Görüş

Türkiye'nin gelişme dinamikleri

Cumhuriyet tarihi boyunca gerek yurtiçindeki dinamikler, gerekse de uluslararası konjonktür dolayısıyla kurumsallaşmakta zorluklar çeken Türkiye demokrasisi ancak uzlaşmacı ve katılımcı bir anlayışla olgunlaşabilir.

2013 Nevruz ve Abdullah Öcalan posteri.
Öcalan'ın 2013'teki Nevruz'da Diyarbakır'da okunan mektubu Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde önemli bir köşe taşıydı. [AFP]

osmanlı imparatorluğu'nun mirası üzerinde inşa edilen cumhuriyetin toplumsal ve siyasi yapılarının ürettiği dinamiklerin gelişim süreçleri ve nitelikleri, günümüz türkiye'sinin sorunlarını ve geleceğini etkilemeye devam ediyor.

küresel gelişmelerin yaratmakta olduğu evrensel değerler, demokrasi, insan hakları, hukuk, eşitlik vb. gibi kavramların ortaya çıkarmakta oldukları pozitif sonuçlara rağmen; ülkeler/güçler arası çıkar çatışmalarının süreklilik kazanan gerçekliği ile ülke/güç siyasetlerinin bağlantılarının etkileyebildiği meseleler güncel ve gelecek hayatlarımızı da şekillendirebiliyor.

1960 ihtilali, 1971 müdahalesi, 1980 darbesi gibi gelişmelerin ortaya çıkardığı siyasi, sosyal, ekonomik problemlerin yanı sıra, türkiye siyasetinin demokratik yapılaşmada yarattığı kesintiler, sorunların çözümleri için ihtiyaç duyulan nitelikli siyaset üretimini etkilemesi sebebiyle, meselelerin ertelenerek büyümelerine sebep oldu

by Cevat Öneş

tarihsel yaşanmışlığın, toplumsal, kültürel, ekonomik farklılıkların ortaya çıkardığı çeşitliliğe rağmen, evrensel değerlerin şekillendirmekte/etkilemekte olduğu özgür insan, birey, eşit haklar, hukukun üstünlüğü, ekonomik/yaşam güvenliği, çoğulculuk, katılımcılık gibi standartlar, 21. yüzyılın ve geleceğin temel kriterlerinin çerçevesini çiziyor. ülke siyasetlerinin politika üretimleriyle yönetişimlerinin niteliklerinin söz konusu değerlerle uyumluluğunun, sorunların çözümleri meselesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu, yaşanmakta olunan canlı örnekler gösterir mahiyette.

geçmişin muhasebesi

türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşu osmanlı imparatorluğu'nun kaçınılmaz dağılışının ve ulus/devlet çağının yükselişinin tabii sonucu. 1920 anayasası'na tecessüm eden, anadolu medeniyetlerinin etkilediği, farklı etnik, inanç, mezhep, kültürel yapıların ortaya çıkardığı, eşitliğe dayanan ortak kurucu irade, cumhuriyetin sağlam temellerinin göstergesi niteliğinde. özellikle kürtlerin azınlık statüsüne mesafe koyan yaklaşımları, kurucu irade ve felsefesi içerisinde, çok yanlış uygulamaların sürekliliğine rağmen toplumsal bütünlüğün korunmasında temel unsur olmuştu.

1924 anayasası ile şekillenen ve ulus/devlet rüzgarlarıyla da etkileşim kurarak, 'türk-islam' milliyetçiliği ekseninde üretilen politikaların (konjonktürel farklılıklara rağmen), gelişen süreçlere hakim olması, kürt sorunu gibi çok katmanlı bir meseleyi büyüterek hayatımıza soktu. keza tek parti (devlet partisi) döneminde temelleri atılan laik/anti-laik ayrışma, alevi, sünni, azınlıklar gibi farklı kimlikler ve ideolojik vasatlar üzerinde kurulan fiili ve hukuki baskıların ortaya çıkardığı, çatışan sosyal ve siyasal yapılar, günümüze kadar gelen 'risk' faktörlerinin de yaratıcıları oldu.

çok partili hayata geçişle başlayan türkiye'nin demokratikleşme sürecinin, batı demokrasilerinin kazandığı değerler/ilkeler ve kurumsallaşma gibi sistem kuran temel yapıların oluşturulmasında ihtiyaçlara cevap veren gelişmelerin sağlanamayışının, sorunların çözümlerini engelleyen unsurlar arasında öncelikli olarak yer aldığına işaret edilmeli.

tek partili dönemin, kurucu ve doğal gücü olan asker ağırlıklı yargı-bürokrasi-aydın ittifakının yarattığı 'vesayet' zihniyeti ve pratiğinin, sivil yönetimler üzerinde oluşturduğu kuşatma, toplumsal taleplerin zamanında karşılanmasını engelleyerek, demokratik zihniyet ve sistemin kurumsallaşmasını geciktirdi.

1960 ihtilali, 1971 müdahalesi, 1980 darbesi gibi gelişmelerin ortaya çıkardığı siyasi, sosyal, ekonomik problemlerin yanı sıra, türkiye siyasetinin demokratik yapılaşmada yarattığı kesintiler, sorunların çözümleri için ihtiyaç duyulan nitelikli siyaset üretimini etkilemesi sebebiyle, meselelerin ertelenerek büyümelerine sebep oldu.

1924 ile 2000'li yıllar arasında, kürt sorunu'na güvenlikçi ve milliyetçi yaklaşımların, sonuç olarak silahlı pkk mücadelesini ortaya çıkardığı tespitinin yapılması önemli. bu durum genel olarak, eksik demokratikleşme gelişimiyle bağlantılı olup, çözümler için alınabilecek tedbirler bakımından önem kazanıyor.

öcalan'ın 21 mart 2013 nevruz açıklamasıyla başlattığı ve akp iktidarınca da paylaşılan, 'demokratik siyasal mücadele ve müzakere ile çözüm' , 'silahlı mücadele döneminin kapandığı ' stratejik yaklaşımı tarihi öneme sahip olup, hassasiyetle korunması gereken bir gelişme.

by Cevat Öneş

bahse konu süreçler sovyetler birliği'nin dağılması (1989) sonucu, abd'nin 'yeni dünya düzeni' arayışlarına, afganistan'ın işgali ve birinci körfez savaşı'yla (1990) gelişen bölge politikalarından, kürtlerin etkilenişi, 15-16 şubat 1999 tarihinde abdullah öcalan'ın türkiye'ye teslimi ve 2003 yılında irak'ın işgaliyle, irak kürdistanı bölgesel yönetimi'nin federal statüsünü kazanması şeklinde oldu. ayrıca, adalet ve kalkınma partisi'nin iktidara gelişiyle başlayan yeni süreçte, irak kürdistan bölgesel yönetimi'yle kurulan ilişkiler stratejik boyutta gelişme kazanırken, öcalan ve pkk'nın konumu çözüm süreci içinde, demokratik türkiye ve demokratik siyasetle entegrasyon çalışmaları yönünden yeni anlamlar kazanıyor.

akp'nin iktidar oluşu

ak parti'nin kasım 2002 seçimleriyle iktidar oluşu, toplum-siyaset, toplum-devlet, devlet-siyaset, devlet-toplum ilişkilerinde güç dengelerini değiştirdi.

siyasal islam kökeninden gelip, milli görüş gömleğini çıkaran ve muhafazakar-demokrat kimliğini benimseyen akp, 2002-2005 döneminde askeri darbe hazırlık ve girişimleriyle, yargı vesayetinin müdahaleleriyle mücadele ederek ve ab uyum yasalarının çıkarılmasıyla sağlanan siyasi-ekonomik istikrar ortamında, nitelikli demokratikleşmeyi sağlayabilecek bir süreci başlattı.

bu tarihler arasında, kürt sorunu'nun çözümü için güçlü bir iradenin ve somut projelerin bulunmadığı söylenebilir. hatta 2006 yılına kadar imralı ve kürt meselesinde, askeri vesayetin önemli derecede devam etmekte olduğu da bir gerçek.

2006 yılında milli istihbarat teşkilatı müsteşarı emre taner döneminde gelişme kaydeden öcalan görüşmeleri ve kürt sorunu'nu çözüm çalışmalarının, 2009 yılında 'milli birlik ve kardeşlik' projesine evirildiği görülüyor.

ancak, kürt sorunu'na ve pkk'nın silahsızlandırılması meselesine, türkiye'nin demokratikleşmesi ve nitelikli yeni bir anayasa inşası çerçevesinde, toplumsal yeni bir sözleşme sağlayarak yaklaşılması ihtiyacını karşılayabilecek kapsamlı bir projenin üretilemeyişinin, çözüm sonuçlarının alınmasını engellediği de günümüzde daha şeffaf bir şekilde ortaya çıktı.

oslo süreci ve mit müsteşarı hakan fidan'la başlayarak nitelik kazanan imralı görüşmeleri ile kandil ve avrupa kanadı temaslarının önemine rağmen, türkiye'nin genel demokratikleşme çalışmalarındaki siyasi yetersizlikler, muhalefet ile olan ilişkilerin niteliği ve mısır, suriye krizleriyle değişen bölgesel gelişmeler, çözüm şartlarını ağırlaştırırken, yeni siyasal parametreleri de ortaya çıkardı.

17 aralık'la başlayan çok özel şartlar, ancak nitelikli-sorumlu demokratikleşme adımları ve en geniş siyasal-toplumsal katılımcılıkla aşılabilecek bir durumun mevcudiyetini gösteriyor.

by Cevat Öneş

öcalan'ın 21 mart 2013 nevruz açıklamasıyla başlattığı ve akp iktidarınca da paylaşılan, 'demokratik siyasal mücadele ve müzakere ile çözüm', 'silahlı mücadele döneminin kapandığı' stratejik yaklaşımı tarihi öneme sahip olup, hassasiyetle korunması gereken bir gelişme. ancak türkiye'nin nitelikli demokratikleşme performansının yetersiz kalışının çözüm süreçlerinde ortaya çıkabilecek risklere karşı kırılganlık oluşturması hususu önemini artırarak koruyor.

seçimler ve 17 aralık süreci

türkiye dinamikleri, toplumsal hak taleplerini ve nitelikli demokratikleşme çalışmalarına dinamizm ve süreklilik kazandırılmasını kaçınılmaz kılıyor. şartlar, siyasal ve toplumsal ilişkilerde demokratik katılımcılığın etkili şekilde gerçekleştirilebilmesi ihtiyacının önceliğini gösteriyor.

bu durum tespitine rağmen, seçimler süreci ve 17 aralık'la başlayan kaotik dönem, siyasal tartışmaları ve saflaşmayı derinleştiriyor; ek olarak nitelikli demokratikleşme sürecine girilebilmesi şartlarında yeni belirsizlikler ortaya çıkarıyor.

türkiye siyasetinin demokratik değerlerle imtihanının yaşanmakta olduğu bir süreçte, yasama-yürütme-yargı erklerinin, evrensel normlara uygun şekilde meselelere yaklaşımlarında gösterilen zafiyetler ve sonuç vermeyen siyasal çıkar çatışmalarının seviyesi toplumda ciddi tereddütler de yaratıyor.

seçimler sürecinin özelliğine rağmen, 17 aralık'la başlayan çok özel şartlar, ancak nitelikli-sorumlu demokratikleşme adımları ve en geniş siyasal-toplumsal katılımcılıkla aşılabilecek bir durumun mevcudiyetini gösteriyor.

atılması gereken adımlar

türkiye'nin gelişme dinamikleri ve toplumsal hak taleplerinin nitelikleri, ulusal-bölgesel-küresel değişimler ve etkileşimler çerçevesinde değerlendirildiğinde, aşağıda sıralanan bazı tespitler öncelikle önem kazanıyor:

-              öncelikli temel mesele türkiye siyasetinin, zihniyet, kültürel birikim, sistem, kurumsallaşma, hukuk, adalet, eşitlik, denetlenebilirlik, hesap verebilirlik gibi kavramlara ve pratiklerine evrensel değerler çerçevesinde yaklaşımlarındaki ciddi yetersizlikler.

-              söz konusu değerler bütünlüğü, yeni türkiye'nin kaçınılamaz kriterleri, ilkeleri ve hedefleri. eski türkiye'nin söylemi ve yaklaşımlarıyla şekillenen siyasetin, sorunları zamanında çözebilme imkanı çoğu kez mevcut değil.

-              günlük konjonktürel gelişmelere ve parti, şahıs, güç çıkarlarına dayandırılarak üretilen politikalarla ertelenen sorunlar, sıkça karşılaşılan kaos şartlarını ortaya çıkarabiliyor.

-              tarihsel birikim ile siyasetin ayrıştırıcı, saflaştırıcı söylemi ve uygulamalarının yarattığı sosyo-politik yapıda, öncelikle ihtiyaç duyulan toplumsal bütünlük sağlanması sorunsalı, yepyeni evrensel değerlerle şekillendirilmiş bir demokratik anayasa inşasını zorunlu kılıyor.

-              yeni bir anayasa inşa etmeden ve/veya toplumsal güven algısını sağlayarak bir yol haritası ile toplumun en geniş demokratik desteğini kazanmadan, kürt sorunu dahil, tüm temel meselelerin çözümünün mümkün olmadığını yaşanan süreçler gösteriyor.

-              1924-2002 döneminin vesayetçi zihniyetinin ve pratiğinin yarattığı sonuçlar ile 2002-2014 pratiğinde karşılaşılan, farklı vesayet/kuşatma görüntülerinin, eksik demokratikleşme şartlarının sonuçları olduğu hususu, daha şeffaf şekilde açıklık kazandı.

-              nitelikli demokratikleşme sürecine süreklilik kazandırılan türkiye şartlarında kürt sorunu, alevilik ve tüm farklılıklarla ilgili taleplerinin karşılanabilmesi için ihtiyaç duyulan toplumsal destek mevcut olup; 'güven' algısını yaratabilecek, ayrımcılık yapmayan, siyasi değişim ve gelişmelerin beklentilere cevap verilebilmesi önem kazanıyor.

-              siyasi-ekonomik-sosyal istikrar ihtiyacı ve bütünlük kazanan iç/dış politika kesişmeleri, nitelikli-barışçı demokratikleşme kriterlerine bağlılıktan geçiyor. atatürk'ü maske olarak kullanan vesayetçi yaklaşımlar ile inançları ve islami söylemleri istismar edici şekilde gündemde tutan davranışların geçersizliğini türkiye toplumu gözlemliyor.

-              nitelikli demokratikleşen bir türkiye, sürekliliğe sahip bölgesel istikrarsızlığa ve küresel güç merkezlerinin kuşatıcı-yönlendirici etkilerine karşı koyabilir; ulusal çıkarlarını koruyabilir.

-              demokratik dünya ekseninde, ab çıpasını koruyarak geliştiren türkiye, tarihsel ve stratejik derinliği içerisinde itibar görerek, hareket inisiyatifini geliştirebilecektir.

-              yolsuzluklarla mücadele ile hukukun üstünlüğünün şekillendirdiği bir devlet yapısının kurulması ve yönetişimin sağlanabilmesi, ancak farklılıklarıyla, tüm zengin renkleriyle kucaklanan toplumsal desteğin kazanılabilmesiyle mümkün.

-              toplumsal ayrışmaların tarihsel birikimleri ile ergenekon, balyoz, kck gibi davaların, önemli hukuk ihlalleriyle de derinleşmekte olduğu sosyo-psikolojik yapının yaratmakta olduğu/yaratabileceği risklere karşı, demokratik güçler arası en geniş ittifaklarla üretilebilecek çözüm politikalarının, ivedilikle halledilmesi gereken konular olarak siyasetin gündeminde olması gerekir.

-              kürt siyasetinin, tüm olumsuzluklara ve mevcut/muhtemel provokasyonlara rağmen nitelikli demokratikleşme mücadelesini dayandırdığı stratejik yaklaşımını koruyarak, türkiye politikaları üretimine devamlılık kazandırılması, ülke ve bölge için önemli bir kazanım olacaktır.

-              siyasette sağduyu, özeleştiri, bireysel ve toplumsal vicdanlara hitap edebilme, hukuk-adalet prensiplerine bağlılık, nitelikli demokratikleşmede güçlü adımlar atılması ihtiyacı, türkiye toplumunun, bölge halklarının ve demokratik dünyanın beklentilerinden.

cevat öneş, 1966-2005 yılları arasında milli istihbarat teşkilatı'nda görev yaptı ve istihbarattan sorumlu müsteşar yardımcılığı'ndan emekli oldu. türkiye ekseni - tabular yıkılıyor isimli bir kitabı bulunuyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Cevat Öneş

milli istihbarat teşkilatı (mit) eski müsteşar yardımcısı. istanbul erkek lisesi ve istanbul üniversitesi hukuk fakültesi mezunu. 1966-2005 yıllarında mit'te görev yaptı ve istihbarattan sorumlu müsteşar yardımcılığı pozisyonundan emekli oldu. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;