Görüş

IŞİD ve Afrika'daki kardeşleri

Nijerya’da Boko Haram, Somali’de Şebab ve Mısır’da Ensar Beytil Makdis gruplarının IŞİD’e bağlılıklarını ilan etmeleri, stratejik açıdan hilafet devletinin Afrika cephesinde önemli atılım sağladığı anlamına geliyor.

Şebab örgütü Somali ve çevre ülkelerde şiddetli eylemlerini sürdürüyor. [Fotoğraf: Reuters/Arşiv]

medya hâlâ boko haram, şebab, ensar beytil makdis ve aynı dini referansa sahip başka örgütlerin kafa kesme ve şiddetli patlama eylemleriyle meşgul. ne var ki afrika’nın bugünkü çıkmazı etrafında zor ve gerçekçi sorular hâlâ net yanıtlara muhtaç.  

bu aşırıcı örgüt üyelerinin aydın rolüne bürünmemesi ve hâkim stratejik analiz dilini benimsememesi dikkat çekici. ayrıca nadiren uzun vadeli stratejik hedeflerinden bahsediyorlar. bu da çoğu zaman yaptıkları açıklamaların ciddiye alınmaması ve üzerinde durulmamasına yol açıyor.

irak şam islam devleti (işid) ve yörüngesinde dönen başka örgütlerin düşüncesinde fark yaratan gelişme, büyük bir hilafet devleti kurulması konusunda yaşandı. hatta belki bu yüzden örgüt ismini ‘islam devleti’ örgütü olarak değiştirdi ve gelecek yıllar içinde tamamlanması beklenen bu büyük hilafetin eyaletlerini ve bölgelerini açıklayan kapsamlı bir harita yayınladı.  

avrupa cephesi ve endülüs ülkeleri işid’in hâlihazırdaki istilasına dirense de afrika cephesi, ulus devletin zayıflığı ve bölgesel sınırlardaki denetim sistemlerinin kırılganlığı sebebiyle daha kolay bir halka gibi görünüyor.

by Hamdi Abdurrahman

avrupa cephesi ve endülüs ülkeleri işid’in hâlihazırdaki istilasına dirense de afrika cephesi, ulus devletin zayıflığı ve bölgesel sınırlardaki denetim sistemlerinin kırılganlığı sebebiyle daha kolay bir halka gibi görünüyor.

bu makale, işid’in afrika’ya yayılma planını ve bu 'yeni cihatçı' istilaya yönelik afrika yaklaşımlarının yapısı ve tepki yöntemlerini analiz etmeye çalışıyor.

afrika emirliğinin özellikleri

afrika’yı istila etme amaçlı cihatçı bakış açısı, üç büyük bölge arasındaki ayrımı gözler önüne seriyor. işid’e bağlı afrika emirliğini kurmak için bu bölgelere nüfuz edilmesi kolay. örgütün söylemlerine göre bu bölgeler kenan toprağı (mısır), mağrip ülkeleri (afrika’nın kuzeyi ve batısı) ve habeş ülkelerini (afrika boynuzu, afrika’nın bazı orta bölgelerini) kapsıyor. yani hilafet devletinin afrika cephesi, kıtanın kuzey yarısındaki büyük müslüman bloku; nijerya, gana, gine, burkina faso mali, nijer, çat, moritanya, fas, cezayir, tunus, mısır, iki sudan devleti, etiyopya, uganda, kenya, somali, cibuti ve eritre’yi içine alıyor.

libya’da albay muammer kaddafi rejiminin 2011 yılında çöküşü akabindeki kaos ve siyasi istikrarsızlık, milislerin ve silahlı grupların ülkenin birçok bölgesini ele geçirmesine yol açtı.

birleşmiş milletler'in terörist örgüt sınıfına aldığı ensar şeria örgütü, ülkenin doğusunu ele geçirmek için emekli general halife hafter ve libya ordusu güçlerine karşı savaş veriyor. dikkat çeken gelişme ‘islam gençliği şûra meclisi’nin mısır sınırı yakınındaki derne kentini ele geçirmesi ve burada ebu bekir bağdadi liderliğindeki işid’e bağlı bir eyalet ilan etmesidir.

hiç kuşkusuz libya’da durum son derece karmaşık. bu da kaddafi sonrası dönemin etkilerini bizzat gören komşu ülkeler için büyük bir sorun oluşturuyor. belki de bu sorunun en anlamlı ifadesi mısır cumhurbaşkanı abdulfettah sisi’nin itirafıdır. sisi, geçen kasım ayında üst düzey ordu komutanlarına hitaben yaptığı bir konuşmada sina’daki patlamaların ardından güvenlik kurumlarında bir güven bunalımının yaşandığını söylemişti.

nijerya’da boko haram, somali’de şebab ve mısır’da ensar beytil makdis gruplarının işid’e bağlılıklarını ilan etmeleri stratejik açıdan hilafet devletinin afrika cephesinde önemli atılım sağladığı anlamına geliyor. belki de bu durum yukarıda belirttiğimiz gibi işid adının değişmesini ve müslümanlar için büyük imametin (liderliğin) ilan edilmesini haklı çıkarıyor. imametin ilanı farz-ı kifaye (müslümanların bir kesiminin yapmasıyla diğerlerinin üzerinden kalkan yükümlülük) olarak görülüyor ve sonuçta genel olarak müslümanların bu farzı yerine getirmemesi günah sayılıyor.

işid ve afrika’da sancağı altında yer alan hareketlerin ideolojisi, hilafet devletinin kurulması ve islam şeriatının hâkim kılınmasını gerekli gören aynı uluslararası cihatçı bakış açısını yansıtıyor. ayrıca bu ideoloji, müslüman kardeşler hareketinin baş teorisyeni seyid kutup’un düşüncelerinden, hindistan ve pakistan’daki cemaat-i islami’nin kurucusu imam ebu ala mevdudi’nin yazılarından çokça etkilendi.

boko haram ekseni

boko haram örgütü kesinlikle afrika’nın batısındaki en tehlikeli dini aşırı grup sayılmaktadır. nijerya hükümeti hâlâ bu aşırılığa karşı koymaktan aciz. son aylarda örgüt işid’in irak ve suriye’de izlediği taktikle nijerya topraklarının yüzde 20’sini istila etti. ağustos 2014’te örgütün lideri ebu bekir şekau, emirliğinin başkentinin nijerya’nın kuzeyindeki coza kenti olduğunu açıkladığı zaman küresel cihatçı hareketin üç liderine (ebu bekir bağdadi, eymen zevahiri ve molla muhammed ömer) teşekkür etmiş ve övgüde bulunmuştu.

boko haram’ın tehlikesi, afrika’nın en kalabalık ve petrol kaynakları bakımından en zengin ülkesinin güvenliğini tehdit etmesiyle ilişkilidir. ayrıca örgüt, bölgesel güvenlik sistemi için de tehlike oluşturmaktadır.

by Hamdi Abdurrahman

hiç kuşkusuz işid’in ilan ettiği hilafet devletinin girişimlerine yakından bir bakış, afrika istilalarının irak ve bilad-ı şam’daki (levant) istilalara oranla daha kolay ve düşük maliyetli olduğunu gösteriyor. afrika cephesine, kırılgan ülkeler ve zayıf ulusal hükümetlerin varlığının yanı sıra milli sınırlarındaki geçişlerin nispeten kolay olması damgasını vuruyor.

boko haram’ın tehlikesi, afrika’nın en kalabalık (177 milyon) ve petrol kaynakları bakımından en zengin ülkesinin güvenliğini tehdit etmesiyle ilişkilidir. ayrıca örgüt, özellikle de burkina faso, mali, libya, nijer, çad ve kamerun’un kuzeyi gibi birçok ülkedeki istikrarsız şartları ve güvenlik zafiyetini kullanma gücüyle bölgesel güvenlik sistemi için de bir tehlike oluşturuyor.

türkler, kürtler ve iranlılar gibi güçlü komşularca kuşatılmış irak ve suriye’deki işid deneyiminin aksine nijerya’daki afrika işid’inin komşuları daha zayıf ve kırılgan. bu durum boko haram’ın nijerya sınırlarının ötesine geçmesini, işid’in asya cephesindeki durumuna kıyasla daha mümkün kıldı.

boko haram’ın yeni söyleminin ümmetçiliğe, irak ve bilad-ı şam’daki işid hilafet devletiyle irtibatına vurgu yaptığı açık. muhaliflerin öldürülmesinin meşruiyetini ve haklılığını vurgulamak ise örgütün söyleminde yeni bir gelişme değil. yeni gelişme, örgüt için tercih edilen yeni ismin ‘ehl-i sünnet davet ve cihat cemaati’ olduğunun ilan edilmesidir. belki de bu isim her yerdeki cihatçı selefî hareketlerin küresel özelliği olan ortak paydaların anlaşılması noktasında bize yardımcı olabilir.

şebab hareketi ekseni

şebab hareketi somali topraklarının çoğunluğunu kontrolünde tutuyordu. afrika birliği somali misyonu, 2007 yılı sonundan itibaren aşamalı olarak bu ülkedeki varlığını azalttı. somali’nin tek başına bu radikal hareketle mücadele edemediği açık. uganda, kenya ve cibuti’den afrika güçlerinin somali topraklarında bulunmasına rağmen şebab hareketi henüz yenilmedi, ulusal devlete ve bölge komşularına yönelik şiddetli eylemlerini hâlâ sürdürebiliyor.

habeş ülkeleri ekseni ve şebab hareketinin bu eksenin başarısındaki rolüyle ilgili iki temel gözleme işaret edilebilir. birinci gözlem, kenya kapısıyla ilgili. afrika’nın doğusunda bir sahil ülkesi kenya önemli ekonomik güç sayılmaktadır. dolayısıyla kenya’yı almak, işid’i etiyopya’nın güney sınırına yakınlaştıracak. şebab hareketinin kenya hedeflerine yönelik korkunç saldırılar serisi, halkın kendilerini koruma gücü açısından hükümete olan güvenini sarstı. bu da acilen çözülmesi gereken bir güvenlik krizinin olduğu anlamına geliyor.

ikinci gözlem ise bu afrika bölgesinde hilafet devletinin yayılması yolundaki en büyük engel sayılan etiyopya ile ilgili. etiyopya, köklü hıristiyan geleneklere sahip olup yaklaşık 90 milyonluk nüfusuyla afrika’nın en büyük ikinci devletidir. somali ile olan geleneksel düşmanlığı sebebiyle dini propaganda ve coşkunun etiyopya’ya baskı için kullanılması ve hatta bazı bölgelerinin hilafet devletinin eline geçmesi mümkün.

güvenliği öne çıkaran askerî çözümler, silahlı şiddet görüntüleriyle mücadele için kritik ve gereklidir. bununla birlikte ‘esnek yaklaşım’ diyebileceğimiz ikinci yaklaşım, aşırılığın ve tutuculuğun uzun vadede kaynaklarını kurutmak için en uygun olan yöntemdir.

by Hamdi Abdurrahman

o hâlde, 21’nci yüzyılda kalkınma sürecini yakından etkileyen bu afrika çıkmazıyla mücadele etmek için ne yapılmalı? işid ve afrikalı kardeşlerinin yarattığı tehlikenin üstesinden gelmek için bölgesel ve uluslararası tepkiyi yöneten iki yaklaşımdan söz edebiliriz. birinci yaklaşım, güvenlik ve askerî yapıya sahiptir ve daha çok tercih edildiği görülmektedir. bu yaklaşım güvenliği siyasete baskın kılmaktadır; ötekini yok etme ve pazarlık yapmama zihniyeti hâkimdir.

afrika ülkelerinin çoğunluğu savunma bütçelerini artırarak terör tehlikesiyle ve cihatçı hareketlerin yayılması sorunuyla mücadele ediyor. stockholm barış araştırmaları enstitüsü’nün değerlendirmelerine göre afrika, yaklaşık 15 yıl süren durgunluk ve kısmi istikrar döneminin ardından geçen yıl askerî harcamalarını yüzde 65 oranında artırdı.  

nijerya hükümeti askerî eğitime 1 milyar dolar harcayarak ve yeni savaş uçakları satın alarak boko haram tehlikesiyle mücadele etme kararı aldı. bu paraların çalınması ve yolsuzluğa bulaşmış üst düzey generallerin ceplerine gidip gitmeyeceği şüpheli.

hiç kuşkusuz güvenliği öne çıkaran askerî çözümler, silahlı şiddet görüntüleriyle mücadele için kritik ve gereklidir. bununla birlikte ‘esnek yaklaşım’ diyebileceğimiz ikinci yaklaşım, aşırılığın ve tutuculuğun uzun vadede kaynaklarını kurutmak için en uygun olan yöntemdir.

şiddet ve aşırılığın karmaşık süreçlerinin anlaşılmasının önemi burada kendini gösteriyor. fakirlik, yolsuzluk, marjinalleşme ve kaynakların adaletsiz dağılımı gibi sorunların çözülmesi için çalışılmalıdır. eğitim reformu ve baskın dini söylemin gözden geçirilmesi, şiddet ve aşırılıkla mücadele için eksiksiz bir stratejinin formüle edilmesinde maksimum öncelik oluşturmaktadır.

hamdi abdurrahman, kahire ve zayid üniversitelerinde öğretim üyesi, siyaset bilimci.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Hamdi Abdurrahman

kahire ve zayid üniversiteleri’nde siyaset bilimi öğretim üyesidir.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;