Türkiye

Erdoğan: Kadınların ihtiyacı eşitlikten ziyade eşdeğerlik

Cumhurbaşkanı Erdoğan kadın ve erkeğin eşitliğinden söz edilemeyeceğini söyledi, "Çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi bu tür yükümlülükleri olmayan bir erkekle eşit konuma getiremezsiniz" dedi.

Konular: Türkiye

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, kadın ve demokrasi derneği’nin (kadem) uluslararası kadın ve adalet zirvesi’ne konuştu. erdoğan "erkek-kadın eşitliği diyorlar. erkek-erkek eşitliği, kadın-kadın eşitliği aslolandır. kadının adalet karşısında eşitliğinden söz etmeliyiz. kadınların ihtiyacı olan eşitlikten ziyade eşdeğerliktir. kadın ve erkeğin eşitliğinden söz edemezsiniz. çünkü fıtratları farklıdır. çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi bu tür yükümlülükleri olmayan bir erkekle eşit konuma getiremezsiniz."

erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şunlar: 

"fok balıklarının katliamına hassasiyet gösterenler..."

"çevre konusunda aşırı duyarlılık gösterenlerin silahsızlanma konusunda son derece duyarsız kaldıklarını görüyorsunuz. belirli ülkelerde en ufak demokrasi ihlallerine büyük ilgi gösteren ülkelerin belirli ülkelerdeki demokrasi katliamına gözlerini kapattıklarını görüyoruz. fok balıklarının katliamına hassasiyet gösterenlerin filistinli çocukların katliamına duyarsız kaldıklarını görüyorsunuz. suriye’de binlerce kişi öldü. en ufak bir hassasiyetleri yok. tek hassasiyetleri var: petrol."  

"dün bir misafirim vardı. 30 yaşındaki evladının mısır’da helikopterden sniperlarla nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. o tabloyu bize göz yaşlarıyla sergiledi. ‘ben şimdi uluslararası mahkemeye gidebilecek miyim?’ diye soruyor. ülkesinde dava açarsa durum daha kötü olabilir diyorlar. bütün bu çifte standartlar, karşı karşıya kaldığmız sorunlarda en büyük eksiğin adalet duygusunun olduğunu gösteriyor." 

"mısır'ı biz meşru görmeyeceğiz"

"bu hafta sonu türkiye - afrika zirvesi'ne katıldım. orada bazı dost ülkelerin liderleri yanıma gelerek benimle bir şeyi paylaştılar. x ülkenin lideriyle bir barışsanız dediler, 'barışamam' dedim.  'zalimlerden olmak istemiyorum. kendisini asla kabul edemem' dedim. ama 'işte şöyle oluyor böyle oluyor. 'bu makamda olduğum sürece böyle bir şeyi asla yapmam' dedim. bir günde 3 bin insanın öldürüldüğü yakın siyasi tarihte yok. mısır bunu yaşadı. mısır’da kendisinden (mısır devlet başkanı abdülfettah sisi) önce hiçbir lider böyle bir uygulama yapmadı. oylarıyla iktidara gelen lideri devirdiler. demokratik ülkeler ‘ne yapıyorsunuz’ dedi mi? bakınız hâlâ başgöz ediyorlar. siz meşru görseniz de biz meşru görmeyeceğiz. farkımız bu. kendi halkın için hürriyet ve bağımsızlığı savunurken başka ülkelerdekini savunmazsan samimi olamazsın."

"çözüm adalet"

"saraybosna’da kadınlar ölürken susarsan, mısır’da, libya’da insanlar ölürken tepkisiz kalırsan adaletten bahsedemezsin. şunu açık açık söyleyeyim. küresel sorunlarımızda en önemli ihtiyacımız olan şey adalettir. beyaz adam ile siyah adam arasındaki ayrımcılığı kaldırmanın yegâne yolu adalettir. antisemitizmin de, islamofobinin çözümü de adalettir.  küresel ölçekte kadınların sorunlarının çözümünde yegâne başvurulacak yol kuşkusuz adalettir. hukuk ve yasalar başkadır. eşitlik başkadır. bazaları hukukla yasayı karıştırıyor. ben hukuk arıyorum. yasa benim için önemli değil. hakkımı arıyorum. adil yöneticiler, yargıçlar arıyorum. bunlar olduğu an o ülkede huzur olur. istediğiniz kadar devlet başkanı olun, başbakan olun, adil yargıçlar yoksa huzur olmaz. eğer yasa hukuka uygunsa değerlidir."

'yargıç vatana ihanet ederse nedir?"

"osman gazi’ye hocası şeyh edebali nasihat ediyor, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’. bizim devlet anlayışımızda işte bu temel ülke vardır. eğer devlet yasalar yapıp bunu milletine dayatırsa oradan zulüm doğar. başbakanlığım döneminde tophane’deki galataport’un ihalesini yaptık. kazananı belli. ihaleden sonra iki yıl geçti, yargı karar verdi, ‘yürütmeyi durdurma’... ihale bitmiş, her şey bitmiş; siz iki yıl sonra karar veriyorsunuz. bu yatırımcı milyonlarca dolar harcamış. eee? bu yatırımcı bu ülkeye güvenip bundan sonra yatırım yapabilir mi? ülkemde ben bu yargıya nasıl güveneceğim? cumhurbaşkanı vatana ihanet ederse suçludur. yargıç vatana ihanet ederse nedir? bunu konuşmak zorundayız. böyle gittiği zaman biz ülkemizi ayağa kaldıramayız. 1 milyar dolarlık projeyi ne kadar rahat engelleyebiliyorsun ya?"

"güzel bir söz vardır. yasalar ne kadar kötü olursa olsun adil bir sultanın elindeyse oradan güzel neticeler doğar. yasalar ne kadar kötü olursa olsun eğer zalim bir sultanın elindeyse oradan zulüm doğar. farklı mezhep, etnik, şehir bölgeleri arasında sorunlarına adaletle yaklaşacağız. "

"kadınların ihtiyacı olan eşitlikten ziyade eşdeğerliktir"

"erkek-kadın eşitliği diyorlar. erkek-erkek eşitliği, kadın-kadın eşitliği aslolandır. kadının adalet karşısında eşitliğinden söz etmeliyiz. kadınların ihtiyacı olan eşitlikten ziyade eşdeğerliktir. kadın ve erkeğin eşitliğinden söz edemezsiniz. çünkü fıtratları farklıdır. çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi bu tür yükümlülükleri olmayan bir erkekle eşit konuma getiremezsiniz. komünist rejimlerde olduğu gibi kadına kazma kürek verip çalıştıramazsınız. onun o narin yapısına terstir. anadolu'da geçmişte o anneler neler çekti. erkekler kahvede pişpirik oynasın, zar atsın. eşitlikten ziyade eşdeğer kavramını en önemli referans noktası olarak almak zorundayız."

"feministler anneliği kabul etmiyor"

"bizim dinimiz kadına bir annelik makamı vermiş. bir makam daha vermiş, cenneti ayaklarının altına sermiş. babanın değil, annenin altına. ben anacığımın ayağının altını öperdim. nazlanırdı, 'anacığım çekme' derdim, 'burada cennetin kokusu var' derdim. bunu feministlere anlatamazsın. onlar anneliği kabul etmiyorlar. bizi anlayanlar yeter. onlarla yola devam ederiz."

"dinimizde kadına şiddet uygulayamazsın"

"kadın cinayetleri oluyor değil mi? inançlı bir insan, -sapıklardan bahsetmiyorum- bir kadın cinayeti, kadına şiddet, böyle bir şeye girebilir mi? bir müslüman olarak konuşuyorum, bizim dinimiz ‘sil’ kelimesinden doğuyor. barış demek bu. biz barış dininin mensupları olarak, dinimizde kadına şiddet uygulayamazsın. evlatları için kesin hüküm nedir? ‘yanınızda yaşlanırsa anne babanıza ‘öff’ bile demeyin’ diyor.

kaynak: al jazeera

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;