Görüş

Davutoğlu Hükümeti: Değişim ve zorunluluklar

Davutoğlu kabinesinin kısmi revizyon geçirmiş bir geçiş hükümeti olduğunu söyleyebiliriz. Genel seçime on ay kala bakanlar kurulunun uyum ve istikrarını riske atmama düşüncesi de revizyonun sınırlı tutulmasında etkili olmuştur.

Prof. Alkan'a göre Davutoğlu uyum ve istikrarı korumak için sınırlı bir kabine revizyonu tercih etti. [Fotoğraf: AA]

10 ağustos cumhurbaşkanlığı seçimleri, meşruiyetini doğrudan halktan alan bir cumhurbaşkanının, parlamento çoğunluğuna dayalı bir hükümet ile birlikte çalışacağı yeni bir sisteme kapı aralamıştır. 1982 anayasası'nın cumhurbaşkanlığı makamına güçlü yetkiler tanımış olması ister istemez yarı başkanlık modelleri ışığında türkiye siyasetinde kurumsal ve sistemsel işleyişin yakın gelecekte nasıl şekilleneceği sorusuna cevap aramamızı gerektirmektedir. 29 ağustos’ta cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan tarafından onaylanarak göreve başlayan yeni hükümet konusunda bir değerlendirmede bulunmak için öncelikle yeni sistemde yürütmenin yapısı ile ilgili potansiyel iki değişime dikkat çekmek gerekmektedir.

yarı başkanlık modelleri cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulu ile parlamento arasında üçlü mekanizmanın nasıl işleyeceğini önemli kılmaktadır. bu mekanizma cumhurbaşkanı ve parlamentodaki çoğunluğun ayrı partilerden geldiği durumlarda farklı, aynı partiden geldiği durumlarda farklı şekillenmektedir. bu çerçevede 10 ağustos sonrasında yürütmenin işleyişinde aynı partiden gelen cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulu ile o partinin meclis grubu ve teşkilatı arasındaki ilişkilerin nasıl kurgulanacağı önem kazanacaktır. dolayısıyla bir hükümet bileşimi değerlendirilirken bu üçlü etkileşimin nasıl dizayn edildiğine dikkat etmek gerekmektedir.

yeni sistemin gerektirdiği cumhurbaşkanı, hükümet ve parti arasındaki etkileşimin sağlanmasında akdoğan ve kurtulmuş’un belirleyici rol oynayacağı söylenebilir. 

by Haluk Alkan

ikinci potansiyel değişim cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği'nin değişen konumudur. 1982 anayasası'nın 107. maddesi sekreterliğin kuruluşu, teşkilatı, çalışma esasları ve personel atama işlemlerinin bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenleneceğini hükme bağlamaktadır. bu kararname cumhurbaşkanının tek başına yapacağı bir işlemdir. başka bir ifade ile kararnamenin yürürlüğe girmesi için hükümetin katılımına gerek bulunmadığı gibi, yargı denetiminin de dışında bırakılmıştır. 

bundan önceki uygulamada sınırlı danışmanlık ve protokol hizmetlerini yerine getiren bir birim olarak işlev gören sekreterliğin aktif bir cumhurbaşkanlığı fonksiyonunun gerektirdiği işlevsel bir cumhurbaşkanlığı ofisine dönüşme olasılığı oldukça güçlü bir ihtimaldir.

dolayısıyla yeni dönemde kabinenin yapısı ile birlikte cumhurbaşkanının danışman ve onun adına hareket eden yardımcılarından oluşan, yeni oluşturulan ve belirli konular üzerinde uzmanlaşmış birimlere yapacağı olası atamalar da önem kazanacaktır.

2015 seçimleri öncesinde zorunluluklar

29 ağustos’ta göreve başlayan 62. hükümetin kuruluşunda yukarıda belirtilen genel değişimin dışında iki zorunluluğun da rol oynadığının altının çizilmesi gerekmektedir. öncelikle adalet ve kalkınma partisi (ak parti) tüzüğünde yer alan üç dönem kuralı nedeniyle kabinedeki birçok isim, ki birçoğu partinin kurucuları arasında yer alan etkili isimlerdir, 2015 milletvekili seçimlerinde ak parti tarafından aday gösterilemeyecektir.

gerçi bu isimler dışarıdan bakan olarak hükümette yer alabilecek olsalar da gerek erdoğan’ın, gerek başbakan ahmet davutoğlu’nun yaptığı açıklamalar, birkaç bakanlık dışında, daha çok yeni isimlerle hükümetin kurulacağı izlenimini güçlendirmektedir. dolayısıyla siyasal vefa gereği ve cumhurbaşkanı erdoğan’ın büyük önem verdiği dava bilinci 2015 seçimleri öncesinde kapsamlı bir kabine revizyonunun önünde bir sınır oluşturmuştur.

ikinci zorunluluk genel seçimlere on ay kala gidilecek bir kabine değişikliğinin bazı riskler taşımasıdır. yeni bakanların birimlerine alışması, bakanlar kurulu içinde uyumun sağlanması gibi konularla uğraşmak yerine, ağırlıklı olarak ilişkileri oturmuş, iki kritik seçimi başarı ile atlatmış, birbirlerini ve birimlerini iyi tanıyan bir kadro ile yola devam etmek, partinin seçimlere odaklanmasını kolaylaştıracaktır. dolayısıyla ak parti için üçüncü kritik seçimin bu kadar yakın olduğu bir dönemde bakanlar kurulunun uyum ve istikrarının riske atılmaması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

62. Hükümeti görmek için tıklayın

yeni hükümetin bileşimi

yukarıda belirtmeye çalıştığımız değişim ve zorunluluklar ışığında davutoğlu kabinesinin kısmi revizyon geçirmiş bir geçiş hükümeti olduğunu söyleyebiliriz. 25 bakan içinden sadece üç isim hükümetten ayrılmış, bir isim başka bir bakanlığa kaydırılmış ve dört yeni isim kabineye eklenmiştir. bu değişikliklerden biri eski kabinede dışişleri bakanı olarak görev yapan ahmet davutoğlu’nun başbakan olarak atanmasının zorunlu bir sonucudur. dolayısıyla revizyonun üç isimle sınırlı kaldığı görülmektedir.

62. hükümet bileşiminde değişimin başbakan yardımcılıkları üzerinde yoğunlaştığı söylenebilir. zorunlu olarak dışişleri bakanlığında yaşanan görev değişimi dışında değişikliğe gidilen tek icracı bakanlık gümrük ve ticaret bakanlığıdır. beşir atalay ve hayati yazıcı dışında partinin kurucu kadrosunda yer alan isimler hükümetteki yerlerini korumuşlardır.

önceki hükümette başbakan yardımcısı olarak görev yapmakta olan beşir atalay ve emrullah işler’in yerlerine yalçın akdoğan ve numan kurtulmuş atanmıştır. her iki isim de cumhurbaşkanı erdoğan’ın yakın çalışma ekibinde bulunan, onun vizyonunu iyi kavramış ve aynı zamanda parti grubu ve teşkilatı üzerinde ağırlığı bulunan isimlerdir. 

dolayısıyla yeni sistemin gerektirdiği cumhurbaşkanı, hükümet ve parti arasındaki etkileşimin sağlanmasında akdoğan ve kurtulmuş’un belirleyici rol oynayacak ve aynı zamanda başbakan davutoğlu ile yakın mesaide bulunacak isimler olarak kabineye girdikleri söylenebilir.

muhtemelen akdoğan, çözüm süreci ile ilgili konularda, kurtulmuş ise türkiye’nin dış politikasının hayata geçirilmesinde rol oynayan ve başbakanlığa bağlı birimlerin yönetiminden sorumlu olacaklardır. bu şekilde hem yeni başbakana destek verecekler, hem de üçlü mekanizmanın seçim sürecinde etkili bir biçimde çalıştırılmasına katkı yapacaklardır. ak parti’nin meclis grup başkan vekilliği görevini yürüten nurettin canikli’nin gümrük ve ticaret bakanı olarak kabineye dahil olması da bu çerçevede anlam kazanmaktadır.

çavuşoğlu’nun dışişleri bakanlığı'na kaydırılmış olması ve yerine ab ile ilişkilerde deneyimli bir eski diplomat olan volkan bozkır’ın atanması, batılı ülkelere bir mesaj niteliği taşımaktadır. 

by Haluk Alkan

yeni hükümetin bileşiminde dikkat çekici bir değişiklik avrupa birliği ile ilişkilerde deneyimli iki ismin kabinede yer almasıdır. bir önceki hükümette avrupa birliği (ab) bakanı olarak görev yapan mevlüt çavuşoğlu’nun dışişleri bakanlığı'na kaydırılmış olması ve yerine ab ile ilişkilerde deneyimli bir eski diplomat olan istanbul milletvekili volkan bozkır’ın atanması, batılı ülkelere bir mesaj niteliği taşımaktadır.

davutoğlu’nun izlediği dış politikayı, eksen kayması temelinde değerlendirmeye çalışan bazı yorumlara karşı, ab ile ilişkilerde deneyimli iki ismin davutoğlu hükümeti'nde yer alması ab ile ilişkilere verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

62. davutoğlu hükümeti'nin iki başlık altında toparlanabilecek bir konuma işaret ettiği belirtilebilir. öncelikle yeni hükümet 2015 yılında yapılacak milletvekili seçimlerine odaklanmış bir hükümettir. hükümet bileşimi ile yeni bir reform dalgasının vazgeçilmez bir aşaması olarak görülen 2015 seçimlerine odaklanmış bir hükümet ve parti ilişkisi yapılanmasının veya bu ilişkiyi bozacak gelişmelere dirençli bir işlevsel mekanizmanın oluşturulmasının amaç edinildiğini göstermektedir.

ikinci olarak yeni hükümet bu şekliyle bir geçiş hükümeti olarak değerlendirilebilir. 2015 seçimlerinde ak parti’nin elde edeceği başarıya bağlı olarak hükümet bileşiminin yeniden ve kalıcı olarak şekillendirileceği söylenebilir.

prof. dr. haluk alkan, stratejik düşünce enstitüsü siyaset kordinatörlüğü uzmanı ve marmara üniversitesi iletişim fakültesi öğretim üyesi. karşılaştırmalı siyaset ve türk siyasal hayatı konularında çalışıyor. yarı başkanlık modelleri, orta asya türk cumhuriyetlerinde siyasal hayat ve kurumlar, osmanlı liberal düşüncesi (atila doğan ile birlikte), azerbaycan paradoksu, yerel siyasetin dönüşümü (i. ethem taş ile birlikte) adlı kitapları bulunuyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Haluk Alkan

stratejik düşünce enstitüsü siyaset kordinatörlüğü uzmanı  ve marmara üniversitesi iletişim fakültesi öğretim üyesi. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;