Görüş

'Oynak' coğrafyada dış politika

Türkiye tüm riskleri göze alıp Musul’da konsolosluk açan tek ülke oldu. Bunun ne anlama geldiğini başta Türkmenler olmak üzere en iyi Musul halkı anlatacaktır. IŞİD'in konsolosluk baskınını Türk dış politikasının başarısızlığı olarak sunmak doğru değildir.

Türkiye, Musul Başkonsolosluğu'nu 2009 yılında açtı. [Fotoğraf: CHA-Arşiv]

irak-şam islam devleti’nin (işid) musul’un kontrolünü ele geçirmesi ve akabinde türk konsolosluğu'na baskın düzenleyerek 49 konsolosluk çalışanını rehin alması, irak’ta işid merkezli gelişmeleri türk dış politikasının birinci konusu haline getirdi. elbette işid tarafından konsolosluğun basılması ve başkonsolos dahil çalışanların rehin alınması türkiye açısından önem taşımaktadır. fakat, söz konusu baskın ve rehine olayını doğrudan türk dış politikasının bir başarısızlığı olarak sunmanın doğru olmadığını söylemek gerekir.

zira, işid’in musul’un kontrolünü ele geçirmesi ve irak’ta etkinliğini hızla artırma faaliyetleri doğrudan türkiye karşıtlığının bir sonucu olarak gelişen olaylar değildir. musul’un kontrolünü ele alan işid'in buradaki tek diplomatik temsilcilik olan türkiye’nin konsolosluğuna bir baskın düzenleyerek bazı mesajlar vermek istediği açıktır. fakat bu baskını ve rehine olayını ön plana çekerek işid merkezli irak’ta gelişen olayları anlamak imkânsız hale gelecektir.

işid, türkiye’nin musul konsolosluğu'na baskın düzenlemek ve çalışanlarını rehin almak için musul’un kontrolünü ele geçirmiş değil, musul’u ele geçirdikten sonra türkiye’nin konsolosluğu'na baskın düzenlemiş ve çalışanları rehin almıştır. bu durum üzerinden mesaj vermeyi hedeflediği anlaşılmaktadır. nitekim, türkiye’nin musul konsolosluğu baskını üzerinden dünya geneline işid'in ne derece güçlü bir örgüt olduğunu anlatmaya çalıştığı söylenebilir.

abd’nin 2003 yılında irak’ı işgalinden beri musul’da siyasi istikrar bir türlü sağlanamadı. buna rağmen türkiye, musul’un tarihsel önemi, buradaki türkmen nüfusun varlığı gibi çok önemli nedenlerle tüm riskleri göze alarak musul’da konsolosluk açan tek ülke oldu. açıldığı günden beri de ciddi güvenlik risklerinden dolayı zor şartlarda görev yapmaya devam etti. 2005 yılından bu yana irak başbakanı olan nuri maliki musul’da türk konsolosluğu'ndan hep rahatsızlık duydu ve kapanması için elinden geleni yaptı.

hem şu an işid’in elinde bulunan, hem de önceki başkonsolosun konvoyuna saldırı düzenlendi. 30'a yakın özel harekât polisi tarafından korunan konsolosluk çalışanları zorunlu olmadıkça konsolosluk dışına çıkmamaya özen gösterdiler. konsolosluk dışına çıkmak zorunda kaldıklarında ise hep musul polisi eşliğinde zırhlı araçları kullandılar. tüm bu zorluklara rağmen türkiye, musul’da konsolosluk bulundurmayı önemli gördü ve yönde hareket etti.

işid'in, musul konsolosluğu'nu basıp 49 çalışanı rehin almasını türk dış politikasının başarısızlığı olarak sunmak doğru değil.

by Mehmet Şahin

hiçbir devlet musul’da konsolosluk açmazken türkiye’nin burada konsolosluk açmasının ne anlama geldiğini ve neler yaptığını başta türkmenler olmak üzere en iyi musul halkı anlatacaktır. bu açıdan bakıldığında, türkiye’nin musul’da konsolosluk açmasının başarısızlık değil, önemli bir başarı olduğu görülecektir.

işid’in baskını önlenebilir miydi?

tabii ki, musul ve çevresinde gelişen olaylar haber alınıp konsolosluk tahliye edilebilirdi. öyle anlaşılıyor ki, irak güçlerinin bir orduya yakışmayacak şekilde “tası tarağı” geride bırakarak irak’ın ikinci büyük şehrini terk edecekleri düşünülmedi. dünyanın neresinde olursa olsun bir şehir savunmasız kaldığında hangi ülkeye ait olursa olsun diplomatik bir misyonun yapabileceği bir şeyin kalmayacağı bilinmelidir. bunun yanında, türkiye işid’in musul’a girişini ve kontrolü ele geçirmesini doğrudan kendine yönelik bir saldırı olarak görmediği için konsolosluğun tahliyesinde geç kalmış olabilir.

irak güçlerinin musul’u hiçbir savunma yapmadan terk etmesinden sonra ise, konsolosluğun bulunduğu yer ve musul’un yapısı göz önüne alındığında konsoloslukta çalışanların tahliyesi çok daha tehlikeli bir hale gelebilirdi. savunmasız bir şehirde konsolosluk dışına çıkan çalışanlar doğrudan açık hedef haline geleceklerdi. işid’in başta musul olmak üzere irak’ın birçok kentinde kontrolü ele geçirdiği düşünüldüğünde, işid’le girilecek bir çatışmanın felaketle sonuçlanması kuvvetle muhtemeldi.

şu an türkiye’nin birinci ve en önemli önceliği işid’in elinde olan konsolosluk çalışanları ve türk vatandaşlarının sağ salim türkiye’ye gelmelerini sağlamaktır. bunun yanında, her bölge devleti gibi türkiye de irak’ta yaşananlardan doğrudan etkilendiğinden irak’ta yaşananlar ve yaşanacak olanlarla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yakından ilgilenecektir. konsolosluğu basıldı ve çalışanlar rehin alındı diye türkiye irak’a sırtına dönmeyecektir.

işid'in ilerleyişi bölgede denklemi değiştirdi

suriye gibi irak da her geçen gün önemli bir bölgesel sorun haline dönüşmektedir. türkiye’yi ekonomik, siyasi, güvenlik başta olmak üzere her açıdan etkileyen/etkileyecek olan irak’taki gelişmeler her zaman türkiye’nin öncelikli konularının başında gelecektir.

özellikle son yıllarda ortadoğu’da tarih dünyanın geri kalanından daha hızlı akmaktadır. bölgede beklenmedik ve büyük çaplı olaylarla dinamik bir süreç yaşanmaktadır. elbette, dinamik süreçlerin söz konusu olduğu yerlerde statik bir dış politika sonuç vermez. bu açıdan bakıldığında, türkiye'nin hem irak hem de ortadoğu’da yürütmekte olduğu dış politikada zaman zaman değişikliğe gitmesi kaçınılmaz hale gelecektir.

doğrudan konsolosluğa yapılan baskın değil de, işid’in suriye ve irak’ta etkin hale gelmesi, suriye ve irak’ın geleceğini ciddi şekilde etkileyeceği için, türkiye’nin bölgeye yönelik dış politikası da doğrudan etkilenecektir. irak’ın geleceğine bağlı olarak, ki irak’ı bir bütün olarak tutmak artık daha zor olacaktır, türkiye’nin irak’a yönelik dış politikasında değişikliklerin olacağı rahatlıkla öngörülebilir.

işid’in beklenmedik ilerleyişinin irak’ta ve bölgede denklemi değiştirdiği açıkça görülmektedir. söz konusu gelişme hem irak içinde hem de bölgede yeni ittifakların doğuşuna neden olurken türkiye’nin yaşanan gelişmelere kayıtsız kalması beklenemez.

işid merkezli olarak irak’ta yaşanan gelişmeler türkiye’nin hem bölgesel kürt yönetimi ile hem merkezi irak yönetimi ile hem de oluşmakta olan sünni bölgeyle ilişkilerinin yeniden düzenlemesini gerekli kılacaktır. tabii buna bağlı olarak, bölgede oluşacak yeni ittifakların da türk dış politikasını zorlayacağı söylenebilir.

suriye örneğinde olduğu gibi “arap baharı” sürecinde gelişen olayların bölgeyi/islam/arap dünyasını zehirlemesinin sonucu olarak kutuplaşan yakın coğrafyamız işid merkezli olarak irak’ta yaşananlarla çıkmaza doğru hızla ilerlemektedir. ister istemez söz konusu kutuplaşma türk dış politikası için de ciddi meydan okumaları beraberinde getirecektir.

bölgenin hızla içine girmekte olduğu mezhepsel ve etnik çatışmalardan mümkün olduğunca uzak durmak türk dış politikasının önceliklerinden biri olmalıdır. başta suriye ve irak olmak üzere “sorunlu komşular”ın olduğu bir bölgeyle uzun süre yaşamak zorunda olacağımızı göz önüne alarak politika belirlemek ve ona göre hareket etmek gerekmektedir. “oynak” coğrafya haline gelen ortadoğu’da dış politika yürütmenin kolay olamayacağı bilinmelidir.

mehmet şahin, stratejik düşünce enstitüsü başkan yardımcısı, gazi üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve akademik orta doğu dergisinin eş-editörü. iran, suriye, israil, 2. körfez savaşı konusunda yayınlanmış dört ortak edit kitabı ve 'din-dış politika ilişkisi: abd örneği' (barış kitap basın yayın, 2009) başlıklı bir telif eseri bulunuyor. orta doğu, uluslararası politikada din ve türk dış politikası alanlarında çalışıyor.

twitter'dan takip edin: @teopolitik

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mehmet Şahin

stratejik düşünce enstitüsü (sde) başkan yardımcısı, gazi üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve akademik orta doğu dergisinin eş-editörü. orta doğu teknik üniversitesi (odtü) tarih bölümü'nden mezun oldu. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;