Görüş

Sosyal girişimci kadınlar dünyayı nasıl değiştiriyor?

Sorunlar karşısında sessiz kalmak yerine harekete geçip hem kendileri hem de çevreleri için daha iyi bir dünya yaratan pek çok kadın sosyal girişimci var. Dünyayı, sistematik sorunlara çözüm arayan kadınlar değiştirecek. Peki, bu kadınların ortak paydaları neler?

Konular: Türkiye
Meydanoğlu'na göre, sosyal girişimci kadınların ortak paydalarından biri, kadınların birbirini güçlendirmesini kilit bir strateji olarak kullanmaları. [Fotoğraf: Getty Images]

her geçen yıl artan bir farkındalıkla görüyoruz ki açlara balık vermek (hayırseverlik) veya balık tutmayı öğretmek (“her şeyin başı eğitim” klişesi) toplumsal sorunların çözümünde sonuç vermiyor. sadece balık vererek veya balık tutmayı öğreterek yoksul ülkeler kalkınmıyor, diktatörlükler demokrasiye dönüşmüyor. eşitsizlikler ortadan kalkacağına “aşağıdakiler” ve “yukarıdakiler” arasındaki makas iyice açılıyor. sosyal sorunlara sadece hayırseverlik veya eğitim perspektifinden yaklaşan müdahaleler büyük resmi görmeyen, sorunları çözeceğine öteleyen yara bandı çözümler olmaktan öteye geçemiyor.

sosyal girişimciler ise kalıcı çözümler peşinde ve aslında insanlık tarihi kadar eskiler. tarih boyunca türümüzün karşılaştığı binlerce soruna yenilikçi çözümler getirmiş, kendini başkalarının hayatını iyileştirmeye adamış insanlar hep oldu. modern hemşireliğin kurucusu florence nightingale (1820-1910, ingiltere) sayesinde hastaneler artık doktor değil, hasta odaklı. erken çocukluk eğitimi öncüsü maria montessori (1870-1952, italya) ise çocuklara gelişim açısından en verimli yıllarını en iyi şekilde değerlendirme olanağını sundu.

dünyada ve türkiye’de her yıl milyonlarca kadın, bu eşitsizlikler üzerine inşa edilmiş ataerkil sistemlerce temel insan haklarından yoksun bırakılıyor

 

toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yüzyıllara direnen, istisnasız her coğrafyada kendine yer bulan, insan topluluklarını belki de en derinden bölen ve en “doğallaştırılmış” sistematik eşitsizlik biçimi. dünyada ve türkiye’de her yıl milyonlarca kadın, bu eşitsizlikler üzerine inşa edilmiş ataerkil sistemlerce temel insan haklarından yoksun bırakılıyor. bu durum, türkiye’de kadın cinayetleri ve erken yaşta evlilikler gibi haberlerle gazetelerin üçüncü sayfalarına yansıyor veya dünya sıralamalarında kadınların çalışma hayatı ve siyasete katılımındaki çarpıcı düşüklük gibi istatistiki verilerle görünür oluyor. forbes dergisinin yayınladığı 500 üst düzey yönetici listesinde kadın oranının yüzde 4 olması, bu durumun örneklerinden biri.

sistematik sorunlara çözüm aramak

bu özellikleriyle toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sosyal girişimciler için sistematik sorunların (bu bağlamda ataerkinin) nasıl “hack”lenebileceğine ilişkin mükemmel bir “oyun alanı” sunuyor. ve birbirinden çok farklı sosyal girişimci kadınlar, ortak noktaları ataerkinin ve daha pek çok sistematik sorunun çözüm yollarına ışık tutuyor.

o kadınlardan biri, nebahat akkoç. kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyanın önde gelen sosyal girişimcilerinden addediliyor. kendi kendine yeten ve 26 ile yayılan kamer (kadın merkezi vakfı), bir yandan kadınların ve çocuklarının şiddetten uzak, kendi ayakları üzerinde hayatlar kurabilmelerini sağlıyor, bir yandan geliştirdiği şiddetsiz ve cinsiyet ayrımsız erkek çocukluk eğitimi modeliyle yeni jenerasyonların olumsuz kalıpları üretmesinin önüne geçiyor. kamer sayesinde son beş yıldır bölgede “namus cinayeti” görülmüyor, risk altındaki kadınlara çok geç olmadan ulaşılabiliyor.

itır erhart ise sivil toplumu koşarak güçlendiriyor. renay onur ile kurdukları adım adım platformu binlerce “akıllı bağışçıyı” toplumsal dönüşümde önemli rol oynayan sivil toplum kuruluşlarına destekçi ve gönüllü olarak kanalize ediyor. stk’lar bağışçılarının sorularına cevap verdikçe şeffaflaşıyor, insan kaynağı ve mali kaynakları açısından güçleniyor ve etkilerini artırıyorlar.

bir öğretmen çocuğu olarak küçük yaşta birçok köyü gezen tülin akın, kırsal alanda gördüğü sorunlar ve imkânsızlıklardan çok etkilenip bu konuda harekete geçmeye karar veriyor ve henüz 22’sindeyken çözümü bilişim teknolojilerinde buluyor. tarımsal pazarlama platformu ve büyük firmalarla yaptığı ortaklıklarla türkiye’de on binlerce köye ve 1 milyonun üzerinde çiftçiye mobil teknolojilerle ulaşıyor, daha iyi bir tarım ve kırsal yaşamı mümkün kılıyor.

hacer foggo ise, türkiye’de sayısı 5 milyonu geçen roman nüfusunun örgütlenmesi için kurulan romfo’nun öncüsü. hacer ve romfo, türkiye genelindeki roman topluluklarını ve örgütlerini ülke çapında bir araya getirerek eğitim, sağlık, barınma gibi acil sorunlarına sürdürülebilir ve etkili çözümler geliştirmelerini sağlıyor, çözümlerinin merkezine kadın ve çocukları koyuyor. romfo’nun ürettiği çözümler, türkiye’deki diğer dezavantajlı gruplar ve yurtdışındaki romanlar için de uygun modeller sunuyor.

peki, bu kadınların ortak paydaları neler?

ilk adımı atma cesareti

sözünü ettiğimiz kadınların hepsinin ortak paydası, ilk adımı, hem de en az tercih edilecek yılda atmaktan çekinmemiş olmaları. nebahat öğretmenlik bile yapmanın mümkün olmadığı ohal günlerinde türkiye’nin en büyük kadın örgütlerinden birini kurmaya, itır türkiye’de asla olmaz denilen “hayırseverlik koşusu” modelini türkiye’ye getirmeye, tülin henüz 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyken okulu bırakıp kendi işini kurmaya karar veriyor. istisnasız hepsi ilk adımı atma cesaretini onları etrafında destekleyen kimse olmadan, önlerini net göremeden ve büyük risk alarak attıklarını anlatıyorlar.

yine hepsi bir sorunu fark etmekle hissettikleri sorumluluktan bahsediyor. bunu belki de en güzel tülin anlatıyor: “bu fikir benim aklıma geldiyse ve başka kimsenin aklına gelmediyse, onu gerçekleştirmek için çalışmak benim sorumluluğum, dedim”.

sözünü ettiğimiz kadınların hepsinin ortak paydası, ilk adımı, hem de en az tercih edilecek yılda atmaktan çekinmemiş olmaları.

 

yoklukla gelen yaratıcılık

bir diğer ortak özellik, “zorunlu” yaratıcılık. bu kadınların hiçbiri yola çıktıklarında herhangi bir maddi-manevi destekleri yok. nebahat ilk toplantılarını evinin oturma odasında yapmış, kamer’i ilk orada kurmuş ve uzun süre bir ofis açamamış. itır birlikte koşacak kimseyi bulamayınca popüler koşu parkurlarına gidip gözüne kestirdiği koşucuları hayırseverlik koşusu konusunda mobilize etmeye çalışmış.

tülin promosyon malzemesi masrafını karşılayamazken kuaför stantlarını modifiye ederek tarım fuarlarına katılmaya, el yapımı standıyla çiftçilerin akıllarında yer etmeye başlamış. hacer, derin yoksulluk içinde yaşayan roman topluluklarının kültürel zenginliklerini görmeyi ve gelire çevirmeyi bilmiş: gelinlik atölyesi fikri, roman düğün geleneğinden çıkmış.

ezber bozma: kadın kadının kurdu değil kız kardeşidir

doğrudan kadınlarla çalışsın veya çalışmasın, her dört sosyal girişimci de kadınların birbirini güçlendirmesini kilit bir strateji olarak kullanmış. yıllar içinde kamer birbirine destek olurken güçlenen, kendi kadın örgütlerini, kendi işini kuran ve başka kadınlara benzer imkânlar sağlayan nebahat gibi kadın sosyal girişimciler doğurmuş. itır, koşan ve tutkusunun peşinden giden bir kadın olarak, pek çok genç kadına fiziksel ve ruhsal olarak kendini gerçekleştirme motivasyonu sağlamış, ilham vermiş. tülin, türkiye’nin pek çok açıdan muhafazakâr olan kırsalında kadının rolünü kısa zamanda özümseyip, teknolojinin dost olduğu fikrini önce onlarla paylaşmış, sonra “beyler” ikna edilmiş. hacer de roman topluluklarını kadınlardan başlayarak örgütlemiş, “kadın isterse yapar”ı kendine motto belirlemiş.

sorunlar karşısında sessiz kalmak yerine harekete geçip hem kendileri hem de çevreleri için daha iyi bir dünya yaratan bu kadınlar, kadın sosyal girişimciler dünyanın her yerinde ve tabii ki türkiye’de, kendilerini ve çevrelerini güçlendirmeye devam ediyorlar. biz mevcut şartlarla yetinmeyip harekete geçen kadınların dünyayı değiştireceğine inanıyoruz, onlar bize ilham veriyor. yıl içinde yaşadığımız tüm kayıplara ve kadınların karşılaştığı her tür ayrımcılığa karşın umudun bu 8 mart’ta hissedilmesini istiyoruz.

(türkiye’de cinsiyet eşitliğine dair çalışmalar yapan ashoka fellow’larına ilişkin daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. türkiye’den tüm fellowlar için: http://turkey.ashoka.org/fellows-uyeleri)

zeynep meydanoğlu, ashoka türkiye direktörü. daha önce türkiye üçüncü sektör vakfı’nda (tüsev) uluslararası ilişkiler, araştırmalar ve sosyal yatırım programları direktörlüğü yaptı. 2007’den beri türkiye kadın hareketine aktif olarak katılıyor. 2009-2012 arasında yönetim kurulunda yer aldığı ka-der’in üyesi, mor çatı ve kamer gönüllüsü. lisans derecesini kanada’daki mcgill universitesi’nden siyaset bilimi ve kültürel çalışmalar dallarında aldı, halen bilgi üniversitesi insan hakları hukuku programında tez çalışmasına devam ediyor. türkiye’de sivil toplum ve sosyal girişimcilik konularında çok sayıda makale ve yayını bulunuyor.

twitter'dan takip edin: @zynpmydngl     @ashokaturkiye

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Zeynep Meydanoğlu

zeynep meydanoğlu, ashoka’nın türkiye’nin öncelikli sosyal sorunlarına sistematik çözümler getiren sosyal girişimcileri buluşturan aktif bir sosyal girişimci ağı oluşturma, özel sektör ve sivil toplumun kaynaklarını buluşturarak ekonomik ve sosyal etkilerini artırmalarını sağlama amaçlarına yönelik Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;