Kobani

'Cumhurbaşkanlığı da başbakanlık da boş'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'na "Üstündeki seni başbakan olarak görmüyor" dedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da tarafsızlık yeminine uymadığını ifade etti, "Şu anda gerçek anlamda ne cumhurbaşkanlığı ne başbakanlık koltuğu, ikisi de şu an fiilen boştur" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Meclis'teki grup toplantısında konuştu. [Fotoğraf: Osman Baytürk / Al Jazeera Türk]

chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında cumhurbaşkanı tayyip erdoğan ile başbakan ahmet davutoğlu'nu eleştirdi. davutoğlu'na "önce sen başbakanlığını kanıtla, seni başbakan tanımayan ben değilim, senin üstündeki seni başbakan olarak görmüyor" dedi. chp lideri, erdoğan'ın da tarafsızlık yeminine uymadığını ifade etti, "şu anda gerçek anlamda ne cumhurbaşkanlığı ne başbakanlık koltuğu, ikisi de şu an fiilen boştur. muhatabınız benim diyor ya, soralım bakalım, musul başkonsolosluğu'nu neden zamanında boşaltmadınız? soruma cevap verirsen seni muhatap alacağım, yoksa almayacağım sen de ağabeyin gibi işe yaramaz bir insansın." diye konuştu. kılıçdaroğlu, mhp'yi ise "akp ne zaman sıkışsa koltuk değneği hazırdır" sözleriyle hedef aldı. 

"kobani'de kayıtsız kalırsak imaj kaybına uğrarız"

birleşmiş milletler’e göre kobani’de sivillerin olduğunu belirten kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“ortadoğu’da 2002’de bataklık yoktu. geldikleri nokta, kan gölüne boğulan bir ortadoğu ve ortadoğu bataklığını ithal eden bir iktidar. diyorlar ki, ‘kobani’de siviller kalmadı. biz oraya niye gidelim?’ 10 ekim 2014: bm suriye özel temsilcisi ‘çocuk ve yaşlı yüzlerce sivilin kentin içinde olduğu, 12 ile 13 bin arasında sivilin türkiye ile suriye arasında olduğu biliniyor. orası ele geçirilirse srebrenitsa benzeri bir katliam olur.’ biz bosna hersek’te de, başka yerlerde de kayıtsız kalmadık. burada kayıtsız kalırsak büyük bir imaj kaybına uğrarız. insan hakları ihlalleri varsa sivillere karşı, hareket etmek zorundayız”

kılıçdaroğlu, işid’in türkiye sınırına yerleşmesi durumunda ileride daha büyük bir sorun haline geleceğini söyledi:

“pkk’nın ne yaptığını biliyoruz yıllarca. şimdi işid ile 400 kilometre sınır olursa, sonra engelleyemeyiz. biz suriye ve irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyoruz. suriye parçalanır ve işid oraya yerleşirse oradaki çatışma türkiye’ye de sıçrayacaktır.”

mhp'yi "koltuk değneği" suçlaması

kılıçdaroğlu, tezkere evet oyu veren mhp’yi de eleştirdi:

“ister işid, ister pkk! terör kimden gelirse gelsin, önünde dirençle durmak görevimizdir. bizim önerimizde tampon bölge, uçuşa yasak bölge yok. bahçeli bizim önerimize karşı çıkıyor. benim anlayamadığım nokta, kendisinin onay verdiği tezkereye bilerek mi evet dedi. bu ülkeye yabancı asker postalı gelmesine chp olarak karşıyız. biz buna hiçbir zaman evet demedik ama sen dedin. akp ne zaman sıkışsa koltuk değneği hazırdır. şimdi diyecekler ki, biz pkk için evet dedik. geçin onu, pkk için tampon bölgeye, uçuşa yasak bölgeye, yabancı askere gerek mi var?”

"aklımızı dinlese bu kadar kan akmazdı"

davutoğlu’nun kendisi hakkındaki sözlerine cevap veren kılıçdaroğlu, “bizim aklımıza ihtiyaçları yokmuş. sen sus diyen birinin kafasında demokrasi yoktur. sen rahatsız olasın, doğruları bul diye konuşuyorum. türkiye’yi ortadoğu bataklığının içine çektin. 10 ağustos 2011. suriye’deki bir huzursuzluk, türkiye’ye yansır. dış politika romantizm üzerine kurulamaz. bugün geldiğimiz nokta nedir? 4 aralık 2011. bir başka ülkede kargaşa çıkaracak yabancı savaşçıların türkiye’de eğitilmesi doğru değildir. bugün yaşanan dramın sebebi nedir?" dedi. 

chp lideri şöyle devam etti: 

"reyhanlı’da 52, cilvegözü’nde 14 vatandaşımız öldü. sorumlusu kim? işid’e destek vermeyin dedik. işid’e destek verdiklerini bütün dünya biliyor. belge mi istiyorsun sayın ahmet davutoğlu. cumhuriyet savcılığı, adana… terör örgütlerine silah gönderildiğine dair savcının ifadesi ve silahları götüren şoförlerin ifadeleri.
tir’larla insani yardım malzemesi gönderiyoruz diyorlar. madem insani yardım malzemesi götürüyorsun, tir’lardaki silah nereye gidiyor? konuya yasak getirdiler. diyorlar ki türkmenlere gidiyor. türkmenler ‘silah yardımı almadık’ diyor."

"işid petrol satıyor? kime satıyor? eleman devşirme büroları var. antep’te, ankara’da, istanbul’a git, oraya sor, sana her türlü bilgiyi versin. bu militanlar giderken sen armut mu topluyorsun? istanbul’da satırlarla üniversitelere giriyorlar, toplantı yapıyorlar, gıyabi cenaze namazı kılıyorlar. eğer aklımı dinleseydin, bu kadar kan akmazdı. ne reyhanlı, ne cilvegözü olurdu."

"önce başbakanlığını kanıtla"

chp lideri, başbakan davutoğlu'nun gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle yaptığı toplantıyı hatırlattı, "muhatap benim dedi. diyor ki cumhurbaşkanı partiler üstüdür, muhatabınız başbakandır. söylediğiniz doğrudur, ama önce sen başbakanlığını kanıtla, seni başbakan tanımayan ben değilim, senin üstündeki seni başbakan olarak görmüyor, senin görev alanına girmelerine izin verme" dedi. kılıçdaroğlu şöyle devam etti: 

"seni muhatap alacağınız da ağabeyin diyor ki 'onu değil beni muhatap alın', sen kişiliğini bir kanıtla bakalım. cumhurbaşkanı partiler üstü diye buyurmuş, partiler üstü falan kalmadı, tarafsızdır diyor, biz katılmadık yemin törenine, ne kadar doğru bir iş yaptığımız çıkıyor ortaya, çünkü hayatı boyunca yalan söylemiş birinin yalan söylemesini içimize sindiremedik."

"namus ve şeref kavramı bu kadar ucuz mu? yemin etmişsin tarafsız davranacağına dair, hangi namus hangi şereften söz ediyorsun? bu tepkiyi benim göstermem gerekmez aslında davutoğlu'nun göstermesi gerekir, diyemiyor. koltuğunu ona borçlu, şu anda gerçek anlamda ne cumhurbaşkanlığı ne başbakanlık koltuğu, ikisi de şu an fiilen boştur. muhatabınız benim diyor ya, soralım bakalım, musul başkonsolosluğu'nu neden zamanında boşaltmadınız? soruma cevap verirsen seni muhatap alacağım, yoksa almayacağım. sen de ağabeyin gibi işe yaramaz bir insansın."

kılıçdaroğlu konuşmasında kuvvetler ayrılığına da vurgu yaptı: 

"parlamentonun, yürütme organının arka bahçesi haline gelmesi bizim göz yumabileceğimiz bir durum değildir. parlamento, denetleme yetkisini kullanmalıdır. bugün geldiğimiz noktada ‘parlamenter sistemi kaldıracağım. kendim için başka sistem getireceğim’ diyen bir iktidar var. böyle bir anlayışa asla izin vermeyeceğiz. parlamenter sisteme sahip çıkmak, ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ demektir."

"yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı varsa, demokrasi var demektir. yargının siyasi otoritenin arka bahçesine dönüştürmesi, en büyük darbeyi demokrasiye vurur. yargı mensuplarına sesleniyorum: yargıyı siyasi otoritenin arka bahçesi haline getirirseniz, yargıya güveni sarsarsınız."

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;