Görüş

Eğitimde 'muhafazakârlaştırma' operasyonu: Zorunlu din dersi

Mili Eğitim Şûrası’nda din dersinin zorunlu olarak ilkokul birinci sınıfa kadar indirilmesi yönünde tavsiye kararı alınması Milli Eğitim’de ciddi derecede bir “muhafazakârlaştırma” operasyonunun yapıldığı izlenimini pekiştirdi.

Konular: Eğitim, Türkiye
İlkokul 1, 2 ve 3. sınıflara zorunlu din dersi konulması Milli Eğitim Şûrası Genel Kurulu'nda kabul edildi. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

1997 yılında yazdığım “paradigmalar savaşı ve kaostaki türkiye” (sistem yayıncılık) ve 2014 yılında imge yayınevi tarafından basılan ve ilk kitabın bir devamı özelliği de olan “paradigmalar savaşı ve beşinci dalga” isimli kitaplarımda 1990’lardan başlayarak bütün dünyada dinlerin atak yaparak kamusal alanda daha fazla görünme çabası içine girdiğini örnekleriyle tartışmıştım. bu gelişmenin arkasında büyük bir paradigmatik kırılmanın olduğunu belirtmiştim. bir yandan dünyada toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasal alanlara şekil veren “sosyal refah devleti” anlayışı çökerken, bu çöküşe 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren egemenlik kurmuş olan “modernist” paradigma da eşlik etmekteydi.

ulus devlet, sosyal devlet ve modernizm tarafından baskılanmış din, bütün dünyada gözle görülür bir yükseliş dönemine girmişti. bunun arkasında ulus devleti ve sosyal devleti alaşağı eden neo-liberal paradigmanın ve bu paradigmayla özdeşlik ilişkisi içinde olan "yeni sağ"ın büyük payı vardı. ingitere'de margaret thatcher, abd'de ronald reagan, almanya'da helmut kohl ve türkiye’de turgut özal yeni sağın yıldızlarıydı. hepsi de muhafazakâr dünya görüşüne sahipti. hepsi de yeminli sosyal devlet karşıtlarıydı. hepsi de, doğal olarak, modernist değerleri toplumlarını yozlaştıran unsurlar olarak algılıyorlardı.

modernist değerlerden ne kastediliyordu? aklı temel alan ve laikliğin de kaynağı olan bilimin merkezde olması, din ve manevi kurallardan ziyade modern hukuk kurallarının ve yasaların insan ve toplum yaşamını düzenlemesi, devletlerin laik değerleri ve yaşam tarzını desteklemesi yönünde tavır koyması. dolayısıyla, böylesi bir toplumda ortaya çıkan boşanmadan suç oranlarına, gençlik hareketlerinden kadın özgürlüğüne kadar pek çok, bir kesime göre “toplumsal hastalıkların” arkasında sözü edilen bu modernist değerler ve toplum kurgusu vardı. din modern toplumun bu hastalıklarına çare olabilirdi. dahası, liberalizm zaten insan özgürlüklerini, bireyi ve girişim özgürlüğünü temel alırdı ve insanın özgürleşmesinin bir boyutu da din ve yaşam tarzına merkezi müdahalenin ortadan kaldırılmasıyla mümkündü.

sonuç olarak 1980 ve 1990’lar boyunca süren bu ivme çoğu durumda birey hak ve özgürlükleri kapsamında gündeme getirildi; din ve vicdan özgürlüğü de bu kapsamın ana maddelerinden biriydi. 1990’ların anahtar kelimelerinden birisi olan “çok kültürlülük” temasının en önemli unsurları arasında din de vardı. ancak, çok kültürlülük devlet okullarında zorunlu din derslerinin verilmesine de dolaylı yollardan engel oldu. özellikle farklı kültürel ve inanç geleneğinden yurttaşları olan ülkelerde belirli bir inanç sisteminin öğrencilere dayatılması aynı “çok kültürlülük” ilkeleriyle engellenmiş oldu.

[KARŞI GÖRÜŞ] Gürkan Avcı: Nesillerin nitelikli din eğitimine ihtiyacı var

başka ülkelerde uygulama nasıl?

okullarda din eğitimi konusunda dünyada farklı örnekler bulmak mümkündür. kuruluşundan beri din ve devlet arasında katı ve kesin bir çizgi çekmiş olan abd’de reagan, baba bush ve oğul bush dönemine yayılan uzun yeni sağ iktidarlarında din önemli kazanımlar elde etti. amerika’da bugün devlet okullarında “din dersi” değil, ancak “dinler karşılaştırması ve din kültürü” dersi okutulabilmektedir. isteyen okullar bu dersi açabilmektedir.

almanya’da her mezhebin din öğretmeni farklıdır. bu din öğretmenlerinin maaşı devlet tarafından ödenir ve öğretmenler din öğretimi konusunda devlet denetiminde ilgili kilise ile koordinasyon kurarak bu dersleri verirler. farklı inançtan olan çocuklar din derslerinden muaf olurlar, bu ders yerine felsefe veya ahlâk gibi dersleri tercih etme hakları vardır. almanya’da 14 yaşından itibaren ailelerine dahi danışmadan din dersine katılıp katılmayacağına çocuğun kendisi karar verir.

finlandiya’da din eğitimi zorunludur ancak farklı inançtan olanlar ya da din dersi almak istemeyen öğrencilerin bu ders yerine ahlâk dersi alma hakları vardır.

avusturya’da finlandiya’ya ya benzer bir uygulama vardır. irlanda’da da uygulama benzerdir, yani din dersi seçmelidir, ancak okul bitirme ve mezuniyet sınavlarında din soru sorulan alanlardan biridir.

polonya ve romanya’da da din dersleri seçmelidir. kanada’da farklı eyaletlerde farklı uygulamalar vardır. örneğin çok kültürlülük ve başka inanç gruplarından insanlar dikkate alınarak quebec eyaletinde devlet okullarında din dersi 1998 yılında tamamen kaldırılmıştır. ontario’da din dersinin kaldırılmasına bazı gruplar karşı çıkmış, din dersinin devlet okullarında yer almasına seçim programında yer veren muhafazakâr parti’nin 2007 yılında seçimi kaybetmesinin nedeninin din dersleri konusunda takındığı tutum olduğuna inanılmaktadır.

ingiltere devlet okullarında din derslerine yer veren nadir ülkelerden biridir. ancak, bu derslerde belirli bir dinin öğretilmesinden ziyade karşılaştırmalı dinler ve din kültürü tarzında dersler verilmektedir.

okullarda din dersi konusunda en katı ülkelerin başında fransa gelmektedir. fransa’da okullarda din dersi yoktur. devlet sıkı denetlediği belirli kurumlara din öğretimi konusunda yetki vermiştir, ancak bu kurumlarda da öğrencilere herhangi bir din konusunda telkinde bulunulması, ayrımcılık yapılması veya bir inanç sisteminin aleyhinde konuşulması kesinlikle yasaktır.

din dersinin zorunlu olması aihm’den dönmüşken, bir de zorunlu olarak ilkokullara indirilmesi hükümetin toplumu muhafazakârlaştırma motivasyonunda uluslararası normları da hiçe saydığı anlamına gelmektedir.

by Hasan Şimşek

sonuç olarak ve bu örnekler de gösterdiği gibi, bugün dünyada okullar ve din eğitimi konusunda iki ana eğilim vardır:

1) çoğunlukla din kültürü ve dinler karşılaştırması formatında olmak üzere din dersine okullarda yer verilmesi, ancak bu dersin seçmeli olarak öğrencilere sunulması,

2) fransa’da olduğu gibi devlet okullarında din ve dinle ilgili herhangi bir derse yer verilmemesi. 

ciddi sorunlar doğurur

şimdi, bu bilgilerden yola çıkarak türkiye’de son zamanlarda peş peşe salvolarla toplum gündemine sokulan din ve eğitim merkezli girişim ve yönelimleri daha sağlıklı değerlendirebiliriz. ortaokul birinci sınıfta başörtüsüne izin verilmesi, okullarda mescit ve ibadethane açılmasının teşvik edilmesi, teog (temel eğitimden ortaöğretime geçiş) yerleştirmelerini merkezi yaparak aklında bu okullara gitmek olmayan bazı öğrencilerin imam-hatip liselerine yerleştirilmesi gibi uygulamaların peş peşe gelmesi bazı yurttaşlarda şaşkınlık yarattı. bunların üstüne, son mili eğitim şûrası’nda osmanlıca’nın imam-hatip liselerinde zorunlu, diğer liselerde seçmeli olarak okutulması ve din dersinin zorunlu olarak ilkokul birinci sınıfa kadar indirilmesi yönünde tavsiye kararı alınması milli eğitim’de ciddi derecede bir “muhafazakârlaştırma” operasyonunun yapıldığı izlenimini pekiştirdi.

türkiye’de bugün ulaştığımız nokta 1980 ve 1990’larda başlayan yeni sağ ve neo-liberal dalganın zirve yaptığını göstermektedir. ancak, bu yönelimde ciddi sorunlar var.

birincisi, din dersinin zorunlu olması avrupa insan hakları mahkemesi’nden dönmüşken, bir de zorunlu olarak ilkokullara indirilmesi hükümetin toplumu muhafazakârlaştırma motivasyonunda uluslararası normları da hiçe saydığı anlamına gelmektedir.

ikincisi, dinle ilgili inanç "tümdengelimci"dir. her şey tanrı’nın varlığının ön kabulü ile başlar ve bu kabul dinen sorgulanamaz. oysa, genç çocuklarımıza kazandırmaya çalıştığımız “bilimsel” düşünme ve bilimsel yöntem "tümevarımcı"dır. her şeye kuşkuyla bakılır; belirli sayıda akıl, deney, gözlem ve araştırma sonucunda tekrar eden olay ve olgular bilimsel gerçek olarak ve geçici bir süre için, yani “yanlışlanıncaya” kadar geçerliğini sürdürür. özellikle çocuklar üzerinde bu iki dünya görüşünün anlaşılması sırasında kaçınılmaz karşıtlıklar ve çelişkiler ortaya çıkacaktır.

üçüncüsü, özellikle çocukların tanrı, cennet, cehennem, günah, sevap, vb. soyut kavramları kavramaları 11-12 yaşından önce mümkün değildir. bu tür kavramlar ancak ezberletilebilir.

dördüncüsü, zorunlu din dersinde hangi din öğretilecektir? doğal olarak sünni mezhebinin islamı. türkiye’nin din ve inanç mozayiğinde uzun süredir sorunları gündemde olan aleviler ile hıristiyan ve musevi azınlıkların çocukları insan hak ve özgürlüklerine aykırı bir uygulamanın ortasında kalacaklardır. kaldı ki, yaşar nuri öztürk’e göre türkiye’de sıradan insanlarımızın inandığı sünni islam da ciddi ölçüde hurafelerle doludur ve uygulamada gerçek kur’an-ı kerim islamıyla çelişen unsurlar vardır.

sonuç olarak, türkiye’nin gerçek eğitim gündemi bu mu olmalı, yoksa 65 ülke arasında genel ortalamada 45’inci, matematikte 44’üncü, okuma ve anlama becerilerinde 42’nci, ve fen bilgisinde de 43'üncü sırada yer alması mı olmalı? (ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü-oecd'nin uluslararası öğrenci değerlendirme programı-pisa 2012 sonuçları)

prof. dr. hasan şimşek, istanbul kültür üniversitesi eğitim fakültesi dekanı. 

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Hasan Şimşek

istanbul kültür üniversitesi eğitim fakültesi dekanı. orta doğu teknik üniversitesi eğitim fakültesi'nden mezun oldu. yüksek lisansını hacettepe üniversitesi eğitim yönetimi, denetimi ve planlaması bölümü'nde tamamladı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;