Görüş

Arap Baharı'nda iç ve dış dinamiklerin etkisi

İsyanların üçüncü yıldönümünde bölge ülkelerini mercek altına alan Al Jazeera, uzmanlardan beş soruda isyanları, ikilemleri ve yeni düzeni yorumlamalarını istedi.

Konular: Libya, Mısır, Suriye, Tunus, Yemen
Abdülfettah Sisi posteri taşıyan Mısırlı protestocular
Demokratikleşme süreçleri Mısır örneğinde olduğu gibi eski rejimin kalıntılarıyla sekteye uğradı. [Reuters]

bölgedeki gelişmeleri takip eden uzmanlara sorduk:

arap baharı'nın başarısı veya başarısızlığı o ülkelerin iç dinamiklerden mi kaynaklandı, yoksa dış aktörlerin etkisi oldu mu?

abdelwahab el-affendi 

abdelwahab el-affend
Abdelwahab El-Affendi: Westminster Üniversitesi, Demokrasi Çalışmaları Merkezi'nde Öğretim Üyesi ve Demokrasi ve İslam Program Koordinatörü.

değişikliklerin başarısız olduğu söylenemez. eski düzenin mirasını tamamen kaldırmayı başardılar. mısır ve diğer yerlerde iktidara tutunan gericiler bile devrimi desteklediklerini iddia ediyor! ancak yeni güçlerin, özellikle de islamcıların, daha fazla esneklik göstermek gibi büyük bir sorumluluğu var. dolayısıyla temel olarak esneklik konusundaki farklılıklardan ötürü tunus'taki başarıyı, mısır'daki aksaklıklarla kıyaslayabiliriz.

adil latifi 

adil latifi
Adil Latifi: Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa’da üniversitelerde tarih dersleri veriyor.

arap baharı kavramının her ülkenin hususiyetini gerek siyasi durumunun yapısı, gerekse de bölgesel durumu açısından karşılaması gerekmiyor. bu yüzden her durumun başarısızlığı veya başarısının öncelikle kendi iç yapısıyla ve ardından dış etkenlerle ilişkili olduğunu düşünüyorum. sözgelimi tunus'ta sivil toplum, gerek bu ülkede modernliğin kazanımlarını savunmak amacıyla iktidardaki islamcılara baskı yaparak, gerekse de özellikle de siyasi krizin derinleşmesi sonrası siyasi durumu düzeltmek suretiyle siyasi şartların değiştirilmesinde büyük rol oynadı. geçiş sürecinin geri kalanı ve yeni anayasa etrafında bir tür uzlaşıya götüren bu iç hareketlilik dış siyasi müdahaleye alan vermedi.

ancak bu durum girişimlerin olmadığı anlamına gelmez. tunus'un aksine mısır'daki dönüşüm, partilere, sokağa ve orduya yoğunlaştı. partiler başarısız olunca ve sokak ihvan yönetimine karşı omuz silkince ordu, demokratik geçişe hizmet etmeyecek şekilde bariz bir müdahalede bulunmak için durumdan yararlandı. ancak mısır'ın bölgedeki konumu sebebiyle dış rolün de bir yeri vardı.

yemen ve libya'da aşiret ve baskın klasik kültürün hegemonyası sebebiyle toplumun klasik yapı problemi güçlü şekilde sunuldu. bu iki ülkede çözüm, yemen'de körfez işbirliği konseyi, libya'da ise nato üzerinden yapılan dış müdahale oldu. suriye'de askeri kuruma nüfuz eden bazı hususlar var. bu kurumun mezhepçi bir yapıya sahip olması devrimi önce savaşa ve ardından dışarının körüklediği mezhep savaşına götürdü. bu yüzden suriye'deki çözüm, doğal olarak özellikle de moskova ile batı arasındaki anlaşmayla, yani dışarıdan olacaktır.

ahmet ağırakça 

ahmet ağırakça
Ahmet Ağırakça: Mardin Artuklu Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dekanı.

aslında başarısızlık yoktur, ancak her doğumdan sonra devam eden ağrılara benzeyen sıkıntılardan bahsedebiliriz. devrimler gerçekleşti ve diktatörler devrildi. yerine gelen rejimler daha ehven sistemlerdi. mısır'da durum farklı olarak dış güçlerin desteğiyle askeri bir darbe ile engellenmek istendi. ancak bu durum devrimin bittiğini değil, (halkın hâlâ sokaklarda [abdulfettah] sisi darbesine karşı direnmeleri) başarının devam ettiğini ve arap baharı direnişlerinin sürdüğünü gösterir. bazılarına başarısızlık gibi geliyorsa da bu maalesef arap baharı'nı akamete uğratmak için dış desteklerin verilmesi sonucunda devrimlerin önüne konan engeller olmuştur.

ahmet uysal 

ahmet uysal
Ahmet Uysal: Marmara Üniversitesi, Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi.

değişim süreçleri sıkıntılıdır ve arap baharı gibi büyük değişim süreçleri çok daha sancılı geçmektedir. iç dinamikler açısından mısır, libya ve fas gibi ülkelerde sivil liderlik olmadığı için topluma güçlü bir gelecek vizyonu sunulamadı. ayrıca, eski rejimin figürleri ciddi şekilde direnç göstermeye başladılar ve yeniden etkin oldular. çünkü devrimci gençlerden farklı olarak eski rejim figürlerinin devlet kurumları, medya ve parasal kaynaklarla ciddi irtibatları ve imkanları bulunuyor. devrimden sonra kısa bir şaşkınlık yaşamalarına ve hatta eski rejimin partilerin yasaklanmasına rağmen bu güçler giderek toparlandılar ve etkili olmaya başladılar. dolayısıyla iç dinamikler bu ülkelerde demokrasinin gelişmesine engel oluyor.

arap baharı'na dış dinamikler de hiç yardımcı olmadı, hatta engelleyici bir rol oynadı. arap isyanları daha çok diktatörlükleri hedef aldı ve krallıkları fazla etkilemedi. ancak yine de monarşiler bu durumdan rahatsız oldular. mısır gibi ülkelerde demokrasinin başarısı suudi arabistan ve birleşik arap emirlikleri başta olmak üzere körfez'deki krallıkları ciddi şekilde rahatsız ediyordu. genel olarak demokrasi ve özelde demokratik mısır'ın güçlenmesini kendilerine tehdit olarak gördükleri için demokrasi dalgasını kırmaya çalıştırlar. mısır darbesinin finansmanı da körfez ülkelerinden geldi. ne var ki katar, diplomasisiyle ve al jazeera kanallarıyla demokrasi süreçlerine destek oldu. batı ülkeleri, çin ve rusya gibi ülkeler de arapların demokratik süreçle daha bağımsız hale gelmelerinden rahatsız oldukları için arap baharı'na destek olmadılar.

arif ebu hatim 

arif ebu hatim
Arif Ebu Hatim: Yemenli gazeteci ve siyasi analist.

bazı arap devrimlerini vuran kısmi başarısızlığın sebebi, çeşitli akımların iktidar hırsı ve genç nesle göz kırpması. bu hırs her zaman masumane ve ulusal değil. ortada grupları ve akımları destekleyen uluslararası siyasi örgütler ve arap baharı ülkelerinde mezhepçiliği ve milliyetçiliği tutuşturmaya çalışanlar var. zira toplumları kontrol altına almanın kolaylaşması için birliklerini bozma ve parçalama noktasındaki en iyi siyasi araç bu.

halil enani 

halil enani
Halil Enani: Orta Doğu Enstitüsü’nde (Middle East Institute) araştırmacı.

bana göre arap baharı'nın başarısız olmasının ana sebeplerinden biri, ideolojik, dini, siyasi ve kültürel meselelerle ilgili olarak içeride yaşanan derin fikir ayrılıkları. suriye'den tunus'a kadar, arap toplumlarındaki siyasi hizipler arasında pek çok bölünme ve kutuplaşma yaşanmakta. ayrıca siyasi hayatı neredeyse yok eden ve siyasi partilerin ortaya çıkıp etkili olmasına izin vermeyen eski rejimlerin bıraktığı ağır mirası da gözardı etmemek lazım.

otokratik kanunlar ve kurumlar, gerçek ve sağlıklı demokratik sistemler oluşturulması konusunda yeni hükümetlerin işini son derece zorlaştırdı. dahası, özellikle körfez bölgesi'nde olmak üzere bazı bölgesel güçler arap baharı'ndan memnun olmayıp, diğer ülkelerde de değişimin önünü kesmeye çalıştı. körfez monarşileri için demokrasi, varoluşlarına yönelik, müsamaha gösterilemeyecek bir tehdit teşkil ediyor.

hoşeng ose 

hoşeng ose
Hoşeng Ose: Suriyeli Kürt yazar ve gazeteci. Türkiye, Suriye ve Kürtler üzerine yazıyor.

arap devrimlerinin başarılı veya başarısız olduğu söylenemez. ancak sosyal-siyasi durgunluğu kırdığı, halkların kendilerine güven getirdiği ve istedikleri takdirde değişimi gerçekleştirebilecekleri bilincini kazandırdı. tarih boyunca her devrimde ülkeyi saran dış etkenlerin, kendilerine uzanır korkusuyla bu devrimi engellemeye ve başarısız kılmaya çalıştığını unutmamalıyız. fransız devrimi'nde de avusturya, italya ve almanya'nın başarısız kılma amaçlı müdahaleleri vardı. keza bu durum arap ülkeleri için de geçerli. bu devrimlere bölgesel ve uluslararası müdahaleler var. tarihte bölgesel müdahalelerden arınmış devrimler yoktur.

tüm devrimlerin başarılı olması bir zorunluluk değil. hedefini gerçekleştirmekte başarısız olsa bile devrim sıfatını kendisinden almamız mümkün değil. her halükarda olumlu sosyal-siyasi bir eylemdir. ancak türkiye ve arap dünyasındaki bazı islami çevreler, sırf mısır'daki müslüman kardeşlerin yönetimi devrildiği için arap devrimlerinden ve 'arap baharı'ndan şüphe etti. tıpkı despot rejimlere destek veren bazı arap laik çevrelerin islamcıların iktidar faaliyetlerine fırsat verdiği için 'arap baharı'ndan kuşku duyması gibi. her iki kanadın bu değişimlere dar ideolojik-pragmatist bir açıdan baktıklarını düşünüyorum.

richard falk 

richard falk
Richard Falk: Princeton Üniversitesi Uluslararası Hukuk Fakültesi emekli Öğretim Üyesi, BM Filistin İnsan Hakları Raportörü.

şu aşamada iç çekişmelerle dış müdahaleler arasındaki etkileşim hakkında çok kesin konuşmak zor. her ülkede olayları şekillendiren kendine özgü etkiler mevcut. iç çekişmelerin en sert ve dış müdahalenin en ciddi seviyede olduğu örnek, suriye. bu nedenle, suriye'de yaşanan felaketi hem bir iç savaş, hem de (bölgedeki ve bölge dışı devletleri, rejim yanlısı ya da muhalifi sıfatıyla birbirine düşürerek yürütülen) bir temsili savaş olarak görebiliriz.

mücadelenin her iki boyutu da 2014 başı itibariyle arap baharı'nın başarılı olmadığı yönünde bir izlenim oluşmasına katkıda bulundu. [arap baharı ülkelerinde] ya eski düzen yeniden kurulup çekişmeler hakim oldu ya da söz verilen reformlar asgari düzeyde kaldı. ayaklanmaların yaşandığı bölge ülkeleri, durgun bir ekonomiyle ve hayal kırıklığına uğramış vatandaşlarla mücadele ediyor. belki bir tek her şeyin başlangıç noktası olan tunus'un, adil ve demokratik bir gelecek için en umut vadedici mücadele sahası olarak yerini koruduğu söylenebilir. fakat diğer taraftan tunus'ta neler olacağına dair herhangi bir nihai hükümde bulunmak için de henüz çok erken. 2011'den bu yana yaşanan şaşırtıcı gelişmeler, sürecin tamamlanmaktan uzak olduğunu ve yorumcuların, gelişen durumun gerçeğini tam anlamıyla kavrayamadığını ortaya koydu.

salih senusi 

salih senusi
Salih Senusi: Bingazi Üniversitesi, Uluslararası Hukuk ve Uluslararası İlişkiler bölümleri Öğretim Üyesi.

devrime katılan güçler arasında devrim sonrası devletin siyasi ve hukuki kurumlarının inşasının ilerlemesi gereken süreç etrafındaki çekişme sürdüğü için nihai bir karar veremem. yani iç dinamikler başarısızlığın ve başarının birinci sorumlusuyken, dış çevrelerin iç faktörlere karşı gelme dışında bir etkisi olamaz.

selame kile 

selame kile
Selame Kile: Filistin direnişinde ve Arap solunda faaliyetlerde bulundu. Suriye’de sekiz yıl hapis yattı.

isyanlar başarısız olmadı, bilakis sürecek. ancak ayaklanmaların ilk dalgasının bu talepleri gerçekleştirememesinin sebebi, alternatif sunan ve halkçı hareketlilikle birlikte gelen siyasi güçlerin yokluğudur. şu ana kadar devrimlerin zayıf noktası bu oldu. kuşkusuz egemen uluslararası güçler birçok müdahalelerle bu devrimleri başarısız kılmaya çalışıyor, ancak ben buna güç yetiremeyeceklerini düşünüyorum. çünkü bu egemen güçler, devrimlerin kapitalist ülkelere ve dünyadaki farklı bölgelere yayılmasında görülecek derin bir kriz içindedir.

yani devrimler kapitalist merkezlerin zayıf ve kriz içinde olduğu bir dönemde meydana geldi. bu yüzden bu merkezlerin etkileri (devrimlerin yayılmasını durdurmak için etki etmeye veya tunus ve mısır'da yaşandığı gibi orduların veya islamcıların rolünü destekleyerek öncekilerden farklı olmayan rejimleri getirmeye çalışmalarına rağmen) nihayetinde zayıf kalacaktır. ancak bu merkezler, devrimleri, diğer ülkelere yayılmaları sonrası tüm boşa çıkarma eğilimlerini desteklemeye, bu yayılmayı durdurmak için suriye'de olduğu gibi toplumun yıkımını teşvik etmeye çalıştı. 

bu makalede yer alan fikirler yazarlara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Al Jazeera soruyor

al jazeera'nin bir konu hakkında soru & yanıt formatındaki tartışmalarını buradan takip edebilirsiniz. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;