Görüş

Cihadistan, Suudi Arabistan ve İran

Suudi Arabistan ve İran rejimlerinin en önemli ortak menfaati, hem kendi içlerinde, hem bölge genelinde göreceli bir istikrara ihtiyaç duymaları. IŞİD'in yükselişi ikisi için de ciddi sıkıntı teşkil ediyor ve bu kaos, iki ezeli rakibi bir araya getirebilir.

IŞİD, Fırat ve Dicle nehirleri çevresinde etkinliğini büyük ölçüde artırdı ve Suriye ile Irak arasındaki sınırı fiilen ortadan kaldırdı. [Fotoğraf: AP-Arşiv]

cihatçı bir hareket olan irak şam islam devleti (işid), irak'ın üçüncü büyük kenti musul'u ele geçirerek çarpıcı ve ezici bir zafer kazandı. ülkenin güneyinde bağdat'a doğru ilerleyişini sürdüren işid güçleri, saddam hüseyin'in doğum yeri olan tikrit'i ele geçirdi. öte yandan dağılmış bir tablo çizen irak ordusu, kerkük'ü de kürtlere bıraktı. türk diplomat ve tır şoförlerini rehin alan işid, şu anda ülkenin kuzey ve batı kesiminin önemli bir bölümüyle, suriye'nin kuzeydoğusundaki komşu bölgenin denetimini fiilen elinde bulunduruyor. yorumcular, bahsi geçen bu bölgeyi cihadistan olarak adlandırıyor. işid'in hedefi, mümkün olduğu kadar geniş bir alana yayılmış ve katı bir şeriat anlayışına dayalı bir hilafet devleti kurmak.

bu hareketin elde ettiği başarıların yarattığı şok ve korku, ortadoğu'da jeopolitik açıdan taşların yer değiştirmesine yol açabilir. jeopolitik, sürprizlerle dolu bir alan. öyle ki, hasım bilinenler birden aralarında uzlaşıp ilişkilerini fransızların frères ennemis (dostça düşmanlık) dediği bir boyuta taşıyabiliyor. bu anlamda son elli yılın en meşhur örneği, eski abd başkanı richard nixon'ın 1972 yılında mao zedong ile buluşmak üzere yaptığı çin ziyareti idi. modern dünya sistemindeki düzeni kökten revize eden bu ziyaret, o tarihten bu yana abd-çin ilişkilerine de temel teşkil etti.

dünya medyası, uzun yıllar suudi arabistan ile iran arasındaki derin düşmanlığın altını çizdi. dolayısıyla herhangi bir uzlaşma muhtemel görünmüyordu. ancak son aylarda iki ülke arasında gizli görüşmeler olduğu varsayımından hareketle, jeopolitik açıdan böyle sürpriz bir tersine dönüş de yaşanabilir.

geçmiş ittifaklara olan inancını kaybeden suudiler, 'batı, bölge güçlerini aralarındaki anlaşmazlıkların çözümü konusunda kendi hallerine bırakmalı' yönündeki iran'ın görüşüne yaklaşıyor.

by Immanuel Wallerstein

ne zaman böyle tersine dönüşler olsa, sorulması gereken, tarafların bundan ne çıkarı olduğudur. bilinen düşmanlık sebeplerini gölgede bırakan belli bazı ortak çıkarlar söz konusu olmalı. analistlerin husumeti açıklamak için kullandıkları, iran hükümetinin şii imamların elinde olduğu, suudi arabistan'ın ise sünni bir monarşi tarafından yönetildiği savını bir kenara bırakalım. bu elbette doğru, ama şunu da unutmamak lazım ki, (şah idaresindeki) iran ve (aynı sünni monarşinin denetimindeki) suudi arabistan, 1979 yılına kadar jeopolitik açıdan yakın müttefikti ve her ikisi için de merkezi önemde ekonomik bir mesele olan petrol fiyatları konusunda petrol ihraç eden ülkeler örgütü (opec) bünyesinde birlikte çalıştılar. iki ülke arasındaki bilinen düşmanlık, ancak 1979'dan sonra, iran'ın politikasını değiştirmesiyle baş gösterdi.

suudi arabistan ile iran arasındaki aleni çekişmenin temel sebebi, bölgede egemen bir jeopolitik rol kapma rekabeti idi. şimdi işid'in yükselişi her iki ülke için de ciddi sıkıntı teşkil ettiğinden bu durum değişebilir. suudi arabistan ve iran rejimlerinin en önemli ortak menfaati, hem kendi içlerinde, hem de bölge genelinde göreceli bir istikrara ihtiyaç duymaları.

şüphesiz, her iki rejim de daha "özgürleştirici" kentli orta sınıf unsurlar ile geleneksel islam'ın katı ve muhafazakâr bir şekilde uygulanmasını savunanlar arasındaki iç çekişmeyle kuşatılmış durumda. ancak işid tehdidi karşısında, ikisi de diğer çekişmeleri kenara bırakmayı uygun görebilir. halen suriye, lübnan, irak, bahreyn, yemen ve başka yerlerde işid dışı güçler arasında benzer çekişmeler yaşanmakta.   

söz konusu uzlaşmayı gerekli kılan ilave unsurlar da yok değil. her iki rejim de amerika birleşik devletleri ve avrupa ülkelerinin bölgedeki belirsiz, fakat sürekli müdahalelerinden bıkmış durumda. geçmiş ittifaklara olan inancını kaybeden suudiler, "batı, bölge güçlerini aralarındaki anlaşmazlıkların çözümü konusunda kendi hallerine bırakmalı" yönündeki iran'ın görüşüne yaklaşıyor. iki ülke de katar'ın bölgedeki değişmez ve bir nebze de öngörülemez rolünden mutsuz. anlamlı bir filistin devletinin kurulması konusunda ilerleme kaydedilememesinden memnun değiller. mısır'da kurulan laik askeri rejime temkinli yaklaşıyorlar. afganistan'daki çatışmaların bir şekilde siyasi çözüme kavuşturulmasını istiyorlar.    

ortak menfaatler listesi böyle uzayıp gidiyor. kısaca söylemek istediğim, suudiler ile iranlıların, dış analistlerin düşündüğünden çok daha fazla ortak noktası mevcut. dahası, böylesine tarihi bir uzlaşmaya vardıkları takdirde, bu yeni düzen türkiye başta olmak üzere kürtler, mağrip, ürdün, pakistan, hindistan, rusya, çin ve hatta afganistan'dan bile destek görecektir. elbette bu bir yorum, ama boş bir yorum da değil.

işin aslı şu ki, suudi arabistan da, irak da ortadoğu'da artan bölünme eğilimi karşısında hayatta kalamamaktan kaygı duyuyor. mevcut rotalarında gitmeleri, ayakta kalmaları açısından pek bir fayda sağlayabilecek gibi görünmüyor. o yüzden farklı bir yol izlemenin vakti geldi, diye düşünüyor olabilirler.

yale üniversitesi sosyoloji bölümü’nde öğretim üyesi ve 30’dan fazla kitabın yazarıdır. bunlar arasında 'modern dünya sistemi' (the modern world system) en önemli eseridir. prof. wallerstein’in onlarca yıllık çalışmaları, küresel kapitalizm eleştirileri ve ‘sistem karşıtı hareketleri’ desteklemesi, dünya çapında bir sosyal analiz uzmanı olarak tanınmasını sağlamıştır.

twitter’dan takip edin: @iwallerstein

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Immanuel Wallerstein

yale üniversitesi sosyoloji bölümü öğretim üyesi. otuzdan fazla kitabın yazarıdır. bunlar arasında 'modern dünya sistemi' (the modern world system) uluslararası ekonomi-politik teorileri arasında bir ekol oluşturmuştur. prof. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;