Haber analiz

Yaptırım gölgesinde altın ticareti

2011 yılında, Türkiye’nin en çok gelir getiren 11. ihracat ürünü olan kıymetli taşlar, 2012 yılında birinci sıraya yerleşti. 2013'teki İran'a yeni yaptırımlarla kıymetli taş ihracatı da düştü.

Haberin Öne Çıkanları

ABD-Türkiye-İran ilişkileri

İran-Türkiye altın ve enerji ticareti

türkiye, enerjide neredeyse tamamıyla dışa bağımlı bir ülke. enerji ihtiyacının yüzde 20’ye yakınını iran’dan karşılıyor.

türkiye, 2010 yılında bir zorlukla karşılaştı. iran’ın nükleer çabalarının barışçıl olduğuna ikna olmayan abd ve ab, iran’a yaptırım uygulamaya başladı. bu yaptırımlar, iran’ın uluslararası sistemde finansal hareketlerini kısıtlıyordu.

türkiye, uluslararası arenada iran’ın barışçıl nükleer güce sahip olma hakkını en yetkili ağızlardan defalarca vurguladı. iran ile enerji ticaretine de devam etti ama iran’a para ödeme konusunda farklı bir yöntem geliştirdi.

halkbank devrede

türkiye ekonomi politikaları araştırma vakfı’nın (tepav) yayınladığı “abd’nin iran’a uyguladığı altın yaptırımı” değerlendirme raporunu kaleme alan seda kırdar’ın al jazeera’ye verdiği bilgiye göre, sistem 2013'ün şubat ayına kadar şöyle işledi:

türkiye, iran’dan aldığı enerjinin karşılığını halkbank’a yatırdı.yaygın uygulama enerji satımında bedelinin 30 gün içinde ödenmesiyken iran ile yapılan ticarette vade 60 gündü. paranın türk lirası olarak yatırılması da başka bir avantajdı.

kırdar’a göre, türkiye o dönemde yalnızca kendisinin iran ile yaptığı enerji ticaretinin bedelini değil, üçüncü ülkelerin, mesela hindistan’ın, iran ile yaptığı enerji ticaretinin bedelinin yatırılması için de halkbank’ı adres göstermişti.

iran ise gaz karşılığı elde ettiği türk lirası'nı uluslararası bankacılık sistemine sokamadığı için türkiye’den külçe altın satın alıyor ve bunu çeşitli yollarla ülkeden çıkarıyordu. global finans sisteminin dışına itilen iran için türkiye’nin iran’a olan altın ihracatı, tahran’a mali bir destek sağlıyordu.

türkiye istatistik kurumu (tüik) rakamlarına göre, 2011 yılında, türkiye’nin en çok gelir getiren 11. ihracat ürünü olan kıymetli taşlar, 2012 yılında birinci sıraya yerleşti.

iran’a uygulanan yaptırımlar nedeniyle, türkiye’de faaliyet gösteren iranlı şirketlerin sayısı da bu dönemde arttı. 2010 yılında iran sermayeli, türkiye’de faaliyet gösteren şirket sayısı 418’di ama bir yıl sonra bu rakam 590’a çıktı.

bae kilit ülke

ankara strateji enstitüsü'nden prof. şevket tüylüoğlu da, 6 aralık 2012 tarihli makalesinde, iran’dan alınan enerjinin doğrudan altın ile ödenmediği, enerji bedelinin altına çevrilerek, iran’a başka ülkeler üzerinden de gönderildiğini söylüyor. tüylüoğlu'nun makalesine göre tüik, temmuz 2012'de iran'a petrol-doğalgaz karşılığı olarak altın ödendiğine dair bir kaydın bulunmadığını açıkladı. ancak 2012 mart ayından itibaren türkiye'nin iran'a altın ihracatı önceki dönemlerle kıyaslanmayacak ölçüde arttı. bu artış ağustos'ta kesildi. aynı tarihlerde birleşik arap emirlikleri'ne (bae) olan ihracat yükselişe geçti. bu ülke 2011'de türkiye'nin ihracat yaptığı ülke sıralamasında 12'inci iken dördüncü sıraya yükseldi.

“abd rahatsız”  

abd ise iran’a yönelik yaptırımların bu sistemle etkisizleştirildiğinden şüphe ediyordu. abd hazine bakanlığı terör ve finansal istihbarat müsteşarı david cohen, göreve geldiği 2011 yılında abd senatosu'nun iran’a yönelik yaptırımlar konusundaki sorularını yanıtladı. türkiye’nin, iran’a yönelik yaptırımlara ilişkin söylemiyle eylemlerinin uyuşmadığını iddia etti.

bazı senatörler, örneğin robert menendez, 3 mayıs 2011’de cohen’e, iran’ın yaptırımlardan kaçabilmek için türkiye’de farklı mekanizmalar kurmaya çalıştığını söyledi ve bu konuda türk hükümetinin tavrını sordu.

cohen türkiye’de hükümetin ve finans sektörünün bu konuya iki ayrı bakış açısıyla yaklaştığını anlattı:

“hükümet, en yüksek düzeyde iran ile ticari ilişkileri geliştirmekten, doğal olarak finansal ilişkileri genişletmekten söz ediyor. öte yandan türkiye’deki finansal sektör daha temkinli. uluslararası finans sisteminin bir parçası olmak istediklerinden iran’ı izole etmekte daha iyiler.

aynı oturumda, cohen’e yöneltilen yazılı bir soruda da 'türkiye’nin mavi marmara meselesinde olduğu gibi, uluslararası yaptırım uygulanmasına da direniyor. türkiye’nin iran konusunda abd ile işbirliğini nasıl tanımlarsınız?' denildi.

cohen, bu soruya yanıt verirken de türkiye’nin bm güvenlik konseyi kararlarını uygulama konusunda hevesli olmadığını belirtti. iran’ın türkiye ile olan ticari ilişkilerinden faydalanarak türkiye’deki finans sistemini kötüye kullanmasını engelleme amacıyla abd hazine bakanlığı’nın türk hükümetini “teyakkuzda olması için cesaretlendireceğini” söyledi.

yeni yaptırımlar devrede

abd teyakkuzda olması için türk hükümetini uyarmakla yetinmedi ve 6 şubat 2013’te yeni yaptırımları devreye soktu. tepav uzmanı seda kırdar’a göre, bu yeni yaptırımlar aslında doğrudan türkiye’yi hedef alıyordu. kurulan bu sistemi “bir nevi bitirmeye” yönelikti. iki önemli ayağı vardı:

“birincisi, bir ülke iran’dan doğalgaz ve petrol alacaksa bunun bedelini, iran'ın yasal mal veya hizmetleri satın almak için kullanabileceği bir hesaba yatıracaktı. yani, iran bundan sonra enerji sattığı ülkelerden, bu enerjinin karşılığında yalnızca yiyecek, ilaç, tıbbı malzeme ve endüstriyel ürünler alabilecekti.

"ikinci ayağı da şuydu; bankaların üçüncü ülkelerin enerji ödemelerini kabul edebilmesinin yasaklanması. yeni yaptırımlarla, halkbank’ın üçüncü ülkelerin iran’a yapacağı ödemeleri kabulü de engellenmiş oldu.”

türkiye tepkili

başbakan recep tayyip erdoğan yaptırımlar daha devreye girmeden 3 aralık 2012’de rusya devlet başkanı vladimir putin ile istanbul’da düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi:

“iran’la ham petrol ve yan ürünler konusunda aramızdaki ikili ilişkiler bizim defaetle gündemimizde olan bir konu. iran şu anda bizim doğalgaz ithali yaptığımız bir ülkedir. bu konuyla ilgili olarak bize ‘yaptırımlara uyacaksınız, uymanız gerekir’ gibi yaklaşımlar olduğunda biz buna uyamayız. bu bizim için stratejik önemi haizdir... bundan sonra da o istikamette yolumuza devam ederiz. çünkü buna benzer şeyleri bu ülkeler yaparken oluyor da türkiye böyle bir adımı attığı zaman niye olmasın? her ülke kendi çıkarlarını çok rahat düşünüyor. türkiye de kendi çıkarlarını tabii ki düşünecektir.”

'yağ satarım, bal satarım, altın satarım'

ekonomi bakanı zafer çağlayan da yaptırımlar devreye girmeden 2012'nin aralık ayında tgrt’de katıldığı bir programda türkiye’nin bu yeni yaptırımlara uymayacağını dile getirdi:

''amerikan ambargosundan falan bahsediliyor. amerika'nın kararı amerika'yı bağlar. ben amerika'nın üyesi değilim, ben avrupa birliği'nin üyesi değilim. avrupa'nın kararı da avrupa'yı bağlar.''

bakan çağlayan aynı programda, türkiye'nin ihracatından rahatsız olan çevrelerin olduğunu belirterek, türkiye ekonomisinin büyümesine karşılık eleştirecek bir şey bulamayanların ihracatın iran'a yapılıyor olmasına takıldığını dile getirdi:

''altın ihracatının 6,5 milyar doları iran'a yapılırken, 3,5 milyar doları birleşik arap emirlikleri'ne yapıldı. biz isviçre'ye altın ihracatı yapan bir ülkeyiz. ve arkadaşlar burada ortada konuşulması gereken husus şu, altın ihracatını türkiye cumhuriyeti devleti yapmıyor, devletten devlete bir ihracat yok, bizim öyle bir sistemimiz yok zaten, işi özel sektör yapıyor. efendim, işte bu doğalgaz alınıyor, şu alınıyor, bunun karşılığında yapılıyor. ya kardeşim, ben bunu plan bütçe komisyonu'nda da söyledim, yağ satarım, bal satarım, altın da satarım."

'biz yapmazsak çin yapar'

türk dışişleri bakanlığı yetkilileri de, abd ile o dönemde ve daha sonrasında defalarca bu konunun görüşüldüğünü anımsatıyorlar. aynı kaynakların verdiği bilgiye göre, abd, yaptırımları devreye sokmasına rağmen, türkiye’nin enerji almasına karşı değildi, çünkü, türkiye’nin devreden çıkmasıyla, denetimi daha zor olan çin’in, iran’a ödemeler konusunda devreye girebileceğini biliyordu.

fakat buna rağmen, abd’nin baskısıyla türkiye, iran’dan enerji alımını düşürdü. türkiye’nin altın ihracatı da düştü. tüik verilerine göre, 2013 yılı ilk yarısında altın ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 37,2 azaldı ve 4 milyar 254 milyon 530 bin dolara düştü.

“abd yine devrede”

bu düşüşe rağmen, cohen 15 mayıs 2013’te iran’a yönelik yaptırımlar konuşulurken, temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesi’ne, türkiye’den iran’a yönelik altın ihracatının artışının farkında olup olmadığı yönündeki soruya da “bu konuda hiç şüphe yok,” yanıtını verdi.

cohen 12 aralık 2013'te bu sefer, senato’nun bankacılık komitesi’ne bilgi verdi. burada, iran ve bm’nin beş daimi üyesiyle almanya arasında varılan iran’ın nükleer faaliyetlerine sınırlama getirilmesi karşılığında yaptırımların azaltılması mutabakatını hatırlattı. cohen, bu anlaşmaya rağmen iran’ın petrol satışında altı ay için bir artış olmayacağını belirterek, “iran’dan ham petrol alan japonya, kore, çin, tayvan, hindistan ve türkiye’nin bu alımlarını arttırmasına izin verilmeyecek ve başka ülkeler de iran petrolü almayacak” dedi.

cohen 16 aralık’ta çıktığı bölge turunda ingiltere ve almanya’dan sonra türkiye’de. abd büyükelçiliği'ne göre, önceden planlanmış bu ziyaretin türkiye’den sonraki ayağı, israil.

kaynak: al jazeera

 

 

Ayşe Karabat

1970 yılında ankara'da dünyaya geldi. orta doğu teknik üniversitesi siyaset bilimi bölümünden mezun oldu. 1995’den beri çeşitli dergi, gazete ve tv kanallarında muhabir olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;