Görüş

Nijerya ve iki hilafetin hikâyesi

19. yüzyılda Osman Bin Fudi yönetiminde Sokoto hilafeti deneyimini yaşayan Nijerya'da bu kez Boko Haram örgütü geçen Ağustos ayının sonunda 'hilafet' ilan ettiğini açıkladı. Bu ikinci hilafetin İslam'a dar bir bakış açısı getirdiği gözlemleniyor.

Konular: Afrika, El Kaide, Nijerya
İslam'ın ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Batılı eğitime karşı çıkan Boko Haram örgütü, Nisan ayında 200'den fazla kız öğrenciyi kaçırmıştı. [Fotoğraf: AFP]

boko haram lideri ebu bekir şekau'nun 24 ağustos 2014'te nijerya'nın kuzeyindeki gwoza kentindeki 'hilafet ilanı'nın, batı afrika'daki cihatçı köktenciliğin gelişiminde önemli bir kilometre taşı oluşturduğu şüphesiz.

banttan yayınlanan hilafet ilanında şekau "ey insanlar ben ebu bekir şekau. nijerya'da ehli sünnet davet ve cihat cemaati lideriyim. bizler nijerya ismini tanımıyoruz. çünkü islam hilafeti devleti içindeyiz. dolayısıyla nijerya bizim için hiçbir şey ifade etmiyor" diyordu.

çok geçmeden bazı araştırmacılar, nijerya'daki hilafet devleti ilanı ile irak şam islam devleti'nin (işid) hilafet ilanı arasında (her ikisinin de el kaide örgütünün düşünce ve yöntemiyle irtibatlı modern islami köktencilik düşüncesini ifade etmeleri itibarıyla) bir karşılaştırma yaptılar.

ancak az sayıda araştırmacı ve yazar, nijerya ve batı afrika'daki cihatçı düşüncenin tarihi ve köklerini sorguladılar. bu konuya değerli hocamız hilmi şaravi afrika'daki cihatçı düşünce etrafındaki tezlerinde değiniyor. 

dolayısıyla bizler bu makalede nijerya'nın kuzeyindeki islam hilafetinin iki deneyimi arasında tarih üzerinden bir tür karşılaştırma yapmaya çalışacağız. ilki osman bin fudi yönetiminde 'osmani' (sokoto) hilafeti devleti ve ikincisi boko haram'ın hilafet ilanı. iki deneyim arasındaki benzerlik ve farklılıklar ve bunun yakın gelecekteki sonuçları neler?

şeyh osman'ın ve taraftarlarının hedefi, islam'ı yayarken sadece cihadı baz almadılar ve ekseriyetle davet (tebliğ) yöntemini izlediler. 

by Hamdi Abdurrahman

sokoto hilafeti

nijerya'nın kuzeyindeki ilk hilafet devleti şeyh osman bin fudi'nin (1754-1817) lideri olduğu islami cihat hareketiyle bağlantılıdır. şeyh osman, ülkesindeki müslümanların şartları ile arzulanan ideal toplum arasında büyük bir uçurum olduğunu gördü.

o dönem müslümanların içinde bulunduğu durum iki sebebe dayandırılabilir. ilki bidatlerin ve islam'a uygun olmayan uygulamaların yayılması. ikincisi sosyal adaletsizlik. islam, halk inancında dinden uzaklaşan ritüel ve uygulamalardan ibaret hale gelmişti. hurafeler ve bidatler yayılmış, çoğu müslüman, yanlış ve cahiliye (islam dışı) uygulamalara dalmıştı. bu uygulamalar özel alanla yani bireysel ve aile hayatıyla sınırlı kalmadı, kamusal alanı yani muamelat alanlarını kapsayacak şekilde genişledi.

şeyh osman'ın ve taraftarlarının hedefi, allah'a imanı ve dine bağlılığı yüceltmekti, cihat söylemi altında çalmak ve yağmalamak değildi. dolayısıyla islam'ı yayarken sadece cihadı baz almadılar ve ekseriyetle davet (tebliğ) yöntemini izlediler. zorunlu olmadıkça cihada başvurmadılar. bu yüzden şeyh osman, hausa krallıklarına mektup yazarak pozisyonunu açıkladı, hz. muhammed'in sünnetini canlandırmakta ve şeytani bidatleri söndürmekte kararlı olduğunu belirtti.  

şeyh osman, bir kadiri idi. 'medhal' kitabının yazarı imam ebu abdullah muhammed bin hac ve 'tasavvufun kaideleri' kitabının yazarı şeyh ebu abbas erzak gibi maliki mezhebinin sufi imamlarının kitaplarından etkilendi. şeyh osman çoğu zaman ibni arabi'nin kitaplarına atıfta bulunurken eleştirme amacı taşımıyor bilakis onaylıyordu. 

osman bin fudi davet yöntemi içinde şu iki önemli konuya yoğunluk verdi. ilki, reformcu davetinin dayanaklarından biri olması hesabıyla islami modelde kadın konusuna yoğunlaştı. şeyh kendi çağının ilerisindeydi. kadınların eğitimini teşvik eden 'kitabu tenbihil-ihvan ala cevazi ittihazıl-meclisi litalimil-nisvan' (kardeşlere meclisin kadınların eğitilmesi kararı almasının caizliğine dair uyarı' adlı bir kitap kaleme aldı ve kitapta kadının dini konularda eğitim alma hakkını savundu. şeyh osman'ın liderliğini yaptığı bu rönesans hareketine birçok müslüman kadın ve özellikle de kızı esma katkıda bulundu.

şeyh osman'ın davet yöntemindeki ikinci önemli konu ise ülkede sevilen halk şiiri ve dini kasidelerdi. şeyh yerel dillerde ahlaki, ilmi ve irşat amaçlı birçok kaside ve şiir yazma yeteneğine sahipti.

sosyal boyuta yoğunlaşması şeyh osman'ın düşüncesinde gerçekten dikkat çeken bir noktaydı. hatalı ve doğru olmayan uygulamalara küfre (din dışılığa) götüren uygulamalar olarak baktı ve buna rağmen insanların tekfir edilmesi (kâfir ilan etme) konusuyla ilgilenmedi. zira ona göre akide (inanç) haddizatında bir amaç değildi. asıl amaç bu akidenin ortaya koyduğu müslüman'ın varlığıydı.

hiç kuşkusuz toplumla ilgili bu hoşgörülü tutum, iman ve küfür kavramına yapıcı olumlu bir boyut kazandırdı. zira ona göre imansızlığı niyetler veya kalpteki vakarlık değil, ameller ortaya koyardı.

şeyh osman, müslümanların veya tüm toplumun tekfir edilmesine karşı defalarca uyarıda bulundu. osman bin fudi'nin reformcu düşüncesini belirgin kılan ve sonrasında 19. ve 20'inci yüzyıllarda tezahür etmiş bazı reformcu hareketlerden ayıran önemli özelliklerden biri de budur. bu hareketler toplumun din dışı olduğu ve islam devletinin güce başvurularak kurulması gerektiği çağrısı yapmışlardır.

boko haram'ın hilafeti

nijerya'nın kuzeyindeki bu ikinci hilafetin islam'a dar bir bakış açısı getirdiği gözlemleniyor. bu görüş batılı eğitimi din dışılık, islam dininin sahih anlayışından sapmak ve nihayetinde islam toplumunu zayıflatacak bir eğitim olarak gördü.

boko haram, çete savaşlarından devlet ilanı aşamasına ve varlığını tanımadığı kâfir toplumdan islami hükümdarlığını kurma sürecine geçti.

by Hamdi Abdurrahman

iki hilafetin tarihi bağlamının farklılığına rağmen boko haram'ın ideolojisi şu üç temele dayanıyor: ilki devletin kurumlarıyla kâfir ve fasit (çürümüş) oldukları gerekçesiyle iş yapmanın haram olduğu. zira banka sistemi faize dayalı çalışıyor ve islam faizi yasaklamaktadır. ayrıca arazi yasaları gibi başka beşeri vergiler ve yasalar da allah'ın şeriatına aykırıdır.

ikincisi batı eğitiminin islami olmadığı ve islam'ın ilkelerine aykırı olduğu için haram olduğu. karma eğitime izin verilmesi veya evrim teorisinin anlatılması gibi.

boko haram örgütünün düşüncesindeki üçüncü temel ise kâfir toplumun savrulduğu tüm bu rezilliklerden kaçmak, şehirlerden uzak ve tecrit edilmiş yerlere göç etmektir.

boko haram 2009'dan itibaren 'kâfir' nijerya devletine karşı gerginliği tırmandıran tehlikeli bir tutum aldı. çok geçmeden toplumu tekfir etti. bu bağlamda nijerya'nın kuzeyindeki bazı emirleri katletti, nisan 2014'te 200'den fazla kız öğrenciyi kaçırdı ve köle pazarında satma tehdidinde bulundu. son olarak borno eyelatinin gwoza kentinde hilafet ilan etmesi, nijerya devletiyle çekişmenin tarihinde önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor.

örgüt, çete savaşlarından devlet ilanı aşamasına ve varlığını tanımadığı kâfir toplumdan islami hükümdarlığını kurma sürecine geçti. hiç kuşkusuz nijerya ile kamerun arasında bir sınır kenti olan gwoza'nın seçilmesi, hareketin genişleme ve komşu ülkelere erişme imkânı olduğunu da gösteriyor.

ebu bekir şekau "bizler allah'ın topraklarındayız. islam imparatorluğu içinde o'nun şeriatını uyguluyoruz. hz. peygamber yaklaşık 70 kişiyle ilk islam imparatorluğunu kurdu. dolayısıyla hiç kimse on bin, yirmi bin veya bir milyon kişinin desteğini alarak nijerya içinde imparatorluğumuzu kurmamızı engelleyemez. bu, bize zaferi bahşeden allah'ın dileğidir" diyor.

peki ne yapmalı?

boko haram hareketinin gelişiminin, (yolsuzluk ve askeri müdahaleden kaynaklanan uzun yıllara dayalı kötü bir yönetim sonrası) nijerya'daki demokratik dönüşüm süreciyle bağlantılı sosyal ve ekonomik sorunları yansıttığı aşikâr.

ayrıca boko haram'ın kendisi de hicret ve tecrit halinden isyana ve son olarak emirlik ilanına kadar süren bir değişimi ifade etti. bu durum, her daim değişen şartlara adapte olmasını sağladı.

burada yöneltilen soru, birçok meselenin iç içe geçtiği nijerya şartlarında boko haram'la başa çıkmanın olanaklarıyla ilgilidir. sorun, dar güvenlik bakış açısını aşmakta ve ülkede iktidar kurumunun benimsediği çözümleri reddetmektedir.

buna ilaveten boko haram, petrolüyle zengin nijer deltası bölgesindeki silahlı isyancı hareketler gibi kaynakların ve iktidarın yeniden dağıtılmasını isteyen sıradan bir protesto hareketi değildir.

bu hareket islam'ın öğretilerine oldukça dar bir anlam getiren ve ülkede kurulu sivil devlet kavramını tanımayı reddeden islamcı bir harekettir. peki ortada bu hareketi osman bin fudi'nin düşüncesindeki ilk köktenciliğe bağlayan bir ilişki var mı?

batı afrika'daki islami söylemi uzun yıllar incelememiz ve birçok el yazmasını gözden geçirmemiz sonrası boko haram'ın tekfirci söylemi ile siyasi iktidara yönelik fikri yaklaşımını ifade eden şeyh bin fudi'nin bazı tezleri arasında bir bağlantı olduğunu söyleyebiliriz.

boko haram, islam'ın öğretilerine oldukça dar bir anlam getiren ve ülkede kurulu sivil devlet kavramını tanımayı reddeden islamcı bir harekettir.

by Hamdi Abdurrahman

davet (tebliğ) süreci ve fiili cihat sürecine geçilmesi akabinde şeyh osman, darul islam ile darul harb arasındaki ayrıma ve hicret hazırlığına önem vermeye başladı. 1803 yılında 'siyahi halkın bilmesi gereken önemli meseleler' adlı bir kitap yazdı. 1804 yılında ise 'siyahi halkın sözleşmesi, kâfir yöneticilere uymanın haram ve mümin yöneticilere uymanın vacipliği' kitabını yazdı.

şeyh osman sözleşmede "kardeşlerim biliniz ki iyiliği emretmek icma ile vaciptir ve kötülüğü nehyetmek (yasaklamak) icma ile vaciptir. küffar diyarından göç etmek icma ile vaciptir. müminleri desteklemek icma ile vaciptir. müminlerin emirine yetki vermek, ona ve tüm yardımcılarına itaat etmek icma ile vaciptir. cihat icma ile vaciptir. ülkelerdeki emirlere yetki vermek icma ile vaciptir. kadılara yetki vermek icma ile vaciptir ve şeriatın hükümlerini uygulamaları icma ile vaciptir." diyor.

1806 yılında o dönemin en önemli eserini yazdı. "hicretin, lider atamanın ve cihat etmenin kullara vacip olduğunun beyanı" adlı kitap, devletinin ve kendisinden sonra günümüze kadar cihatçı köktenciliğin anayasası olarak görülebilir. bu eser üzerinden osman bin fudi'ye göre siyasi iktidarın araçları ve kavramları üzerinde durulabilir.

ikinci islam hilafeti ilanı, üzerinde daha fazla düşünmeyi gerektiriyor. hiç kuşkusuz bu olay islam düşünce geleneğinde devlet kavramının paradokslarını ifade etmek için sömürgeden miras kalan ulus devletin yolsuzluğuna karşı yapılmış bir protesto ve hatta devrimci bir hareket olma özelliğini aşıyor.

burada nijerya'nın kuzey bölgesindeki cihatçı hareketin 19'uncu yüzyıldaki hayat hikâyesini araştırmak, hem olan biteni anlamak hem de dar güvenlik çözüm tezlerinin esaretinden kurtulmuş bir mücadelenin düşünsel stratejilerini oluşturmak için yararlı olacaktır. 

hamdi abdurrahman, kahire ve zayid üniversiteleri’nde siyaset bilimi öğretim üyesidir.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Hamdi Abdurrahman

kahire ve zayid üniversiteleri’nde siyaset bilimi öğretim üyesidir.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;