Türkiye

Davutoğlu: Ocak'ta 15 bin yeni öğretmen atanacak

81 ilden gelen öğretmenleri kabul eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ocak ayında emekli olacak öğretmenlerin durumu da gözetilerek 15 bin yeni öğretmen atanacağını açıkladı.

Konular: Türkiye
[Fotoğraf: AA / Arşiv]

başbakan ahmet davutoğlu, öğretmenler gününde 81 ilden ankara'ya giden öğretmenleri kabul etti. davutoğlu öğretmen-öğrenci ilişkisinin bir gönül ilişkisi olarak başlamışsa asla bitmeyeceğini söylerken, atama bekleyen öğretmen adaylarına da "emekli olacak öğretmenlerimizin durumunu da ocak ayında gözeterek 15 bin yeni öğretmen ataması yapacağız" dedi.

"öğretmenliğin şartlarını iyileştireceğiz"

davutoğlu hükümet olarak 'onurlu iş olarak' nitelendirdiği öğretmenliğin şartlarını yükseltmek için gerekeni yapacakları vaadinde bulundu. milli eğitim'e ayrılan bütçe payının arttığını belirten başbakan, "2002 yılına kıyasla 62 milyar liraya yükselttik. 21. yüzyıla girerken yüz kızartıcı haldeydi eğitim. 200 kişiden fazla öğrencisi olan okullar vardı. şimdi 30 kişilik sınıflar var" dedi. 

başbakan, öğretmenlerin ülkenin kalkınmasında kilit rol oynadığını vurgularken de şunları söyledi: 

"sizin göstereceğiniz her performans ülke ekonomisine 3-5 puan katkıda bulunacaktır. neden çözüm süreci diyoruz? hiçbir gencimizin kaybolmasını istemiyoruz. her bir gencimiz bizim için bir maden. doğalgazdan, petrolden daha kıymetli bir maden. niye bu gençlerimizin üzerinde oyunlar oynanmasına izin verelim? belirli meslekler vardır ki, o meslekleri icra edenler muhatapları karşısında kör olmak zorundalar. hakim bakınca karşısında sünni, alevi, kürt, türk görmez. ikincisi doktor; hasta geldi mi bir gün önce savaşmış olsanız da tedavi edersiniz. üçüncüsü öğretmen. benim her düşünceden öğretmenim oldu. vatandaşlarımıza bu ülkedeki kardeşliği anlatacak olan sizsiniz. siz onlara farklılaştırıcı bakarsanız, onlar da ayrışırlar. 1990'lı yıllarda benim bir akrabam doğu'da öğretmenlik yaparken şehit oldu. ama öğretmenlik sonu ne olursa olsun korkmadan inşa edilmesi gereken bir meslek. bunun için yedi gün yetmiyorsa sekizinci günü bulup öğretmenlik yapmalılar. "

"en büyük öğretmenim istanbul"

davutoğlu kendi kişisel tarihinde önemli yer tutan öğretmenleri de birer birer andı. "ben öğretmenlerimi asla unutmamışımdır" diyen başbakan geçmişten günümüze öğretmenleriyle olan tarihini anlattı: 

"benim ilk öğretmenim fitnat hanım. hâlâ yüzü gözümün önündedir. daha sonra şişli'de evinde ziyaret ettim. çok mutlu oldu. müzeyyen hanım ile ise hiç ilişkim kesilmedi. ve son yıllarında da dedi ki, 'bir not bıraktım baş ucuma' dedi; 'başıma bir şey gelirse oğlum ahmet'i arayın' dedi. cenazesine katıldım ve fatiha'mı okudum. ismail hakkı hocam vardı, hiç ders almadım ondan ama bir dönemin ilişkilerini bana ilk anlatan oydu. bu üç isme, anneme, babama fatiha okuduğum gibi okurum. istanbul'da okuyan birisi tarihten kopamaz. ama bana ayşe ongaç'tı tarih dersi veren. tarih hocamdı. tarihi öyle bir anlatırken hiçbir mekanik yönü yoktu. tarihi yaşayarak anlatırdı. dolayısiyla sizler o dersi öğrenciye sevdireceksiniz. emin olunuz bir öğrenci hocasını severse mutlaka öğrenir. dersi sevdiren öğretmendir. sizler eğer bunu aktaramazsanız, karşılıklı bir ruhi iletişim sağlanamazsa ilişkiler yürümüyor. ortaokul birinci sınıftı. rehberlik dersinde hocamız ismail çağlayan, gelecekte ne olmak istiyorsunuz diye kompozisyon yazdırdı. benim kompozisyonumu sakladı. seneler sonra başbakan başdanışmanı olduğumda gelip babama o kompozisyonu verir. babam rahmetli getirdi bana bunu gösterdi ve benim şahsi evraklarımdadır. 'ne olursam olayım amacım vatana, millete layıkı ile hizmet etmektir' diye bitiyordu. zaten pırıltı ifa eden öğrenci kendini gösterir. öğretmen bir rehberdir. iki hafta önce muharrem yüzbaşıoğlu'nu kaybettim. hâlâ zihnimdedir bu hocam. istanbul lisesi'ne girdiğimde ilk ders. hiç almanca bilmiyordum. alman hocamız tahtaya "zorluklar olmasa başarı olmazdı" yazdı almanca olarak.1974-75 dönemindeydi. hâlâ rahmetle andığım nurettin topçu hocamız. ve okulda nurettin hoca yürürken her düşünceden hoca saygıyla kenara çekilirdi. hâlâ hatırlarım vakarını. gösterilen bir gücün ve disiplinin güç ve disiplin olduğunu düşünürüm. hoca öyle bir hocadır ki bağırmadan da disiplin kurabilir."

"rüyamda gazali ve hegel'i görürdüm"

"ev ile okul arasında kategorik bir ayrım yapılmışsa o eğitim yürümez" diyen davutoğlu, "okulu ailenin bir uzantısı haline getirmeliyiz. sınıf ilişkisine kaldığı zaman ruhunu kaybeder. öğrencilerle mutlaka okul dışında da görüşün. ben üniversitede öğrencilerimle istanbul turu düzenlerdim. şehirle öğrenciyi buluşturmak lazım" önerilerinde bulundu. 

istanbul'u da 'en büyük öğretmenim' diye nitelendiren davutoğlu, 'tez-anti tez' mantığının kurucusu alman filozof friedrich hegel ile selçuklu döneminin islam alimlerinden gazali'yi de hocaları olarak anarken "doktora tezimi yazarken bir gece rüyamda gazali'yi görüyordum. öbür gece hegel'i. hepsi benim hocamdır. geçmişe borçluyuz. mekâna borçluyuz. şöyle bir orman kenarında ders verirsek o akılda kalır. öğretmen öğrenciliğini bitirirse öğretmenliği de biter" dedi. 

kaynak: al jazeera

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;