Görüş

Pakistan 'Kararlılık Fırtınası'nda hem var hem yok

Yemen operasyonu konusunda çizdiği zikzaklar aslında İslamabad’ın Suudi Arabistan ve İran’ın “arasında kaldığının” açık göstergesi. Pakistan, hem iç dengeleri hem de dış politika ve ticaret ilişkileri açısından ne İran’ı ne de Arap dostlarını kaybetme lüksüne sahip.

Gökçen Oğan, Pakistan’ın büyük çoğunluğunun Suudi Arabistan’la mezhepsel birliğe büyük önem verdiğinin altını çiziyor. [Fotoğraf: EPA]

yemen’de yaşanan süreç bölgesel aktörlerin de doğrudan müdahalesi ile içinden çıkılmaz bir hâl alırken, 26 mart’ta suudi arabistan’ın öncülüğünde başlatılan operasyon bu mücadelede tarafları daha da belirgin hâle getirdi. suudi arabistan'ın yemen’deki operasyonuna birleşik arap emirlikleri, katar, bahreyn, ürdün, sudan, kuveyt, mısır ve fas gibi ülkeler destek verdi. karşı cephede ise son dönemde suriye’de irak’ta ve şii nüfusun var olduğu alanlarda en etkin aktör olan iran ve onun bölgede destek verdiği husiler var.  

"kararlılık fırtınası" operasyonunun başında pozisyonu en çok merak edilen ülke pakistan’dı. bu konu üzerindeki soru işareti halen varlığını koruyor zira pakistan tutumunu netleştirmiş değil.

pakistan, operasyona katılmak yerine taraflara ateşkes çağrısında bulunmayı tercih etti. bunda en etkili faktör elbette islamabad üzerinde tahran’ın uyguladığı yoğun ve çok boyutlu diplomasi oldu.

by Gökçen Oğan

bugüne kadar pakistan tarafının yemen operasyonu konusunda çizdiği zikzaklar aslında islamabad’ın suudi arabistan ve iran’ın adeta “arasında kaldığının” açık göstergesi durumunda.

pakistan hem iç dengeleri hem de dış politika ve ticaret ilişkileri açısından ne iran’ı ne de arap dostlarını kaybetme lüksüne sahip. bu nedenle islamabad, yemen konusunda karar verirken, vereceği kararın yalnızca yemen açısından değil yanı zamanda kendi iç ve dış politikası açısından da sonuçlar doğurabileceğini açıkça görüyor.

bu sonuçları değerlendirmeden evvel pakistan’dan gelen farklı tepkileri ortaya koymak resmi daha net görmek açısından faydalı olabilir.

riyad ile tahran arasında denge arayışı

suudi arabistan, “kararlılık fırtınası” operasyonuna başladığı ilk günden beri katılımın geniş olmasını stratejik bir hedef olarak ortaya koydu. cephenin geniş tutulması bir anlamda operasyonun uluslararası kamuoyunda oluşturacağı algıyı yönlendirmesi açısından önem taşıyordu. bu kapsamda operasyona destek vermesi için yemen’de yaşanan süreçten az ya da çok, doğrudan veya dolaylı etkilenen bütün devletlerin operasyona destek vermesi talep edildi.

yemen’deki operasyona destek vermesi kuvvetle muhtemel görülen ülkelerin başında pakistan geliyordu. nitekim operasyona katılması için davet alan pakistan bu kararı parlamentosunda değerlendirme kararı aldı. pakistan parlamentosu, suudi arabistan liderliğinde yemen’deki husi isyancılara karşı kurulan koalisyona oy birliğiyle katılmama kararı aldı.

pakistan "kararlılık fırtınası" operasyonuna katılmak yerine taraflara ateşkes çağrısında bulunmayı tercih etti. tıpkı parlamento gibi islamabad’da pakistan siyasi hayatı açısından son derece etkin bir rol oynayan yargı mensupları dâhil bütün gruplar uzlaşı yollarının sonuna kadar denenmesi gerektiği konusundaki fikirlerini açıkça ortaya koydular. pakistan’ın bu noktaya gelmesinde en etkili faktör elbette islamabad üzerinde tahran’ın uyguladığı yoğun ve çok boyutlu diplomasi oldu.

pakistan kendi sınırları içindeki kırılgan mezhep fay hatlarını yerinden oynatmak istemiyor.

by Gökçen Oğan

yemen’deki savaşın “mezhep çatışması” görüntüsüne sahip olmasının, ülke nüfusunun yüzde 30’unu oluşturan şii azınlığı kızdırmayı ve şiiliğin temsilcisi durumundaki en önemli komşusu iran’ı karşısına almayı istemeyen islamabad’ın kararında etkili olduğu açık. bir başka ifade ile pakistan kendi sınırları içindeki kırılgan mezhep fay hatlarını yerinden oynatmak istemiyor. zira pakistan’da şii ve/veya sünni camilerde intihar bombacılarının eylemleri çok sık olmasa da haber bültenlerinde yer bulabiliyor. bu savaşın kendi sınırları içerisine sıçrama ihtimali pakistan açısından büyük tedirginlik yaratıyor. üstelik tarafların mezheplerinin bu denli ön plana çıktığı bir operasyona katılma kararı etkin şii subayları da barındıran pakistan ordusu içinde de rahatsızlık yaratabilir.

iran’ın pakistan’ın ikna edilmesi noktasında tehdit sınırına yakın açıklamaların da etkili olduğu görülüyor. özellikle pakistan’ın merkezle sorun yaşayan bölgeleri ile sınır paylaşan iran’ın söz konusu sınırlarda yaşanan gelişmeler bu tür söylemler için uygun bir zemin oluşturdu. sınırda iranlı askerlere yönelik artan saldırıları değerlendirirken iran içişleri bakanı abdurrıza rahmanifazli’nin pakistan merkezî yönetiminin bu bölgeleri kontrol altında tutmayı başaramadığını ve gerekli görülmesi hâlinde pakistan sınırları içindeki bazı bölgelerin güvenliğini üstlenebileceğini ifade etmesi açık bir örnek oldu.

iran, islamabad’ın karar arifesinde olduğu kısa kriz döneminde, pakistan’ı bu bağlamda irak, suriye, afganistan ve yemen gibi bütünün zayıf halkası olarak gördüğünü açıkça ortaya koydu. yemen’de yaşanan gelişmeleri terörizmi destekleyenlerin marifeti olarak değerlendirdiğini açıkça beyan eden iran, yemen'i de irak, suriye ve afganistan’la aynı safta ve kapsamda değerlendirdi. bu açıklamaların alt kodlarında aslında islamabad’a önemli mesajlar vardı ve şüphesiz bu mesajlar pakistan’ın kararı üzerinde etkili oldu.

baskı artacak

ancak bu yalnızca madalyonun bir yanı. diğer yanda pakistan’ın en önemli stratejik ortaklarından biri, yani suudi arabistan var. pakistan dış politikası değerlendirildiğinde suudi arabistan’ın da en az iran kadar ağırlığa sahip olduğu ifade edilebilir.

her şeyden evvel pakistan’ın büyük çoğunluğunun suudi arabistan’la mezhepsel birliğe büyük önem verdiğinin altı çizilmeli. diğer taraftan suudi arabistan’ın pakistan’la ticari ilişkileri islamabad’ı riyad’a güçlü bağlarla bağlıyor. suudi arabistan, sadece geçen yıl pakistan’a 1,5 milyar dolar kredi açtı. ülke enerjisinin yüzde 70’ini suudi arabistan’dan sağlıyor. halen 1,5 milyon pakistanlı işçi suudi topraklarında istihdam ediliyor. üstelik suudi arabistan'ın pakistan iç siyasetinde ve özellikle de başbakan navaz şerif üzerindeki ciddi etkisi ile biliniyor. sadece bu hususlar bile navaz şerif’in yemen operasyonuna katılmama kararının suudi arabistan’la ilişkiler noktasında ne denli kritik bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor.

bu nedenle navaz şerif’in son açıklamaları pakistan açısından makul karşılanabilir. zira suudi arabistan’ın pakistan’ın tercihlerinin bedelini ödeyeceği konusundaki uyarısı doğrudan navaz şerif’in açıklamalarına yansıdı.

deneyimli pakistan ordusunun yemen operasyonuna katılması suudi arabistan’ın başını çektiği koalisyon için kritik öneme sahip. ancak böylesi bir karar ülkeyi mezhepsel bir bölünmenin eşiğine getirecek kadar büyük riskler ihtiva ediyor.

by Gökçen Oğan

geçen günlerde ankara’yı ziyaret eden pakistan başbakanı navaz şerif’in açıklamalarındaki tonun, parlamentoda çıkan karardan farklı olduğunu anlamak zor değildi. cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’la ortak bir açıklama yapan şerif, husilerin ve dolayısıyla husilere destek veren güçlerin yemen’deki meşru hükümeti devirmeye hakları olmadığını hatırlattı ve hatta suudi arabistan’ın toprak bütünlüğünün ihlal edilmesi hâlinde güçlü bir tepki verebileceklerini ifade etti. navaz şerif son açıklamasında ise parlamento kararına rağmen arap dostlarının her zaman yanında olacaklarının “omuz omuza mücadelenin” süreceğinin altını önemle çizdi. şerif bir adım daha ileri giderek iran’ın bölgedeki etkisini “isyancıları dizginlemek” için kullanmaya davet etti. şüphesiz bu çıkışta suudi arabistan’ın açık tehdidinin payı büyük. ancak islamabad için süreç hâlâ tamamlanmış değil. pakistan’ın operasyona katılması için baskının artarak devam edeceği görülüyor.

şüphesiz, deneyimli pakistan ordusunun yemen operasyonuna katılması suudi arabistan’ın başını çektiği koalisyon için kritik öneme sahip. ancak böylesi bir karar ülkeyi mezhepsel bir bölünmenin eşiğine getirecek kadar büyük riskler ihtiva ediyor. pakistan ordusu zaten halen ülkenin kuzeyinde taliban militanlarına karşı düşük yoğunluklu bir savaş sürdürüyor. üstelik her ne kadar donmuş bir sorun olarak adlandırılsa da keşmir konusunda teyakkuz hâli sürüyor. bu koşullar altında yemen operasyonuna katılma kararı pakistan için ölümcül bir adım olabilir. bu nedenle pakistan’ın türkiye’nin de içinde bulunduğu bir diplomatik temas ve uzlaşı seçeneğini sıcak tutması hem bölge dengeleri hem de pakistan’ın iç istikrarı için en doğru seçenek olarak görünüyor.

gökçen oğan; orta asya uzmanı, araştırmacı. gazi üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü'nden mezun oldu. "şanghay işbirliği örgütü ve bölgesel işbirliği girişimleri" başlıklı teziyle yüksek lisansını tamamladı. avrasya stratejik araştırmalar merkezi'nde (asam) orta asya uzmanı olarak görev yaptı. çeşitli araştırma merkezlerinin avrasya danışmanlığını üstlendi. oğan, halen orta asya, afganistan ve pakistan merkezli çalışmalarını sürdürüyor.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Gökçen Oğan

orta asya uzmanı, araştırmacı. gazi üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü'nden mezun oldu. "şanghay işbirliği örgütü ve bölgesel işbirliği girişimleri" başlıklı teziyle yüksek lisansını tamamladı. avrasya stratejik araştırmalar merkezi'nde (asam) orta asya uzmanı olarak görev yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;