Görüş

Libya ile ekonomik ilişkilerin geleceği

İstikrarın geri gelmesi ve petrol gelirlerinin artması ile Türkiye-Libya ekonomik ilişkilerinin tekrar başlaması kaçınılmazdır. Terk edilen işlerin tamamlanması ve ilave altyapı yatırımlarında Türk tarafının eskisi gibi önemli bir aktör olacağı açıktır. Ancak bu, kısa sürede olmayacaktır.

Konular: Libya, Ekonomi, Ortadoğu
Libya, 2011'deki 17 Şubat devriminin ardından istikrara kavuşamadı. Karışıklık ortamı Türkiye-Libya arasındaki ekonomik ilişkileri de etkiliyor. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

son yarım asırlık dönemde libya’nın türk ekonomisi için önemi, tarihî öneminin hep önüne geçmiştir. libya ile türkiye arasında ciddi ekonomik sonuçlar doğuracak ilk temaslar, 1969’daki ihtilal sonunda iktidara gelen muammer kaddafi döneminde oldu. bu temaslar müteşebbis türk müteahhitleri ile başlatıldı; kıbrıs harekâtı sırasında libya devletinin/kaddafi’nin askerî mühimmat yardımı dolayısıyla gelişti ve 1975'te o zamanki libya başbakanı binbaşı abdüsselam callud’un resmî ziyareti dolayısıyla en üst noktasına ulaştı.

1973 yılından itibaren yükselen petrol gelirleri ile yatırımlara yönelen libya o tarihte, mevcut mısırlı şirket ve iş gücüne alternatif olarak türk iş gücüne yöneldi. bu konu callud’un türkiye’yi ziyareti sırasında açıkça ve çarpıcı biçimde medyada yer aldı. bu deklarasyon türk ekonomisinde bir dönüm noktası olmuştur. 'başlangıç türk inşaat sektörünün libya’ya akını ile oldu' demek yanlış olmaz.

1980’li yıllara gelindiğinde takriben 200 bin türk işçisinin (resmî çalışma müsaadeli) ve 264 adet şirketin libya’da faal olduğunu görüyoruz. bu şirketlerin hemen tamamı inşaat şirketleridir. bazı müteşebbisler de libyalı ortaklar ile hizmet sektöründe faaliyet göstermişlerdir. inşaat sektörü, inşaat malzemeleri sanayi yanında türk hava yolları'nı (thy), bankaları, sigorta şirketlerini, nakliye şirketlerini ülkeye getirdi. bunların yanı sıra çeşitli ihracatçıların (beyaz eşya, mobilya, tekstil vs) ve de ithalatçıların (pertol ürünleri, hurda vs) faal olmasını da sağladı.

1985 sonrası petrol fiyatlarının 42 dolardan 10 doların altına gerilemesinin yarattığı şok libya’da yatırımların azaltılması yanında mevcutların finansmanında da ciddi zorluklar yaratmıştır. devletimiz, türk müteahhit şirketlerinin yaptığı ve yapacağı işler karşılığı alacaklarını, ithal edeceği petrol gelirleri ile finanse etmek üzere 1985’te libya ile bir anlaşma imzaladı. bu anlaşma kazanılan ivmenin korunması amacına yönelik olmasına karşın beklenen sonucu yaratmadı. üstelik gereken finansmanın sağlanacağı teşviki ve beklentisiyle yeni hacimli işlere girişen çok sayıda şirket acze düştü.

peşinden lockerbie olayı dolayısıyla 1992’de birleşmiş milletler'in (bm) aldığı ambargo kararı da ilave bir zor ekonomik süreç doğurdu. hava ulaşımının eengellenmesi yanında ülkenin kaynaklarının belli insani ihtiyaçlar dışında kullanılması yasaklandı. libya ancak tazminat olarak 6.5 milyar dolar ödemek suretiyle 1999’da ambargonun kaldırılmasını temin edebildi. bu tarihten sonra tüm dış dünya ile olduğu gibi türkiye ile de ekonomik faaliyetlerin canlanmaya başladığını görüyoruz. 

zirve dönemi: 2005-2010

2000 yılını bir nirengi noktası alırsak dış ticaret müsteşarlığı (dtm) verilerine göre bu tarihe kadar üstlenilen proje sayısının 224 adet olduğu ve bedellerinin yaklaşık 8.5 milyar dolara ulaştığı belirtilmektedir. önceki yılların dökümü olmasa da bu toplamın takriben yüzde 85-90’a kadar olan kısmının 1985 tarihine kadar yapılan işlerden elde edildiğini söyleyebiliriz.

yandaki tabloya dikkat edilirse takip eden beş yıl içinde 2005 tarihine kadar üstlenilen 41 projenin toplamı 800 milyon dolar civarında iken, ikinci beş yıllık dönemde 2010 sonuna kadar üstlenilen 263 projenin toplamı yaklaşık 17 milyar doların üzerindedir. ihtilal senesi 2011’de ise 4 milyon dolarlık tek bir iş görülmektedir. bu dönemde üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında da libya yüzde 14 payla rusya’nın ardından ikinci durumdadır. 

ihtilal öncesi bu son beş yıl içinde üstlenilen proje tutarının libya ile münasebetlerin başladığı 1973 yılından itibaren geçen 27 yıllık proje tutarının yaklaşık iki misli olduğu görülmektedir. diğer ülkeler ile olan durumun da bundan farklı olmadığı düşünüldüğünde, libya’da mali kontrol mekanizmasının devre dışı kaldığı söylentilerine hak vermek gerekir. kaddafi ailesinin kaddafi’yi bypass ederek yönetimi bir şekilde paylaşması, merkezî bütçe kontrol mekanizması dışına çıkarılan vakıfları, fonların yaratılması çok ciddi yolsuzluk söylentilerine yol açmış ve bilindiği gibi 17 şubat 2011’de ihtilal başlamıştır.

bu arada yabancı ülke yatırımlarına bakılacak olursa, tarihî beraberlikleri dolayısıyla italyanların önemli bir pay sahibi oldukları bir gerçektir. italya, enerji ihtiyacının yüzde 20’sini libya’dan karşılamaktadır. ayrıca demir çelik ve inşaat alanında da önemli payı vardır.

fransız yatırımları daha ziyade ulaşım konusunda görülmektedir. afrika ülkelerine nakliye nerede ise tamamen büyük fransız şirketlerinin kontrolündedir. bilindiği gibi fransa nükleer enerjisi için ihtiyaç duyduğu hammaddeyi büyük ölçüde çad’dan elde ettiği için özellikle libya’nın ve özellikle güneyinin istikrarı ilgi sahası içindedir. petrol çıkarılması, pazarlanması, nakledilmesi ve gereken hizmetlerin verilmesinde abd, fransız, ispanyol, italyan, avusturya şirketleri libya devlet şirketi ile ortaklık hâlindedir.

17 şubat 2011 sonrası

yukarıdaki pozitif tablo dolayısıyla hiç beklenmediği hâlde 17 şubat 2011’de ihtilalin kanlı bir şekilde başlaması ile birlikte devletimiz son derece başarılı bir organizasyon ve başta müteahhitler olmak üzere işi olan tüm kuruluşlar ile işbirliği içinde tüm vatandaşlarını zarar görmeden ülke dışına çıkarttı. bu demobilizasyonun; ülkenin en güneyindeki kufra’dan, çeşitli diğer şehirlerden ve limanlardan yapıldığı düşünülürse başarısı daha da iyi anlaşılır.

bu teselli yanında uğranılan kayıpların ise son derece ciddi meblağlara ulaştığı, ihtilalin hemen akabinde yapılan dış ekonomik ilişkiler kurulu-türkiye müteahhitler birliği-ekonomi bakanlığı ortak çalışması ile belirdi. 

bu çalışma yandaki tabloda belirtildiği gibi türk şirketlerinin terk etmek mecburiyetinde kaldıkları proje portföyünü, alacaklarını, envanterlerini, hâlen yılda 40-50 milyon dolar komisyon ödedikleri teminat mektubu tutarını ortaya koydu.

mücbir sebep hâli ilan edilerek vergilerin ödenmesi askıya alındı. işssiz kalan vatandaşlara kısa işsizlik ödeneği çıkartıldı. sosyal güvenlik kurumu primlerinin ödemesi ertelendi.

zararların karşılanması konusunda son derece önemli bir karar olan ve libya tarafınca daha önce onaylanmış bulunan karşılıklı yatırımların teşviki ve önlenmesi anlaşması 5 nisan 2011’ de tbmm’de onaylanmış ve 22 nisan 2011’de trablus büyükelçiliğimiz notası ile libya tarafına bildirilmiştir.

ihtilalin arkasından kurulan geçici hükümet, geriye dönüşler için teşvik edici oldu. hem libya tarafı hem de devletimiz şirketlerimizin geri dönüşünü, işlerine tekrar başlayarak yeni fırsatlar yaratmasını beklediklerini her fırsatta belirttiler.

şirketler de bu çağrıya müspet cevap vererek geriye dönmek için işverenleri ile tekrar işe başlama şartlarını tespit etme görüşmelerine başladılar. bu görüşmeler libya işverenlerinin büyük kısmının anlaşılmaz yanlış tutumu dolayısıyla sonuçlanmadı. ihtilal ertesi nerede ise öncesi petrol üretim seviyesine yaklaşılmış (1.6 mil. varil/gün) iken elde edilen gelirler ülke ekonomisine beklenen katkıyı sağlamadı.

ekonomi bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, 1 nisan 2014 itibarı ile geri davet edilen 32 firmanın 7 milyar dolar tutarlı 70 adet projeye başlamak için anlaştıkları ancak bunların yalnız 15 adedinin faal olabildiği ve gelen toplam gelirlerin ise 168 milyon dolar ile sınırlı kaldığı görülmüştür.

ülke iş yaratılması, işsizliğin ortadan kaldırılması ve yaratılan işlerde mahalli üreticilerin işlerine dönmesi acil ihtiyacı içinde idi. bu yapılamadı. kaynaklar ücretlerin artırılması ve işsizlere ücret verilmesi ve artan milis kuvvetlerinin harcamalarına tahsis edildi. bm kaynaklarına göre ihtilal sırasında 30 bin olarak belirlenen milis kuvvetlerinin bugün 300 bine ulaştığı anlaşılmaktadır. iki ülke arasında vize olmaması, faaliyete ilk başlayan hava şirketinin thy olması ve seferlerini sürdürmesi, ihtilal sırasında verilen destek, geçmişteki uzun birliktelik, ülkenin ihtiyacı olan başta sağlık olmak üzere zorunlu ihtiyaçlarını türkiye’den temin etmesi sonucunu doğurdu. bu da ihracat gelirlerinin yüksek gerçekleşmesini sağladı.

kaçırılan bu süre ve gereken kaynak planlamasının yapılmamış olması 2014 haziran çarpışmalarının başlamasına katkı yaratmış ve şimdiki kaotik durum ortaya çıkmış görünmektedir. devlet türk vatandaşlarının ülkeden çıkmasını tebliğ etmiş, buna olanak da sağlamıştır. thy yapılan tehdit arkasından misrata şehrine yaptığı uçak seferlerini durdurmuştır. oysa doğuda labrak havaalanına da thy’nin sefer başlatması planlanmakta idi.

ekonomik ilişkilerin tekrar başlaması kaçınılmaz

bizler açısından alınması gereken tedbirler ve atılması beklenen adımlar şunlardır:
- şu anda türkiye aleyhinde libya’da yaratılan negatif algının giderilmesi
- uğranılan zararın tazmini konusunda devletler arasında bir protokol yapılması (evvelce başlanan ve belli bir uzlaşma noktasına da getirilen çalışmaların sonuçlandırılması)
- faal olmayan süreler için alınan teminat mektup komisyonlarının alınmaması yahut ileriye ötelenmesi konusunda ortak bir çözüm yaratılması.
- evvelki petrol anlaşması prosedürünün devreye sokularak petrol karşılığı kaynak yaratılması.

ülkede beklenen üniter bir hükümetin kuruluşu ile emniyetin sağlanması, istikrarın geri gelmesi, petrol gelirlerinin artması ile türkiye-libya ekonomik ilişkilerinin tekrar başlaması kaçınılmazdır. terk edilen işlerin tamamlanmasının yanında, ortaya çıkan ilave altyapı yatırımlarında (diğer ülke kuruluşları ile ortaklıklar da yaparak) türk tarafının, eskiden olduğu gibi, önemli bir aktör olacağı açıktır. ancak görülmektedir ki bu kısa bir sürede olmayacaktır.

ersin takla, dış ekonomik ilişkiler kurulu (deik) libya-türk iş konseyi başkanı.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir. 

Ersin Takla

dış ekonomik ilişkiler kurulu (deik) libya-türk iş konseyi başkanı.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;