Görüş

Libya Devrimi'nde kopma ve izolasyon

Libya'da, devrime katılma tarihlerine bakmaksızın, yönetim kademelerinde rejimle birlikte çalışmış herkesi siyasetten uzaklaştırmak gerektiğini düşünen bir görüş bulunuyor.

Libya'da geçit töreni
Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından değişim sürecine giren Libya'da, savunma sistemleri yeniden yapılandırılıyor. [AFP]

arap devrimleriyle birlikte, ezlam (rejimin adamları) ve fulul (kalıntılar) gibi tabir ve kavramlar ortaya çıktı. bu tabirler aslında, bir çekişme esnasında ve sonrasında diğer tarafa yakıştırılan sıfatlardır. ayrıca söz konusu ifadeler, tarihte yaşanmış önceki devrimlerin literatüründe de alışılmadık değildir.

libya devrimi literatürü, ‘ezlam’ kavramını, gerek kanaatlerinden dolayı gerekse de sadece maddi çıkarlarının bu rejimin varlığı ve devamlılığıyla irtibatlı olması sebebiyle muammer kaddafi yönetimini destekleyen şahıslara yakıştırılan bir sıfat olarak içine aldı. ancak bu kavram, o şahısların kaddafi rejiminin gölgesinde sergiledikleri davranış ve fiillerin niteliği etrafında birçok sınıflama ve içtihada yol açan bir dizi kriter ve hukuki şart doğurdu.

netice itibarıyla devrim literatürünün ‘ezlam’ şeklinde nitelendirdiği kişilerle ilgili iki tür durum ortaya çıktı. birinci durum, hukuki ve siyasi olarak suçlular hanesi içinde sınıflandırılanlarla ilgilidir. zira onlar, cinayet, işkence ve kamu malını çalma gibi suçlar işlediler. bu kimselerin, kendilerine isnat edilen suçlardan dolayı savunma yapabilmeleri için mahkemeye çıkarılma hakları bulunuyor.

ikinci durum ise siyasi ve güvenlik kurumlarında çalışan, kaddafi rejimine bağlılıklarıyla bilinen fakat cinayet, işkence veya kamu malını çalma suçlarını işledikleri ispatlanmayanları alakadar ediyor.

birinci grup açısından, gerçekleştirdikleri cinayet eylem ve davranışlarıyla ilgili sınıflama kriterlerinin belirlenmesinde hiçbir karışıklık mevcut değil. dolayısıyla bu gruba yönelik tutum, net ve ortak olup tartışma veya içtihat gerektirmiyor. keza bu kimselerin (birkaç istisna dışında) sonuna kadar kaddafi kampında kalması veya kısa bir süre önce kaçması, bu durumu destekler nitelikte. ikinci grup ise iki farklı konuma yerleşti. ilk konumdakiler, savaş sırasında farklı dönemlerde devrime katıldıklarını ilan etmeleri doğrultusundaki tavırlarıyla temsil edilirlerken, diğer konumdakiler nötr bir duruş sergilediler, ne kaddafi’nin yanında yer aldılar ne de devrimin yanında saf tuttuklarını açıkladılar.

libyalılara karşı suç işlememiş, bir kısmı rejimden ayrılmış, bir kısmı da nötr bir tutum almış bu grup, rejimden kopma ve siyasi izolasyon sorunu yarattı. libya devrimi’nin kaddafi’ye karşı kazandığı zaferden sonra mücadele ettiği en büyük sorunlardan biri de budur.

rejimden kopanlar olgusu

inşikak (kopma) kavramına, tarihin farklı dönemlerinde meydana gelen devrimlerin literatüründe nadiren rastlanır. fransız, bolşevik ve iran devrimlerinin tamamı, düşmanları veya önceki rejimin yandaşları olarak gördükleri kişilerin siyasi haklarını tanımamış ve hatta onlara karşı oldukça iğrenç fiziksel tasfiyelerde bulunmuştur. arap baharı devrimlerinde ise rejimden kopanlar, bu devrimlerde ön plana çıkan bir olgu oluşturdular. mısır’da, cumhurbaşkanı hüsnü mübarek’in başbakanı olan ahmed şefik, devrim döneminde cumhurbaşkanlığına aday oldu ve neredeyse kazanmak üzereydi. libya’da müsteşar mustafa abdulcelil, kaddafi rejiminde adalet bakanlığı koltuğunda oturmasına rağmen, bir süre ulusal geçiş konseyi’nin (ugk) başkanlığını yürüttü.

libya devrimi’ndeki ‘rejimden kopanlar’ olgusu, bu devrimin girdiği -silahlı çekişme- sürecinin yapısı kadar kapsadığı zaman dilimi sebebiyle de diğer arap devrimlerindeki kopmalardan farklılık arz etti. bu yüzden, libya devrimi’nde rejimden kopanları birbirinden ayırma kriterleri, hem eylemlerle alakalıdır hem de zamanla.

nitekim 20 şubat 2011 tarihi, rejimden kopanların kategorize edileceği bir dönüm noktası olarak belirlendi. 17 ile 20 şubat 2011 tarihleri arasındaki süre zarfında kaddafi’den ayrıldıkları ve devrime katıldıklarını açıklayanlar, devrimcilerden sayılıyorlar. 20 şubat 2011’den sonra 19 mart 2011 gününe kadar rejimden ayrılanlar, birinci grup kapsamında sınıflandırılmıyorlar. ancak onların konumları, 19 mart 2011’den sonraki tarihlerde rejimden kopanlardan farklılık arz ediyor.

bu iki tarihin, (20 şubat ve 19 mart 2011’in), libya'nın devrim tarihinde can alıcı iki anla bağlantısı var. zira 17 şubat ile 20 şubat arasındaki zaman dilimiyle sınırlı birinci tarih, devrimin patlak vermesinin ilk dört gününü oluşturuyor. şöyle ki, hiç kimse devrimin zafere ulaşacağından veya bastırılacak isyan rüzgarı yahut eylemlerinden ibaret olup olmadığından emin değildi. dolayısıyla devrime katılanlar, öldürülmekten başka bir şey beklemiyorlardı. bu nedenle kamuoyuna göre, 17 şubat gününden itibaren sokağa dökülenlerin akıbeti, ilk dört gün zarfında rejimden kopup devrime katıldıklarını açıklayanların akıbetiyle aynıydı.

hiç kuşkusuz müsteşar abdulcelil gibi rejimden ilk başta ayrılan bu grup, devrimde büyük rol oynadı ve kaddafi’yle çekişme döneminde liderlik pozisyonlarına geldi. onlar, libyalılara karşı cinayet, işkence veya kamu malını çalma suçlarını işlemedikleri sürece, siyasi izolasyona tabi tutulmayacaklardır.

20 şubat ile 19 mart arasındaki ikinci tarih ise devrim sürecinde iki önemli dönemeci temsil ediyor. o dönemeçlerin ilki, 20 şubat’ta kaddafi’nin fadil tugayı’nın yenilmesi ve bingazi kentinin kurtulmasıdır. dolayısıyla o günden sonra rejimden ayrılanlar ve devrime katılanlar, aslında ilk zaferini gerçekleştirmeye başlayan devrimin yanında yer aldıklarını açıklıyorlardı. devrim, isyan rüzgarı ve eylemlerinden veya karanlıkta sıçramadan ibaret değildi artık. bu yüzden birçoklarına göre, bu şahısların ilk ayrılanlarla eşit olması mümkün değildi. ikinci dönemeç olan 19 mart, rejimden kopmalar sonrası meydana geldiği için, ilk dönemeçtekiler kendilerini bu tarihten sonra ayrılanlardan üstün tuttular.

bingazi’nin kurtuluşundan bir ay sonrasına denk gelen o günde, yani 19 mart tarihinde, kaddafi'nin tugayları kente doğru ilerliyordu. bu tugayların bingazi’ye girmesi ve zaferle çıkması, kentte kıyım ve yıkım demekti. kaddafi’nin cellatlarının nazarında 19 mart öncesinde rejimden ayrılanların akıbeti, 20 şubat öncesinde rejimden ayrılanların akıbetinden farklı olmayacaktı.

siyasi izolasyon kriterleri

libya devrimi’ndeki siyasi izolasyon yasası etrafında dönen tartışmanın tarihi arka planı kısaca böyledir. rejimden ayrılıp devrime katılma tarihlerini göz önüne almaksızın, ister siyasi ve idari isterse de askeri ve güvenlik olsun, yönetim kademelerinde rejimle birlikte çalışmış herkesi siyasetten uzaklaştırmak gerektiğini düşünen bir görüş ortada duruyor. başka kesimler de siyasi izolasyonun suç işleyenlerle sınırlı kalması ve devrimin ilk gününden itibaren rejimden ayrılanlara, akıbetleri devrimin akıbetiyle ilişkili olan ve kaddafi’yle çekişme döneminde yönetim kademelerinde bulunanlara uzanmaması görüşünü paylaşıyorlar.

hiç kuşkusuz siyasi izolasyon kriterleri çevresindeki tartışma, sadece devrime yöneliki kararlılığı değil aynı zamanda siyasi akımlar arasındaki çekişme halini de yansıtıyor. bazıları, rejimden kopma ve devrime katkıda bulunma tarihlerini dikkate almaksızın, kaddafi rejimi gölgesinde göreve gelmiş herkesin izole edilmesi gerektiğini savunuyor. işin aslı, bu görüşün sahipleri, siyasi rekabet pistine birlikte girmeleri halinde demokratik yarışta yenemeyecekleri güçlü rakipler olarak gördükleri isimleri uzaklaştırmayı amaçlıyorlar. bu kesim tarafından suçlanan kimseler ise genelleştirme düşüncesine karşı çıkıyorlar. devrim ve rejimden kopma tarihleri sırasında temiz el ve performansı dikkate alan kriterleri benimsiyorlar. çünkü genellemenin, rakiplerinin elinde bir silah olduğunun farkındalar.

hiç kuşkusuz siyasi izolasyon kriterlerinin genişletilmesi, sadece siyasi kapris ve çekişmeler için uygun görülmüyor. bu girişim, devrimin düşmanı olmak bir yana başarısına katkıda bulunan birçok kesimin hedef alınması ve düşman hanesine konulmasına da yol açacaktır. fakat rejimden ayrılıp devrime katılanların tümünün de devrimin hedeflerine ve ilkelerine önyargılı olduğu söylenemez. zira içlerinden bazıları, devrimin veya kaddafi’nin kazanması gibi iki ihtimal arasında tercih yapmışlar ve devrimin kazanacağı ihtimaline bel bağlamayı seçmişlerdir. vakıayı okumaları onları, içine girdikleri dönemin, yıllardır gölgesinde çalıştıkları kaddafi dönemi olmadığı kanaatine götürmüştür.

libya devrimi ve arap baharı devrimlerindeki rejimden kopma ve izolasyon ile alakalı tartışmanın sebebi, bu devrimlerin 18. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında hayata geçmemesi olabilir. şöyle ki, o vakitler başarılı olan devrimlerin düşmanlarının, mezar dışında gidecekleri bir başka yerleri yoktu. dünya, o günlerde uluslararası kurumların, sivil toplum ve insan hakları örgütlerinin bulunduğu tek bir köy değildi ve iletişim devrimi mikroskobu altında yaşamıyordu. bu farklılık, daha önce yaşanmamış bir başka sonucu beraberinde getirdi. devrim ile devrimin düşman olarak gördükleri kimseler arasında yaşamak, siyasi yapıların ve kurumların oluşmasını etkiledi, anlaşmazlıklara ve içtihatlara yol açtı.

libyalı akademisyen ve yazar salih senusi, bingazi üniversitesi iktisadi ve siyasi bilimler fakültesi’nde uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler dersleri veriyor. senusi'nin, 'modernlikten küreselleşmeye araplar' (2000), ‘küreselleşme: açık ufuk ve endişelendiren miras' (2003) ve 'arap trajedisi' (2004) başlıklı kitapları bulunuyor.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Salih Senusi

salih senusi, bingazi üniversitesi uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler bölümlerinde öğretim üyesi. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;