Görüş

Cumhuriyetçilerin zaferi ve Türkiye-ABD ilişkileri

Kongre seçimlerinden çıkan sonucun ABD’de önemli değişiklikleri beraberinde getirmesi bekleniyor. Bu değişiklikler özellikle Demokrat Parti ile özdeşleşen politikaların geriye düşmesi ve destek bulamaması şeklinde kendisini gösterecektir. Diğer taraftan Kongre’nin Cumhuriyetçiler tarafından domine edilmesi Türkiye bağlamında fırsatlarla birlikte riskleri de beraberinde getirmektedir.

Obama, Demokratlara İkinci Dünya Savaşı'ndan bugüne, yaklaşık 65 yıllık dönemde en büyük yenilgiyi yaşattı. [Fotoğraf: Reuters]

2014 abd ara seçimleri’nin resmi olmayan kesin sonuçları netleşti. bu çerçevede cumhuriyetçilerin senato’da 7, temsilciler meclisi’nde 13 ve eyalet valileri bağlamında 3 koltuk kazanmasıyla birlikte bu üç alanda da başarılı bir seçim çıkardıkları görülüyor. bu sonuçlar ile cumhuriyetçiler, senato’da çoğunluğa ulaşırken temsilciler meclisi’nde hâlihazırdaki üstün konumlarını pekiştirdi. kısaca abd’de yasamanın cumhuriyetçilerin eline geçtiği söylenebilir. 

yasama desteğinden yoksun olmanın mutlaka abd başkanı barack obama’nın izleyeceği politikalar üzerinde etkisi olacaktır. bu tip bir durumda abd başkanlarının genel eğilimi, hem daha güçlü bilgi kaynaklarına hem de daha bağımsız politika araçlarına sahip oldukları dış politikaya yönelmek olmuştur. ancak obama’nın dış politikada en rahat hareket edebileceği konu olan güç kullanımı konusunda kendi şüpheci yaklaşımıyla ne kadar aktif bir tutum sergileyeceği tartışılır. 

burada iç veya dış politika konusunda ayrım yapmaktan ziyade demokrat parti çizgisindeki iç ve dış politika yaklaşımlarının desteksiz kalacağını söylemek daha sağlıklı bir analiz olacaktır. bu durumda obama, cumhuriyetçilerin desteğini alacağı abd-ab transatlantik ticaret ve yatırım ortaklığı anlaşması (ttip) ve işid (irak şam islam devleti) ile mücadele konularında daha hızlı yol alabilir. ayrıca ebola ile mücadelede aradığı maddi desteğe daha kolay ulaşabilir. iç politikada ise üniversite eğitimini ekonomik olarak kolaylaştırma gibi cumhuriyetçilerin de destekleyeceği adımlar atabilir.

ancak obama’nın kendi ajandası ile ilgili iki yol görünüyor. bunlardan ilki bill clinton’ın son dönemlerinde politikalarına cumhuriyetçi tonlar kazandırması gibi cumhuriyetçi kongre’nin de kabul edebileceği bir orta yolu izlemek olur. bu yaklaşım obama’nın hareket alanını genişletecektir. diğeri ise liberal politikalarını yasama desteği almadan başkanlık emirleri ile sürdürmeye çalışmak ve önüne gelen hoşlanmadığı yasaları veto etmek olacaktır.

cumhuriyetçiler obama’yı işid konusunda daha şahin bir çizgiye çekmeye çalışacaktır. kongre ile birlikte 'kese'nin de sahibi olan cumhuriyetçiler, belirli alanlarda kesintiye giderek obama’yı yönlendirmeye çalışabilir. 

by Mehmet Yegin

işid ile mücadele

bu seçim sonuçları ile birlikte kongre’deki komite başkanlıkları da cumhuriyetçi üyelere geçecek. bu komitelerde özellikle silahlı hizmetler komitesi’nde john mccain, dış ilişkiler komitesi’nde ise bob corker öne çıkıyor. mccain dış politikada hem şahin bir yaklaşıma sahip hem de 2008 başkanlık seçimlerini obama’ya kaptırmış olmanın acısını çıkarma bağlamında obama’yı sıkıştırmaya çalışacaktır. corker ise obama’nın suriye’de ortaya koyduğu kırmızı çizgilere riayet etmemesini eleştirmişti.

bu bağlamda her iki cephe ve genel olarak da cumhuriyetçiler obama’yı işid konusunda daha şahin bir çizgiye çekmeye çalışacaktır. kongre ile birlikte “kese”nin de sahibi olan cumhuriyetçiler, belirli alanlarda kesintiye giderek obama’yı yönlendirmeye çalışabilir. ayrıca cumhuriyetçilerin 2016 öncesinde obama’yı dış politika konusunda daha güçlü bir şekilde eleştirmeye başlamasıyla ile birlikte obama kendisini daha sert bir çizgide hareket etmek zorunda da hissedebilir.

ancak kara birlikleri gönderilmesi ve beşşar esed'i de içerisine alacak bir yaklaşım geliştirilmesi olayların gelişeceği süreç ile yakından ilgili. çünkü artık cumhuriyetçiler de yoğurdu üfleyerek yiyor. bölgedeki gelişmeler, kongre’nin amerikan halkının güvenliğini sağlama düşüncesi ile ne kadar geniş bir alanda hareket edebileceklerini belirleyecek. bunun ötesine geçme konusunda ise cumhuriyetçilerin de sınırları olacaktır. çünkü 2016 başkanlık seçimleri öncesi cumhuriyetçilerin ikinci bir bush’a zemin hazırladığı görüntüsü vermesi yürütülecek kampanyaya büyük zarar verebilir, ki bunu istemeyeceklerdir.

kabine değişikliği olasılığı

yeni dönemde obama’nın kendi ekibinde de değişikliğe gitme olasılığı var. uzun süreden beri dışişleri bakanı john kerry ve savunma bakanı chuck hagel’ın beyaz saray’dan kopuk olduğu dile getiriliyor. öyle ki john kerry’nin beyaz saray’dan kopuk olmasıyla ilgili yerçekimi filmindeki sandra bullock benzetmesi medyaya da sızdı. hagel’ın ise beyaz saray yerine pentagon’un çizgisinde bulunması obama’yı rahatsız etmiş olabilir. üstelik barış dönemi için seçilen hagel ile obama’nın işid ile savaşa girmek zorunda kalması da bu eğilimi güçlendiriyor.

ancak bu değişimler seçim sonuçlarından ziyade söz konusu kişilerin performansları ve obama’nın ekibi içerisindeki dengeler çerçevesinde şekilleniyor. özellikle john kerry’nin yerini susan rice’ın alabileceği uzun süreden beri konuşuluyordu. rice’ın adı 2012 sonrasında da dışişleri bakanlığı için geçiyordu ancak senato dış ilişkileri komitesi’nin güçlü muhalefeti nedeni ile rafa kaldırılmıştı. şimdi aynı ihtimal john kerry’nin çok büyük bir başarı elde edememiş olması nedeni ile raftan indirilmiş görünüyor. hagel’ın sadakati sorgulansa da başarısız olduğunu söylemek güç. bu bakımdan koltuğunu koruması da olası.

seçimlerin türkiye-abd ilişkilerine etkileri

temsilciler meclisi başkanı john boehner, nisan ayında türkiye’ye yaptığı ziyarette sıcak mesajlar vermişti. ermeni iddialarının tarihçilere bırakılması düşüncesini dillendiren boehner, 2015 yılının büyük krizler yaşanmadan atlatılabileceği ümidini doğuruyor. yeni dönemde suriye konusunda bir orta yol bulunursa iki ülke arasında yeni bir sayfa açılabilir. ancak bu iyimser yaklaşım ile birlikte türkiye-abd ilişkilerinin en iyi dönemini yaşamadığını da kabul etmek gerekiyor.

kongre’deki değişikliğin bazı yapısal sorunları çözmesini beklemek çok gerçekçi olmayacaktır. başta, türkiye’nin israil ile olan ilişkileri yeni dönemde de bir sorun olmaya devam edecektir ki bu, daha büyüyen ve etkisini artıran bir konu olarak da karşımıza çıkabilir.

türkiye bu değişiklik ile birlikte ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açabilirse önümüzdeki dönemde daha yakın bir ittifak söz konusu olabilir. ancak tam tersinin olması durumunda hâlihazırdaki soğukluğun yerini gerilime ve kırılmalara bırakması da mümkün.

by Mehmet Yegin

diğer taraftan esed’e yönelik politikanın değişeceğine yönelik de somut bir işaret bulunmuyor. buradaki bir değişikle veya değişiklik olmadan da suriye konusunda cumhuriyetçilerin daha eleştirel ve türkiye’yi daha fazla zorlayan bir yaklaşıma girmeleri de olası. türkiye’nin de seçim arefesinde olması ise meseleyi daha karmaşık bir hâle getirebilir.

bu bağlamda ilişkilerin iyi veya kötü gitmesi ile şekillenecek iki önemli konu bulunuyor: ermeni iddiaları ve abd-ab transatlantik ticaret ve yatırım ortaklığı anlaşması (ttip). ermeni tasarıları konusu türkiye açısından hassas bir konu. bununla birlikte 2015 yılının 1915 olaylarının 100. yılı olması bağlamında ermeni lobilerinin kongre’deki tasarılar için daha güçlü bir çalışma yapmaları bekleniyor. ancak cumhuriyetçiler ne ermeni iddialarını ideolojik bir yaklaşım ile destekliyor ne de kendi seçmen tabanlarında yer almayan ermeni asıllı amerikalılardan baskı görmeleri söz konusu. bu bağlamda türkiye’ye söz konusu tasarıları durdurma kapısı aralanmış görülüyor. ancak yukarıda dile getirildiği çerçevede ikili ilişkilerde mesafe katedilmemesi durumunda cumhuriyetçilerin reelpolitik bağlamında bu tasarıları desteklemesi ve türkiye’yi bunlar aracılığı ile cezalandırmaya çalışması da söz konusu olabilir.

yine abd ile ab arasında yürütülecek olan ttip konusunda da son sözü söyleyecek aktör olarak kongre karşımıza çıkıyor. obama, nixon’ın da kullandığı anlaşmanın kongre tarafından teker teker değil bir bütün olarak oylandığı “hızlı yöntem” yetkisi talep ediyor. ve cumhuriyetçilerin ttip’e daha sıcak bakması bu yetkinin verilmesi olasılığını artırmaktadır. ancak bu yetki ile birlikte kongre’nin müzakerelere türkiye’yi katmama ve katma şartı koyması mümkün. bu bağlamda da kongre’nin ilişkilerin rengi çerçevesinde hem türkiye’yi ödüllendiren hem de dışlayan veya cezalandıran bir yaklaşım geliştirmesi olasılığı bulunuyor.

sonuç olarak, kongre seçimlerinin önümüzdeki dönemde abd’de önemli değişiklikleri beraberinde getirmesi bekleniyor. bu değişiklikler özellikle demokrat parti ile özdeşleşen politikaların geriye düşmesi ve destek bulamaması şeklinde kendisini gösterecektir. diğer taraftan kongre’nin cumhuriyetçiler tarafından domine edilmesi türkiye bağlamında fırsatlarla birlikte riskleri de beraberinde getirmektedir. türkiye bu değişiklik ile birlikte ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açabilirse önümüzdeki dönemde daha yakın bir ittifak söz konusu olabilir. ancak tam tersinin olması durumunda hâlihazırdaki soğukluğun yerini gerilime ve kırılmalara bırakması da mümkün.

mehmet yegin, uluslararası stratejik araştırmalar kurumu (usak) amerika araştırmaları merkezi başkanı. bilkent üniversitesi siyaset bilimi bölümü'nde 'türkiye'nin abd'nin askeri koalisyonlarına yönelik politikası' konulu doktora çalışmalarını sürdüren yegin'in türk dış politikası, türk-amerikan ilişkileri, abd'nin iç ve dış politikası, askeri koalisyonlar, pkk ve terörizm hakkında kaleme aldığı makale ve raporları yayımlandı.

twitter'dan takip edin: @mehmetyegin

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mehmet Yegin

uluslararası stratejik araştırmalar kurumu (usak) amerika araştırmaları merkezi başkanı. bilkent üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü’nden mezun oldu. cincinnati üniversitesi’nde (abd) amerikan politikası alanında yüksek lisans yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;