Görüş

Musul harekatı ve ABD'nin IŞİD stratejisi

Baskın kanaat, Musul halkının çoğunluğunun, çatışmalar başladığında pasif tarafsız bir tutum sergilemeyi tercih edeceği yönünde. Zira Musullular, kimin kazanacağını bilemeyecekleri bir savaşta taraflardan birinin yanında yer almaktan korkuyorlar.

ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ile Irak Savunma Bakanı Halit Ubeydi, IŞİD'in yakın zamanda yenilgiye uğratılacağını ifade ettiler. [Fotoğraf: Reuters]

iraklı ve amerikalı siyasi ve askeri yetkililerin, 'musul'un irak ve şam islam devleti (işid) örgütünden kurtarılması operasyonunun yaklaştığı' yönündeki açıklamaları sıcaklığını hiç kaybetmiyor. hatta belki müttefikler'in (alman ordusuna karşı) haziran 1944’te gerçekleştirdikleri normandiya çıkarması hazırlıkları sırasında dahi bu tür açıklamalar yapılmamıştı.

işid, en azından görünürde, sessizliğini korudu. bu sessizlik, örgütün endişelerini ve bunun tüm düzlemlerde yol açacağı hazırlıkları yansıtmıyor. o hazırlıklar, önemli kentleri ve stratejik bağlantı yollarını kaybetmesi sebebiyle, örgütün unsurları ve liderlerini saran haklı bir endişeye dayanıyor. 

by Nizar Samarrai

medya, (hükümet ve işid karşıtı uluslararası koalisyon yanlısı veya hükümet ile işid arasında tarafsız bir tutum sergileyen) farklı kesimleriyle beraber, musul ile ilgili en küçük ayrıntıyı analiz etmek, hazırlıklarla irtibatlı tüm saha gelişmelerini gözlemlemekle meşgul; hatta iyice içine batmış durumda. hazırlıklar, 'sürpriz yapma' avantajının muhafaza edilmesi için benzer şartlarda tam bir gizlilik içinde yürütülmesi gerekirken, yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. şaşırtma avantajı, koalisyon'un büyük umutlar bağladığı böyle bir askeri operasyondan zaferle çıkmanın şartlarından sayılıyor.

işid mevzi hazırlığında

son birkaç aydır irak'ta, siyasi veya güvenlik gelişmesinin yaşanmadığı, siyasi ve askeri aktörlerden birinin savaşın başlama tarihine ilişkin açıklamada bulunmadığı tek bir saat geçmiyor. buna karşın işid, en azından görünürde sessizliğini korudu. sessizlik, örgütün endişelerini ve bunun tüm düzlemlerde yol açacağı hazırlıkları yansıtmıyor. 

işid'in hazırlıkları, önemli kentleri ve stratejik bağlantı yollarını kaybetmesi yüzünden unsurları ve liderlerini saran haklı endişeye dayanıyor. örgüt, bu şehirleri ve yolları, irak ve suriye'deki mevzileri arasında birer ikmal noktası olarak kullanıyordu. ayrıca koalisyon'un hava saldırıları veya nizami/yarı nizami güçler gibi silahlı yerel kara unsurlarının operasyonlarıyla mücadelede zorluklar yaşadığı bölgeleri, elindeki bu şehir ve yollar üzerinden destekliyordu.

işid'in hâlâ ninova, salahaddin ve diyala vilayetlerine bağlı kentlerde farklı operasyonlar gerçekleştirmesi, sahadaki yeni dengeleri değiştirmez. bazı gözlemciler, örgütün operasyonlarını, musul harekatı için hazırlık yapan güçlerin konuşlanmasını engelleme veya konuşlandıkları bölgelerde güvende olduklarını düşünmelerine izin vermeme girişimine bağlıyorlar. yine de bu saldırılar, işid'in 2014 yılının ikinci üçte birlik bölümünde sergilediği savaşçı faaliyetlerinde ön plana çıkan proaktif etkeni hali hazırda muhafaza ettiğinin kesin katını olarak görülemez.

ancak işid'in (devasa ve yüksek profesyonelliğe sahip bir medya makinesine sahip olmasına rağmen) tüm dünyanın kendisine karşı açtığı savaş mesajlarına ve psikolojik savaşa (bu mesajların etkilerini yok etmek, savaşçılarının ve bulundukları bölgelerdeki halkların moralini yükseltmek için dahi) karşılık vermemesi dikkat çekiyor. hatta örgütün bu tür mesajlara tamamen ilgisiz kaldığı söylenebilir.

işid konularında uzman gözlemciler ve ona sempati duyanlar, düşmanlarının kulağının dibinde çaldığı savaş tamtamlarına karşı gösterdiği ilgisizliği, örgütün "ya zafer ya şehadet" niyetiyle savaşan ideolojik yapısına bağlıyorlar. bu yüzden örgüt, gelecek savaşlardan çok bitmiş savaşlarından bahsediyor. örgütün bakış açısını yansıtan çoğu internet sitesi, beklenen saldırının akıbetinin öncekilerden daha iyi olmayacağına inanıyor.

peki, işid gerçekten de amerikalıların bahsini ettiği tarzda bir savaşa hazırlandı mı? kaybettiği silahları yenileyebildi mi? savaşçı kaybını telafi edebildi mi? örgüt, saldırı güçleri ile savunma güçleri arasında yaşanacak yakın bir çatışmanın, hava kuvvetlerini etkisiz hale getireceğini düşünüyor ve bu durumun daha agresif olan tarafa savaşı sürdürme fırsatı vereceğine güveniyor.

lakin işid, gerek avrupa ülkelerinin kendi vatandaşlarının bölgeye geçişine getirdiği sıkı önlemlerden dolayı batılı gönüllülerin gelişi, gerekse de musul, tikrit, felluce, rakka gibi şehirlerden yeni gönüllülerin silah altına alınması noktasında büyük zorluklar yaşıyor. bu şehirlerdeki halkların, irak hükümet yetkilileri ve (bedir tugayları ve asaib ehli hak gibi 10 farklı şii milis gücünden oluşan) halk topluluğu (haşti şaabi) milislerinin yaptığı zulümlere ve barbarca ihlallere maruz kalmaları sebebiyle örgüte sempati duyduğu varsayılıyor. yalnız bu şehirler, irak hükümet güçlerince (iran savaş uçakları ve kudüs tugayları'nın desteğiyle) geri alınmadan önce işid kontrolü altında iken de aynı şekilde en iğrenç ayrımcı uygulamalara maruz kalmıştı.

musul ve keza diğer sünni şehirlerin halkları, şii milislere ve irak ordusuna kesinlikle güvenmiyorlar. fakat örgüte sempati duymak ile onun savaşlarında yer almak ayrı şeyler. çünkü örgütle bağlantısı kesinleşenlerin, yerel ve uluslararası alanda taşıdığı bir cezai sorumluluk bulunuyor.

örgüt, uluslararası kararlar gereği, terörist hareketlerin en tehlikelisi sayılıyor. bu durum, 60'tan fazla ülkeyi örgütle savaşmak için uluslararası bir koalisyon kurmaya sevk etti. baskın kanaat, musul halkının çoğunluğunun, çatışmalar başladığında pasif tarafsız bir tutum sergilemeyi tercih edeceği yönünde. zira musullular, kimin kazanacağını bilemeyecekleri bir savaşta taraflardan birinin yanında yer almaktan korkuyorlar.

irak'taki sünni şehirlerin halkları, haziran 2014 öncesinde hükümet güçlerinin otoritesi altında yaşadıkları acılar ile işid'in islam adına yaptığı ve onlarcasını (kendini savunmanın minimum koşullarının sağlanmadığı) mahkemelere sevk ettiği katı dini yaklaşım arasında tam bir trajedi yaşadılar.

bu şehirler hükümet güçlerinin elindeyken, sünnilerin hayatı diz çöktürme ve aşağılama girişimleri gibi sert kavramlarla doluydu. ordu ve federal polis de aynı girişimlerde bulundu. ancak aynı güçler, işid'in 9 haziran'da musul'a saldırmasıyla birlikte birkaç saat içinde tam 5 tümene ait en modern silahları arkalarında bırakarak kaçmışlardı.

irak’taki sünni şehirlerin halkları, haziran 2014 öncesinde hükümet güçlerinin otoritesi altında yaşadıkları acılar ile işid’in islam adına sergilediği katı dini yaklaşım arasında tam bir trajedi yaşadılar.

by Nizar Samarrai

bununla birlikte sünni şehirlerin sakinleri, işid örgütünde bir kurtarıcı bulamadılar veya özlemlerine, kürtlerin ve şiilerin bölüştüğü iktidarın zulmünden kurtulmak gibi hayallere ulaşamadılar. örgüt, insanların hayatına en ince ayrıntısına kadar müdahale etti, put olduğu iddiasıyla musul'daki tarihi eserleri imha ederek irak'ın tarihi hafızasını silme planına başladılar. örgüt, daha önce de, 1365 yılında inşa edilen hz. yunus camisi, tarihi 1400'lere kadar uzanan cercis nebi camisi ve 1647'de yapılan hz. şit camisi'nin yanı sıra yüzlerce yıllık birçok türbe ve mezarı imha etti.

böylesi faaliyetler, musulluların işid ile etkileşimine olumsuz yansıdı. çünkü örgüt, onların uzun süre birlikte yaşadıkları inanç ve geleneklerini aşağıladı. gözlemcilerin bazıları, örgütün son uygulamalarının, kapıdaki savaşın kendi lehine sonuçlanmayacağı kanaatine dayandığını düşünüyor. onlara göre işid, islam şeriatının kavramlarına ilişkin kendi özel okumasına dayalı sosyal programını hayata geçirdiğine dair genel bir mesaj vermekle yetiniyor.

koalisyon'un musul planı belirsiz

peki, musul operasyonu'nun planı nedir ve başarı şansı var mıdır?

abd savunma bakanlığı, irak hükümetine 10 bin m-16 piyade tüfeği, gece görüş dürbünleri, 250 mayınlara karşı korumalı zırhlı araç, yüzlerce hell fire füzeleri yanı sıra kasklar ve 17,9 milyon dolar değerinde başka ekipmanlar verdiğini açıkladı.

19 şubat 2015'te amerikan ordusunun merkez komutanlığından kıdemli bir subay, musul harekatının nisan/mayıs/haziran 2015'te başlayacağını belirtmiş, '2.000 işid savaşçısının, irak'ın ikinci büyük kenti musul'dan çıkarılması için 20-25 bin civarında iraklı ve kürt askerden müteşekkil bir gücün hazırlığının sürdüğünü' ifade etmişti.

bu açıklama, farklı tepkilere yol açtı; amerikalı ve iraklı siyasi ve askeri çevrelerde rahatsızlık ve endişe yarattı. zira geçmişte, benzer koşullarda dahi, böyle bir açıklama yapılmamıştı. açıklama, operasyona hazırlanan güçlerin 'sürpriz yapma' etkenini kaybetmesine yol açtı. acaba en modern silahlarla donatılmış 5 tümenin başaramadığını, o güçler bu silahlarla başarabilir mi?

amerikalı subayın eğitiminden bahsettiği tugayın (siyasi çevrelerde konuşulduğu üzere) sünni araplardan oluşacağı iddiasını destekleyen veriler mevcut değil. bu da (savaşı kazanmaları halinde) harekatı düzenleyen güçlerin, yerel halka karşı işid ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle, intikam eylemlerinde bulunma ihtimalini güçlendiriyor. irak kürdistan bölgesel yönetimi (ikby) başkanı mesud barzani, araplar ile kürtler arasında etnik bir savaşa yol açacağını belirterek, kürt peşmerge güçlerinin musul'u tek başına kurtarmayacağını birkaç kez vurgulamıştı.

fakat kürt tutumu şaşırtıcı şekilde değişti. barzani, bedir tugayları komutanı hadi amiri ve halk topluluğu komutan yardımcısı ebu mehdi mühendis'i kabul etti. gözlemciler bu kabulleri, barzani'nin iran baskılarına boyun eğmesi olarak değerlendirdiler. oysa barzani'nin kısa süre önce halk topluluğu'nun komutanlarıyla yaptığı 'kerkük'e girilmesi' konusundaki ağız dalaşı, şii-kürt koalisyonunu tehdit eden düzeye çıkmıştı. dolayısıyla mevcut koşullar, irak'taki sünni arap oluşumunu, 2003'teki amerikan işgali sonrasında dahi yaşanmamış çifte tehlikelerle karşı karşıya getiriyor.

sünni arap oluşumdan (kimin uğruna savaştığını bilmeksizin) işid ile savaşması isteniyor. halbuki sünni oluşum, kurmaya çalıştığı gücü kapsayacak resmi bir çerçeveye dahi sahip değil. zira amerikan işgali sonrası kurulan sünni silahlı oluşumlar, esasen direniş gruplarıydı ve önce amerikan işgal güçleri, ardından yeni irak hükümetleri tarafından terörist hareketler olarak sınıflandırılıp kovuşturulmuştu.

irak'ın bahsi geçen silahlı sünni direniş hareketleri, arkalarındaki geniş kapsamlı halk desteğine rağmen, terörle mücadele yasası'nın 4. maddesi kapsamındaki suçlamalarla kovuşturuldular. dolayısıyla irak hükümet tarafından tanınan örgütler gibi yasal bir çerçeve kazanamadılar.

musul gibi sünni arap şehirlerinde işid'e yönelik saldırıların, (hepsi de örgütle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle) sünni halktan intikam alma duyguları taşıyan güçler eliyle yapılacağı kesin. peşmerge güçlerinin yanı sıra hükümet güçlerindeki şii savaşçıların oranı yüzde 90'ın üzerinde. bu güçlerin başındaki komutanların ve amirlerinin yüzde 95’inden fazlası da şii. geriye kalan sünni oranın elinden birşey gelmez. masumiyetlerini ispatlayana kadar onlar da suçlu konumundalar.

insan hakları izleme örgütü (human rights watch), sünni arapların babil'in kuzeyi, deyala ve ninova viyaletlerindeki köylerine ve şehirlerine dönmelerine izin verilmesi sonrası dahi şii milisler ve peşmerge güçlerinden gördüğü sıkıntılara ((öldürülme veya tehcir) dair raporlar yayınlamıştı.

abd, zafer elde etmek için irak'a ölesiye askeri destek sunacaktır. burada büyük harflerle şu ciddi soruyu ön plana çıkacaktır: abd, irak’ta nasıl bir strateji izliyor? musul ve alacağı diğer şehirleri kimlere teslim edecek? özellikle de musul’da güvenlik dosyası kimin elinde olacak? 

by Nizar Samarrai

bir savaşı ya taraflardan biri kazanır ve diğeri kaybeder ya da savaş, kazanan ve kaybedenin olmadığı bir vaziyette biter. acaba amerikalılar, musul savaşı'nı kaybetme ihtimalini hesaba kattılar mı? böyle bir ihtimalin, irak güçlerinin statüsü ve hatta tüm siyasi sürecin geleceği üzerindeki etkileri neler olacaktır?

abd, işid'e karşı musul'da zafer elde etmek için ölesiye askeri destek sunacaktır. burada büyük harflerle şu ciddi soru ön plana çıkacak: abd, irak'ta nasıl bir strateji izliyor? musul ve alacağı diğer şehirleri kimlere teslim edecek? özellikle de musul'daki güvenlik dosyası kimin elinde olacak? diyala'daki gibi, savaşı kazanacak kürtler ve şiilerin elinde mi olacak? yoksa valiye mi teslim edilecek? musul'un korunması için yerel bir güç mü oluşturulacak yoksa güven ve istikrar ortamı mı yayılacak?

irak sahnesini gözlemleyenler, şii halk topluluğu ve kürt peşmerge güçlerinin, diğer gölgelerde yaşandığı gibi, musul'un kontrolünü aralarında bölüşecekleri ihtimalini yüksek görüyorlar. o vakit, "abd, musul'u ve sünni milisleri şii milislere ve dolayısıyla iran'a teslim etme kararı mı aldı?" sorusunu yöneltmek kaçınılmaz hale geliyor. o vakit biz de soracağız: abd, tıpkı 2003 yılında irak işgalinin başında yaptığı gibi, musul'u da iran'a karşılıksız olarak vermek için mi işid ile savaştı?

uluslararası koalisyonda etkin taraf olan arap ülkelerinin ise mali yükünü taşıyarak kendi ulusal güvenliklerine karşı çalışmayı seçtiklerini göreceksiniz. koalisyon'un elde edeceği sonuçlar, arap körfezi sınırlarında yeni bir sıçrama yapacak olan iran'a yarayacak. o vakit gözlemcinin şu soruyu sormaya hakları olacak: acaba modern çağda kendi çıkarları aleyhine çalışan tek bir akıllı(!) devlet var mı?

iraklı yazar ve irak stratejik araştırmalar merkezi'nde danışman. 

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Nizar Samarrai

iraklı yazar ve irak stratejik araştırmalar merkezi'nde danışman.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;