Görüş

Yeniden Kıbrıs müzakereleri

Annan Planı'nın Rum tarafınca reddedilmesi sonucu akamete uğrayan çözüm süreci, adada her iki tarafın yeni hükümetlerinin girişimi ve Doğu Akdeniz'de keşfedilen enerji havzaları dolayısıyla yeni bir aşamaya geçiyor.

Derviş Eroğlu ve Nikos Anastasiadis el sıkışıyor.
Müzakere süreci, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu (sağda) ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis'in (solda) görüşmesiyle başladı. [AA]

müzakereler 11 şubat 2014'de ara bölgede, iki liderin katılımı ve birleşmiş milletler genel sekreteri'nin kıbrıs özel temsilcisi lisa buttenheim'ın ortak metni okumasıyla başladı. böylece kıbrıslı liderlerin adıyla anılan deklarasyonlara belki de sonuncusu eroğlu-anastasiadis ortak açıklaması olarak eklendi.

şubat 2013'de cumhurbaşkanı seçilen nikos anastasiadis'in bankalarının çöküşü ve yüklü kurtarma kredileri kullanmak durumunda kalmasından ve iç meselelere yönelmesinden ötürü müzakereler bugüne kadar gündeme gelmemişti.

21 eylül 2013'de bm genel kurul'unun açılışına katılan kıbrıslı liderler dolaylı ve doğrudan temaslar sonrasında müzakerelere ekim 2013'de başlayacakları vurgusunu yapmışlardı. ancak müzakereler o dönemde bir türlü başlamadı.

taraflar arasında, ancak özellikle anastasiadis cephesinde başlangıç için bir "ortak açıklama" formülü ortaya atıldı. süreç içinde "başlangıç için ortak açıklama" müzakere krizine dönüştü. hatta dışişleri bakanı ahmet davutoğlu, 14 aralık 2013'de ortak açıklama krizini çözmek ve kapsamlı müzakerelerin başlamasına katkıda bulunmak amacıyla kktc'ye geldi. davutoğlu, ortak metinde türk tarafının istekli ve işbirliğine açık olduğunu vurguladı.

bu süreçte anastasiadis 15 ocak 2014'de birleşik krallık'a bir ziyaret gerçekleştirdi. bu ziyarette britanya, "egemen britanya üslerine" (ağrotur ve dikelya) ait toplam 254 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip alanın yaklaşık 200 kilometrekaresini rum hükümetine bir antlaşma ile devretti. bu gelişmenin kıbrıs müzakereleriyle doğrudan bir ilişkisi olmasa da mülkiyet ve toprak başlıklarına yansımaları muhtemeldi. iii. makarios, 'dinsel karizmasına' rağmen 'tek kilometrekarelik' toprağın rum tarafına verilmesini bile 1960 antlaşmaları koşullarında birleşik krallık'a kabul ettiremedi. anastasiadis, soğuk savaş döneminde tüm ortodoks dünyasının ruhani lideri konumundaki iii. makarios'un yapamadığını yaptı.

toprak konusundaki muhtemel zafiyet noktası müzakerelerin bütünlüklü bir çözüm yerine güven artırıcı önlemler adı altında maraş'ın açılmasıyla sınırlanması. öyle ki, barack obama'nın da müzakerelerin başlamasını selamlarken, maraş vurgusu ve güven artırıcı önlemlere gönderme yapması dikkat çekiciydi. bu durum anastasiaidis'i çözüm yerine salt bir toprak kazanmayla sınırlı bir tutuma sevk edebilir. bütünlüklü çözüm yerini maraş'ın açılması beklentisine bırakabilir.

müzakerelerin ilk tetikleyicisi britanya üslerinden toprak iadesiydi. ikincisi ise doğalgaz ve hidrokarbon kaynaklarının çözüme ulaşmadan değerlendirilmesi ve türkiye üzerinden taşınmasının zorluğunun abd tarafından da fark edilmesi.

by Mehmet Hasgüler

anastasiadis britanya'dan üsler konusunda aldığı bu destek ile, içerde ortaklık kurduğu diko ve retçi edek gibi 'maksimalist' partilere dönük elini güçlendirdi. öte yandan anastasiadis 'toprak' pazarlığı yapacağı türklere karşı da bu üs toprağı iadesiyle dolaylı bir mevzi kazandı. müzakereler toprak iadesi alınmaksızın başlasaydı, anastasiadis finansal krizin güçsüzlüğü ve iç kamuoyunda sürekli taviz vereceği korkusuyla erken yıpratılabilecekti. anastasiadis'in müzakerelere 15 ocak'tan önce başlamasıyla sonrası arasındaki muhtemelen fark buydu.

birleştirici unsur olarak doğalgaz

bu arka planın yanında doğalgazın türkiye üzerinden dağıtımı ve taşınması konusunda verimlilik ve pratiklik vurgusu yapılıyor. garantör ülke türkiye'nin, adanın hızlı bir çözüm sürecine girmesi ve kıbrıs türklerinin, yaşayabilir federal bir çözüm ile ortaklıkta yer alması doğu akdeniz istikrarı ve barışı açısından olduğu kadar, türkiye - ab ilişkileri ve elbette nato'nun genişlemesi açısından da önem arz ediyor. kıbrıs'ta çözüm çabası aynı zamanda türkiye'nin dış politikada abd desteğine mazhar olması, israil ile ilişkilerin doğalgazın taşınmasıyla yeniden hayat bulması ve nihayetinde ab ile yol almasına da önemli bir teşvik oluşturabilir. böyle bir dış politika çıktısı iç politikada akp'nin elini güçlendirebilir.

müzakerelerin ilk tetikleyicisi britanya üslerinden toprak iadesiydi. ikincisi ise doğalgaz ve hidrokarbon kaynaklarının çözüme ulaşmadan değerlendirilmesi ve türkiye üzerinden taşınmasının zorluğunun abd tarafından da fark edilmesiydi. kıbrıs'taki doğalgaz konusunda bölge ülkelerinden israil ve mısır'ın devrede olması da dikkat çekici. özellikle merkezi abd, houston'daki noble energy şirketinin, kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesi'nde bulunan blok 12'de yüzde 70 kârla çalışıyor olması da son derece önemli.

son ortak açıklamanın içeriğinde uzlaşma sağlanmasında abd etkin rol üstlendi. özellikle abd dışişleri yetkilileri hem sahada çalıştı, hem de telefonla devrede kaldı. kıbrıs'ta çözüm konusunda son 10 yıldır ab hep daha öndeyken, ilk kez abd bu denli etkin rol aldı. bu çerçevede abd'nin adadaki enerji yataklarının sadece kıbrıs'ta değil, israil ve türkiye arasında bölgesel istikrar olmadan çıkartılamayacağını açıkça görmesi sonucunda ağırlığını koyduğu yorumları da yapılıyor.

yeni başlayan müzakerelerin belli ve net bir takvimle ortak çözüm taslağına varması ve bu planın iki tarafta eş zamanlı referanduma taşınması kuvvetli bir olasılık. referanduma taşınacak belgenin kabul edilmesi de, bu sefer sanki sokaktaki rumlar açısından da somut bir içerik taşımasından ötürü olumlu görünüyor.

by Mehmet Hasgüler

"çarpraz müzakere" adı altında eş zamanlı olarak kıbrıs türk ve kıbrıs rum temsilcilerinin türkiye ve yunanistan dışişleri bakanlarıyla haftaya bir görüşme yapacak olması da yeni bir yaklaşım. tıkanan konulara derinlik kazandırmak açısından bu mahreç anlamlı olabilir. ankara ve atina devrede olacak ve sonuç alıcı çözümü cesaretlendirecektir.

yeni paradigma ekonomik kriz

güney kıbrıs'ta yaşanan finansal krizin aslında sokaktaki ortalama rumlar için 1974 yazındaki (200 bin yüz kişinin göçmen olması) savaş ile kıyaslanması, kendi içinde çözüm anahtarını da taşıyordu. öyle ki kıbrıs meselesi türkler için 1963'de, rumlar için 1974'de başladı. bu yıllar aslında somut olarak iki halkın travmalarının da başlangıcıydı. burada bile bir ortaklaşma olmamasının esas nedeni 'empati' yapma kültürünün düzeyini anlatmaya yeterdi.

yine de aralık 2012'de bankaların çöküşüyle 1974 travması arasında kıyas yapılması kendi içinde paradoksal biçimde hem çözümü adres gösteriyordu; hem de bugüne kadar siyaseti yönlendirmiş bir büyük travmanın yerini başka bir şey alıyordu. bu, rumlardaki göçmenlik/mültecilik mağduriyet paradigmasının da değişimiydi. işte bu temel paradigma değişiminin, güney'deki ortalama insan açısından referandumdaki kolektif algı yönetiminde ve çözümün kabul edilmesinde rol oynayacağını söylemek mümkün.

kuzey ise hem 1963 ve 1964'te, hem de 1974'te ciddi travmalar yaşadı. kuzey açısından her ikisi de "tecridin tecridiydi". zaten 24 nisan 2004'de çözüm konusunda kuzey rüştünü ispat etti. çünkü çözüm tecritten kurtulmanın yoluydu. uluslararası topluma katılma ve varlık gösterme de çözümle aşılacaktı. o günlerde elbette kuzeyliler için çözüm ab'nin refahını da paylaşmaktı.

güney finansal krizle karşılaştıktan sonra bu "camdan cennet" yıkıldı. bütün bunlarla birlikte kktc'nin baş müzakerecisi ve lideri derviş eroğlu, meclisteki 4 partinin de etkin desteğini aldığı gibi özkan yorgancıoğlu hükümetinin de arkasında olması son derece önemli. böylece 2004'deki refarandum sürecinin de yarattığı ortamla eroğlu, kıbrıs türklerinin ulusal uzlaşıya verdiği desteği ve gücü müzakere masasında arkasında görecektir.

her iki liderin sol eğilimli dimitris hristofyas ve mehmet ali talat'a göre farkları, ikisinin de ada koşullarına dönük gerçekçi bir politikayla yaşayabilir ve dengeli bir çözüme cesaretle imza atabilecek olmaları. bu çözümün iki taraftaki merkez sağ politikacılar tarafından imzalanmasının ve her iki taraftaki sol bloğun bunu desteklemesinin, hem çözümün yaşaması, hem de çok geniş bir taban tarafından anlaşmanın onaylanmasına etkisi büyük olacaktır.

bu olgular ışığında müzakerelerin somut parametreleri belli. elbette doğalgaz ve türkiye'den 7 mart 2014'de kktc'ye gelecek su projesi, aynen ab'yi neredeyse tek devlete götüren "kömür ve çelik topluluğu" örneğinde olduğu gibi kıbrıs içinde "doğalgaz ve su işbirliği" için federasyon şeklinde bir çıkarım, işlevsel bütünleşme tezine de uygun.

2008'de başlayan müzakerelerde 6 başlık vardı: bunlar yönetim ve güç paylaşımı, mülkiyet, toprak, ab, ekonomi ve garantiler. bunlarla ilgili önceden yapılan ve üzerinde uzlaşılan noktalar da mevcuttu. yine de tarafları, her biriyle ilgili zorlu bir pazarlık süreci bekliyor.

yeni başlayan müzakerelerin belli ve net bir takvimle ortak çözüm taslağına varması ve bu planın iki tarafta eş zamanlı referanduma taşınması kuvvetli bir olasılık. referanduma taşınacak belgenin kabul edilmesi de, bu sefer sanki sokaktaki rumlar açısından da somut bir içerik taşımasından ötürü olumlu görünüyor. bunun dışında varılacak bir anlaşmazlık veya başarısızlık bölünmüş kıbrıs için de yol açmış olacaktır.

doç. dr. mehmet hasgüler, çanakkale onsekiz mart üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. hasgüker'in kıbrıs sorunu üzerine çalışmaları bulunuyor.

twitter'dan takip edin: @mhasguler

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mehmet Hasgüler

yükseköğretim planlama, denetleme, akreditasyon ve koordinasyon kurulu (yödak) üyesi, kıbrıs gazetesi yazarı ve kktc 3. cumhurbaşkanı danışmanı. çanakkale onsekiz mart üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;