Görüş

Sarı topların uçuştuğu cennet

20 yıl önce Avustralya Açık'ı gazete kupürlerinden takip eden spor yazarı Şevket Furkan Erbay, en sevdiği tenis turnuvasını şu an yerinden, Melbourne'den izliyor. Erbay 'eşsiz' bir tenis kültüründen örnekler sunuyor.

Konular: Tenis, Spor
Avustralya Açık sezonun ilk Grand Slam'i [Reuters]

kışın soğuğunda sabahları kalkıp, gazetelerden sonuçları topladığım, televizyondan finallerini beklediğim günler, 18-20 yıl öncesinde kaldı. o günlerde bana başka bir gezegendeymiş gibi görünen melbourne, iki yıldır uğrak yerim oldu. ülkenin dünyaca kabul gören en önemli eğlencesi –ve bendenizin çocuk yaşlarından bu yana en sevdiği tenis turnuvası- avustralya açık, slam serisinin 'küçük biraderi' olmaktan çoktan sıyrılmış durumda...

bir avustralya açık delisi olarak melbourne park'taki turnuvayı ayrıcalıklı yapan tılsım nedir? iki haftadır turnuvada yaşadıklarımdan bir kaçını aktarsam, anlamanız için yeterli olacaktır.

margaret court'ta akşam üzeri maçını tamamlayan serena williams'ın ardından ısınmak için korta gael monfils ve lucas pouille çıktığında, dış kortlar turu atmak için gezintiye çıkıyorum. dışarıda iki maç kalmış; bir tanesinde kalabalık var. kalabalığın arasından eğilerek skorborda baktığımda, bu merakın ikinci setin sonlarını oynayan anna tatişvili ile 44 yaşındaki kimiko date-krumm için olduğunu görüyorum. ayak üstü maçı seyredenlerin arasındayken, ne göreyim? bir metre önümde bir efsane dikiliyor! o da, abd vatandaşlığına geçen ve potansiyel fed cup oyuncuları arasında bulunan tatişvili'yi mi izliyor acaba?

derken, efsaneyle aramda duran 30-35 yaşlarındaki iki avustralyalı arasında, kulağa eğilerek fısır fısır konuşma başlıyor. duyuyorum. daha (b)ilgili tenissever, arkadaşına 'tam önümüzde duran kadın chris evert galiba...' diyor. 
 

avustralya açık'ta son dönemde wimbledon dahil tüm turnuvaların örnek alabileceği bir dizi yaratıcı yenilik bulunuyor. mesela destekçi kasabalar (ao tennis blitz) uygulaması...

by Şevket Furkan Erbay

'o kim yahu?'

'slam şampiyonu. efsane bir kadın. tanımıyor musun? tv'ye de çıkıyor.'

'hayır. emin misin?'

evert'ı tanıyan, 'dur bi dakika' deyip derhal google sorgulama hizmetlerine başvuruyor. ara, resimleri göster. çıkan resme ve bir metre önlerindeki kadına bakıyorlar. eşleme onaylanıyor.

'vaaay' diyor diğeri; 'hem de 18 slam kazanmış. maç bitsin, hemen resim çekinelim!'

kahkahalar atmamak için, kendimi zor tutuyorum. düşünüyorum da, herhalde bu durum ancak bir slam turnuvasında yaşanabilir. bir futbol maçındaki sıradan bir tribün giriş kapısında zinedine zidane'a rastlama olasılığınız ne olabilir ki?

kort 19'da vesnina-siniakova maçını birlikte izleyen 8 yaşındaki kız çocuğuna deuce'ün ne demek olduğunu tane tane anlatan anne; kort kort gezerek sekiz saatini melbourne park'ta geçiren beş kişilik aile; ya da yaş ortalaması nereden baksan 60-65 olan dört kadın kafadarın izledikleri çiftler maçının ne klas bir oyun olduğuna dair konuşmaları... eşsiz bir tenis kültürünün harika örnekleri olarak her anında tanık olabileceğiniz resimlerin yalnızca bir kaçı...

'birader' büyüdü

avustralya açık, 15 sene öncesine kadar dört slam'in küçük kardeşi olarak bilinir ve bir köşede mahzunca dururdu. ama bu harika ülkenin güzel turnuvası, son dönemde çok büyük aşama kaydetti. sadece biletli seyirci sayısını 700 binin üzerine taşımakla kalmadılar (1997'de 391 bin olan rakam, 18 yılda neredeyse ikiye katlandı), uluslararası medyada ve küresel ilgi anlamında da turnuvayı diğer üç ayakla eşitlemeyi başardılar. 

Şevket Furkan Erbay, Melbourne'de eski tenisçi Patrick Rafter ile.

turnuva öyle hızlı büyüdü ki, üç ay önce yaptığım bir söyleşide eski avustralya açık direktörü paul mcnamee, 'turnuvanın tenis denince akla gelen tek şey haline' geldiğinden ve ülkesinin bu spordaki diğer herşeyi sildiğinden yakınıyordu. 'bizim slam şampiyonu oyuncularımız, muhteşem bir davis takımımız ve bir de slam turnuvamız vardı. artık sadece birisi anılıyor' diyor mcnamee... 

avustralya açık'ta son dönemde wimbledon dahil tüm turnuvaların örnek alabileceği bir dizi yaratıcı yenilik bulunuyor. mesela destekçi kasabalar (ao tennis blitz) uygulaması... bu organizasyona göre, avustralya'dan 256 kasaba, tekler ana tablo kurası çekildiğinde erkekler ve kadınlardaki toplam 256 oyuncuya kurayla dağıtılıyor. daha sonra da her oyuncu için 'sharapova supports by inverell' (sharapova inverekk tarafından destekleniyor) ya da 'kendall support to novak' (kendall novak'ı destekliyor) gibi mini tanıtımlar çekiliyor. böylece oturdukları kasabaların temsil ettiği oyuncu sayesinde, tenise ilgisi olmayan insanların bile dikkatleri çekilebiliyor.

sonuçta hem sporculara, hem de izleyenlere en rahat atmosferi sunan avustralya açık, bu yaratıcı uygulamalarla desteklendiğinde ortaya bir yıl boyunca merakla beklenen bir etkinlik çıkıyor.

vatman'ın anonsu!

1972'den bu yana aralıksız olarak turnuvayı kucaklayan victoria başkentinin görülmeye değer bir kültür mozaiği oluşturan sakinleri, avustralya açık'a hak ettiği değeri fazlasıyla veriyor. turnuva, atıştırmaya girdiğiniz pizzacıdan tutun da, 'hey, biraz önce wimbledon şampiyonu todd woodbridge de sizin gibi yarra trams ile rod laver arena'ya yolculuk yaptı. ne güzel! herkese iyi maçlar' diye anons yapan tramvay makinistine kadar herkes için... ortalama melbourne sakininin tenis bilgisi, türkiye'deki ortalama spor yazarının iki katını aşınca, sonuç da böyle oluyor. şaşılacak bir şey yok.

bahsi kapatmadan, son dönemde klasikleşen karelerin eksik olmadığı turnuvaya da kısaca değinelim. elbette roger federer'in üçüncü turdaki vedası, ikinci maçında 112 numara smyczek'e yenilmenin eşiğinden dönen rafa nadal'ın 17 maçtır kaybetmediği berdych'e mağlup olması, madison keys'in tırmanışı ve iki maçını beş sette kazanıp çeyrek finali bulan avustralyalıların yeni gözdesi nick kyrgios'un başarısı, 2015 ile ilgili akıllara kazınan başlıklardı. bu yazı yazıldığında yarı finaller henüz oynanmamıştı. kuvvetle muhtemel ki, yarı final ve sonrasında bu başlıklara yenileri de eklenebilir...

finallerin görünümü

tek kadınlar: serena williams’ın oynadığı bir slam finalinde karşısındaki oyuncuya şans vermek pek olası değil. ancak amerikalı oyuncu, finale pek haz veren bir tenisle gelmedi. üstün özelliklerinden dolayı yarım porsiyonun biraz üzerine çıkan oyunu bile, burada final için yeterli oldu. beş maçını canlı izlediğim serena, kortta hâlâ çok istekli; ancak rakiplerinin de cesur ve akıllı bir tenis ortaya koyduklarını söylemek zor.

bu kez karşısında 2 numara maria şarapova olacak. büyük turnuvalarda genelde ‘geç ama iyi açılan’ oyuncular arasındaki rus tenisçi, panova’ya karşı maç puanı çevirip hayatta kaldıktan sonra otomatiğe bağladı. son üç maçında servis grafiği de yükselen şarapova, serena ile 10 yılı aşan hesabını burada görebilir. amerikalı’nın beş gündür hasta olduğunu da hesaba katarsak, 15 maçlık yenilgi serisinin bitme ihtimali hiç olmadığı kadar yüksek.

tek erkekler: novak djokovic’in yenilme eşiğinin ne kadar yüksekte olduğunu zaten biliyoruz. bir de söz konusu mecra melbourne ise, iş çok daha zor hale geliyor. novak, son beş yılda yalnızca bir maç kaybettiği sezonun açılış slam’inde yine şampiyonluğa ilerliyor. kariyerinin 16’ncı slam finaline yükselen sırp tenisçi, final öncesinde sadece stan wawrinka’ya set bıraktı. gilles müller, milos raonic gibi servis devlerini, fernando verdasco gibi tehlikeli bir solağı ve wawrinka gibi son dönemin en komple oyuncularından birini deviren novak, her ne kadar yarı finalde biraz sarsılır gibi görünse de, bence finalin favorisi.

geçen yılki sarsıntılı periyodun ardından hızla toparlanıp, burada iyi maçlar çıkaran andy murray, berdych önünde mükemmel savunma yaptı. lakin djokovic’e karşı şampiyonluğu kazanması için alacağı riskler, onu yıpratılmaya daha açık hale getirecek. oyunu çok yönlü oynayan, kaşla göz arasında savunmadan hücuma en etkin biçimde yönelen bu iki yıldızın finali, keyifli bir maç vaad ediyor.

şevket f. erbay, tenis dünyası ve atletizm dünyası dergilerinin yayın yönetmeni. eurosport türkiye’de farklı branşlarda spikerlik yapıyor. uzun bir yol-popüler wta tour tarihi (1973-2004) kitabının yazarı.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Şevket Furkan Erbay

şevket f. erbay, tenis dünyası ve atletizm dünyası dergilerinin yayın yönetmeni. eurosport türkiye’de altı yıldır farklı branşlarda spikerlik yapıyor. uzun bir yol-popüler wta tour tarihi (1973-2004) kitabının yazarı.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;