Görüş

'İran'ın elindeki dördüncü Arap başkenti'

Tahran, Irak'ta Maliki'nin mezhepçi politikalarının arkasında durdu ve halkı çatışmalara sevk etti; Suriye'de Esed'in arkasında durdu, Nusayrileri sonu belirsiz bir savaşın ortasına attı. Şimdi de aynı senaryoyu Husileri, bedelini çok ağır ödeyecekleri bir savaşa sokarak Yemen'de tekrarlıyor. Gerçi bedeli tüm Yemen ve halkı ödüyor.

Yemen'de Şii Husiler ve onları destekleyen güvenlik güçleri, hükümetle imzalanan anlaşma sonrası başkent Sana'da kutlamalar düzenledi. [Fotoğraf: Reuters]

iran parlamentosunda tahran milletvekili olan ve dini lideri ali hamaney'e yakınlığıyla bilinen ali rıza zakai, yemen'in başkenti sana'nın husilerin eline geçmesini kutlarcasına şöyle diyordu: 'üç arap ülkesi bugün iran'ın elinde ve islam devrimine bağlı. sana, iran devrimine katılma yolundaki dördüncü arap başkenti oldu'. bu açıklamanın üzerinden bir gün geçmemişti ki sana üç kardeş başkente katıldı.

arapların 21 eylül pazar günü derin bir üzüntüyle takip ettiği böyle bir sonuca varmak için büyük bir işbirliğinin yürütüldüğü aylar öncesinden belliydi.

pazar akşamı, taraflar arasında siyasi çözüm için varılan uzlaşmayla biterken husiler anlaşmanın güvenlik protokolüne onay vermedi. savaşçıları bununla da yetinmeyip siyasi rakiplerine karşı özellikle de ahmar ailesine ve yemen reform birliği'nin yöneticilerine ait kurumlara ve hatta evlere girdiler, zor kullandılar ve buraları yağmaladılar.  

gelişmeler yemen'in başkentinde yabancı bir işgalin gerçekleştiğini doğruluyor. zira husilerin yaptığı kutlamalar, zorbalık ve eşkıyalıkları ve başkentten çekilmeyi reddetmeleri, yaşananların devrimden ziyade işgale daha yakın olduğunu teyit ediyor.

by Yaser Ez Zeatira

fazla söze hacet yok. olan biten, bizzat yemen devlet başkanı abdurrabbu mansur hadi'nin işbirliğiyle gerçekleşti ancak bu işbirliği 'körfez girişiminin' esaslı kollayıcılarıyla yapılan tertibin bir sonucuydu. bu kimseler önceliklerini devrimlerin ve sünni siyasal islam'ın kovuşturulması ve hatta halklara bir daha devrim yapmayı düşünmemeleri için ağır bir ders vermek olarak görmekteler.

ironi, bu kimselerin general halife hafter'i libya'ya göndermesidir. hafter de ülkeyi kaosa ve yıkıma sürükledi. durumu kendi lehine çeviremedi. hatta yakın vadede böyle bir sonuca yaklaşamıyor bile. zira görevi yerine getirme süresi bir aydı, üç ay uzadı. bu üç aylık süre de bitti. şimdi de süre altı ay daha uzatıldı, ancak işi çözeceğine dair ufukta hiçbir belirti yok.

bahsi geçen tarihte ve sonraki günlerde sana'da yaşananlar, yemen'in başkentinde yabancı bir işgalin gerçekleştiğini doğruluyor. zira husilerin yaptığı kutlamalar, zorbalık ve eşkıyalıkları ve başkentten çekilmeyi reddetmeleri, olan bitenin devrimden ziyade işgale daha yakın olduğunu teyit ediyor. iran'ın söylemi ise mide bulandırıyor. tahran, yemen halkının iradesinden bahsediyor ancak herkes çok iyi biliyor ki husiler halk çoğunluğunun karşısındalar.  

iran, husileri harekete geçirirken yemen'deki durumu beşşar esed'in lehine takas etme umudu taşıyordu. yemen devlet başkanı da reform birliği'nin etkisini azaltan ve ateşkes çağrısıyla yetinen körfez girişiminin kollayıcılarını hoşnut edecek bir anlaşmayı kabul etmeden önce bizzat bu takası ifşa etmişti. anlaşma aynı zamanda hadi'nin reform birliği gibi temel bir gücün zayıflatılması sonrası görevde kalma arzusunu karşılıyor. hiç kuşkusuz bu, körfez girişiminin kollayıcıları ve husilerin en önemli müttefiki olan eski devlet başkanı ali abdullah salih ve kalıntıları için de en büyük amaçtı.

körfez girişimi, devrik lider salih'e yemen'in her köşesiyle oynama programını hayata geçirme fırsatı verdi; ancak iran dışişleri bakanı'nın new york'ta suudi arabistan dışişleri bakanı suud faysal'la görüşmesi akabinde yaptığı "iki ülke arasında yeni bir sayfa açıldı" şeklindeki açıklamaları, taraflar arasında yemen'de olan bitene ilişkin bir anlaşmanın varlığı ve bu anlaşmanın ileride suriye'yi de kapsayıp kapsamayacağı etrafında şüphe ve soru işaretleri oluşturdu.

tüm bunlar hikâyenin burada bittiği anlamına gelmemektedir. sana'da yaşananların arkasında olanlar, muhtemelen bu gerçeği çok iyi biliyorlar. zira el kaide, sana işgalinden bir gün sonra harekete geçti ve husilerin bulunduğu bir kalabalığın arasında ilk bombalı eylemini gerçekleştirirken ülkenin güneyinde de bir grup husi'yi kaçırdı. görünen o ki yemen'de, irak ve suriye'deki el kaide ve işid senaryosunun bir tekrarı yaşanacak. irak'ta nuri maliki'nin mezhepçiliğinin işid örgütüne halk kucağı sağlaması gibi husilerin saldırısı da yemen'de el kaide'ye benzer bir kucak sağlayacaktır. her iki durumda da gelişmeler yıkıcı bir mezhep savaşı kapsamında yaşanmaktadır.

görünen o ki irak ve suriye'deki el kaide ve işid senaryosunun bir tekrarı yemen'de yaşanacak. irak'ta maliki'nin mezhepçiliğinin işid'e halk kucağı sağlaması gibi husilerin saldırısı da yemen'de el kaide'ye benzer bir kucak sağlayacaktır. 

by Yaser Ez Zeatira

iran ayrıca maliki'nin mezhepçi politikalarının arkasında durdu ve halkı çatışmalara sevk etti; beşşar esed'in arkasında durdu, nusayrileri sonu belirsiz bir savaşın ortasına attı. her evde bir mateme yol açtı. şimdi de aynı senaryoyu husileri, bedelini çok ağır ödeyecekleri bir savaşa sokarak yemen'de tekrarlıyor. gerçi bedeli tüm yemen ve halkı ödüyor.

karşı devrim rejimleri, önceliklerini, bedeli ne olursa olsun devrimlerin ve islamcıların kovuşturulması olarak belirleyerek akıllarını yitirirdiler. iran da irak, suriye ve şimdi de yemen'e yönelik saldırılara ve bunların yanı sıra hizbullah'ın suriye'ye müdahalesine destek vererek aklını ve şuurunu kaybediyor, kendi çıkarlarını riske atıyor ve tüm bölgede ortak yaşamı imha ediyor.

arap baharı, karşı devrim rejimlerinin orağı ile iran çekici arasında. iran'ın dini lideri ali hamaney'in 'islami uyanış' olarak nitelediği arap baharı, suriye'ye ulaşması sonrası çok geçmeden aynı isim tarafından 'siyonist-amerikan komplosuna' dönüşüverdi. sonuçta arap baharı sadece suriye, iran, hizbullah, türkiye'yi değil, tüm ümmeti yıpratan, evlatları arasında ortak yaşamı imha eden büyük bir kan kaybına yol açtı. özellikle de arap şiilerin çoğunluğunun iran tutumunu desteklemesiyle birlikte bunlar yaşandı. 'çoğunluk' diyorum çünkü bu desteği vermeyen şii kesimler de var.

genelde devrimler zikzaklar ve virajlardan geçerler. bazen de tökezleyebilirler ancak çok geçmeden hedefe ulaşana kadar denemeler durmadan devam edecektir. hiç kuşkusuz enerji kaynakları ve siyonist oluşumun varlığı sebebiyle bu bölgenin tüm dünyanın çıkarları açısından oluşturduğu hassasiyet, savaşı daha zor, uzun ve kanlı hale getirecektir. yalnız, süre ne kadar uzasa ve ne kadar çok kurban verilse de sonuçta halklar kendi iradelerini kabul ettireceklerdir.

bu uzun ve maliyetli bir savaştır. ancak bu savaş ümmete dayatıldı ve sonuna kadar bu savaşa girmek dışında bir seçenek bulunmuyor. bu savaş iran aklıselim davranana ve bölgedeki doğal gücünü kabullenene kadar sürecektir. keza savaş, arap rejimleri şuurlarını tekrar kazanana, özgürlüğün yolunu öğrenmiş ve asla geri adım atmayacak olan halklarıyla uzlaşana kadar devam edecektir. 

1962 filistin eriha doğumlu yaser ez zeatira, bir süre muhabir olarak çalıştı. daha sonra filistin'de yayımlanan el müslime dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1998 yılından beri ürdün'deki düstur gazetesinde günlük makaleler kaleme alan yazarın birçok kitabı bulunuyor.

twitterdan takip edin: @yzaatreh

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yaser Ez Zeatira

1962 filistin eriha doğumlu yaser ez zeatira, bir süre gazete muhabiri olarak çalıştı. daha sonra filistin'de yayımlanan el müslime dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1998 yılından beri ürdün düstur gazetesinde günlük makaleler kaleme alan yazarın birçok kitabı bulunuyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;