Görüş

AK Parti ne yapmalı?

Kendi destek kitlesi daralan AK Parti koalisyon yaparak ülkede siyasi liderliği sürdürmeli. AK Parti’nin şansı, yeni bir siyasi lider Ahmet Davutoğlu’nun partinin başında olması. Ancak Davutoğlu “yeniliğini” partiye yansıtamadı zira partinin eski alışkanlıkları siyasi tarzını belirledi.

AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, koalisyon ihtimalleriyle ilgili olarak "Herkesle konuşuruz" açıklamasını yaptı. [Fotoğraf: AA - Arşiv]

ak parti 2002’den günümüze geniş bir koalisyonla ülkeyi yönetti. rahmetli turgut özal’ın dört eğilimi birleştirme düşüncesini ak parti kurucu eliti hayata geçirdi. bu koalisyonun ayırt edici özelliği yönetme kabiliyetine sahip olmasıdır. parti üç dönem peşi sıra oyunu artırarak çoğunluk hükümeti kurmayı başardı. ak parti’yi oluşturan koalisyon, yönetim kadrosunun icraatlarının arkasında durarak, istikrar ve kalkınma öncelikli politikaları desteklediler. dış politikanın ufku daha önce görülmemiş oranda genişledi, türkiye uluslararası alanda önceki dönemlere nazaran daha görünür hale geldi.

geniş bir koalisyonla iktidarda kalmayı başaran ak parti son seçimleri yüzde 41 gibi bir oy oranı ile birinci bitirdi. ancak bu seçimlerde bırakın artırmayı, ciddi oranda oy kaybetti ve tek başına çoğunluk hükümeti kuramayacak bir sonuç elde etti. en yakın takipçisi ile kayda değer oy ve tbmm’de temsilci farkına rağmen, bu sonucun parti yönetimi ve seçmenini memnun etmediği aşikar.

ilginç bir şekilde ak parti bir geniş koalisyon partisi olarak bazı kesimlerin desteğini kaybederken, 7 haziran seçimlerinden sonra yüzde 85 gibi yüksek bir oranla oy kullanan kitle 4 partiyi yüzde 95’lik bir temsil oranı ile meclis’e soktu. seçmen tercihi ile yüzde 10’luk seçim barajı ayrıca geride bırakıldı. siyasal sistemin temsil keyfiyeti ile ötelediği bu demokratik olmayan koşul seçmen davranışı ile aşılmış oldu.

ak parti’nin iki temel özelliğinden biri olan geniş bir seçmen koalisyonunu bir arada tutma kabiliyetinde bir zaaf gözleniyor. bu zaafın yansıması değişik hesaplarla yüzde 9 ile 12 arası bir oy kaybı. ancak bu koalisyonun kısmen gevşediği daha büyük bir kopmanın olmamasından anlaşılıyor. 2002 yılından bugüne gelinen süreçte bu kaybın hem ak parti ile ilgili, hem de türkiye siyasetinin evrimi çerçevesinde sebepleri var. ak parti’nin seçmen desteğini tahkim etme stratejilerinden, siyasal hayatın dinamik süreçleri, barış sürecinin ve yeni siyasi taleplerin oluşturduğu yeni kritik eşikler ve psikolojiye kadar çok sayıda unsur bahse konu koalisyondan bir bölümün kopmasına yol açtı.

ak parti’den reddiyeci bazı seslerin çıkması, eski alışkanlıkların parti açısından bu dönemde en önemli sorun olacağının göstergesi.

by Bülent Aras

 

ak parti’nin diğer özelliği ise yönetebilen bir parti olması. mevcut destek ve seçimlerden birinci parti olarak çıkması, seçmenin önemli bir bölümünde bu yönetebilme niteliğinin karşılığı olmasındandır. siyaseten desteği muhafazanın zor olduğu bir dönemde ak parti seçmenini bir arada tutan bu yönetme niteliğine duyulan inançtır.

ak parti koalisyonla siyasi liderliği sürdürmeli

ak parti ne yapmalı sorusunun cevabı bu yönetme kabiliyeti ile ilgilidir. kendi destek kitlesi daralan ak parti için ufuk, bir başka parti ile koalisyon yaparak ülkede siyasi liderliği sürdürmektir. ak parti’nin kuruluşundan bu güne tarihinin özeti yaptığı icraatlar, yani yönetmesidir. hal böyle iken reddiyeci bir yaklaşımla yalnızlaşmak, koalisyona karşı olmak ve yönetmeye talip olmamak kendi rağmına bir yaklaşım olacaktır. böyle bir tutumun hakim kanaat haline gelme ihtimali zayıftır.

siyasal liderlik ve iyi yönetişim bir koalisyon hükümeti ile de mümkündür. bir anlamda türkiye’nin siyasi ve sosyal dinamikleri böylesi bir yönetimi zorunlu kılmıştır. bu kadar geniş temsil özelliğine sahip ve koalisyon dışında yönetim imkanı olmayan bir tablonun ortaya çıkışını türkiye’nin yaşadığı demokratik dönüşümün bir sonucu olarak görmemek büyük bir hata olur. türkiye’de seçmen akıntıya karşı kürek çekmeye izin vermeyeceğini ortaya koydu.

ak parti’den reddiyeci bazı seslerin çıkması, eski alışkanlıkların parti açısından bu dönemde en önemli sorun olacağının göstergesi. 7 haziran sonrası siyasi ortamda ak parti’nin siyasi liderliği sürdürebilmesinin olmazsa olmazları var. yeni siyasi ortamda bu koşullara uyum sağlama ile eski alışkanlıklar arasında bir gerilimin yaşanacağını öngörmek zor değil.

öncelikle ak parti’nin koalisyon kurma özelliğine geri dönmesi, farklı toplumsal kesimlere hitap etme ve toplumu kuşatarak bir arada tutma yönelimlerini güçlendirmesi gerekiyor. her parti bir anlamda seçmen koalisyonudur ve ak parti bu açıdan halen en geniş çerçeveye sahiptir. ak parti’nin seçmen desteğini tahkim için kutuplaşma, ötekileştirme yerine farklılıklara kucak açan, bir arada yaşama, geniş seçmen kitlesinin tercihlerini dikkate alan bir yapıya bürünmesi olmazsa olmazdır. bu çaba aynı zamanda bir başka parti ile koalisyon ile yönetim anlayışının normalleşmesini sağlayacaktır.

ikinci olarak yönetim vizyonunun mümkün olan en geniş anlamda katılımcı demokrasiyi benimseyen, farklılıkları gözeten ve bir zenginlik olarak gören, toplumun tamamının kaygılarını gözetecek bir bağlama oturtulması gerekiyor. ak parti’nin ülkenin ufkuna yerleştirdiği hırslı büyüme ve gelişme hedeflerinin, sürdürülebilir, katılımcı, yönetilebilir projelere dönüştürülmesi gerekmektedir. ciddi toplumsal karşıtlık üreten projelerin tadili, ertelenmesi ya da vazgeçilmesi demokratik yönetimin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.

seçmen bir sürgün psikolojine girip yabancılaşmak taraftarı değil, tam tersine tercihlerini yansıtmak, en geniş temsil ve bir arada yaşamaya güçlü bir şekilde sarılmış durumda.

by Bülent Aras

türkiye’de halkın yönelimi her şeye rağmen kalkınma denebilecek, geç sanayileşme ya da bazı asya tarzı kalkınma modellerinde görülen anlayışı desteklememektedir. tercihlerinin belirleyici olması, ekonomik kalkınma ve büyümeyi desteklemekle birlikte, katılımcı süreçlerle bu politikaların hayata geçmesini istemektedirler. 7 haziran’da toplumun mesajı kutuplaşma değil, toplumsal uzlaşma ve barış çağrısıdır. seçmen bir sürgün psikolojine girip yabancılaşmak taraftarı değil, tam tersine tercihlerini yansıtmak, en geniş temsil ve bir arada yaşamaya güçlü bir şekilde sarılmış durumda. seçmen tercihi bu yönde iken kutuplaşma ve ötekileştirme ve bu şekilde safları tahkim etme politikası yaklaşımı zamanın ruhuna uymamakta, akıntıya karşı kürek çekme anlamına gelmektedir. siyasal özgürlükler ve hukuk devleti geri adım atılması düşünülemeyecek konular artık.

ak parti’nin en iddialı olduğu alanlardan bir olan dış politikanın daha geniş anlamda toplumsal kesimlerle ilişkilendirilmesi gerekmekte. ak parti döneminde dış politikanın toplumsallaştığı, süreçlerin çoğulcu bir ortamda demokratikleştiği gözlendi. ancak bir süredir dış politikanın ak parti tabanında bile geniş anlamda destek görmekten uzak olduğu gözlenmektedir. bu anlamda dış politika daha geniş toplumsal kesimlerle irtibatlandırılarak, desteği alınarak yürütülmeli. batı yönelimi derinleştirilmeli, bölgesel aktivizm yeniden yapılandırılmalı ve yeni açılımlar güçlendirilmelidir. türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde önemli katkı vaat eden sivil kapasitesi, işadamları, stk’ları ile yapıcı bir ilişki kurulmalı, çerçevesi genişletilmeli.

davutoğlu “yeniliğini” partiye yansıtamadı

ak parti’nin şansı yeni bir siyasi lider ahmet davutoğlu’nun partinin başında olması. ancak davutoğlu’nun “yeniliğini” partiye yansıtamadığı gözleniyor. üç dönemdir iktidarda olan bir partinin başına geçmek ve güçlü bir liderden devraldığı partiyi seçime götürmek zorlu süreçler. partinin eski alışkanlıkları davutoğlu’nun siyasi tarzını belirledi. davutoğlu seçmenin kendisine bir koalisyon ile ülkeyi yönetme görevi verdiğini ifade etti. bu görev mevcut parlamenter yapının güçlendirilmesi, sistemik arızaların tadili, siyasetin ufkunun genişletilmesi, toplumsal taleplerin belirleyiciliğinin artması, hak, özgürlükler ve yaşam tarzlarının güvence altına alınmasıdır. seçimin sonuçlarından birisi başkanlık sistemini belirsiz bir geleceğe ertelemiş olmasıdır.

davutoğlu’nun genel başkan seçildikten sonra ilan ettiği siyasetten ekonomiye, toplumsal hayattan dış politikaya restorasyonlar diye nitelediği geniş reformları hayata geçirecek şekilde siyasal liderlik yapması gerekmektedir. bu vizyona uygun bir meclis yapısı bulunuyor. barış sürecinin taşıyıcısı ve liderliği ak parti’dedir. hdp kürt oylarının çoğunu alan parti olarak bu sürecin diğer önemli aktörüdür. reform eksenli siyasal liderliğin hedefi yeni anayasa, barış süreci, toplumsal barış ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme olmalıdır. türkiye iç siyasette, ekonomide, dış politikada kritik eşiklerde beklemektedir. bu eşikleri aşmak, milli gelir, siyasal istikrar ve uluslararası rol yeni dönemde ak parti’nin yönetebilir bir parti olarak, değişen koşullara uyum sağlayarak kendisini ifadesi ile olacaktır. davutoğlu’nun bu kritik konjonktürde ortaya koyacağı liderlik belirleyici olacaktır. bu liderlik büyük oranda yeni dönemin koşullarına uyum sağlayacak bir siyasi pozisyon alması ve partisini hızla bu yönde mobilize etmesi ile olacaktır.

prof. dr. bülent aras, sabancı üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü'nde öğretim üyesi ve aynı kuruma bağlı istanbul politikalar merkezi'nde çatışma çözümü ve arabuluculuk projesi koordinatörü. aras aynı zamanda washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan wilson center bünyesinde kıdemli üye.

twitter'dan takip edin: @arasbulent

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

 

Bülent Aras

sabancı üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü'nde öğretim üyesi ve aynı kuruma bağlı istanbul politikalar merkezi'nde çatışma çözümü ve arabuluculuk projesi koordinatörü. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;