grand slamlerde kura çekimleri her zaman keyiflidir. potansiyel çeyrek finalleri, yarı finalleri saptamak, finalde denk gelebilecek oyuncuları öğrenmek, ilk turdan patlamış mısırlık maçlar aramak, sahadaki oyun kadar heyecanlı olabiliyor. 

her kurada, sakatlık ya da formsuzluk sebebiyle klasmanın dalgalı sularında açıklara savrulan, buna mukabil zihinlerdeki yeriyle seribaşı numarası örtüşmeyen serseri mayınlar vardır. işte böylesi oyuncuların nereye düştükleri, tablonun tüm dengesini alt üst etmeye yeter çoğu zaman.
 

paris'in efendisi rafael nadal'ın oldukça problemli geçirdiği 2014 sonrası bir türlü tam olarak kendini bulamaması, yakın zamana kadar pek fazla düşünülemeyecek bir şeyin olmasını beraberinde getirdi; murray'e kaybettiği madrid açık finali sonrası rafa 7 numaraya gerileyerek, 2005 yılının mayıs ayından beridir ilk defa klasmanda ilk 5 dışında kaldı. bunun sonucu olarak da roland garros'ta ilk 4 seribaşından birinin çeyreğine düşmesi kesinleşti. iyi ama hangisinin? işte bu sorudandır ki 2015 roland garros kurası, heyecanı her zamankinden daha fazla yaşadığımız bir şekilde tezahür etti.

kartlar açılıp rafa, djokovic'in çeyreğine düşünce şenlik başlamış oldu. bu yıl roland garros finalinde djokovic ile nadal'ı izlemeyeceğiz. eğer bir kazaya uğramayıp ikisi de çeyrek finale gelmeyi başarırsa kıyamet biraz daha erken kopacak.

nadal 2004'ten beridir ilk kez toprakta bir masters 1000'lik turnuva kazanmadan roland garros'a giriyor. bu seneki tek şampiyonluğunu görece düşük profilli turnuvalardan buenos aires'te şubat ayında kazandı. oynadığı 34 maçta 9 mağlubiyet yaşadı. roland garros'u toplamda 9 kez kazanan, oynadığı 67 maçta 66 galibiyet elde eden, tüm zamanların en büyük toprak kort oyuncusu, her ne kadar kuşkularla, kaygılarla paris'e gelmiş olsa da böyle bir özgeçmişi bir kalemde silip atmak kimse için mümkün olamaz. ancak bu kuranın novak'tan daha çok rafa için sıkıntılı olduğu da aşikar. şayet ikilinin yolları finale kadar kesişmiyor olsaydı, 5 setlik maçların avantajı ve paris'teki tılsımıyla rafa'nın yine bir şekilde finale uzanması kimse için çok şaşırtıcı olmazdı. hatta ve hatta öyle bir finalde, daha önce djokovic'e karşı burada kazandığı iki finalin, tecrübesinin ve djokovic'teki grand slam'i tamamlama baskısının etkisiyle rafa'nın bir adım öne çıkacağı bile düşünülebilirdi. ama istim üstündeki djokovic'in, bu sene avustralya açık'ı ve oynadığı dört masters 1000'lik turnuvayı kazanmış, 22 maçtır bileği bükülmeyen ve aralarındaki son maçta, henüz bir ay evvel monte carlo toprağında nadal'ı oldukça rahat geçen bir djokovic'in, erken finalde favori olacağı gerçek.

oynadığı iki roland garros yarı finaline rağmen bu seneye kadar toprakta hiçbir zaman bir tehdit olarak görülmemiş olan andy murray, son dönem performansıyla bir anda tablonun x-faktörü oluverdi. münih'te kariyerinin ilk toprak şampiyonluğuna eriştikten sonra madrid masters'ta arka arkaya üç ilk 10 oyuncusu yenip finalde de rafael nadal'ı sürklase eden iskoç, kurada djokovic ve nadal'ın olduğu bölüme düştü ve paris'teki üçüncü yarı finalinde iki devden biriyle oynaması gerekecek gibi görünüyor.

kuranın en memnun ettiği isimse roger federer olmalı. geçen ay istanbul'da 2009 roland garros'tan beridir ilk kez bir kızıl toprak turnuvasında mutlu sona ulaşan yaşayan efsane finale kadar djokovic-nadal ve murray'den biriyle oynamayacak. her ne kadar yolu üzerinde monfils ve wawrinka gibi engebeler olsa da federer'in dört sene sonra yeniden roland garros'ta finale çıkması ciddi bir olasılık haline gelmiş oldu.

9. kez grand slam ana tablosu yapan marsel ilhan'ın dört ay önce avustralya'da olduğu gibi ilk turda wawrinka ile eşleşmesi ilginç bir tesadüf. 2015'te iki kupa kaldıran, roma'da nadal'ı mağlup eden stan the man hayli istikrarsız olmasına rağmen toprakta hâlâ önemli bir güç.

dani vallverdu yönetiminde giderek üzerine koyan berdych, sene içinde kendini bulan toprağın değişmez yüzlerinden ferrer, ele avuca sığmaz nishikori, fransa açık'ta her zaman şaha kalkan monfils, bu sezon nadal'ı toprakta iki kez yenen fognini dikkate değer diğer isimler. fiziksel problemler sebebiyle katılamayan raonic, del potro ve tipsarevic erkeklerde turnuvanın en büyük kayıpları.

rafael nadal kadar olmasa da, kadınlar kurasında nereye düşeceği merakla beklenen isim victoria azarenka'ydı. 27 numaralı seribaşı, en büyük favori serena williams'ın dilimine, hatta yamacına düştü ve ikilinin 3.turda oynama ihtimalleri doğdu. bu sezon madrid'deki son 16 randevusunu serena ancak iki tie-break ile üç sette koparabilmişti. graf'ın 22 grand slam rekorunun peşinden koşan amerikalı yıldız için 20. slam zaferi yolunda, zorlu kurayla beraber bir süredir kendisini rahatsız eden dirsek sakatlığı da ciddi bir soru işareti teşkil ediyor.

beş slam şampiyonluğunun ikisini paris'te elde eden son yılların topraktaki en iyi oyuncusu maria sharapova ise roma'yı kazanarak tam zamanında forma girdi ve yine kupa için büyük aday.
 

bahsedilmesi gereken bir başka isimse simona halep. uzun süredir iyi çizgisini sürdüren ve azarenka'nın da yokluğunda serena ile sharapova'nın arkasındaki ilk isim olarak kendini kabul ettiren romen, geçen yıl final oynadığı turnuvada bu kez bir adım fazla atarak kariyerindeki ilk büyük turnuva mutluluğunu yaşamak istiyor. halep ve sharapova'nın yarı finalde karşı karşıya gelme ihtimalleri bulunuyor.

bahara girilirken kafaca tükenmiş olduğu gerekçesiyle şok bir karar alıp indian wells ve miami gibi iki çok önemli turnuvadan çekilen, toplamda dört hafta raketine el sürmeyen petra kvitova, madrid yarı finalinde serena williams'a sezonun ilk mağlubiyetini tattırdıktan sonra kupaya uzanarak, aldığı kritik kararın doğru olabileceğini göstermiş oldu. tahrip gücü yüksek oyunuyla her zeminde herkese problem yaratabilen çek, burada da yarı finalde serena'nın muhtemel rakibi.

wta'nın yeni yıldızlarından bouchard, bu sezon en ağırı dünya 113 numarası tatjana maria'ya karşı olmak üzere çok sayıda mağlubiyet yaşadı ve şu an enkaz vaziyette. slamlerde farklı oynadığı malum ama dişe dokunur bir performans gösterirse bu yine de ufak çaplı bir sürpriz olur. aynı şeyleri, 6 numarada başladığı sezonda sadece dört ayda 14 numaraya kadar gerileyen radwanska için de söylemek mümkün.

kadınlarda dikkat edilmesi gereken isimler toprakta iki turnuva kazanan kerber, iyi bir form bulan carla suarez navarro, en iyi haline geri dönen caroline wozniacki, artık iyiden iyiye kendini kabul ettirmeye başlayan karolina pliskova ve bu sezon toprakta sharapova ve ivanovic'i devirmeyi başaran daria gavrilova.

grand slamlerde tahmin yapmak müthiş derecede zor olsa da bu turnuva için benim şampiyon adaylarım novak djokovic ve maria sharapova.

marmara üniversitesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünden mezun olan emre yazıcıol 2006 yılından beri tematik spor kanalı eurosport’da spiker ve editör olarak görev almaktadır. ayrıca 2009 yılından beri tenis dünyası dergisi’nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

kaynak: al jazeera