Görüş

Çabuk uyan şampiyon

Fomula 1 pistlerinde fırtına gibi esen Schumacher, yarışmadığı dönemlerde bile hız, heyecan ve adrenalin peşinde koştu. Emekliye ayrıldığı dönemde profesyonel motosiklet yarışlarına katıldı, skydiving ve rodeo yaptı.

Konular: Motor sporları, Spor
Schumacher, Formula 1 tarihinin en başarılı yarışçısı. 19 yıllık kariyerine 91 yarış galibiyeti sığdırdı, yedi kez şampiyonluğa ulaştı. [Getty Images]

dünya spor tarihinin en başarılı ve en tanınan sporcularından bir tanesi… muhtemelen jackson ve jordan ile beraber dünyada en çok tanınan üç michael’dan birisi… tıpkı muhammed ali gibi, tiger woods gibi, michael jordan gibi yaptığı sporun ötesine geçmiş; sporu büyüten ve sırtlayıp küresel arenaya taşıyan bir dev… formula 1 ile ilgilenmeyen insanların bile, ismini bir yerlerden duyup bildikleri bir adam… tüm zamanların en çok tanınan otomobil yarışçısı…

istatistiksel anlamda tarihin en başarılı formula 1 yarışçısı olan michael schumacher’in sportif başarılarını anlatmaya niyetim yok.  formula 1’in yapıldığı tüm ülkelerde, yarış anlattım. her ülkede yarışın yapıldığı ülkenin coğrafyası, dili, kültürü, iklimi, mutfağı, şehrin atmosferi, seyirci kitlesi birbirinden farklı olsa da; tüm bu ülkelerde değişmeyen tek bir şey vardı: schumacher’in en çok taraftar kitlesine sahip olan pilot oluşu.

madalyonun iki yüzü

her büyük sporcu gibi schumacher’i sevenler olduğu kadar, ondan nefret edenler de var. anti-schumi karşıtı kampanyalara, web sitelerine zaman zaman almanların bile destek verdiğini de gördük. peki ama neden?

schumacher, belki de dünya çapında başarıya ulaşmış her sporcuda bulunan bir takım özelliklere fazlasıyla sahip: kendisini işine adaması; her zaman en iyiyi hedeflemesi; ayrıntılara önem vermesi;  en iyi ekipmanı elde etmeye çalışması; mutlak başarı için politikayı çok iyi becermesi; yüksek bir egoya ve gerektiğinde acımasız olabilecek bir kararlılığa sahip olması. 2001 san marino yarışında  annesi öldükten bir gün sonra piste çıkıp yarışan; 2004 abd yarışında  kardeşi ralf schumacher’in belinin kırıldığı kazaya rağmen yola devam eden bir sporcudan bahsediyoruz. 
 

schumi, ayrıca on yılı aşkın bir süredir, ölümlü trafik kazalarını azaltmayı hedefleyen yol güvenliği kampanyalarında da aktif rol oynuyor. 

by Serhan Acar

evet, schumacher bir taraftan genç sporcular için örnek teşkil edebilecek kadar başarılı bir spor ikonu oldu. ama schumacher’in kazanabilmek adına, bazen sportmenlik çizgisini aştığı olayları da gördük. 1994’te sezonun son yarışında şampiyonluk için çekiştiği damon hill’e çarpmaktan kaçınmaması ve 1997’de benzer bir hamleyi otomobilini jacques villeneuve’ün üzerine sürerek yapması; onun sporcu kariyerinin karanlık yüzünün yansımalarıydı adeta.

hatta 1997’de yaptığı bu hareket yüzünden, uluslararası otomobil federasyonu fia, ona tüm zamanların en büyük cezasını vererek schumacher’i sezon sonu klasmanından çıkarmış, üstüne üstlük bir yıl boyunca fia’nın düzenleyeceği sosyal sorumluluk projelerinde görev almasını da zorunlu kılmıştı. bu ceza bir anlamda, schumacher’in içindeki yardım meleğinin açığa çıkmasına vesile olacaktı.

devletlerden fazla yardım yaptı

90’lı yılların ortalarında çifte dünya şampiyonu olan, artık tüm dünyada tanınan, ferrari için yarışan, milyonlarca hayranı olan ve büyük bir servete ulaşan schumacher; özellikle baba olmasının ardından, yardım kampanyalarına cömertçe bağışlar yapmaya başladı. belki piste çıktığında hala bir şampiyonun olması gerektiği kadar sertti, acımasızdı. ama pistlerin dışında da bir hayat olduğunu ve bu hayatı değiştirebilmek için bir şeyler yapabileceğini anlamıştı. bir röportajında ‘ünlü ve güçlü olmanızı iyi kullanabilirseniz, gerçekten de önemli olan konular hakkında dikkat çekebiliyorsunuz’ diyen michael schumacher, bazı problemleri çözebilmek için çaba sarf etti ve yaptığı yardımları da mümkün olduğu kadar gizli tutmaya çalıştı.

1996’da senegal’de fakir çocuklar için bir okul yaptırdı; bir yıl sonra saraybosna’da savaştan zarar gören çocuklar için protez organlar üstünde çalışan bir klinik yaptırdı; birkaç yıl sonra peru’da kimsesiz çocukların büyütülebileceği bir çocuk yurdu inşa ettirdi.

2002’de birleşmiş milletler tarafından unesco elçisi seçildi; aynı yıl avrupa’daki  sel felaketzedeleri için bir milyon euro bağışladı. 2004’teki tsunami felaketinde ise tam 10 milyon dolar bağış yaparak, türkiye de dahil pek çok ülkeden daha fazla bir yardım yapmış oldu. 2005’te eurobusiness dergisi schumacher’in o güne dek toplam 50 milyon euro’dan fazla bağış yaptığını duyurdu. schumi, ayrıca on yılı aşkın bir süredir, ölümlü trafik kazalarını azaltmayı hedefleyen yol güvenliği kampanyalarında da aktif rol oynuyor. bunun dışında 90’lı yıllardan beri, yardım amaçlı futbol karşılaşmalarında top koşturuyor.

adrenalin bağımlısı mı?

f1 pistlerinde fırtına gibi esen schumacher, yarışmadığı dönemlerde bile hız, heyecan ve adrenalin peşinde koştu. çok uzun yıllardır çok iyi bir kayakçı olan schumacher, formula 1’den emekliye ayrıldığı 2007-2009 döneminde; profesyonel motosiklet yarışlarına katıldı, skydiving ve rodeo yaptı. hatta belki de içindeki rekabet etme ateşini söndüremediği için kanıtlayacak hiçbir şeyi olmamasına karşın 41 yaşında formula 1’e geri döndü ve üç yıl daha yarıştı.  peki ama neredeyse saatte 350 km/s hızla onlarca yıl boyunca yarışmış olan, hayatta her istediğini yapabilecek özgürlüğe ve bir milyar dolar servete sahip olan bir adam neden hala adrenalin peşinde koşar?

herhalde sizler de, aynı şeyi düşünüyorsunuz; bu kadar dolu dolu yaşanmış bir hayat, 45 senede, ansızın ve böylesine kötü bir şekilde bitmemeli.

by Serhan Acar

schumacher ve otomobil sporları gibi heyecanlı ve gerilimi yüksek sporları yapan insanlar için adrenalin ve heyecan; bir süre sonra bir yaşam biçimi haline gelir. bu tür adamlar, bizim biraz tehlikeli bir sollama yaptığımızda hissettiğimiz o gerilim ve heyecanı onlarca yıl boyunca, her hafta sonu, saatlerce yaşadıktan sonra; sıradan ve sakin bir yaşama uyum gösteremezler. servetleri sayesinde her istediğini alabilecek ve yapabilecek olsalar bile, hayatlarını dolduracak bir başka anlamı yakalayamayabilirler.

bunun da ötesinde, schumacher’in mücadelesi, biraz da kendisine karşıydı. f1’de yarıştığı dönemde de, bir süre sonra kendi rekorlarına karşı yarışmaya başlayan schumacher, tüm bu aktiviteleri yaparken, aslında kendisiyle rekabet ediyor;  bir bakıma kendisini benliğine karşı ispat etmeye, bir şeyi daha başarmaya çalışıyordu. yoksa yaptığı her işte,  güvenlik önlemlerine azami ölçüde dikkat eden bir isimdir schumi.

filmin sonu…

f1’de yarıştığı 18 tam sezonda sadece altı yarış kaçırmıştı schumacher; 1999 silverstone’da yaptığı kazada sağ bacağını kırdığı için. ne acı ki, bu kadar yılı ve bu kadar yarışı ciddi bir yara almadan atlatan efsane adam; bir kayak kazasının ardından hala yoğun bakımda, ölümle pençeleşiyor, hayatının belki de en önemli yarışını kazanmaya çalışıyor.

schumacher’in sağlık durumuyla ilgili farklı tahminler yapılıyor; bazı doktorlar hayati tehlikeyi atlattığını söylerken, bazıları ömür boyu bitkisel hayatta kalabileceğinden bahsediyor. bilinen gerçekler ise, schumacher’in üç haftadır suni komada olduğu ve bir süre daha bu şekilde kalacağı yönünde.

herhalde sizler de, aynı şeyi düşünüyorsunuz; bu kadar dolu dolu yaşanmış bir hayat, 45 senede, ansızın ve böylesine kötü bir şekilde bitmemeli. schumacher’in daha, ailesine, otomobil sporlarına, onu seven fanlarına, dünyadaki yardıma muhtaç çocuklara verecek çok şeyi var. öte yandan onun gibi bir adamı, bahsedilen kötü olasılıklara göre; bir takım engellerle, felç olmuş, hareket edemez, konuşamaz veya yatağa bağımlı halde de düşünemiyor insan.

biz senelerce adeta bir yarış kazanma makinesi, alman yapımı biyonik bir adamı izledik hep birlikte. tek dileğim bu biyonik adamın, tıpkı terminatör filmlerinde olduğu gibi ‘tam öldü artık denilen anda’ küllerinden yeniden doğarak, sapasağlam ayağa kalkması ve filmin mutlu sonla bitmesi… unutmayın, filmlerin sonunda kahramanlar hep kazanır…

formula 1 spikeri serhan acar, 1979 yılında bursa'da doğdu. istanbul teknik üniversitesi elektrik mühendisliği bölümü'nden mezun. 2000-2013 yılları arasında türkiye otomobil sporları federasyonu’nda çalıştı. formula 1 türkiye grand prix’inde yedi sene boyunca direktör yardımcılığı görevini yürüttü. 2005 yılından bu yana sırasıyla cnn türk, trt ve smart spor kanallarındaki formula 1 yayınlarında spikerlik ve yorumculuk yaptı.

twitter'dan takip edin: @serhanacar

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Serhan Acar

formula 1 spikeri serhan acar, 1979 yılında bursa'da doğdu. istanbul teknik üniversitesi elektrik mühendisliği bölümü'nden mezun. 2000-2013 yılları arasında türkiye otomobil sporları federasyonu’nda çalıştı. formula 1 türkiye grand prix’inde yedi sene boyunca direktör yardımcılığı görevini yürüttü. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;