Görüş

AK Parti'nin kurumsallaşması gerekir

Erdoğan sonrasında AK Parti’nin geleceği meselesini, isimler üzerinden tartışmaktan ziyade siyaset(ler) üzerinden tartışılması daha büyük anlam taşıyor. Genel başkan değişimiyle kendisini yenileyebilme ve partiyi kurumsallaştırıp siyaseti güçlendirme fırsatına sahip olan bir AK Parti duruyor karşımızda.

Erdoğan cumhurbaşkanı olmasıyla onun rürzgarından mahrum kalacak AK Parti'de kurumsal kimlik ön plana çıkabilir. [AA]

başbakan ve adalet ve kalkınma partisi (ak parti) genel başkanı recep tayyip erdoğan, 10 ağustos 2014 günü düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda oyların yaklaşık yüzde 52’sini alarak, beklenildiği üzere, zaferle çıktı. kazanılan seçim galibiyeti kadar, zaferin ilk turda gerçekleşmesi de önemliydi. seçim sonrası dengelerin oturması ve meşruiyet için bu gerekliydi. buradan bakıldığında, erdoğan sadece seçimi kazanmakla kalmadı. seçim sonrasında hem siyasetin hem de partisinin dizaynı için ihtiyaç duyduğu önemli güç ve meşruiyeti yeniden elde etti. bu seçimin, erdoğan ve ak parti'ye bakan kısmına geçmeden önce bir noktanın altını çizmekte fayda var:

siyasetin, siyaset dışı aktör ve etkilerden arındığı bir ortamda 'proje siyaseti' veya 'siyasal mühendisliğin' başarı şansının olmadığı, ekmeleddin ihsanoğlu şahsında bir kez daha ortaya çıktı. üç adaydan, erdoğan ve halkların demokratik partisi (hdp) adayı selahattin demirtaş, partilerinin oy oranlarından daha yüksek oy aldılar. 13 partinin adayı veya türkiye’nin "uzlaşı adayı" olduğunu iddia eden ihsanoğlu ise kendisini aday gösteren cumhuriyet halk partisi (chp) ile milliyetçi hareket partisi’nin (mhp) toplam oylarından yaklaşık beş milyon daha düşük oy aldı.

bunun başlıca sebebi, seçim kampanyası sırasında iletişim kaynaklarının iyi kullanılarak toplumun yaklaşık yüzde 90’lık bir kesimine ihsanoğlu’nun özgeçmişinin içeriğinin öğretilmesine rağmen, siyaseten tanıtılamamasıydı. siyasetin özgürleştiği bir ortamda toplum, adayları sadece özgeçmişleri üzerinden değil, siyaseten de tanımak istiyor. temel meselelerde nerede durduklarını, nasıl bir yaklaşıma sahip olduklarını bilmek istiyor. siyasetin aktör olduğu bir vasatta 'siyasetsizlik', vizyonların, tahayyülerin oylandığı bir denklemde ise 'tarafsızlık' makyajı toplumda makes bulmuyor.

bu parantezi kapatacak olursak, ortaya çıkan seçim sonucu ve erdoğan’ın pozisyon değişiminin, hem ak parti hem de önümüzdeki dönem türkiye siyaseti için önemli sonuçlar doğuracağını söyleyebiliriz. öncellikle, başbakanlık ve ak parti genel başkanlığı görevlerini bırakacak erdoğan’ın yerine kimin geleceği sorusu, yanıtı en fazla merak edilen soru olmaya devam ediyor. bu sorunun yanıtı, erdoğan’ın ak parti, ak parti seçmeni ve yeni türkiye’nin inşası için ne mana ifade ettiği ile beraber değerlendirildiğinde daha anlamlı olacaktır.

bir hareketin lideri olarak erdoğan

yapılan birçok kamuoyu araştırmasına göre, ak parti seçmeninin yüzde 40-50’si, ak parti’ye sundukları desteğin ana gerekçesi olarak erdoğan’ı gösteriyor. yine saha çalışmaları, ak parti’nin 12 yıllık iktidarında, seçmenin lider merkezli destek gerekçelendirmesinde artış yaşandığını teyit ediyor. bu veriler, şu sonuçları ortaya koyuyor:

1) ak parti’nin içinden geldiği damar, temelde bir kadro hareketiydi. ancak erdoğan’ın kriz dönemlerinde sınanmış, siyasal başarı getiren, sonuç alıcı güçlü liderliği nedeniyle partinin 'kadro hareketi' olma karakteri ikinci plana düşmüş görüntüsü verdi. erdoğan markasının partiyi kuşatması, lider merkezliliğin daha hakim görüntü haline gelmesine yol açtı.

2) erdoğan’ın ak parti’nin kadroları ve tabanı açısında ifade ettiği anlam dikkate alındığında, erdoğan’dan sonra ak parti; genel başkanını seçecek, liderini değil. ak parti’nin sosyolojik tabanı erdoğan’ı lider olarak görüyor ve bunun önümüzdeki dönemde de devam etmesini talep ediyor. söz konusu durum, aslında erdoğan’ın klasik manada bir siyasal partinin başkanlığını yapmaktan ziyade, sosyo-ekonomik bir mobilizasyonun liderliğini yapmasından kaynaklanıyor.

erdoğan ve ak parti’nin dayandığı tabanın; dinamizmi, türkiye’yi dönüştürme ve sosyo-ekonomik merdivende yukarıya tırmanma yönündeki güçlü arzusu, ülkenin hâlâ geçiş aşamasında bulunduğu ortamda istedikleri limana ancak erdoğan’ın liderliğinde selametle varacaklarına inanması, onların erdoğan sadakatini güçlendiren bir işlev görüyor. onlar için erdoğan, mevcut ilerleyiş ve dönüşümün sürdürülmesini sembolize ediyor.

ak parti tabanının; konumunun tahkimatı ve yeni türkiye’nin inşası ile erdoğan’nın siyasal başarısı arasında bağ kurması, cumhurbaşkanlığı seçilmesinden sonra da erdoğan’ın siyasal sahnede temel belirleyici aktör şeklinde devamını talep etmesine yol açıyor.

by Galip Dalay

ak parti tabanının; kendi konumunun tahkimatı ve yeni türkiye’nin inşası ile erdoğan’nın siyasal başarısı arasında bağ kurması, cumhurbaşkanlığı seçilmesinden sonra da erdoğan’ın siyasal sahnede temel belirleyici aktör şeklinde devamını talep etmesine yol açıyor.

fakat şunu da unutmamak gerekir; erdoğan’ın sistemdeki etkinliği ile ak parti’nin siyasal başarısının devamı arasında doğrudan bir bağ mevcuttur. ancak, siyasal ve seçimsel başarılarını devam ettirebilen bir ak parti, erdoğan’ın sistem içerisindeki tayin edici rolünün 'sigortası' olabilir.

nihayetinde icracı cumhurbaşkanlığı veya hükümet ile cumhurbaşkanı’nın uyumlu çalışmasıyla fiiliyatta hayat bulabilecek yarı-başkanlık sistemi benzeri formüller, ancak ak parti’nin tek parti iktidarı sürebilirse gerçekleşebilecek bir senaryodur. türkiye gibi lider-siyaset-taban arasındaki bağın güçlü ve sahici olduğu bir ülkede "zayıf ve(ya) emanetçi" bir isim, ak parti’nin siyasal başarılarının devamını tehlikeye sokacaktır.

3) erdoğan sonrası ak parti’nin başına kim geçer sorusu, aslında şöyle sorulursa daha anlamlı olur: erdoğan, cumhurbaşkanlığı köşkü’ne çıktıktan sonra da ak parti, bugüne kadar izlediği siyaseti, yatırım yaptığı türkiye tahayyülünü devam ettirecek mi? yoksa bunlara bir format çekilip, yeni bir rota ve yörüngeye mi sokulacak? ak parti, siyaset literatüründe hakim parti olarak tanımlanan parti kategorisine dahil olduğu için kendi içerisinde farklı eğilimler barındırıyor.

daha açık ifade etmek gerekirse, ak parti’nin ana omurgası her ne kadar milli görüş geleneğinden gelen kadrolara dayansa da farklı siyasal yelpazelerden gelen birçok kişi ve grup da parti bünyesine eklemledi. bu kişilerin; türkiye’nin temel meselelerinin çözümü, dış politikası, bundan sonra yaşaması gereken evrilmeler konusunda farklı vizyonlara sahip olduklarını yapılan açıklamalarda yakalamak mümkün. bu nedenle, erdoğan sonrasında ak parti’nin başına kimin geçeceği sorusunun yanıtını isimler üzerinden konuşmaktan ziyade siyaset tarzı ve siyasal vizyonlar üzerinde konuşmak daha yararlı olacaktır. kuşkusuz erdoğan da tercihini, kendi vizyonunu paylaşan birinden yana yapmak isteyecektir.

bu tespitler, erdoğan’dan sonra ak parti’nin başına geçecek ve başbakan olacak ismin güçlü, toplumsal karşılığı olan, erdoğan'ın siyasal tahayyülünü paylaşan ve onunla uyum içinde çalışacak biri olmasının gerektiği veya olacağını vurguluyor. erdoğan’ın koşan, terleyen "icracı cumhurbaşkanı "söylemi ve ak parti genel başkanı ile başbakan’ın aynı kişi olması ısrarı, bu tasviri teyit ediyor.

erdoğan sonrası ak parti’nin siyasal yenilenme ve kurumsallaşma meselesi

buna ilaveten, ak parti, genel başkan değişikliğini bir fırsata çevirebilirse, bu durum parti kadar türkiye siyasetine de bir yenilenme ve kurumsallaşma imkanı sağlayabilir.

ak parti’nin en büyük mücadelesini 'siyasal sistemin demokratikleştirilmesi' oluşturdu. daha popüler ifadeyle, ak parti’nin vesayete karşı verdiği mücadele, temel öyküsünü teşkil etti. bunu, çevre-merkez denkleminde çevrenin unsurlarına dayanarak yaptı. çevreyi merkeze taşıyarak, merkezi çevrenin değer yargılarıyla yeniden inşa etmek, ak parti siyasetinin ana amacı haline geldi. bütün bu başlıklarda ak parti önemli kazanımlar elde etti. vesayet önemli ölçüde bitirildi. 2010/11’den sonra çevrenin siyasal iktidarı karşısındaki kurumsal direnç ve vesayetçi odaklar büyük oranda ortadan kaldırıldı. bu da kültürel alanda devam eden çevre-merkez ayrımının siyasal manada geçerliliğini yitirmesine yol açtı.

yeni türkiye ve yeni siyasal merkezin inşasına muhafazakar ve islami değerlerin rengini verdiği ve vereceği ortada. bu başarılar, ak parti’nin artık yeni döneme uygun yeni bir söylem, siyaset ve öykü geliştirme gerekliliğini ortaya koymakta. bu bağlamda, yeni genel başkan ile birlikte partide yaşanacak değişim ve gençleşme, böyle bir sürecin önünü açabilir.

ak parti’nin siyasal başarısının devamı için erdoğan markası ile karizmasından mahrum kalacak olması, paradoksal şekilde ak parti’nin daha kurumsallaşması, siyasetin de daha güçlenmesinin önünü açabilir. 27 mayıs 1960 darbesi’nden itibaren türkiye’de sorunların katmerleşmesinin arkasında yatan temel etmen, siyasetin zayıflığıydı. bu zayıf siyaset, iki farklı faktörün eseriydi:

a) vesayetçi sistemden kaynaklanan sistemsel kısıtlar. söz konusu kısıtlar, herkesin malumu bir durumdu.

b) türkiye’deki lider-parti-siyaset arasındaki denklemden kaynaklanan kısıtlar. başka bir ifadeyle, türkiye’de liderlerin her daim partilerinin önünde olmalarından kaynaklanan durumlar. zaten bu nedenledir ki, türkiye siyasal tarihinde dönemselleştirmeler, partilerden ziyade liderler üzerinden yapılır: menderes dönemi, demirel dönemi, ecevit dönemi, özal dönemi ve erdoğan dönemi. tüm bu liderler, toplumsal hafızada kendi partilerinden daha güçlü bir konuma sahipler. erdoğan, bu durumun en son ve canlı örneği. siyasetteki lider odaklılık, türkiye’de batılı anlamda 'partilerin' doğuşunu engelleyen bir işlev gördü. kurumsallaşma, kalıcılaşma, gelenek oluşturma ve liderleri aşabilme halleri türkiye siyasetinde pek yaşanmadı.

ak parti iktidarında vesayete karşı verilen aktif mücadele sonucunda siyaset, sistemsel baskılardan azade edildi. bu da siyaseti güçlendirip sahicileştirdi. siyasetin güçlendirilmesi sürecinde birinci aşama tamamlandı ama ikinci aşama henüz yaşanmadı. bu çerçevede, ak parti’nin artık erdoğan rüzgarından mahrum kalacak olması, onun kurumsallaşma, parti mekanizmalarını daha fazla çalıştırma, kurumsal akla daha fazla önem vermesine zemin hazırlıyor. siyasetin bu şekilde kadro ve kurumlar üzerinden inşa edilmesi, hem partiyi hem de siyaseti daha da güçlendirebilir. bu başarılırsa, türkiye siyasal hayatı kurumsallaşmış, kalıcı partiler ve güçlü siyaset ile tanışabilir.

siyasal sistemin demokratikleşmesi yolunda önemli bir dönemeç aşıldı. türkiye’de devlet erkini kullanan, kamusal siyaseti şekillendiren kurum ve süreçlerin toplum rızasıyla sahici şekilde ilişkilendirilmesi, ciddi bir kazanım. artık cumhurbaşkanlığı kurumu da, parlamento gibi, toplumsal iradenin tecelligâhı konumunda.

gelinen aşama, kurumlar arasındaki ilişkilerin niteliğinin yeniden tanımlanmasını gerekli kılıyor. dolayısıyla erdoğan sonrasında ak parti’nin geleceği meselesini, isimler üzerinden tartışmaktan ziyade siyaset(ler) üzerinden tartışılması daha büyük anlam taşıyor. genel başkan değişimiyle kendisini yenileyebilme ve partiyi kurumsallaştırıp siyaseti güçlendirme fırsatına sahip olan bir ak parti duruyor karşımızda. o yüzden, önümüzdeki dönemin temel sorusunu şöyle formüle edebiliriz: ak parti, bunu ne ölçüde başaracak?

galip dalay, siyaset, ekonomi ve toplumsal araştırmalar vakfı (seta) siyaset araştırmaları bölümü araştırmacısı. insight turkey dergisi kitap değerlendirmeleri bölümü editörü. istanbul üniversitesi işletme fakültesi'nden mezun oldu. london school of economics and political science'da (lse) avrupa çalışmaları alanında yüksek lisans yaptı. orta doğu teknik üniversitesi (odtü) uluslararası ilişkiler bölümü'nde doktora çalışmalarını sürdüren dalay, 'gmf on turkey' serisinin yazarlarından olup huffington post için blog kaleme alıyor.

twitter'dan takip edin: @galipdalay 

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Galip Dalay

al jazeera studies center (ajcs) türkiye ve kürt çalışmaları kıdemli araştırmacısı ve al sharq forum araştırma direktörü. istanbul üniversitesi işletme fakültesi'nden mezun oldu. london school of economics and political science'tan (lse) avrupa çalışmaları alanında yüksek lisans derecesi aldı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;