Görüş

Somali'de kıtlık sorununa Türk tipi çözüm

Somali'nin yeni bir kıtlık krizi ile karşı karşıya olduğu şu dönemde bağışçı ülkeler Türkiye'nin burada uyguladığı başarılı yardım modelinden ders almalı.

Afyare Abdi Elmi, uluslararası bağışçıların Türkiye'nin 2011'de Somali'de uyguladığı yardım modelinden ders çıkarması gerektiği görüşünde. [Fotoğraf: Reuters-Arşiv]

sosyal medya fenomeni jerome jarre'ın #turkishairlineshelp somalia (türk hava yolları, somali'ye yardım et) etiketiyle başlattığı viral kampanya, dünyanın dikkatini somali yarımadasında yaşanan kıtlık sorununa çekmeye yönelik girişimlerden biri oldu. ancak krizin kontrol altına alınıp gelecekte tekrarının yaşanmaması için somali halkının hem kısa vadeli, organize gayretlere hem de uzun vadeli müdahalelere ihtiyacı var.

somali'de uzun süreli kuraklık ve ardından gelen kıtlık onlarca yıldır yaşanan bir döngü. şu anda ise yeni bir kıtlığın önlenmesi için beş milyondan fazla somalili acil yardıma muhtaç durumda. amerikan mülteci komitesi somali ülke direktörü adan adar'a göre, "son yaşanan kuraklık ülkede bugüne kadarki en büyük iç göç hareketine yol açtı."

dünyanın dört bir yanında yaşayan somalililer ve çok sayıda yerli ve uluslararası stk, ülkeye yardım için bağış toplayıp gönderiyor.

mümkün olduğunca çok sayıda insanı kurtarabilmek için, büyük çaplı ve acil bir insani yardım kampanyası ve devamında da gelecekte yaşanabilecek kuraklıkların olumsuz etkilerini kontrol altında tutabilen sağlam devlet kurumlarının inşasını sağlayacak, sürdürülebilir bir kalkınma stratejisinin hayata geçirilmesi şart.

türk hükümetinin 2011 ve 2012'de kullandığı model, bu bakımdan yenilikçi bir perspektif sunuyor. dolayısıyla, bağışçı ülkeler somali'de bu modeli benimsemeyi düşünmeli.

insani müdahale

insani yardım ajansları ve uluslararası örgütler, küresel toplumu bu konuda bilinçlendirerek kurtarma çalışmalarını başlattı.

birleşmiş milletler genel sekreteri antonio guterres, kuraklıktan etkilenenlere yardımda bulunmak için uluslararası toplumu seferber etmek amacıyla 7 mart'ta somali'ye sürpriz, fakat zamanlama açısından yerinde bir ziyaret gerçekleştirdi.

aslına bakılırsa, guterres, geçmişten beri somali halkını sürekli destekleyen bir isim oldu. örneğin, birlemiş milletler mülteciler yüksek komiseri olarak görev yaparken, kenya ve somali hükümetlerine mültecilerin insan haklarına saygılı davranmaları yönünde baskı yapmıştı.

somali halkı daha 2011'de afrika boynuzu olarak bilinen bölgenin en kötü kıtlık krizlerinden birini yaşadı. 250 binden fazla insanın ölümüne neden olan kriz, en az bir milyon kişiyi de yerinden yurdundan etti.

ortak kaleme aldıkları somali'de kıtlık (famine in somalia) adlı kitaplarında daniel maxwell ve nisar majid, söz konusu kıtlık sorununa yönelik müdahaleleri "ortak başarısızlıklar " olarak nitelendirmekte haklıydı.

2011'de uluslararası toplumda farkındalık yaratmak amacıyla somali'yi ziyaret eden cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, ülkeye giden ilk üst düzey isim oldu.

türkiye'nin somalililerden geniş destek görmesini sağlayan faktörlerin belki de en önemlisi, bizzat orada bulunmaktı. türk diplomatlar ve yardım çalışanları ülkede kaldıkları için somali halkını ve onların ihtiyaçlarını daha iyi anlayabildi. eşleştirme çalışmalarına ihtiyaçları olmadı. orada yaşamak, idari maliyetleri de ciddi şekilde düşürdü.

bugün ise milyonlarca somalili açlığın eşiğinde olduğu halde küresel toplum ülkeye gereken ilgi ve desteği göstermiyor.

bu nedenle, önümüzdeki birkaç hafta, kuraklığın yarattığı zararın kontrol altına alınması açısından son derece önemli. körfez işbirliği konseyi üyeleri (suudi arabistan, katar, kuveyt, birleşik arap emirlikleri, umman ve bahreyn) güçlü ekonomileri, coğrafi yakınlıkları ve somali halkı ile aralarındaki kültürel ve tarihi bağlar nedeniyle kısa vadeli insani çalışmalara öncülük etmek için belki de en iyi konumda olan ülkeler.

türk modeli

somali'de işler durumda bir devlet olmadığından, kuraklıkların kıtlığa dönüşmesi ancak az sayıdaki mekanizma ile kontrol altında tutulabiliyor. bunu korumak ve işleyen devlet kurumları oluşturmak adına türkiye'nin 2011'de uyguladığı modelden birçok ders çıkarabileceğimize inanıyorum.

öncelikle, türk modeli, yardım ve kalkınmayı birleştiren bir modeldi. mesela, yerinden edilmiş 29 bin insana ev sahipliği yapan mogadişu'daki rajo kampı 2012-2014 yılları arasında türk kızılayı tarafından yönetildi.

aynı dönemde kampın sadece birkaç kilometre ilerisinde türk işbirliği ve koordinasyon ajansı (tika) ve özel bir şirket, getirdikleri büyük inşaat ekipmanları ile mogadişu'da anayollar yaptı.

ikincisi, türkiye, somali hükümetine doğrudan ve çoğu zaman koşulsuz yardımlarda bulundu. batılı bağışçıların aksine, ankara, önceki yönetime doğrudan bütçe yardımları yaptı. umuyoruz ki yeni hükümete de aynı desteği sunacaklar.

üçüncüsü, türk modelinde hastane, havalimanı, anayol inşaatı gibi etkili altyapı geliştirme projelerine ağırlık verildi.

dördüncüsü, somali kurumlarının kapasitesi düşük olduğundan, ankara, büyük çaplı projelerin çoğunda kamu-özel sektör ortaklıklarından faydalandı.

türk şirketleri, mogadişu havaalanı ve limanının yönetimini üstlendi, asfalt yollar yaptı. türk havayolları düzenli olarak mogadişu'ya uçuyor. havalimanındaki yeni terminalle birlikte umuyoruz ki başka havayolları da somali'ye uçmaya başlayacak.

söz konusu şirketlerin bazıları, somali'deki bu girişimcilik macerasına kâr elde etmek için atıldı, ama yine de varlıklarıyla somali halkına fayda sağladılar.

türk şirketleri, somalili işletmeleri rekabete zorladı. somali pazarına giren şirketlerin sayısı arttıkça, daha fazla insanın işi ve seçeneği olacak. fiyatlar düşecek, hizmet kalitesi iyileşecek.

son olarak, türkiye'nin somalililerden geniş destek görmesini sağlayan faktörlerin belki de en önemlisi, bizzat orada bulunmaktı.

türk diplomatlar ve yardım çalışanları ülkede kaldıkları için somali halkını ve onların ihtiyaçlarını daha iyi anlayabildi. eşleştirme çalışmalarına ihtiyaçları olmadı. orada yaşamak, idari maliyetleri de ciddi şekilde düşürdü.

sürdürülebilir bir strateji

bağışçı ülkeler, onlarca yıldır muhtaç durumdaki somalililere milyarlarca dolar yardımda bulundu, ki somali halkı da bu yardımlar için onlara minnettar.

küresel toplum, 1991 ve 2011'de milyonlarca somalilinin kıtlıktan kurtarılmasına yardım etti. avrupa birliği, amerika birleşik devletleri ve diğer bağışçıların, somali halkına pek çok şekilde destek olduğu bir gerçek.

aslına bakılırsa, batı ve körfez ülkelerindeki somali diasporası, ülkenin toparlanmasına ve kalkınmasına yönelik katkılarının yanında, buradaki kurtarma çalışmalarının da ön saflarında yer alıyor.

ancak bununla birlikte, batı, körfez ülkeleri ve diğerlerinin yaptığı milyarlarca dolarlık yardımın etkisini en üst seviyeye çıkarmak için mevcut yardım yaklaşımının revize edilmesi de şart.

bugüne dek sadece az sayıda bağışçı altyapı projelerine ve etkisi uzun vadeli olacak projelere yatırım yaptı. yardım çalışmaları ve kapasite geliştirme projeleri her ne kadar önemliyse de, asfalt yollar, limanlar ve hastaneler gibi büyük çaplı projelere yatırım yapmak daha faydalı.

türk yardım modeli, somali halkına yeni kapılar açtı. batılı ve körfezli bağışçılar da bu örneği takip ederek ülkedeki devlet kurumlarının güçlenmesini sağlayacak, insanlık felaketlerinin yeniden yaşanmasını önleyecek ve ülke ekonomisinin kalkınmasına katkıda bulunacak uzun vadeli projelere yatırım yapmalı.

özetle söylemek gerekirse, şu anda yüz binlerce somalili açlığın eşiğinde. büyük çaplı insani yardım çalışmalarıyla mümkün olduğu kadar çok sayıda insanı kurtarmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.

öyle umalım ki körfez işbirliği konseyi ülkeleri bu kampanyaya öncülük etsin. ancak bu yapılırken, 2011'deki tecrübelerden ve türkiye'nin o dönemde uyguladığı modelden ders alınmalı. yardım çalışmaları ile kalkındırma gayretlerinin eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi şart.

afyare abdi elmi, katar üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve “understanding the somalia conflagration” kitabının yazarı.

twitter'dan takip edin: @afyare_elmi

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Afyare Abdi Elmi

katar üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve “understanding the somalia conflagration” kitabının yazarı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;