sağlık bakanı recep akdağ, idlib'de geçtiğimiz hafta sivillere düzenlenen kimyasal saldırıda sarin gazı kullanıldığının kesinleştiğini açıkladı. sağlık bakanı akdağ, "idlib'deki kimyasal harp maddesi kullanımı sonucunda maruziyete uğrayan kurbanlardan alınan kan ve idrar numuneleri sonucunda, sarin gazının metoboliti olan izopropil metil fosfonik asit tespit edilmiştir" dedi.

"hayatını kaybeden sait hüseyin, esme el-hasan, muhammed avat ve hatay ilinde halen tedavi gören ahmed el-salih isimli kurbanların idrar numunelerinde de sarin gazının metoboliti olan izopropil metilfosfonik asit tespit edilmiştir. bunun türkçesi, sarin gazı kullanıldığına dâir laboratuvar bulguları kesinleşmiş oldu."

akdağ, burada bir metotla değil iki laboratuvar metoduyla bu kimyasalın kullanıldığını göstermenin uluslararası doğrulama açısından önemli olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"laboratuvarlarımız, bu şahıslardan sait hüseyin isimli hayatını kaybetmiş olan suriye vatandaşının idrarında bu kimyasal savaş ajanı sarin gazının metabolitini iki farklı yöntemle tespit etmiş durumdadır. dolayısıyla uluslararası tanımlamaya, uluslararası kimyasal silahlar yasaklama örgütü standardına uygun biçimde, suriye'de sarin gazının kullanıldığı laboratuvarlarımızda bugün için tespit edilmiş durumdadır. diğer laboratuvar sonuçları, otopsi sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler, laboratuvar çalışmaları da devam etmektedir. bu bulgular, suriye'de, idlib kentinde nisan ayının 4'ünde sarin gazının kullanıldığını doğrulayan, kesinleştiren laboratuvar sonuçlarıdır."

"esed, savaş suçlusu olarak yargılanmalı"

akdağ uluslararası örgütlere de çağrı yaparak, "birleşmiş milletler başta olmak üzere uluslararası örgütler, esed'i bir savaş suçlusu olarak ilân etmeli ve yargılamalıdır" ifadelerini kullandı.

sarin gazının soluk almayı imkânsız hâle getirdiğini, işkence edercesine canlılara çok ağır zarar verdiğini dile getiren akdağ, "bir hekim olarak, bir sağlık bakanı olarak, daha önce de ifade etmiştim, dünya sağlık örgütü de sesini yükseltmelidir. dünya sağlık örgütü bu meselelere sonradan tepki veren ve kurbanlara destek veren bir örgüt olmakla kalmamalı, bu mesele hususunda çok daha ciddi, aktif inisiyatif almalıdır" değerlendirmesini yaptı.

çavuşoğlu: hâlen kimyasal kapasitesi var

[Fotoğraf: AA]

g7 dışişleri bakanları toplantısı’nın suriye özel oturumuna katılmak için italya'nın lucca kentinde bulunan dışişleri bakanı mevlüt çavuşoğlu ise burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 4 nisan'da rejim uçaklarının bombardımanının ardından idlib’de aralarında çocukların da olduğu 100'e yakın kişinin kimyasal silah nedeniyle öldüğünü hatırlatan çavuşoğlu, esed rejiminin hâlen kimyasal silah kullanma kapasitesi olduğunu söyledi:

“bizim elimizdeki bilgilere göre, rejimin elinde hâlen kimyasal silah kullanma kapasitesi var. 2013’te rejim kimyasal silah kullandıktan sonra, uluslararası örgütlerin rejimin elindeki tüm kimyasal silahların alınmasıyla ilgili çabası olmuştu. ya rejim dürüst davranmayarak kimyasal silahların hepsini vermedi, ya da rejim daha sonra bunları bir yerden elde etti. destekleyen ülkeler, terör örgütleri, kimse… rejimin bunları tekrar kullanmasının da engellenmesi gerekiyor. esad gitmediği sürece tüm riskler devam eder. bu da suriye’nin geleceği için sağlıklı bir durum değil.”

çavuşoğlu, rejimin muhaliflere ve sivillere diğer silahlarla da saldırmaması gerektiğini vurguladı:

“rejimin sadece kimyasal silahlarla değil, tank ve diğer konvansiyel silahlarla da muhalefeti ve masum insanları vurmasını engellemek lâzım. ateşkesten bu yana da rejim sık sık ateşkesi ihlâl ediyor.

olası riskleri de gündeme getirdik. bundan sonra idlib’e saldırabileceklerini, buna da hazır olmamız gerektiğini vurguladık. esadsız bir suriye için rusya’nın da ikna edilmesi gerektiğini vurguladık.

en iyi çözümün siyasi çözüm olduğunun da altını çizdik. siyasi çözüm için de anlamlı müzakerelerin başlaması, rejimin oyalama stratejisinin de sonlandırılması gerekiyor.”

kaynak: aa