilmesi ve amerikan hava desteğinin sürmesi yönünde oldu. ancak bunların hiçbiri hayata geçmedi.

uzun süren bir çatışmanın ardından ramadi sonunda işid'in eline düştü. bu hem utanç verici başarısızlık, hem de onur kırıcı bir yenilgiydi.

iyi ama hepsi bu mu? sırada ne var?

irak'ta oyunun sonu

irak'taki sürecin son aşaması, hem washington hem de tahran açısından müphem, tehlikeli, sonu olmayan bir oyun olacak.

kamuoyu önündeki karşılıklı suçlamalar bir yana, iran destekli milislerin ve işid militanlarının tamamen bitap düşene kadar birbirleriyle savaşmalarını izlemenin, pentagon'u çok mutsuz ettiği de söylenemez. bu durum, obama'nın niçin fikir değiştirerek ibadi'ye iranlıları da bu savaşa katma konusunda yeşil ışık yaktığını kısmen açıklıyor.

fakat abd'nin ortadoğu'da müdahil olduğu her krizde sürekli rezil olması, iranlıların hoşuna gitmiyor da denemez.

her iki taraf da "düşmanımın düşmanı bir süreliğine de olsa taktik açıdan dostum olabilir" mantığıyla hareket ederek, düşmanlarını paramparça eden, uzun bir çatışmaya bel bağlıyor.

şu noktada her ikisi de işid'in arka arkaya kazandığı zaferler karşısında ciddi bir utanç yaşıyor. tüm bu süre zarfında ise iraklılar ölmeye devam ediyor. aynı şey suriye için de geçerli.

ama dürüst olalım, ramadi ya da palmira'daki insanlar, washington ve tahranlı generallerin ve karar mercilerinin umurunda mı? stratejik ve siyasi açıdan puan kazanma arzusunun dışında, musul veya rakka'yı hiç umursuyorlar mı?

marwan bishara, al jazeera'nin baş siyaset uzmanı. 'the invisible arab: the promise and peril of the arab revolutions' (2012), 'palestine/israel: peace or apartheid: occupation, terrorism and the future' (2003) ve 'palestine/israel: peace or apartheid: prospects for resolving the conflict' (2001) kitaplarının yazarı.

twitter'dan takip edin: @marwanbishara

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Marwan Bishara

al jazeera'nin baş siyaset uzmanı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;