peki, nasıl bir kara kuvvetlerine ihtiyacımız var? barıştan itibaren bu kadar büyük mevcutlu bir kara kuvvetlerine gereksinimimiz var mı?

önümüzdeki dönem, tsk’nın daha hareketli, her an muharebeye hazır ve mobil, bir yerden bir yere süratle taşınabilecek, ateş gücü yüksek ve her türlü engeli geçebilme yeteneği olan tugay seviyesindeki birliklere sahip olmasını gerektiriyor. belki de şu anda sahip olduğumuz tugayların yarısından azı bile yeterli olabilecektir bunun için. kara kuvvetleri komutanlığı birlikleri - tabii ki muharip birliklerden bahsediyorum - asgari üç kategoriye ayrılmalıdır.

ülkemizin başka bir ülke tarafından işgali veya türkiye’nin başka bir ülkeyi işgali olasılığının çok düşük olacağını değerlendirdiğimizde, iç savaş şartları hariç olmak kaydıyla, önümüzdeki 40-50 yıllık dönemde ortaya çıkabilecek risk ve tehditleri karşılamak, türkiye’nin çıkarlarını korumak için, gerektiğinde iç güvenlikte de kullanılmak üzere, her an muharebeye hazır zırhlı, mekanize, komando ve hafif piyade tugayları belirlenmelidir. bu tugaylar tamamen profesyonel askerlerden oluşturulmalıdır.

şu anda kara kuvvetleri komutanlığı’nın profesyonel asker mevcutları yeterli tugayı oluşturacak seviyededir. bu tugaylar kolordulara bağlı olarak görev yapmalı ve konuş yerleri görevlendirme ve ulaşım olanakları dikkate alınarak belirlenmelidir.

kolordu sayısı azaltılmalı

mevcut kolordu sayısı da azaltılmalıdır. ege ordusu dahil ordu komutanlıkları kaldırılmalı ve bunların yerine doğu’da ve batı’da birer müşterek komutanlık tesis edilmelidir.

ikinci kategori birlikler, komutan ve karargâh mensupları hariç sadece zorunlu askerlik hizmeti yapanlardan oluşmalı ve bu birliklerin görevi ülke işgale uğradığında ülkeyi savunmakla sınırlandırılmalı ve başka görevlerde kullanılmamalıdır.

bu birliklerdeki profesyonel asker mevcutları kadronun yüzde 30’u ile sınırlandırılmalıdır. bu birlikler aynı zamanda acemi eğitimi de yapmalı ve er eğitim birlikleri kaldırılmalıdır. askerlik süresi 4-5 ay ile sınırlandırılmalıdır.

sefere özel birlikler

üçüncü grup birlikler, seferde kurulacak statüde olmalı ve barış zamanı sadece karargâhları kurulu olmalıdır. bu birlikler de ülke bir işgal ile karşı karşıya kaldığında oluşturulacak ve kullanılacak birliklerdir. seferde kurulacak ve sefer görev emri alanların görev yapacağı birliklerdir.

tabii ki bu birliklerin intikalini, ateş desteğini, engellerden geçişini sağlayacak, bunlara istihbarat temin edecek hava, kara, insanlı ve insansız sistemler de tesis edilmelidir. türk silahlı kuvvetleri bu konuda yeterli imkâna ve bu yetenekleri sağlayacak planlamalara sahiptir.

hudut birlikleri uzunca bir süre daha kara kuvvetleri komutanlığı’na bağlı olmaya devam etmek zorundadır. çünkü bölgemizdeki koşullar bunu zorunlu kılmaktadır.

önemli olan, organizasyonun gözden geçirilmesi ve mevcut paradigmaların kırılmasıdır.

çekinilen nokta ise, yapılacak köklü değişikliklerintürk silahlı kuvvetleri‘nin harbe hazırlığına zarar vereceği korkusudur. kimse bu sorumluluğu üzerine almak istememektedir.

birinci yazı: nasıl bir türk silahlı kuvvetleri?

ikinci yazı: tsk'da yeniden yapılanma nereden başlamalı?

üçüncü yazı: karacı tekeli kırılmalı

beşinci yazı: nasıl bir deniz ve hava kuvvetleri?

ismail hakkı pekin 1972’de kara harp okulu’ndan mezun oldu. 1974 kıbrıs barış harekatı’na 1. paraşüt taburu’yla katıldı. 1972-2007 arası çeşitli birliklerde takım, bölük, tabur, alay, tugay, tümen ve kolordu komutanlıkları, 2007-2011 arası genelkurmay istihbarat başkanlığı yaptı. eylül 2011’de ergenekon davası kapsamında tutuklandı, ağustos 2013’te tahliye oldu. cezaevinde geçen sürede, tsk’ya yönelik eleştirilerini balyoz davasından tutuklu ahmet yavuz ile “asker ve siyaset” adlı kitapta topladı. halen doğu perinçek’in kurduğu vatan partisi’nde genel başkan yardımcısı. pekin, ingilizce, fransızca ve arapça biliyor.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.