Görüş

Tekrar seçimin gizli parametreleri

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tercihinin erken seçimden yana olduğu ortada. Peki, bu tercihin arka planında ne var? Erken seçim halinde kimin oyu artar, kimin oyu azalır? Hasan Bülent Kahraman Al Jazeera Türk için yazdı.

Olağanüstü genel kurul toplantısı 3 Eylül'de saat 13'te yapılacak. [Fotoğraf: AA]

7 haziran seçimlerinin yakın dönem tarihi içinde ilginç diye nitelendirilmesinin iki önemli nedeni var. bunların ilki hdp’nin yüzde 10’luk türkiye barajını yüksek bir oranla geçmesi ve parlamentoda 80 milletvekili kazanmasıdır. ikinci önemli neden ise bu koşuldan doğuyor. 2002 sonrasında tartışmasız bir tek parti hükümeti görmeye alışmış, akpartinin hâkimiyetini kabul etmiş türkiye’nin ansızın bir koalisyon hükümetine muhtaç olması. bu sonucu doğuran bir üçüncü neden aranırsa o da mhp’nin, tıpkı hdp gibi, milletvekili sayısını da oy oranını da artırmasıdır.

sonuç olarak belli çevreler tarafından 2015 seçimleri öncesinde de sıklıkla ifade edilen bir öngörü yanlışlanmıştır. buna göre akparti ‘hâkim parti’ olacak, daha çok uzun öngörülebilir bir süre tek parti hükümetleriyle iktidarda kalacaktı. hayır, akparti artık bir hâkim parti değildir. sınanabilir bir partidir ve bu bizzat akparti için de önemli bir gerçektir.

seçim sonrasında adım adım işletilen planla koalisyon hükümetlerinin bir istikrarsızlık, hiç değilse daha sorunlu bir siyasal düzlem oluşturduğu konusunda seçmen ikna olmuş görünüyor.

by Hasan Bülent Kahraman


seçim sonuçlarının ortaya çıkmasıyla birlikte akparti çevrelerinde ve bilhassa cumhurbaşkanı erdoğan nezdinde koalisyon hükümetine karşı baştan beri hdp karşıtlığıyla somutlaşan tepki kristalize oldu, koalisyon hükümetinin seçeneği olan erken veya tekrar seçim gündeme geldi.

bu senaryonun üstünde seçim öncesinden başlayarak tartışılmadığını düşünmek hayli naif bir değerlendirmedir. tersine ve muhakkak ki, erdoğan ölçüsünde güçlü ve deneyimli bir siyasetçi koalisyonun geldiğini görmüş ve oyun planını önceden kurmuştu. aksi takdirde, yani yaklaşan sonucu görmemiş olsaydı erdoğan’ın meydanlara inmesi, hdp karşıtı söylemini ve siyasetini bu derecede sertleştirmesi beklenmezdi. erdoğan bu tepkisini çözüm süreci’ni/dolmabahçe mutabakatı’nı reddetmeye kadar götürdüğüne göre sonucu biliyor, engellemeye çalışıyordu. seçim sonrasında da tekrar seçime gitmek düşüncesini uygulamaya koydu.

erdoğan’ın tekrar seçim istemesi bir ‘siyasal kaza’ veya ‘düzeltilebilir hata’ algısından kaynaklanıyor öncelikle. çünkü akparti tek parti iktidarını, kabul etmek gerekir ki, sınırda bazı rakamlarla kaybetmiştir. 18 milletvekili eksiğinin ‘giderilebilir’ olduğu varsayılmaktadır. üstelik yapılan (ve maalesef çok da karmaşık matematik modellemelere dayanmayan, gayet yüzeysel hesaplamalarla sonuçlandırılan) ‘simülasyonlara’ göre bu 18 milletvekili sadece birkaç puanlık oy kaybıyla sınırlıdır: bir tekrar seçimde 3 puanlık oy artışı partiyi yeniden iktidara taşıyabilecektir.

ikinci neden akpartinin yüzde 41 gibi her bakımdan yüksek bir oy alması, güney doğu anadolu bir yana, tüm türkiye’de mevcudiyet göstermesidir. oysa diğer iki parti, hatta chp, bu oranda ve ölçüde türkiye partisi değildir. iki bölge partisidir hdp ve mhp. bahsettiğimiz bu ‘güç’ akparti kurmaylarına bir kere daha tek parti iktidarı olmayı adeta bir hak olarak hissettirmektedir.

bir üçüncü neden, siyasetin her zaman önemli bir bileşeni olan sübjektivite ve ona bağlı davranış dinamiğinde aranabilir. 2002 hatta 1994 sonrasında girdiği bütün seçimleri (bazen beklediğinden daha ileri başarılarla) kazanmış bir siyasetçinin çok da inanmadığı ve ‘tesadüfi’ veya daha doğru bir deyişle ‘konjonktürel’ gördüğü bir seçimde ‘düzeltme’ istemesi kendi açısından doğaldır.

dönüştürülebilir bir mesaj

bu üç neden bir başka noktada düğümleniyor: seçmen davranışı!

erdoğan ve kurmayları seçim sonucunu dönüştürülebilir bir mesaj olarak algılıyor. yani bazı politikalarda iktidar yanlışlar yapmış, seçmen de bunlar için bir uyarıda bulunmuştur. akparti bu uyarıyı almıştır. uyarı kürt politikasıyla, barış süreciyle ilişkilendirilmiştir. şimdi o alanlarda geriye (hem de çok geriye) dönüldüğü için seçmen de oyunun yönünü değiştirebilecektir.

fakat bu değerlendirmenin içinde çok daha ileri bir boyut bizatihi seçmenle ilgilidir. erdoğan ve çevresi, seçmenin verdiği uyarıdan kendisinin de çok ciddi bir rahatsızlık duyduğu kanısındadır. gene bu ‘okumaya’ göre bu uyarı seçmenin de istemediği bir nokta ve düzeyde şekillenmiş, ortaya koalisyon = istikrarsızlık şeklinde düşünülen bir sonuç gelmiştir. bu hem hdp hem de mhp bağlamında gelişen bir durum olduğundan akparti çevreleri tekrar seçimle bu uyarının ‘kabul edilebilir’ noktalara çekileceği kanısındadır.

öyle anlaşılıyor ki, tekrar seçim çok kısa veya kısa bir sürede gerçekleşecektir. o zaman bu değerlendirmelerin gerçekliğini sınamak gerekir. yani acaba seçmen gerçekten konjonktürel ve sübjektif hatta marjinal davranmış olabilir mi ve bir tekrar seçimde oyunu geri alabilir mi?

bu bir öngörü. söz konusu öngörünün ağırlık noktasını iki koşul meydana getiriyor: istikrarsızlık ve kürt siyaseti. kabul etmek gerekir ki, seçim sonrasında adım adım işletilen planla koalisyon hükümetlerinin bir istikrarsızlık, hiç değilse daha sorunlu bir siyasal düzlem oluşturduğu konusunda seçmen ikna olmuş görünüyor. hayat büyük ölçüde mikro alanlarda cereyan ettiğinden gündelik ilişkilere yansıyan huzursuzlukların dikkate alınması bir zorunluluktur. bu açıdan, evet, 12 yıllık tek parti yönetimi şimdi muhtemelen daha geniş bir toplumsal kesimde özlemle anılmaktadır.

seçmen tepkisi kime yönelecek?

kritik soru bu tepkinin kime, hangi partiye yöneleceği ve ne sonuç üreteceğidir.

tekrar seçim sonrasında bir tek parti iktidarı oluşursa onun da bıçak sırtı bir iktidar olmayacağını, sayısız güçlükle karşılaşmayacağını kimse söyleyemez.

by Hasan Bülent Kahraman


tepkiden en büyük payı mhp’nin alacağı kuşkusuzdur. kürt siyaseti planında oy toplamış bu parti ortadaki yeni pozisyonun inandırıcılığı ölçüsünde oy yitirecektir. ikincisi, seçim sonrasında bahçeli’nin gösterdiği tutum ve mhp’nin asla iktidar olamayacağı ve hiçbir konuda ‘düzeltme’ gücü taşımadığı, ayrıca çeşitli aşamalarda akpartiye destek olması buraya kaymış seçmenin belli bir yüzdesinin gene akpartiye döneceğini kesinleştirir.

öte yanda duran hdp ise bir tekrar seçimde pozisyonunu koruyacaktır. hdp çok büyük ölçüde bölgeden oy almıştır. bu oyların değil eksilmesini son gelişmelerin ardından artmasını beklemek gerek. bu gerçek metropol alandaki kürtler için geçerli olduğu kadar chp’den bu kesime oy aktaranlar için de geçerlidir. onlar da oylarına sahip çıkacak ve akparti’nin elini güçlendirme talebine olabildiği kadar direnecektir. pkk terörüne tepki bakımından metropoldeki oy dalgalanması hdp aleyhine marjinal bir zaaf gösterse de bölge bakımından bir endişe yoktur.

buradan bakınca 7 haziran sonuçlarını iki ayrı düzlemde analiz etmek gerek. buna göre mhp oylarındaki artış, evet, beklenenden fazladır, konjonktüreldir ve tepkisellik anlamında marjinaldir. fakat bu gerçekler hdp için geçerli değildir. hdp sistemli bir politik tercih olarak mevcut sonucu elde etmiştir ve o sonucu doğuran gerekçeler şimdi daha da yoğunlaşmıştır.

kaldı ki, türkiye’deki siyasal sistem neredeyse iki partili bir sisteme dönüşmüştür. her ne kadar parlamento üç partiden oluşuyorsa da chp’nin bir ‘ayar partisi’ (corrective party) olamadığı açıktır. mhp de uzun siyasal tarihi boyunca bu yetenekten yoksundu. o işlevi 7 haziran öncesinde hdp üstlenmişti. bilhassa başkanlık sistemine geçme talebi karşısında hdp’nin gösterdiği tepki onu daha geniş kitleler nezdinde daha da önemli hale getirmişti. yeni bir seçimde bu işlevin gene ona yükleneceği beklenebilir. ne var ki, buradaki sorun hdp oylarının artması veya azalması değil, parlamento dışı kalıp kalmayacağıdır. sonucu tayin edecek asıl parametre budur. akparti politikasının belkemiğini bu gerçek meydana getirecektir. çünkü dört partili bir parlamentoda oy artışına rağmen tek başına iktidar olmayabilir.

sonuç olarak bu varsayımların sınanması için tekrar seçim yaşanacaktır. bu seçimde başkanlık sistemi gibi bir konu gündeme gelmeyecektir. sadece istikrar vurgulanacaktır. koalisyonun bir ‘kader’ olarak yaşanması ise ancak tekrar seçimin de koalisyon üretmesinden sonra olacaktır. ülkenin seçmen tarafından bir kere daha koalisyona yöneltilmesi durumunda akparti de bunu kabul edecek ve gereğini yerine getirecektir. ama bir tekrar seçimin akparti oylarını artıracağı kuşkusuzdur.

öte yandaki mesele ise koalisyon hükümetlerinin gördüğü veya görmediği kabuldür. koalisyonun bilhassa chp ile istenmemesi bir tesadüf değildir. zamanında chantal mouffe gibi siyaset bilimcilerin tespitlerine göre ve türkiye’de de işlediğine göre, iki büyük parti koalisyonu merkez siyasetin zaafını doğurmakta, marjinal partilerin güçlenmesine yol açmaktadır. akparti bu gerçeğin farkında görünüyor. chp ile yapılacak bir koalisyonun bilhassa bu ‘ayar partisi’ kavramı etrafında hdp’nin elini güçlendireceğinden tekrar veya erken seçime o koalisyonu denemeksizin gitmek istiyor.

ama tekrar seçim sonrasında bir tek parti iktidarı oluşursa onun da bıçak sırtı bir iktidar olmayacağını, sayısız güçlükle karşılaşmayacağını kimse söyleyemez...

hasan bülent kahraman, kadir has üniversitesi iletişim tasarım bölüm başkanı ve rektör yardımcısıdır. sabah gazetesinde köşe yazarıdır.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Hasan Bülent Kahraman

kadir has üniversitesi iletişim tasarım bölüm başkanı ve rektör yardımcısı. sabah gazetesinde köşe yazarı.   Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;