Görüş

TANAP: "21. yüzyılın projesi"

Güney Gaz Koridoru ve onun ana gövdesi TANAP, Avrupa ve Türkiye’nin enerji güvenliğine ancak uzun dönemde katkı sağlayabilir. Zira TANAP’ın ilk etapta sunabileceği arz miktarı sınırlı düzeyde olacak. Bu miktarın arttırılması için öne çıkan alternatif tedarikçilerin ise üretim/ihracat durumu belirsizliğini koruyor.

Temel atma törenine Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın katıldığı Güney Gaz Koridoru projesinin temelini TANAP oluşturuyor. [Fotoğraf: AA]

azerbaycan doğalgazını avrupa'ya ulaştırılmayı hedefleyen güney gaz koridoru (the southern gas corridor) projesinin temeli, gösterişli bir törenle 20 eylül 2014 tarihinde bakü’de atıldı. güney gaz koridoru, 2018’de azeri şah deniz ii doğalgaz sahasından üretilecek ilk kaynakları taşımaya başlayacak.

güney gaz koridoru'nun ana gövdesini, projenin türkiye ayağı olan trans-anadolu doğalgaz boru hattı (trans-anatolia natural gas pipeline - tanap) oluşturuyor. azerbaycan’ın "21. yüzyılın projesi" olarak nitelendirdiği tanap'ın, 2020 yılında 16 milyar metreküp üretim kapasitesine ulaşması planlanıyor. bu miktarın 6 milyar metreküpünün türkiye’nin kullanımda olması öngörülüyor.

azerbaycan’ın diğer üretim alanlarının yanında diğer muhtemel tedarikçilerden gelecek kaynakların da eklenmesiyle tanap’ın, 2023’te 23 milyar metreküp, 2026’da ise 31 milyar metreküp yıllık doğalgaz ihracatı yapması bekleniyor. tanap, rus menşeli olmayan gazı, rus olmayan güzergâhlardan avrupa'ya ulaştıracak olmasında ötürü, avrupa komisyonu’nun 2008’de önerdiği güney gaz koridoru’nun temel unsuru. bir diğer ifadeyle, avrupa birliği’nin (ab) doğalgaz tedarikçi çeşitlendirme arayışlarında tanap, birlik içi enerji tartışmalarda kendisine yer buluyor.

güney gaz koridoru

ab’nin enerji güvenlik ihtiyacına yönelik bu tartışmalardan hareketle cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, hattın önemini şu sözlerle ifade etmişti: "enerji ile ilgili olarak tanap büyük önem arz ediyor. türkiye üzerinden avrupa’ya gidecek olan bu hat özellikle büyük bir öneme haiz. bunu, azerbaycan’ın enerjideki gücünü ortaya koyması bakımından, bir barış hattı olması bakımından çok önemli bir yatırım olarak görüyorum."

tanap hakikaten avrupa ve türkiye'nin enerji arz güvenliğinin yanında bölgeye barışın gelmesi için "büyük öneme haiz" midir?

bu soruya sağlıklı cevap verilebilmesi için denklemin arz ve talep taraflarının birbiriyle ilişkili şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. bunu yaparken, yeraltı (kaynak durumu, arz miktarı gibi) ve yerüstü (talep karşılama oranı, devlet/devlet dışı aktörler arasındaki jeopolitik rekabet, hattın güvenliği gibi) birçok unsur hesaba katılmalı. 

denklemin talep tarafında baktığımız zaman, avrupa’nın (ab üyeleri, isviçre ve türkiye) yıllık doğalgaz tüketiminin 510 milyar metreküp düzeyinde olduğu görülüyor. bu miktarın yüzde 30'una denk gelen yaklaşık 155 milyar metreküpe yakın doğalgaz, tek başına rusya’dan ithal ediliyor. bulgaristan gibi kimi doğu avrupa ülkelerinde rus gazına olan bağımlılık oranı yüzde 100 düzeyinde. türkiye’de ise bu oran ise yüzde 55-57 aralığında. abd enerji enformasyon idaresi (eia) verilerine göre, oecd (ekonomik kalkınma ve işbirliği teşkilatı) üyesi avrupa ülkelerinin günümüzde ortalama yüzde 50’ler düzeyinde olan ithal doğalgaz bağımlılığı, 2020’ye gelindiğinde yüzde 60’lara çıkacak.

tüm bu enerji talep verilerinin yanında son ukrayna kriziyle beraber - ilerleyen yıllarda abd’den ihraç edilmesi beklenen kaya gazı (shale gas) bir yana - güney gaz koridoru'nun ana bölümünü oluşturan tanap’ın önemi giderek daha çok vurgulanır hale geliyor. fakat hattın makul (feasible) olabilmesine azeri gazının tek başına yetmediği düşünüldüğünde, çeşitli tedarikçiler tarafından desteklenmesi şart. tanap’a alternatif gaz sağlayabilecek ülkeler arasında türkmenistan, iran ve irak öne çıkıyor.

ukrayna kriziyle beraber, güney gaz koridoru ve onun ana bölümünü oluşturan tanap’ın önemi giderek daha çok vurgulanır hale geliyor. fakat hattın makul (feasible) olabilmesi için çeşitli tedarikçilerce desteklenmesi şart. 

by Emre İşeri

ispatlanmış en geniş altıncı doğalgaz rezervleriyle türkmenistan, üç büyük güç (abd, çin ve rusya) arasındaki enerji rekabetinin oyun alanı konumunda. özellikle yükselen güç çin ile bölge kaynakları üzerindeki tekel konumunu kaybetmek istemeyen rusya, türkmenistan kaynaklarının yönünü tayin etme noktasında çatışıyorlar.

bunun yanında abd ise türkmenistan'ın kaynaklarını trans-afgan boru hattı (trans-afghan pipeline - tapi) projesi ile hint okyanusuna yöneltmeye çabalıyor. türkmen gazının tanap’a bağlanmasının önündeki bir diğer sorun ise hazar havzası’nda yer alan enerji sahalarının kıyıdaş ülkeler arasında nasıl bölüşeceğini tayin edecek olan statünün belirsizliği. bu sorun yüzünden azerbaycan ile türkmenistan arasında çeşitli sahalar üzerinde anlaşmazlık yaşanıyor.

tanap’a gaz tedarik etmesi muhtemel diğer ülke ise -rusya’dan sonra- en geniş ispatlanmış doğalgaz rezervlerine sahip olan iran. bu zenginliğine rağmen bir rantiye ekonomi özelliği taşıyan iran, kaynaklarını, öncelikle elektrik üretimi ve ısınma ihtiyaçlarını karşılamak üzere iç piyasada tüketiyor.

bu noktada iran’ın, doğalgazının ihracatının mümkün hale gelebilmek için sivil kullanıma yönelik nükleer reaktörlerden elektrik üretmeyi istemesi, yerinde bir düşünce. tabi bunun için uygun siyasi ortamın sağlanması zorunlu. o da birleşmiş milletler güvenlik konseyi daimi üyeleri ve almanya’dan oluşan p5+1 ülkeleriyle süren nükleer müzakerelerin sonucunda, iran’ın sivil amaçlı nükleer enerji kullanımın onaylanmasına bağlı. müzakerelerin olumlu sonuçlanmasıyla batı'ya eklemlenme yoluna girecek iran'ın, avrupa enerji pazarında rusya'ya alternatif teşkil etmesi beklenebilir.

daha çok petrol zenginliğiyle dünyanın enerji gündeminde gelen irak'ın da azımsanmayacak düzeyde -cezayir'in sahip olduğu kadar- ispatlanmış doğalgaz rezervi mevcut. lakin o kaynaklar, irak’ın enerji altyapısının seviyesinin düşüklüğünden dolayı etkin kullanılamıyor ve üretilen doğalgaz, iç piyasada verimsizce tüketiliyor. irak’ın senede ortalama 6 milyar metreküp, türkiye’nin azerbaycan’dan aldığına eş değer miktarda doğalgazı, depolayamadığı/nihai tüketiciye yönlendiremediği için havaya yakması (flared gas), bunun en çarpıcı örneği. enerji uzmanı cenk pala’nın belirttiğine göre; 2018 sonrasında irak’tan avrupa’ya, türkiye üzerinden, iyimser tahminle 10 milyar metreküp doğalgaz sevkiyatı yapılacak. 2025 itibarıyla bu miktar, 40 milyar metreküpe çıkacak.

tanap'ın önündeki jeopolitik riskler

tanap’a ilave edilmesi düşünülen bahsi geçen muhtemel arz kaynaklarının hayata geçmesinde, bölgedeki jeopolitik istikrar belirleyici olacak. bu aşamada, ortadoğu ile orta asya’da öne çıkan jeopolitik riskleri – belki eklemeler de yaparak- şu şekilde sıralamak mümkün: 

1) irak’ın geleceği: irak içindeki farklı gruplar arasında -özellikle kürt bölgesel yönetimi (kby) ile bağdat’taki merkez arasında- ülke hidrokarbon yönetimi hususunda bir türlü eşgüdüm sağlanamadı. hatta erbil ile bağdat’ın yaşadıkları gerilim tahkime taşındı. irak’ta 30 nisan 2014 seçimlerinden sonra haydar ibadi liderliğinde kurulan merkezi hükümetin sorunun çözümünde takınacağı tavır, ülkenin geleceğini belirleyecek.

2) enerji terörizmi (işid, pkk, vb. örgütler): irak’ta enerji üretim sahaları/altyapılarını hedefine oturtan, hatta musul'u kontrolüne alan irak ve şam islam devleti (işid) örgütü, enerji altyapılarına yönelik önemli bir risk unsuru. dönem dönem pkk’nın da türkiye’deki çeşitli boru hatlarına saldırı düzenlediği biliniyor. ankara’nın, türkiyeli kürtlere yönelik olarak başlattığı çözüm süreci’nin başarısı, pkk’nın kritik enerji altyapılarına yönelik oluşturduğu riski ortan kaldıracak. 

3) dağlık karabağ sorunu: ermenistan işgali altındaki dağlık karabağ, özellikle ukrayna krizinin ardından, bölge uzmanlarının dikkatle izlediği patlamaya hazır don(durul)muş çatışmalar arasında öne çıkıyor. rusya’nın perde arkasından baş aktör olduğu meselede azeri-ermeni güçler arasında, temas hattı üzerindeki çatışmalar neticesindeki ölü/yaralı sayısı, ateşkesin ilan edildiği 1994’ten beri en yüksek düzeyine 2014 yılında ulaştı. bunun yanında son yıllarda bölgedeki silahlanma da giderek artıyor.

içinde bulunan koşullar sebebiyle güney gaz koridoru ve onun ana gövdesi tanap, avrupa ve türkiye’nin enerji güvenliğine ancak uzun dönemde katkı sağlayabilir. günümüzde bir yılda avrupa’nın 400 milyar metreküp, türkiye’nin ise 45 milyar metreküp ithal doğalgaz tükettiği düşünüldüğünde, tanap’ın ilk etapta sunabileceği arz miktarı (avrupa’ya 10 milyar, türkiye’ye 6 milyar metreküp) sınırlı düzeyde olacak. bu miktarın arttırılması için öne çıkan alternatif tedarikçilerin ise üretim/ihracat durumu belirsiz. son söz olarak, "21. yüzyılın projesi" tanap, zayıf bir siyasi-ekonomik zemin üzerine inşa ediliyor.

doç. dr. emre işeri, yaşar üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. araştırma alanlarını uluslararası siyasi ekonomi, enerji güvenliği, avrasya siyaseti ve türk dış politikası oluşturuyor. işeri’nin bilimsel makaleleri, çeşitli uluslararası/ulusal kitap ve dergilerde yayımlanmıştır.

twitter'dan takip edin: @emre_iseri

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Emre İşeri

yaşar üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. lisans eğitimini bilkent üniversitesi siyaset bilimi bölümü'nde tamamladı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;