Görüş

Neuer'in seçilmesini çok istiyorum

Tanıl Bora, Altın Top ödülüne Messi ve Ronaldo gibi iki süper yıldızla birlikte aday olmayı başaran Neuer'in farklı tarzını ve kaleciliğe katkılarını yazdı.

Konular: Spor
Bora: Neuer’in son Dünya Kupası ikinci turundaki Cezayir maçı performansı, dünya kalecilik tarihinde müstesna bir olaydı. [Fotoğraf: Getty Images]

“2014 yılında dünyanın en iyi futbolcusu” seçiminin sonucu bugün belli olacak. fifa, 1991’den beri yılın en iyi futbolcusunu seçiyor. bu ödül 2010’da, bir başka saygın ikramiyeyle, france football dergisinin 1956’dan beri avrupa’nın (2007’den itibaren dünyanın) en iyi futbolcusuna verdiği altın top ödülüyle birleştirilerek daha da fiyakalı hale geldi.

finale kalan üç adaydan ikisi, bu ödülün gediklileri: lionel messi ve cristiano ronaldo. 2007’den beri (2010 hariç) bu ikisi mutlaka son üçe kalıyor. messi’nin dört yıl üst üste seçilmesinden sonra, geçen yıl cristiano ronaldo nihayet muradına erdi, 2008’den sonra ikinci altın top’una kavuştu. ronaldo hakkında kanaat ve duygumu iki buçuk yıl önce yazmıştım.

dünyanın en iyi futbolcusu ödülü şimdiye kadar hiçbir kaleciye verilmedi. ödülün ihdasından beri son üç aday arasına kalan tek kaleci 2002’de oliver kahn olmuştu. altın top’un eski statüsünde, avrupa’nın en iyi futbolcusu ödülünü kazanmış olan da sadece bir kaleci var: lev yaşin. ta 1963’te.

by Tanıl Bora


kısacası 2008’den beri, bu iki yıldızın yanına katılan üçüncü aday, misafir sanatçı rolüyle yetiniyor. bu yılın misafir sanatçısı: manuel neuer. bir kaleci! dünyanın en iyi futbolcusu ödülü şimdiye kadar hiçbir kaleciye verilmedi. ödülün ihdasından beri son üç aday arasına kalan tek kaleci 2002’de oliver kahn olmuştu. altın top’un eski statüsünde, avrupa’nın en iyi futbolcusu ödülünü kazanmış olan da sadece bir kaleci var: lev yaşin. ta 1963’te.

kadınlardaysa, 2013’ta nadine angerer ilk kez bir kaleci olarak dünyanın en iyi futbolcusu seçildi. bir yıldır abd liginde oynuyor ama o da almanya milli takımının kalecisi. almanya bir kaleci ülkesidir zaten. rusya da, italya da kendi tarzlarında öyledir: rusya trajik kahraman-kaleci, italya gösterişli kedi kaleci yetiştirir. ayrıca ispanya ve son yıllarda bir de abd, kaleci hasadıyla dikkat çekiyor.

dünyanın en iyi (erkek) futbolcusu ödülüne dönersek… demek, aday gösterilmek bile büyük devlet sayılmalı, kaleci milleti için. kaleci, futbolcudan başka bir ‘tür’ olarak görülmez mi zaten? hatta kimilerine göre, genel olarak insanlık içinde farklı bir tür: bir meczup, bir melankolik. yerli deyişle: bir abdal. adı ayaktopu olan bir oyunda topu elle oynaması, onun aykırılığına işaret eder.

bir futbol antropolojisi şaheseri sayabileceğimiz kitabında kaleciliğin tarihini yazan ingiliz yazar jonathan wilson, futbolun kadim tarihi içinde kalecinin hayli yeni bir olgu olduğuna dikkat çekiyor. futbolun anası olan modern-öncesi top oyunlarında, kalecilik müessesesine rastlanmıyor. bu futbol benzeri eski oyunlar, hasat ve bereket âyinlerinden doğmuş büyük ölçüde: top güneşi veya kurban kellesini, kale ekim yapılan toprağı temsil edermiş. kaleci, basbayağı bereketi engelleyen kötü ruh gibi görünür bu antik kozmolojinin nazarında!

modern futbolda da kalecinin kurumlaşması biraz zaman aldı. önceleri kalenin önünde rastgele biri duruyordu. kural kitabında ilk kez 1871’de adı kondu kalecinin. iş kıyafeti, diğer oyuncularınkinden ancak 1909’da farklılaştırıldı. başlangıçta sahanın her yerinde elle oynayabiliyordu. bu imtiyaz 1887’de kendi yarı alanıyla, 1912’de ceza sahasıyla kısıtlandı. wilson bu kararı, kaleciyi takımdan ve oyundan tecrit eden dönüm noktası sayıyor. ceza alanında hapsedilen kaleci, artık iyice “başka” biri oldu.

uçmayı, atlamayı öğrenerek, kuvvetlenerek, cesaret talim ederek, yer tutma bilgisini geliştirerek sanatı geliştiren kaleciler arasından, bu tecridi kırmaya azmedenler de çıktı zamanla. 1953’te wembley’de ingiltere’yi 6-3 yenen efsane macar takımının kalecisi gyula grosics, o maçta ceza alanı dışına çıkarak atakları önlemesiyle sansasyon yaratmıştı. ingiltere 1970’lerde hâlâ, penaltı çizgisine doğru yürüyen kaleciye kale arkası tribününden “geri dön, geri dön!” diye bağırılan bir geleneğin memleketiydi ne de olsa. ceza alanına sığmayan kaleci modeli, 1970’lere kadar daha ziyade bir doğu avrupa spesiyalitesi olarak anlatılır. lev yaşin de gereğinde fırlar çıkarmış, hatta kafayla oynama hakimiyeti hayli gelişkinmiş.

grosics, yaşin gibilerinin bireysel cüretlerini sistemleştiren, hollanda total futbol ekolü oldu. 1960’lar/70’ler dönümünde rinus michels’in ajax’ı, savunmayı ileri sürerken, onun boşalttığı alanı doldurmak için kaleciyi de öne çıkardı. o mektebin talebesi johan cruyff, kendisi usta olunca, tercihini hep topu oyuna sokma becerisi olan kalecilerden yana kullandı, onları “panterlere” tercih etti. cruyff’un felsefesinde, kalecinin gerek atak engellemek gerek akışı hızlandırmak üzere oyuna katılması, arada sırada aptalca aşırtma goller yeme riskini göze alacak kadar değerlidir.

ismi türkçede 'yeni' anlamına gelen neuer, ismiyle müsemma bir kaleci

işte manuel neuer, bu felsefenin devrimcisi. ismiyle müsemma bir adamla karşı karşıyayız: neuer, almancada “yeni” demek. birçokları onun kalecilikte devrim denecek bir yenilik yaptığını, mesleğin tanımını değiştirdiğini söylüyorlar. reaksiyon kaleciliğinden pro-aktif kaleciliğe giden evrimde, devrimci bir halka. oyuna katılma azmi ve becerisi, şimdiye kadar görülmüş bütün örneklerin ötesinde. oyunun kuruluşuna tam yetkiyle katılıyor. eliyle yaptığı uzun menzilli mancınık atışlarda isabet kaydetmekle kalmıyor, ayağıyla da ‘sahici futbolcu gibi’ düzgün oynayabiliyor. higuita’da maceracılık gibi görünen atraksiyonlar, onda normalleşiyor. halı sahadan bildiğimiz, kalede durmaktan sıkılıp ayağında topla ileri çıkan abi tipolojisini andıran bir rahatlıkla yapıyor bunu aynı zamanda. modern futbol terbiyesi almış seyirci, ‘boş’ bir top ceza alanına doğru yaklaştığında kaleci hâlâ çıkıp gelmediyse bir boşluk hissediyor, “nerede bu adam” diye geçiriyorsa içinden, biraz da neuer sayesindedir.

Neuer'in Almanya-Cezayir maçında topla oynadığı alanlar.

neuer’in son dünya kupası ikinci turundaki cezayir maçı performansı, dünya kalecilik tarihinde müstesna bir olaydı. hatırlayalım: 19’u ceza alanı dışında olmak üzere 59 defa topla oynamış, toplam 5 bin 517 metre mesafe kat etmişti. bu maçta ‘kapladığı alanla’, kaleciliğin peyzajının nasıl genişleyebileceğini gösterdi. (bkz. yandaki fotoğraf).

neuer hakkında üç yıl önce, tartışmalı bayern münih transferi vesilesiyle yazmıştım. atletik yetenekleri çok gelişkin. esnek ve yumuşak. iyi tenis, voleybol, basketbol oynaması, topla haşır neşirliğini geliştirmesine katkıda bulunmuş. ayak içi tek top oyununda birçok stopere elini öptürür. ayak hakimiyetini, -chilavert veya ceni gibi-  penaltı ve frikik atarak da değerlendirmesi yönünde istek parçaları alıyor bazı yorumculardan.

bir başka hasleti: sükûneti. hatta biraz aldırmaz bir hali var, çehresi bazen meraklı bir ifadeye bürünüyor; heyecanlı değil de meraklı. çocuk yüzlü. haylaz çocuk kategorisinden. alman kaleciliğinde schumacher-kahn çizgisinin temsil ettiği chuck norris ekolünden farklı; “dev gibi” değil. ama o da kendi tarzında korkutuyor rakiplerini. ataklığıyla, cesaretiyle, en önemlisi, artık sahip olduğu kendine özgü karizmasıyla.

almanya’da yılın futbolcusu, avrupa’da yılın kalecisi seçildi. 2013’te aldığı dünyanın en iyi kalecisi ödülünü de çok büyük ihtimalle yine ona verirler. 1987’den beri dünya futbol tarihi ve istatistik federasyonu’nda verilen bu ödülü ondan önce tam 5 yıl boyunca iker casillas kazanmıştı.

neuer bu sezon ligde 17 maçta sadece 4 gol yedi. zaten bayern oyunu ilerde tutuyor, kalesine pek yaklaşılamıyor, diye düşünerek onu gizli işsiz sayabilirsiniz. ama oyunun ileride tutulmasında da bizzat onun ciddi katkısı olduğunu unutmamalı. aralık başında yapılan istatistiğe göre kalesine atılan şutların % 91’ini kurtarmış, 33 şuttan sadece üçünü engelleyememişti. bundesliga tarihinde en az 100 müsabakaya çıkmış olanlar arasında, yediği gol sayısı (216) oynadığı maç sayısından (264) düşük olan tek kaleci.

kalecinin tecridini kıran manuel neuer’in, eldivenli meczupların kara bahtını da değiştirmesini, dünyanın en iyi futbolcusu seçilen ilk kaleci olmasını çok istiyorum.

tanıl bora, ankara üniversitesi sbf mezunu. iletişim yayınları’nda editör, birikim dergisi yayın koordinatörü. radikal’de haftalık futbol yazıları yazıyor. siyasal ideolojilerle ilgili yayınları dışında, futbola dair kitapları arasında karhanede romantizm (iletişim, 2006) ve çizgi açığı (turgut yüksel’le beraber, iletişim, 2013) bulunmaktadır.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Tanıl Bora

iletişim yayınları’nda editör, birikim dergisi yayın koordinatörü. radikal’de haftalık futbol yazıları yazdı.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;