Görüş

Süper Lig'in antrenör karnesi

Hamzaoğlu sevgiyle kazandı, Roberto Carlos'sa oyuncularla arasında hedef birliği olmadığını iddia ederek veda etti. Önder Özen sıfırdan bir takım yapmak istedi, Ertuğrul Sağlam'sa elindekileri koruma hayalini kuruyor sadece. Teknik adamların 2014-15 karnelerini dağıttık, 2015-16 vizyonlarına göz attık...

Konular: Spor, Futbol
Sezonu üçüncü sırada tamamlayan Beşiktaş'ta Bilic ile yollar ayrıldı. [AA]

9/10

şenol güneş
şenol güneş'in bursa performansı, bence abdullah avcı ve rıza çalımbay'la birlikte sezonun verimlilik zirvesi idi. damakta karışık tat bırakan tek özelliği, biraz fazla şikayetlenmesi, çoğunda haklı olduğu dertlerini çok fazla dile getirmesi oldu. böylece oynayan, üreten bir takım yerine şikayetlenen bir takım izlenimi bıraktı şenol hoca.

bireysel olarak volkan şen, emre taşdemir, ozan tufan, belluschi, serdar aziz, aziz behich gibi çok sayıda ismin gösterdiği gelişim yine şenol güneş üniversitesi'nin eğitim politikasının eseri. sezonu tam olarak hedeflediği noktada bitirememe nedeniyse savunmadaki transfer politikası hatası. hem ibrahim öztürk hem de ethem pülgir'i gönderip üçüncü stoper olarak şamil'e kalmış olmaları akıl almaz.

beşiktaş serüveninde de muhtemelen inandığı oyunculara zirve yaptıracak güneş... ama aynen bursa'da olduğu gibi beşiktaş'ta da kadro mühendisliğini yanlış yaparsa, iki stoperi eksik olduğunda savunma göbeği necip'e kalırsa, hedefler beklenmedik şekilde şaşabilir. bursa'nın ligde ancak altıncı olabilmesinin nedeni, berbat savunmalarının yediğinden fazlasını atmayı bazen becerememeleri idi. beşiktaş'ta da aynı hataya düşmemeli güneş.

9/10
abdullah avcı

istanbul belediyespor'daki 5 yılı da defansif olarak etkileyiciydi. ve onun yönettiği herhangi bir takımın kolay gol yemeyeceği, kontra atağa iyi çıkacağı ortadaydı. ama başakşehir'de teknik adamlığı bir üst sürüme geçti. dünyanın genelini tesir altına alan “gegenpressing (karşı pres)” anlayışından örnekler sergiledi. birçok düşüşe geçmiş kariyerin ivmesini yukarıya çevirdi: uğur uçar, ferhat öztorun, mahmut tekdemir, alpaslan erdem, visca, doka adeta yeniden doğdular. kariyerinde ilk kez bir “on numara” oyuncusunu, mossoro'yu düzenli kullandı. bir avcı takımında ilk kez, bir ön libero mahmut tekdemir hücum katkısıyla puan topladı.

avcı'nın takımında ürettiği sinerji, belki de ligin en iyisi. avrupa ligi'nde eğer çok şanssız kuralar çekmezlerse savunma prensipleriyle adlarından pekâlâ söz ettirebilirler. avrupa'da geçen sezonun sürprizi dnipro'nun finale kadar 16 maçta yalnızca 15 gol atarak geldiğini unutmamak gerek.

8/10
hamza hamzaoğlu

hamzaoğlu'nun başarıya giden yolda kullandığı yöntem, karşılıklı sevgi kanalı oldu. oyuncusuna sevgi gösterdi ve karşılığında da sevgi-saygı-performans aldı hamza hoca.

hamzaoğlu'nun geçen sezon prandelli'ye göre çok önemli bir şansı, şampiyonlar ligi travmasının bitmiş olmasıydı. çünkü işleri ne kadar düzeltirseniz düzeltin, devler ligi'nde alınan farklı bir yenilgi takımın kimyasını tekrar bozuyordu. hamzaoğlu döneminde ş.ligi travmasının sonunun gelmiş olması onun şansı.
italyan hoca'ya göre bir başka önemli şansı da selçuk'un-burak'ın-yasin'in-emre'nin bir anda vites yükseltmeleri. tabii ki yasin ve emre'nin kazanılmasında en büyük pay hamzaoğlu'nun.

ama bu yılki sınavı biraz farklı. geçtiğimiz yıl chedjou'nun çabasıyla anderlecht'ten alınan bir şampiyonlar ligi puanı, avrupa'ya onurlu bir veda anlamına gelmiş, hamzaoğlu, bir devler ligi testinden geçmemişti. bu yıl hem maddi hem de manevi gücü varken, takıma avrupa'da iş yaptıracak oyuncuları transfer etmezse, devler ligi'nde alınabilecek kötü sonuçlarla kredisi sandığından çok çabuk tükenebilir. bence galatasaray'ın hâlâ bir forvet, bir sağ bek, bir de merkez oyuncuya ihtiyacı var.

Rıza Çalımbay Mersin'den problemli bir şekilde ayrıldı. [AA]

8/10
rıza çalımbay

kişisel bir dönüşümün temsilcisi rıza çalımbay. uzun yıllar o da birçok meslektaşı gibi, “iyi mücadele ettik”, “basit goller yedik” klişelerinden kurtulamayan ve kalabalıktan ayrışamayan bir görüntü çizmişti. geçtiğimiz sezon mersin'de kendi kabuğunu da kırma uğraşı içinde olduğu için onu ligin en iyilerinden biri kabul ediyorum zaten. kendi kendini yenebildiği için.

mersin'de 34 maçın neredeyse tamamında topa daha fazla sahip olmaya, rakip yarı alanda oynamaya, yediklerinden fazlasını atmaya çalıştılar. özellikle hücum bölgesine yaptığı çok sayıda transferin meyvesini sezonun genelinde aldı. futacs formdayken futacs'tan, welliton formdayken welliton'dan, sinan formdayken sinan'dan, nakoulma'dan-pedriel'den-tita'dan-oktay'dan skor katkısı aldı. bence geçtiğimiz sezon hem fenerbahçe hem de beşiktaş'ın forvet havuzları dardı. mersin'de rıza hoca'nın o havuzu geniş tutması, başarısında çok önemli bir sır.

sebep ne olursa olsun mersin'le çalımbay arasında böyle ortak bir duygu yakalanmışken bozulmuş olması can sıkıcı. ama eklektik oyuncu gruplarını takıma dönüştürme konusundaki ustalığıyla kasımpaşa da çalımbay için uygun bir test olacak gibi. 

8/10
slaven biliç

bence iyi bir arkadaş, iyi bir dost oldu futbolculara. grupla hoca arasında duygu birliği, düşünce birliği, hedef birliği sağlandı. avrupa ligi'nde liverpool zaferini getiren faktörlerin en önemlisi buydu zaten. ama oyun okuma konusunda, işler kötü giderken radikal müdahaleler yapma konusunda hep eksik kaldı. oyuncu değişiklikleri otomatik bir düzenek eliyle yapılıyor gibiydi çoğu zaman. günün koşullarını okumaktan çok uzaktı. olcay formdayken sürekli olcay'ı çıkaran biliç, olcay bitikken klişe tolgay değişikliği yapmaya başladı mesela!
sezonun geneli için iyi bir stratejist. ama günlük koşulları okuyabilen bir hoca performansı göstermedi bence. west ham united performansını biz de büyük bir merakla bekliyoruz doğrusu.

8/10
okan buruk

ligin verimlilik sıralaması yapılsa ilk beşi kesinlikle hak eden bir performans gösterdi okan hoca, antep'te... 16-17 oyuncusu gitmiş, 16-17 yeni futbolcu gelmiş bir takıma süratle kişilik kazandırdı. alt liglerden gelen barış yardımcı, erdem şen, emre nefiz gibi futbolculardan kritik katkı aldı. muhammet'in sakatlığında oğulcan, serhan gibi gençlere gözü kapalı forma verdi. bence okan buruk'un zayıf antep kadrosuyla başardığı işin tek kelimelik nedeni “adalet”. kendi ürettiği bu kadroyla antep'te ikinci bir yılı hak ediyordu, onun mirasını mutlu topçu geliştirmeye çalışacak artık.

Roberto Carlos gelecek sezon Hindistan Ligi'nde görev yapacak. [AA]

7/10
roberto carlos

herhalde ekim-kasım aylarında birisi bize “akhisar'da gekas kadro dışı kalacak ve bu durum takıma olumlu yansıyacak” dese hiçbirimiz inanmazdık. roberto carlos futbolculuğunda olduğu gibi ters köşeye vurdu, gekas'sız takımı vaz te ve lua lua ile kontra atak hüviyetine dönüştürdü. carlos'un bireysel gelişim konusunda da dokunuşları hep etkileyici: güray'ın sağ açıktan yeni şut denemeleri, konya'da vasat gözüken tolga'daki gelişim, yine roberto carlos'un artı hanesinde. keşke bu sezon da türkiye'de kalsaydı da, “roberto carlos şu anda akhisar'da kahvehanede çay içiyor” duygumuz devam etse idi!

7/10
aykut kocaman

göreve geldiği ilk iki ay içinde galatasaray ve gençlerbirliği'nden 5, bursa ve trabzon'dan 3 gol yiyen bir takıma sahipti. sonrasında muazzam bir dönüşüme soktu takımını: 1 şubat'la 1 mayıs arasında 3 ay boyunca tek bir kez 1 golden fazla yedi konyaspor... süper lig'de başakşehir'le birlikte tutarlı savunmanın ve kontra atağa akıllı çıkışın temsilcisi oldular. özellikle mart-nisan döneminde zirve yaptılar, namağlup iki ay geçirdiler ve 60 günde sadece 3 gol yediler. bunun ödülünü de rahat bir mayıs ayı geçirerek aldılar zaten.
oyuncuların bireysel gelişimi anlamında da başarılı bir süreçti kocaman dönemi: doğu avrupalılar torje ve rangelov kendilerini kente kabul ettirdiler. djalma ve kenan eski iyi günlerine döndüler. hasan kabze de yüksek ritim buldu. ben bu sezonun sürpriz çıkışını yapacak takımının konyaspor olduğunu düşünüyorum doğrusu.

7/10
sergen yalçın

gaziantep'teki başarısının tesadüfi olmadığını kanıtlama açısından sivasspor, önemli bir fırsattı sergen hoca için. o da bu fırsatı gayet iyi değerlendirdi. türkiye kupası'nda trabzonspor karşısında alternatif oyunculara şans vermesi, ardından da fatih çiplak'ın düzenli ilk 11 oyuncusu olması önemli bir artı. çünkü kulübeniz samimi bir tehditse, sahadakiler de daha hassas davranıyorlar. batuhan'ın da onunla beraber kariyerinde yeni bir sayfa açması, sivasspor için önemli bir kazançtı. onu, bu yıl bir de bütün bir sezonda izleyeceğiz süper lig'de. performansını merakla bekliyoruz doğrusu. 

6/10
mesut bakkal

2014-15'in başlarında olağanüstü disiplinsiz bir gençlerbirliği vardı süper lig'de. alametifarikası centilmenliği olan bu takım, bakkal göreve gelmeden son 3 maç içinde 5 kırmızı kart görerek gidiyordu süper lig'de. mesut hoca'nın kısa sürede tekrar disiplini tesis etmesi, en önemli başarısı. yalnız mesut bakkal'ın biraz da şanslı olduğunu itiraf etmek gerek: hem alex hleb hem de el kabir'in hemen hemen onunla beraber takıma katılmaları işini kolaylaştırdı. sanırım ilhan cavcav da böyle düşünüyordu ki, bakkal'ın başarısını hiçe sayarak görevi baxter'a devretti. benim tahminim, baxter'ın ankara'daki işinin, bakkal'ın mersin'deki işinden daha zor olacağı yönünde.

Fatih Tekke ilk teknik direktörlük tecrübesini yaşadı. [AA]

6/10
fatih tekke

süper lig'deki ilk teknik direktörlük döneminde verdiği sinyaller umut vericiydi fatih tekke'nin... dibe vurmuş ve çıkış yolu bulamayan, birçok şey denenmiş ve başarılamamış takımlarda başarıya inanmayan oyuncuyla devam etmemek en doğrusu. tekke de kısa süreli görev döneminde inanmayanlarla değil inananlarla yola devam etti, isteyen bir 11 yaptı. serdar gürler, mandjeck gibi oyuncuların kadro dışı kalması, 1996 doğumlu oğulcan'ın son bölümde düzenli 11'de oynaması, cesur hamleler. eğer iki farklı öne geçtikleri sivas ve mersin maçlarını da kazanabilseler belki de hâlâ süper lig'de devam ediyor olabilirlerdi. fatih tekke'nin bu sezon da ligin ilerleyen haftalarında süper lig'de tekrar şans bulması olası.

6/10
cihat arslan

tırnaklarıyla kazıyarak belli bir noktaya ulaşmış bir teknik adam. geçen sezon da süper lig'e çıkmayı hak etmiş ama türkiye'de klasikleşmiş yönetici davranışları nedeniyle tekrar 1.lig'in yolunu tutmuştu. balıkesirspor'un başına gelişi, zamanlama açısından gerçekten çok geçti. buna rağmen o da isteksiz gözüken vargas'la, ailevi sorunlar yaşayan gomes'le değil, isteyenlerle arzulu olanlarla çıktı yola. zor bir fikstürle de karşı karşıya olmasına rağmen çok atan/çok yiyen, lige renk katan bir iz bıraktılar arkalarında. belki de fenerbahçe'ye karşı oyuncu değişiklikleri için gol yemeyi (55'inci dakikayı) beklemese daha iyi bir başlangıç yapacak, oyuncularını ligde kalmaya daha fazla inandıracaktı.

yeni sezonda roberto carlos'un akhisar'da olmayacağını bilmek üzücü. ama cihat arslan'ın nihayet süper lig'de bir sezona başlıyor olması da küçük bir teselli kaynağı.

6/10
michael skibbe

değerlendirmeye alınan 20 antrenör içinde belki de en karmaşık tablo onunki... ertuğrul sağlam’ın ona bıraktığı malzemenin fizik olarak iyi olduğunu biliyoruz. iki sezon içinde alper, veysel, tarık, erkan’ı kaybetmiş bir takımın düşüş yaşaması da doğaldı tabii. üstüne diego’nun uzun süreli sakatlığı da tuz biber ekmişti. skibbe’nin ikinci yarıda hem diego’dan hem de sezer’den faydalanabilmesi işleri toparlamasına önemli katkı yaptı.

skibbe’ye önce sol bekte, sonra sağ açıkta başarılı kaan kanak tercihi için de bir kredi vermek gerek. ama ömer ve mori’nin ayrılışı, gekas’ın bence her geçen yıl geriliyor olduğu gerçeğiyle ligin en zayıf kadrolarından biri sayılabilecek eskişehir’de skibbe’nin bu yıl işi hiç kolay sayılmaz bence.


Şu an iki teknik adam da boşta. [AA]

6/10
ersun yanal

trabzonspor'un mühendisliği zayıf, ekip olmaktan uzak, sadece iyi bir oyuncu grubu olarak gözüken kadrosunu takım haline getirme konusunda çok muvaffak olamadı. zaman zaman galatasaray gibi-bursaspor gibi kritik maçlarda antrenörlük becerisini gösterse de bence takım içinde adalet duygusunu tesis edemedi. haftalarca sahada dolaşan erkan zengin'in sürekli ilk 11'e ezberden yazılması, takımdaki eşitlik duygusunu zedeledi.

göreve geldiğinde constant-özer-mehmet'le kurduğu ofansif orta saha üçlüsü sezon sonuna doğru medjani'li fatih atik'li bol ön liberolu çekingen bir tercihe dönüştü. onun da yeni sezon öncesi mental olarak halletmesi gereken çok şey vardı trabzonspor'da. ama bir şeyleri halletmek için önce huzurlu bir çalışma ortamı gerek. ve görünen o ki yanal, trabzon'da o huzurlu çalışma ortamını bulamadı.

yanal'ın halefi şota arveladze'nin avantajları çok zeki bir adam olması, yanal'ın aksine kentte bir sevgi ortamı bulması ve trabzon koşullarını bilmesi. ama teknik adamlık istidadı bir büyük takım için yeterli mi, o konuda ciddi şüphelerim olduğunu itiraf etmem gerek.

6/10
hikmet karaman

11 maçta 10 puanla devraldığı rizespor'la kümede kalınmış olması başarı hanesine yazılabilir. ama görevdeki 23 haftası boyunca inişli çıkışlı bir grafik çizdi hikmet karaman. savunma göbeğinde istikrar sağlanamadı, geçen yıl viera-oboabona ile bulunan grafik bu sezon mumla arandı. yine geçen yılı gayet iyi bitiren ali adnan, liban abdi, sercan, murat duruer bu yılı son derece verimsiz geçirdiler. karaman'ın devre arası yaptığı obraniak takviyesi takıma kalite kattı, şubat-mart döneminde 5 maç 11 puanlık bir seri yakalandı. o da ligde kalmaya yetti zaten.

yeni sezonda kâbus görmemek için kesinlikle daha fazlasına ihtiyaçları vardı. şu ana kadar yaptıkları itandje, ahmet ilhan, robin ve mehmet transferleri bu ihtiyaca yönelik başarılı işler. 

6/10
önder özen

onun da takımı dönüştürmek için çok fazla zamanı yoktu doğrusu. forma rengi gibi rahat bir oyuncu grubu var kasımpaşa'da. isimleri yıldız olan ama takım bilinci eksik, vurdumduymazlığın sınırlarında dolaşan bir oyuncu grubu. özen elindeki kadronun vasfının bu yönde olduğunu ancak balıkesir'e yenilince fark etti. oysa şota gider gitmez bu takımda adı as olan 6-7 oyuncunun kulübede oturması, gerekirse a2'den 4-5 oyuncuyla oynanması ve takımın bir şok terapiden geçmesi gerekiyordu.

gönderme kararı aldığı 17 oyuncunun 13-14'ünde verilen karara yüzde yüz katılıyordum. ama ligin en iyi yerli santrforlarından adem büyük'le iki iyi orta saha oyuncusu castro ve tunay'dan vazgeçmek bu kadar kolay olmamalıydı diye düşünmeden edemiyordum. futbolcular kulüpten ayrılmadan, özen ayrıldı zaten. yine arkasında dört başı mamur bir teknik adamlık kariyeri bırakmadan...

5/10
ismail kartal

ben kamuoyunun aksine, onun berbat bir teknik adam olduğunu düşünmüyorum. bazı değerli özellikleri var. özellikle rakip analizi konusunda bir uzmanlığı söz konusu. bunu da rakip analizine daha çok ihtiyaç duyulan istanbul derbilerinde ve ilk yarıdaki kritik başakşehir maçında gösterdi. ama sezonun genelinde liderlik vasıfları sergilemenin çok uzağında kaldı. oturmuş takımına zorla diego enjeksiyonu yapmaya çalışarak ayarları bozdu. volkan'ın defalarca kulübeye gitmesi gereken haftalarda mert'e hak ettiği formayı veremedi. aynı lüzumsuz ısrarı emenike'de de gösterdi. bir antrenör adalet duygusunu tesis edemiyorsa, rakip analizinin çok da önemi kalmıyor artık. 

esas dip noktaya ise kupadaki bursaspor maçında vurdu. volkan şen'i sol bek kadlec'le marke etmeye kalkması, hasan ali-meireles değişikliği onun bu seviyenin teknik adamı olmayacağının ispatıydı zaten.

Yılmaz Vural, Karabük'ü ligde tutamadı. [AA]

5/10
yılmaz vural

karabükspor'un sezona iki büyük handikapla girmesi, beklenmedik bir son doğurdu: tarihinde ilk kez avrupa ligi play-offlarında mücadele eden takım gruplara tek bir penaltı kadar yaklaşıp, büyük bir travma yaşadı. bu travma, neredeyse koca bir devreye mâl oldu. ama esas sıkıntı, santrfor pozisyonundaki alternatifsizlikti. akpala sakatlanmadan önceki formundan çok uzaktı. kumbela da etkili başlangıcını sürdüremedi. vural göreve geldiğinde radikal bir hamleyle o ana kadar hiç dakika almamış fatih candan'ı santrfora yerleştirdi. bu hamle, takımda bir elektroşok etkisi yaptıysa da gol atamadan maç kazanmak imkansız. ayrıca vural'ın karabük döneminde tartışılabilecek bir diğer kararı da, savunmadan pasla çıkma konusundaki ısrarıydı. galatasaray'dan 2 golü geriden çıkarken kaptırarak yediler, beşiktaş'a karşı bu yüzden 10 kişi kaldılar. vural'ın niyeti çağdaş. ama takım başaramıyorsa, top yitirmekte ısrar etmenin sonucunun bu olacağı açıktı.

benim esas anlayamadığım konuysa şu: türkiye'de küme düşüren teknik adamlar neden görevde kalmıyorlar? neden onlara, bu sonu telafi etmeleri şansı verilmiyor? ben yılmaz vural'ın karabük'te göreve devam etmesi gerektiğini düşünüyordum doğrusu.

?/10
vitor pereira

ligin yeni teknik adamları içinde şüphesiz en renklisi o. olympiakos-panathinaikos maçı öncesi rakip kale arkasına gitme ritüelini sürdürmek istemesi, porto'da james rodriguez'i yedek bırakması, arabistan'da kulüp idarecileriyle yaşadığı sert sürtüşmeler, türkiye kariyerinin de renkli geçeceğinin habercisi.

geçen yıl fenerbahçe'yi yöneten yıldırım-kartal ikilisi yerinde bu yıl terraneo-pereira'nın oturuyor olması şüphesiz umut verici. olympiakos'u şampiyon yapmasına rağmen takımın hücum istatistiklerinin düşmesi, başkan marinakis'i mutsuz etmişti. olympiakos'un michel döneminde maç başına 10 isabetli şut, 9 korner, 9 faul ortalaması; pereira'yla 8 isabet, 6 korner, 13 faul olarak değişmişti. fenerbahçe'de de ondan hücum futbolu oynatması beklenecek şüphesiz. dolayısıyla olympiakos'ta yaptığından daha fazlasını yapması gerekecek türkiye'de. şu ana kadar bitirilen fernandao ve nani takviyeleriyle olası van persie transferi, pereira'nın daha fazlasını yapabilmesi için çok uygun malzemeler gerçekten.

?/10
ertuğrul sağlam

ertuğrul sağlam'ın bursaspor'la tekrar sözleşme imzalaması tam bir kazan/kazan tablosu. evet, bursaspor için bu yıl en uygun teknik adam sağlam'dı; ama sağlam için de en uygun takım bursaspor'du bence. kontratın her iki tarafının da başarıya aç, her iki tarafının da mütevazı, her iki tarafının da heyecanlı olduğu dengeli bir sözleşme bu.

bursaspor geçen yılın başarılı kadrosundan önemli bazı parçaları yitirdi, yitirmeye de devam ediyor. şener'in yerine transfer edilen erdem'in hem kapasite hem de stil olarak oraya uygun olduğunu düşünüyorum ben. üstelik orta mesafe frikik de atacaktır erdem. harun'un düşen performansının artması için mert, mert'in istikrarlı performans göstermesi için harun, çok önemli faktörler. hangisi yedek beklerse üzüleceğiz, ama o yedek bekleyen de oynayanı geliştirecek şüphesiz. savunmanın göbeğine en az iki takviye gerekiyordu, zaten yapılıyor da... josue'nin ayrılma kararı üzücü ama ozan tufan şutunu geliştirirse daha fazla girecektir josue'siz bölgelere. bursa'nın yeni sezon performasını belirleyecek unsursa muhtemelen ileri uç performansı olacak. eğer tunay'la adem büyük'ü bursa'ya getirebilirlerse hedefi pekâlâ şampiyonluk yarışı olarak koyabilirler. ve tabii tomas necid, bursa'da mutlu olur ve o parlak günlerinden kesitler sunabilirse.

uğur meleke, milliyet gazetesi spor yazarı.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;